Çıkış Tarihi     : 29 Ekim 2013 Salı, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Aksiyon,Macera,Tarih,Bilim Kurgu
Ülke                : Kanada,Bulgaristan,Fransa,Singapur,Ukrayna
Yapımcı          :  Ubisoft Annecy Production Studio , Ubisoft Kiev Production Studio , Ubisoft Montreal
Yönetmen       : Ashraf Ismail (IMDB)
Senarist          : Liz Albl (IMDB),Nicholas Grimwood (IMDB),Jean Guesdon (IMDB),Mark Hill (IMDB),Mustapha Mahrach (IMDB),Corey May (IMDB),Darby McDevitt (IMDB),Jill Murray (IMDB)
Oyuncular      : Dan Jeannotte (IMDB), Michael McElhatton (IMDB)(ekşi), O.T. Fagbenle (IMDB), Amy Landecker (IMDB)(ekşi), Nolan North (IMDB)(ekşi), Sarah Greene (IMDB), Ralph Ineson (IMDB), Sean Pertwee (IMDB)(ekşi), Cristina Rosato (IMDB), Matt Ryan (IMDB), Mark Bonnar (IMDB), Roger Craig Smith (IMDB), Stephen Campbell Moore (IMDB), Stuart Martin (IMDB), Ed Stoppard (IMDB), Ronan Vibert (IMDB), Kate Fleetwood (IMDB), Diarmaid Murtagh (IMDB), Lee Boardman (IMDB), Adrian Schiller (IMDB), JB Blanc (IMDB)

Assassin's Creed IV: Black Flag (~ Assassin's Creed IV) ' Oyununun Konusu :
Ölüme mahkum edilmiş bir suçlu olan Callum Lynch (Michael Fassbender), Abstergo Industries adında çok zengin bir şirket tarafından ele geçirilir. Şirketin büyük yatırım yaptığı Animus Projesi, kişilerin atalarından kalan ve genlerine işlenmiş hatıra ve yeteneklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Callum Lynch, 15. yüzyıl İspanyol Engizisyonu döneminde Suikastçiler adıyla bilinen bir örgütlenmenin üyesi olan Aguilar de Nerha'nın akrabası olduğunu öğrenir ve onun hatıralarıyla yeniden yüzleştirilir. Bu esnada atasının olağanüstü yetenekleriyle donanan Lynch, Suikastçiler'in o dönemki en büyük düşmanı olan Tapınakçılar'ın günümüzdeki temsilcileriyle mücadele etmeye hazır hale gelecektir.


  • "işten çıkıp eve oyunu oynamaya giderken moda girip oyunda gibi aktığımı farkedince bir müddet ara verdiğim oyun. hayır vapura çekicem siyah bayrağı o olucak."




Facebook Yorumları
  • comment image

    araya giren amerikan devrimi'nden sonra turklerin tekrar ac sahnesine cikacagi oyun olacaktir. bu oyunda azili bir templar olan mehmet ali agca'nin papa'yi oldurme planlarini bozmaya calisacagiz ve altindan daha neler cikacak neler. *

    edit: tabi ben bunu assassin's creed 4 başlığına yazmıştım; ama taşınmışız.


    (kizil sakalli sari - 4 Ekim 2012 03:16)

  • comment image

    onu bunu bilmem de, gelmiş geçmiş en iyi deniz görüntüsüne sahip oyundur.

    --- spoiler ---

    henüz gemimiz güçsüzken, büyük gemilerden malı götürmek için birkaç yöntem mevcut.

    bunlardan biri de, deniz ortasında iki farklı filonun birbiriyle çatışmasına müdahil olmak. önce daha kalabalık ve güçlü filoya sahip taraf göze kestirilir, sonra çaktırmadan güçlünün yanında savaşa girilir. zaman kötü yapacak bir şey yok.

    ---
    spoiler ---


    (tylor - 19 Kasım 2013 14:18)

  • comment image

    ac2'den sonraki bence en iyi ac oyunu olmuş oyun. deniz savaşları inanılmaz eğlenceli. yan görev manyağı olduğum için, sadece yan görev yapmaya başladım oyuna başlar başlamaz, incik cıncık nerde ne varsa toplarken arada dedim ana görev yapayım. tabi ben ana göreve gidene kadar 10-15 gemi batırmış kargoyu doldurmuşum. adadaki adamlar bana satış bile yapmıyor kaptan değilsin diye. meğer ana görevi yapıp geminin kaptanı olmak gerekiyormuş. görevi yapınca bi döşedim gemiyi teyze beybi. ac3'e ısınamamıştım, oldum olası amerikan iç savaşı içerikli şeyleri sevmem. ama bu olmuş abi. sid meier's pirates'tan sonra böyle güzel deniz savaşı yapmamıştım. colonization'ı da hatırlattı baya. şeker taşı, rum taşı filan. özledim ya la.


    (eachon - 23 Kasım 2013 05:33)

  • comment image

    az önce zıpkınla köpek balığı avına çıktım. bir sürü ıskalamadan sonra zıpkınımız bitti ama balık ölmedi.

    "neyse geri dönelim çocuklar." dedim.

    gemiye çıkınca mürettebattan birileri "bir dahaki sefere yakalarız kaptan." dedi.

    teselli edildim. mutlu oldum.

    insanın mürettebatı gibisi yok.

    böyle de bir oyun işte.

    düzeltme: yazım hatası.


    (ichbinme - 25 Kasım 2013 14:56)

  • comment image

    oyun %97 senkronizasyonla bitti. hayvan gibi entry kasıcam ona göre.

    ilk olarak söylemem gereken şeyi söyliyim: ios ve android tablet/telefonlarda çalışan bir companion app'i var bu oyunun. ilk yapmanız gereken şey bu entryi okumayı bırakıp bu uygulamayı indirmek. ben bunun varlığından haberdar olduğumda oyunun %90'ı bitmişti maalesef. uplay şifrenizle kaydolup konsolunuzla senkronize ettiğiniz an haritayı, animus database'i ve en önemlisi gemi filonuzu bu app ile kontrol edebiliyorsunuz. oyunu her açtığınızda filonuzu gönderdiğiniz ticaret rotalarını tek tek temizlemek çok uzun bir süre alacağından bu app ile bu işi konsolun başında olmadan da hallediveriyoruz. bu arada hayvan gibi de para kazanıyoruz tabi. gidin şu an indirin ve kurun.

    hikayeden bahsedelim önce biraz.

    desmond öldükten sonra dna'sı abstergo tarafından ele geçirilip cloud'a yüklenmiş. bunun sayesinde animus'a bir sürü adam sokup desmond'ın atalarının anılarını incelemeye ve kaydetmeye devam edebiliyorlar. oyunun günümüzde geçen kısmında biz abstergo tarafından bu işi yapmak üzere işe alınan bir elemanı oynuyoruz. işin kılıfı total recall hesabı interaktif bir oyun üretip satmak. gerçekte ise yeni bir artifact'in saklı olduğu the observatory diye bir yerin nerede olduğunu öğrenmek. oyunun başında üretici olarak ubisoft'la birlikte abstergo entertainment yazması da bu işin tuzu biberi zaten. yani animus'a giren harbiden biziz, desmond ya da diğerleri gibi üçüncü bir şahıs değil. bu durum üzerinden baya bi taşşak muhabbeti dönüyor oyun içerisinde. şirket içi mailleri falan okuduğunda bir sonraki oyun nerede ve hangi zamanda geçsin, nası para kazanırız muhabbeti falan dönüyor. hikayenin bu kısmının nasıl ilerlediğini anlatmıyim ki spoiler olmasın. ama abstergo binasındaki bütün sticky note'ları toplayıp, bilgisayarları hackledikten sonra anlarsınız siz de.

    gelelim hikayenin geçmişte geçen kısmına. yine assassin dna'sı taşıyan ve bu yüzden oyun içerisinde "the sight" diye de bahsedilen eagle vision ve diğer assassin yeteneklerine sahip olan, bristol kökenli, şan şöhret peşinde bir korsanı oynuyoruz. kendisi bir önceki oyundaki haytham kenway'in babası ve connor'ın da haliyle dedesi. daha önce de birçok filme ve oyuna da konu olmuş, korsanların altın çağı olarak bilinen 17. yüzyılın ortalarındayız. ve tabi diğer oyunlarda da olduğu gibi çağın önemli şahsiyetleri de bu oyunda yer alıyor. (bkz: william kidd), (bkz: blackbeard), (bkz: stede bonnet) vb. oyunun başında templar'lar için çalışan bir assassini öldürüp, ele geçirdiğimiz kıymetli bir belgeyi onun kılığında templar'lara götürüp para kazanma peşinde olan kahramanımız edward, daha sonra bu yaptığından pişman olup assassinlere yardım etmeye karar verir ve olaylar gelişir. oynadıkça anlarsınız. spoiler vermeyeyim.

    oyunda üç tane büyük şehir var. havana, kingston ve nassau. diğer mekanlar üzerinde küçük yerleşim yerleri bulunan adalar ve kaleler. ana görevlerin dışında yan görev olarak assassin contract'ler ve naval contract'ler var. hepsini bitirin. ödülü büyük. son iki assassin contract'i bitirmek için diving bell'e ihtiyacınız olacak. niye çıkmıyor diye kasmayın. ana hikayede ilerleyince çıkacak karşınıza. bir mekanda yapılabilecek herşeyi yaptığınıza o mekan ana haritada sarı olarak gözükmeye başlıyor. ordan anlarsınız artık orada yapılacak birşey kalmadığını.

    bütün oyun zevkinizi piç etmeden bir kaç tüyo verip kaçıcam:

    mürettebatınızın seyir sırasında söylediği shanty'ler çok güzel. bunları peşinden kovalayıp yakalamak yerine ortaya çıktığı yerde bekleyip uçup gittikten sonra yeniden ortaya çıkmasını bekleyin.

    fleet: fleet'e toplam 15 gemi ekleyebiliyoruz. ilk 3 gemiyi oyun veriyor. sonrakileri ele geçirdiklerimizle tamamlıyoruz. fakat her yeni gemi için dock space gerekiyor. dock space için de elmas ikonuyla gösterilen mücevherlerden lazım. dock sayısı arttıkça yeni dock eklemek için gereken mücevher miktarı da katlanıyor. mücevherleri aynı zamanda hasarlı gemileri tamir etmekte de kullanıyoruz. o yüzden çok önemliler.

    gemi ele geçirip fleet'e yolladıktan sonra fleet'e girdiğimizde, yeni ele geçirdiğimiz gemiyi ne yapmak istediğimizi soruyor. 1. filoya ekleyebiliriz. 2. salvage yapıp mücevher kazanabiliriz. 3. şimdilik bekletebiliriz.
    15 geminin en az 2 tanesi 80'lik man o'war, 4 tanesi de 70'lik man o'war olursa iyi olur. geri kalanlardan bir tanesi brig, diğerleri de frigate olsun. bu kadroyu kurduktan sonra gemi ele geçirdiğinizde sadece mücevher miktarı azaladığında salvage edip takviye yapmak adına filoya gemi gönderebilirsiniz.
    filoya eklediğiniz herhangi bir gemiyi canınız istediğinde çıkarıp yerine ele geçirdiğiniz başka bir gemiyi ekleyebilirsiniz

    legendary ships: bunlar 4 tane çook güçlü gemi. bunları bordolayamıyoruz zaten. direk batırıyoruz. hepsi çok hızlı. temel taktik arkalarına geçmek, yakın dövüşmek ve çarpabildiğiniz kadar çarpmak. geminizin bütün upgradelerini tamamlamadan bulaşmayın derim. en üst seviye upgradeler elite olacağı için hepsi gömülü birer hazine sandığında saklı. bu sandıkların da tamamı su altı mekanlarında. topladığınız haritalara bakarak gidin bulun. upgradeler için hayvan gibi wood ve metal lazım. ele geçirdiklerinizi sakın satmayın. el impoluto sürekli üzerinize gelip size çarpmaya çalışacak, uzaktan mortar, sizi kovalarken da fire barrel ile işini bitirin. becerebilirseniz chain shotlarla yelkenlerine nişan alıp yavaşlatın. hms prince'in bütün olayı mortar. yakın dövüşün. la dama negra aralarında en kolay olanı. paso mortar atacak ama bunun attığı mortarların düşeceği yerler gözükmüyor. yine uzaktan mortar, yakından da normal top ile dövün. çarpabildiğiniz kadar çarpın. zayıf noktaları ortaya çıktığına swivel gun ile işini bitirin. ikizler, hms fearless ve royal sovereign en zorları. ikisiyle de aynı anda kapışıyorsunuz. sizi aralarına almalarına izin vermeyin. ve mortarları idareli kullanın. burdaki püf noktası şu. önce birini halledip diğerini sonra hallederim diye düşünmeyin. sürekli ikisine de aynı hasarı vermeye çalışın. biri battığında diğerinin enerjisi çoksa kazanmanız imkansız gibi birşey çünkü direk üstünüze gelip size çarpıyor ve kurtulmanız mümkün değil. ikisini de batacak duruma getirin. sonra birini batırın. diğeri sizi kovalamaya başladığında uzaktayken mortar, götünüzün dibine geldiğinde de fire barrel ile işini bitirin.

    templar armour ve mayan outfit'i ne kadar erken alırsanız o kadar iyi. templar armour'ı almak için oyunun başında sattığınız değerli belgede adı geçen assassinlere yardım ediyoruz ve ele geçirdiğimiz 5 anahtarla evimizdeki kafesi açıyoruz. çok iyi bir zırh bu. mayan outfit'e ise kurşun işlemiyor. oyun boyunca toplamaya devam ettiğimiz maya taşlarının hepsi bitince gidip bir tapınaktan alıyoruz bunu. efsane.

    avlanmayla ilgili tek bişey söyliycem. upgradeler için gerekli olan kısımları kullandıktan sonra elinizde birsürü kemik kalacak. satmayın onları. dart yapıcaz onlarla.

    sorunuz varsa mesaj atın. oyunu beğendim. bir ay boyunca toplam 100-150 saatimi vermişimdir. önceki oyundan kat kat iyi. şimdi gelsin multiplayer ve additional content.


    (prospero - 3 Aralık 2013 00:19)

  • comment image

    işten çıkıp eve oyunu oynamaya giderken moda girip oyunda gibi aktığımı farkedince bir müddet ara verdiğim oyun. hayır vapura çekicem siyah bayrağı o olucak.


    (thormenthor - 14 Aralık 2013 00:27)

  • comment image

    5 legendary ship'ten dördünü hallettiğim oyun.

    hms prince en kolaylarıydı. normal bir man o' war ile nasıl başa çıkılıyorsa kendisiyle de öyle başa çıkıyor. mortar yememeye bakın.

    el impoluto'dan millet çok şikayetçi, ama ben aman aman zor bulmadım kendisini. sürekli bir mahmuzlama çabası içinde, açı vermediğiniz sürece bi sik yapamıyor. top ateşi diğer legendary'ler kadar ağır değil, bir de çok sık ateş etmiyor. lakin en fazla iki mahmuz yeme hakkınız var, üçüncüyü yerseniz davy jones ile muhatap oluyorsunuz. havan mermisi dolu gidin, bir de yakın dövüşte heavy shot'u etkin kullanın, hızlı batıyor.

    süper ikili hms fearless ve royal sovereign biraz sıkıntı oldular. aslında çok zor değiller, ama iki konuya dikkat etmek gerekiyor. birincisi, asla abilerin arasında kalmayın. borda ateşleri çok ağır. haşat ediyor. brace gerçekten de en iyi dostunuz oluyor. chain shot kullanarak abileri ayırabilirsiniz ikisinden birden top yememek için. ikincisi ve en önemlisi: birini yarı batacak hale getirmeden önce kesinlikle ama kesinlikle ötekini batırmayın. bildiğin sikerler. alet alev alıyor, ondan sonra da kamikaze gibi dalıyor. birbirinden adam gibi ayırabilmişseniz, yani kudurandan biraz mesafeniz varsa, bir, en fazla iki salvoluk zamanınız var demektir. bu iki salvoda adamı batıramadıysanız kesin batıyorsunuz. hesabınızı ona göre yapın.

    la dama negra'ya gelince. ben onun amına koyim. hatta ben onun taa amına koyim. yavuz zırhlısı gibi ful demir olması bir yana, bu puştoğlunun mortarlarının nereye attığını da görmüyorsunuz. daha yarı hp'ye indiremedim siktiğimin sandalını. nefret etmiş durumdayım. batırabilenlerden tavsiye alınır.

    edit: battı mna kodumun sandalı ama iliğimi kemiğimi de sömürdü. ne dansettim birader. yelken indirip kaldırmaktan mürettebat haşat oldu.


    (khuzdul of krsanthi - 31 Ocak 2014 04:32)

  • comment image

    karayipler ortamını pirates of caribbean ve black sails serilerinden daha iyi yakalamıştır, karakterleri daha doğru işlemiştir. tabii ki oyun olmasının da bir etkisi var ama mesela insan black sails izlerken her an bi yerden edward kenway çıkacakmış gibi hissediyor. kısa not, da vinci's demons izlerken de ezio ve ya auditore ailesi bi yerden çıkacakmış gibi hissediyor insan.

    gelelim kişisel eleştirilerime;

    assassin's creed serisi benim için çok özel bir seri. bunda herkes gibi altair'in değil ezio'nun etkisi var. doğumundan ölümüne kadar çok iyi işlenmiş bir karakter olması, rönesans devrinde yaşaması, istanbul sokaklarında dolaşması, assassin'slere altın çağını yaşatmış olması gibi etkenler var. ac2, acb, acr hepsi de birbirinden iyi oyunlardı, hikayesi yapısı çok iyi işlenmişti.

    ac4 ile ac3 arasında neler oldu bilmiyoruz. 1400'lü yılların sonunda 1500 yılların başı (ac2-acb-acr dönemi) assassin'slerin altın çağı olduğunu gördük. ac4 döneminde assassin'slerin amerika kıtasında inkalar gibi bi kabile haline dönüştüğünü gördük o sırada tabii ki avrupadaki assassin'slerin ne durumda olduğunu bilmiyoruz fakat ac3 döneminde assassin'slerin en azından amerika kıtasında yok olduğunu gördük.

    anladık ki edward da connor gibi tek oyunluk bir karaktermiş. assassin's creed serisinde beni en çok çeken taraflarından biri assassinler, bizim birliğimiz, nothing is true everything is permittedidi. 1100'lü yıllardan bu yana var olan bir yapının parçasıydık biz ve o yapıdan koparıldık. ac3 oyununda nothing is true everything is permitted lafı bile geçmiyordu.

    oyunun ikinci ilgi çeken tarafı desmond miles idi. atalarımızın anıları arasında dolaşmak o kadar ilgi çekiciydi ki. ama desmond'ı harcadılar. yerine ilginç bir şey yapıp bizi koydular. first person modunda kendimizcesine abstergo industries içinde dolaştık.

    yeni assassin's creed öncesi şunları söylemekte fayda var ki, black flag çok güzel bir oyun, ac3 ile kaybettiğimiz o assassin olayına bizi tekrar yaklaştırdı. burada ubisoft'un hatasını fark ettiğine inanmak istiyorum çünkü paris'te geçecek yeni assassin's creed oyunu muhtemelen fransız ihtilali dönemini kapsayacak ya da napolyon dönemini buda bize tarih aralığı olarak 1750'ler ile 1820'ler arasını veriyor. ac3 1700'lü yılların ortasında geçiyordu. yani kısaca oyunları tarih sıralamasına koyarsak ac-ac2-acb-acr-ac4:bf-ac3-ac:unity.

    yeni oyunun bizlere neler getireceğini bilmiyoruz fakat black flag en azından serinin hayranlarını assassin's creed 3'e göre daha fazla tatmin ettiğini düşünüyorum. edward kenway iyi işlenmiş bir karakterdi. çevresindeki karakterlerde iyi işlenmişti, blackbeard, rackham, charles vane vs.vs.

    son olarak

    (bkz: what do we do with the drunken sailor)


    (freshfighter - 13 Nisan 2014 13:19)

  • comment image

    bana zaman zaman durup, hayranlıkla oyundaki manzarayı, grafikleri ve şu zamana kadar hiç izlemediğim karayip korsanları film serisinide seyrettiren süper ötesi bir oyun.

    not: multiplayer kısmı bok gibi.


    (pkron - 17 Mayıs 2014 14:32)

  • comment image

    sırf eşşekliğimden ötürü gta 5' i henüz oynamadığımdan onu dışarda tutarak söyleyebilirim ki bu oyun şimdiye kadar oynadığım en iyi, en doyurucu açık dünya oyunu olmuş. 43 saatlik bi gameplay' in sonunda yapılabilecek her boku yaparak fena halde tatmin olmuş bir şekilde bitirdim oyunu. eski ac oyunlarını, tomb raider' ı ve karayip korsanları' nı birleştirmişler ve ortaya mükemmel bi karışım çıkmış. oyunun konsepti inanılmaz güzel. açık denizlerde gemiyle dolaşıp 1 saat korsanlık yaptıktan sonra istediğin ada kenarına demir atıp adada hazine aramak, tomb raider' cılık oynamak harika hissettiriyor. grafikleri ve mekan tasarımları da bu oyun ps3' de bu şekilde nası çalışabiliyor diye hayret ettirecek düzeyde. ps3 için aşmış bi optimizasyon kalitesi var oyunun.

    ac3' den sonra direk 4 olarak bu duyurulunca yeni nesil ac oyunu yaparlarken bunu idarelik ara oyun olarak yapmışlardır diyordum ama aslında ac3 bunu beklerken yapılmış bi ara oyunmuş meğer. ac3 bile o kadar geniş içeriğine rağmen bu oyunun demosu gibi kalıyor. parasını sonuna kadar hakeden, dopdolu ve doyurucu bi oyun. ayrıca son 2 oyunuyla ac serisine yönelik zayıflayan hislerimi tekrar ateşledi. bakalım yeni nesil ac unity' de bunun üstüne daha ne koyacaklar. paris' de geçeceği için deniz, korsan morsan falan olmayacağından içerik bakımından bu oyunun yanında sönük kalabilir gibime geliyor ama bekleyelim görelim diyorum.


    (ritu vs asas - 7 Haziran 2014 13:06)

Yorum Kaynak Link : assassin's creed 4 black flag