tanışmayı istediğim güzel insanlardan robin williams ve ustalığı tartışılmaz oyuncu robert de niro'nun başrollerini paylaştıkları, ağlatma potansiyeli üst düzeyde bir filmdir..
hiç unutmuyorum ilkokuldayım, küçücüğüm.. bu filmi izlemiştim ve gördüklerim o yaşın tecrübesine o kadar fazla gelmiş olacak ki ağlamaktan uyuyamamıştım. tabi filmin ne adı kalmış aklımda ne de oyuncuları... geçtiğimiz günlerde şans eseri tekrar elime geçti güzel film ve ben yıllar önceki o küçük çocuk gibi yine boğuldum gözyaşlarımda..

(lost aci soyler - 28 Mayıs 2008 18:15)

ülkemizde atvnin eline düştüğü için yazık olan, filmden bir şey anlamayan program yöneticilerinin atv nin arka çöplüğü olan yeni tv de heba ettikleri, robert deniro nun hayatının rolünü oynadığı rahatlıkla söyleyebileceğimiz bir film-ötesi

konusu oliver sacks adlı doktorun yaşamını anlattığı romandan uyarlanmış, filmi izleyip de unutanlar veya adını bilmeyenler için konusu kısaca şöyledir:

içine kapanık doktor malcolm sayer (robin williams) bir hastanede nörolog olarak çalışmaktadır. üzerinde çalıştığı konulardan biri garip bir uyku hastalığına tutulmuş bir grup hastadır. bu hastalığa sahip insanlar yatağa bağlı olmamalarına rağmen bitkisel bir hayat tarzı tutturmuş, hastane personelinin yardımıyla hayatlarını sürdürebilmektedirler. bir gün malcolm, bu hastalığı tedavi edecek bir ilaç bulur, ilk uyandırılan kişi leonard lowe( robert deniro) olur (bkz: olaylar gelişir)

leonard ın uyandırıldıktan sonra yaşadıkları, verdiği mücadele, aşık oluşu, tedavi sürecinde başına gelenler, özgürlük mücadelesi, annesiyle olan ilişkileri; ayrıca diğer hastaların uyandırıldıktan sonra hissettikleri, leo sayer ın hastaları için yaptıkları, insanlara olan çekingenliği, hastanedeki kısır çekişmeler.... ve tabi ki inanılmaz dramatik, ağlamayana beleş dedirtecek kadar dramatik bir son

robert deniro nun gösterdiği performansla oscar alamaması, amerikan film akademisi denen kurumun buna oscar vermediniz de kime verdiniz ulan diye diye bizi uktelere boğmuştur, sinir etmiştir.

(educatedfool - 12 Temmuz 2002 23:06)

--- spoiler ---

sanki 30 yıldır uyuyan o değilmiş gibi, hatta aslında yıllardır tek uyanık oymuş gibi, 69 yazının belki de o en kendinden emin olduğu gününde, hastane kurulunun önünde verdiği 'tek başıma yürüyebilir miyim sınavı'nda 'kavanoz teyze'yi şu sözlerle ayarlaması oldukça keyif vericiydi leonard'ın^*;

^*- you aware of the unconscious hostility you exhibit towards us?
^*- how can i be aware, if it is unconscious?
^*- -anama küfür etsen daha iyiydi-yi çok net bir şekilde ifade eden göt olmuş bakışı..

bir de ilk uyanışın ardından ilk kez hastane dışına çıkıştaki merdiven sahnesi; yeni(den) doğmuş leonard'ın merdiven inmeyi tekrar keşfederken, karşıdan gelen minik çocuğun çıkmayı keşfetmeye çalışmasının kesiştirilmesinden mütevellittir bu sahne. penny marshall'a selam ettirir.

--- spoiler ---

bir de ben bu oscar denen zibile zaten zerre itibar etmiyordum da, leonard rolündeki de niro'ya bu ödülü vermeyen akademinin ta dinamiklerini..

hatta ne en iyi oyuncu ödülü vermesi amına koyim, bu ödülü robert de niro'ya verdikten sonra, forması müzeye kaldırılmış, kimseye giydirilmeyen futbolcu misali, o kategoride bir daha ödül verilmeyeceğinin duyurulması lazımdı. püh sizin gibi müesseseye beh. bi taneniz de çıksın oynasın lan delikanlı gibi bu rolün yarı performansında bi rol de görelim. jeremy ironsmış, hadiyin ordan. herkes akıllı olacak. geç değil, adam yaşıyor hala, hata yaptık deyin verin adamın ödülünü. uzatmayın.

saygılar rabırt abi. abim.

(tayyarcevat - 3 Haziran 2009 01:35)

--- spoiler ---

leonard'ın tekrar uyumadan önceki son dansında, sevdiği kızın kollarında sakinleşmesi ve birazcık da yeniden uyanması. harikadır. aşktır.

--- spoiler ---

(o birazcik sihirlidir - 17 Şubat 2010 22:09)

robert de niro'nun suskun haliyle bile performansına hayran kalınan film. robin williams'ı da komedi olmayan bi yapımda görmek güzel. bu kadar geç izlediğim için haliyle kızdım kendime.

(rahmetli de sollardi - 1 Şubat 2012 23:17)

benim için filmlerin şahı, başucu filmimdir.

(bkz: awakenings/@lost aci soyler)
(bkz: durduk yerde adamın amına koyan filmler/@lost aci soyler)
(bkz: ağlatan filmler/@lost aci soyler)
(bkz: birden fazla seyredilebilirliği olan filmler/@lost aci soyler)
(bkz: az kişi tarafından bilinen şaheser filmler/@lost aci soyler)
(bkz: en iyi film oscar'ını kazanamamış en iyi filmler/@lost aci soyler)
(bkz: bünyeye ağır gelen filmler/@lost aci soyler)
(bkz: en hüzün verici film/@lost aci soyler)
(bkz: mutlaka izlenmesi gereken filmler/@lost aci soyler)
(bkz: tekrar izlendiğinde aynı yerinde ağlatan filmler/@lost aci soyler)
(bkz: uzun süre seyretmeyince özlenen filmler/@lost aci soyler)
(bkz: ölünceye kadar defalarca izlenmesi gereken filmler/@lost aci soyler)
(bkz: mutlu sonla bitmeyen filmler/@lost aci soyler)
(bkz: oyunculuğun tavan yaptığı filmler/@lost aci soyler)
(bkz: hayata bakış açısını değiştiren filmler/@lost aci soyler)

(lost aci soyler - 21 Ocak 2013 17:21)

robert de niro'un belki de kariyerinde en iyi rol yaptığı filmdir. kafasını sabit tutamadığı için kitap okuyamadığı sahne çok acıklı idi. bu tip filmlerde bir şey dikkatimi çekiyor. hasta bakıcılar genel olarak böyle filmlerde çok iyi olmasalar da sabır ve belli bir profesyonellikle görevlerini yapıyorlar. bizim ülkemizde hasta bakıcıya rüşvet vermesen ameliyattan çıkmış adamı patates çuvalı gibi yatağa fırlatıyorlar amk.

(aydaki ayak izi - 17 Nisan 2014 01:25)

robert de niro icin "bu adam oyuncu dogmus" dedirten super film.

--- spoiler ---
uyandiktan sonra tekrar uyumanın zorlugunu acikca gosteriyor
--- spoiler ---

ayrica o tip hastalara degisik bir acidan bakmayi sagliyor.

--- spoiler ---
ama filmde mutlu son yok ne yazik ki. yemekhanedeki dans sahnesi unutulmaz. bir de leonard'in paranoyaklasip kogus agaligina soyundugu sahne...
--- spoiler ---

belki biz de birseyler caliyoruzdur hayattan. adami aglatir bu film be!

(kacin kurbagasi - 16 Ekim 2004 16:22)

leonard lowe: it's quiet.
dr. malcolm sayer: yes, everybody's sleeping.
leonard lowe: i'm not.

(es - 30 Ekim 2005 05:35)

1990 yapımı penny marshall filmidir. penny marshall zaten daha önce sıcak filmlerdeki ustalığını önceki filmleri (bkz: big) ile kanıtlamıştı. oliver sacks'ın kitabından uyarlanmış gerçek bir olayı anlatmaktadır. robert de niro ve robin williams'ın oyunculuktaki ustalıklarına bir kez daha hayran olmamak elde değildir. 3 dalda oscara aday olsa da bunları kazanamamıştır ne yazık ki. robert de niro "filmin mesajı çok açık. yaşamdan zevk alın." sözlerini kullanmıştır daha sonraları. cidden insana dokunan filmlerden biridir.

"i can't imagine being older than 22. i've no experience at it. i know it's not 1926. i just need it to be."

(pumuckl - 12 Aralık 2005 22:29)