beautiful disaster'ı barındığından 311'i tanıtan bu albüm aynı zamanda grubun 3. albümüdür. 21 trackle güzel zaman geçirtirir canına yandığımın three eleven'ı.

transistor
prisoner
galaxy
beautiful disaster
inner light spectrum
electricity
what was i thinking
jupiter
use of time
the continuous life
no control
running
color
light years
creature feature
tune in
rub a dub
starshines
strangers
borders
stealing happy hours

(issue - 17 Eylül 2002 20:10)

(bkz: transistör)

(sivilizasyon - 28 Şubat 2012 03:42)

(bkz: tranzistör)

(ne konustun la kariyla - 28 Şubat 2012 03:49)

"transistor is an alternative pop/rock band from athens (greece), formed back in march 2004. their first ever song "living" was released on 2004, into "blessed and cursed" compilation album, in a "last chance" remix by dimitris papaspyropoulos.

transistor's debut album things you miss when you blink was released on june 2008 (shift records). it consists of 12 songs, a cover of fleetwood mac's "big love" among them, while there is also a collaboration between transistor and craig walker (archive's ex singer) on track "lover (name it what you will)”. the album is produced by dimitris papaspyropoulos.

their new album resting in the shade of the family tree, released on 1st of february 2012, consists of 11 tracks, produced by transistor, including a composition exclusively written for explosive mechanism’s video project draft-h. from the first ballad, till the post-rock guitars and the metal influencies, resting in the shade of the family tree is an album full of emotional outbursts which provoque the audience to discover them, especially on those moments that the voice of maria kourmouli sounds like coming from another time and space.

transistor is not only a studio band. all these years they have performed in almost every big venue of greece and they have appeared in the major greek rock festivals (rockwave 2010 & ejekt 2008) supporting many popular artists of the global music scene, such as black eyed peas, faithless, james, stereo mc’s and unkle. on spring 2012 they will be on tour in greece, promoting their new album.

transistor - line up:
maria x kourmouli (lead vocals, backing vocals)
niki karageorgou (keyboards, backing vocals)
stelios savranakis (guitars)
dimitris kalantzis (drums)
duru (bass) "

http://www.transistor.gr/site.html

(bkz: living) https://www.youtube.com/…wdrfubgjxm&feature=related

(sersailles - 15 Mayıs 2012 14:27)

bir kac gun once kesfettigim ve ilk albumune ^* asik oldugum yunanli alternatif rock grubu.

(foolrules - 18 Mayıs 2012 20:35)

yeni albümleri resting in the shade of the family tree'yi 2012 başında piyasaya çıkaran rock grubu. müzikler, sözler, tını ve vokal çok bilindik ve tanıdık ama yine de sizi yakalıyor. zaten klişeyi sevmeyen bizden değildir.

(peakaboo - 4 Temmuz 2012 15:56)

bastion'dan bildiğimiz, beğendiğimiz, sevdiğimiz, tutulduğumuz, önünde secde ettiğimiz, taptığımız, ay aferdersiniz domaldığımız supergiant games'in yeni oyunu.

şu iç titretici teaser'dan ilk tanıklık yapılabilinir:

http://www.youtube.com/watch?v=gtik6syt_be

ashley barrett ise yardırıyor gene vokalleriyle...

(inscrutable - 19 Mart 2013 20:30)

totalbiscuit aracılığıyla ilk footage izlenebilir. dey van pörçıs.

(inscrutable - 24 Mart 2013 11:49)

bastion'ın farklı theme'e sahip olanı diyecektim ki, turn-base (tam olarak olmasa da yaklaşık) sistemi görünce alınacaklar listeme ekledim. kesinlikle gelecek vaad ediyor.

(turkish tekila - 24 Mart 2013 22:46)

'yıllar öncesinden bir albümü yeniden yorumlayalım' köşemizin bu haftaki konuk albümü transistor.

duygusal başlıyorum, her genç gibi tabii ki ben de beatiful disaster'la tanıdım ben de 311'i (o zamannar üçyü zonbir diodum, şimdi tri ilevın diorum). albümü ilk dinlediğimde en cok jupiter'i sevmiştim, ki bence bu şarkı diğerlerinin yanında 311'in alışılmamış melodik yapısının en güzel örneğidir. prisoner, inner light spectrum, no control, running, light years, rub a dub ve tabi transistor albümün "hala" en güzel şarkıları.

peki ben niye yıllar sora bu albüm hakkında bişiler yazma ihtiyacı duydum, sebebi sabah sabah nostaljik olmam olmamalı. albümün zenginliği olabilir belki. trampete her vuruşlarındaki "tak!" yerine optimum tonda gelen "funk!" sesiyle ilgili bişey olabilir. ya da spoken word'ler haricindeki vokallerdeki uzayda -ya da en azından buralarda diyil- hissiyatı veren tadında reverb-delay kardeşliği de olabilir. bilmem ki, metalik overdrive'lı gitarların nispeten entelce kullanımı mı (ki ben yaşlandım, gitar solosu kaldıramıyorum artık, bu adamlar bana seve seve dinlettiler-sırf o da diil, riff'ler de canavar gibi), yoksa kaynaklarda rap-metal/funk-metal diye sınıflandırılan bi grubun isteyince naifçe dub -ki dub sakat bişey bence, olmayınca olmuyo- icra edebilmesi mi. albümün tarihi 1997 bu arada, hatırlatırım. çok ta devrimsel bi muzik sayılmaz yani, ama yenilikçi demessek te muzisyen hakkı yeriz, ki yetim hakkı yemek gibidir, günahtır.

stüdyo&kayıt konularında profesyonel olmasam da, iyi bi kayıt duyunca bunu hissedebilicek kadar muzik dinlediğimi dusunuyorum; sesler de pırıl pırıl (cozur cozur gitarlar, eksik olmayan tambourine'ler vs'ler, muhtemelen turntable'dan gelen hiçbişarkıda eksik olmayan elektronika desteği, uzun uzadıya vokaller; bunlarin curcuna yaratmaması buna nefis bi kanıttır bence).

uzun lafın kısası, transistor hala başarılı bi albüm bence, eğlencesi baki kalmış. bi başka çıkarılıcak sonuç, her sentez-muzik kötü olucak diye bi kural yokmuş, istenince funk-metal-dub-rap-elektronika bile aynı potada eritilebilirmiş. sonuncu sonuç, benim artık düzyazı yazmayı öğrenmem lazım, gene 30 tane parantez kullanmisim.^*

(mirounga leonina - 22 Ağustos 2005 13:28)