Under the Skin (~ A flor de piel) ' Filminin Konusu : Under the Skin is a movie starring Samantha Morton, Claire Rushbrook, and Rita Tushingham. Although married and pregnant Rose has always been Mother's favorite, it is younger sister Iris whose life is shaken up by Mother's death....
Ödüller :
A Canterbury Tale(1944)(7,6-4479)
Ladybird Ladybird(1994)(7,5-2875)
La donna del delitto(2000)(7,5-11)
Nil by Mouth(1997)(7,4-7926)
Institute Benjamenta, or This Dream People Call Human Life(1995)(7,3-1556)
Ae Fond Kiss...(2004)(7,1-6351)
Bajo la piel(1996)(7,1-288)
The Navigators(2001)(7,0-2681)
The Belly of an Architect(1987)(7,0-4823)
Spring Night, Summer Night(1970)(7,0-275)
River of Grass(1995)(6,5-853)
Rita, Sue and Bob Too(1987)(6,5-3005)
Toronto International Film Festival : "International Critics' Award (FIPRESCI)"
neden bu kadar elestirildigini anlamadigim film. oncelikle begenmezsin anlarim, ona eyvallah. fakat begenen kisileri "salak" yerine koymana anlam veremiyorum sevgili sinema ustadi. benim sahsi kanaatim! film cok guzel. neden mi? her ne kadar spoiler olmasa da spoiler :--- spoiler ---birincisi, oyle her bilim kurgu filminde gormeye aliskin oldugumuz sahneleri barindirmiyor. ucan kacan efektler, anlamsiz kovalamacalar ve patlamalar yok. bilim kurgu dendigi zaman, filmin dunya disinda geciyor olmasi, utopik olmasi, gelecekte geciyor olmasi kaliplarinin disina cikiyor. bu konuda ilk degil, ama bunu cok guzel bir sekilde isliyor film. farkli bir gezegene gelen "uzayli" kardesimizin, o gezegene uyum saglamaya calismasi, gezegende yasayan canlilari anlamaya calismasi, filmin bir yerinden sonra da guzellik kavramina yaklasimi ile benim hosuma gitti.ikincisi, goruntuler tek kelime ile harika! sonucta size verilmek istenen, dunya disi bir varligin cevresini algilamasi, bize siradan gelen seylerin onun icin yeni ve degisik olmasi. araba icine yerlestirilmis kameralarla bile cok guzel calisilmis. adamlar emek harcamislar, ellerine gecen kamerayi arabaya monte etmemisler sonucta.ucuncusu, scarlett johansson gercekten iyi oynamis. onun disinda, arabaya binen delikanlilar da gayet iyiydi (oyunculukla alakasi olmayan insanlar netekim).--- spoiler ---uzun lafin kisasi, film guzeldi arkadasim. oyle "ben film izleyecem, bana her seyi anlatsinlar, aciklasinlar ki o minnacik beynimi zorlayip, bir seyler anlamaya calismayayim" diyorsaniz izlemeyin derim. sonra cikip " ben anlamadim, anladim diyenler de bok kaka pipi insanlar, alik enteller, bok bok bok" diye gezersiniz. kendinize ve biz "alik enteller"e eziyet cektirmeyin.
(yetersiz veri - 30 Nisan 2014 19:41)
çevirisini yaptığım scarlett yengenin tazeyken göstermediği vücudunu, pörsüyünce gösterdiği ilginç film. http://divxplanet.com/…s/325628/under-the-skin.html
(cemocem69 - 26 Haziran 2014 20:14)
film değil. video arttır.
(icseldevinimlerindisavurumu - 5 Temmuz 2014 03:15)
zaten adında "skin" olan bir film de enteresan olmasın. böyle science fiction art gibi değişik bir şey.* müzikleri güzel, marshmallow gibi scarlo'yu panelvanla çapkınlık turuna çıkarken görmek için bile izlenir. --- spoiler ---filmin ilk yarısında alyenimiz seks vaadiyle kandırdığı adamların derisinden sakatatından faydalanıyor.* böyle adamlar o karanlık sıvımsı uzay boşluğuna düşünce balon gibi sönüyorlar. sonra alyenimiz disfigured bir adama denk gelince acıyıp onu serbest bırakıyor, tabi bu sefer power rangers kostümlü motorlu abimiz tarlalarda cıbıl koşturan elephant man'i görünce affetmiyor. neyse sonra scarlo vicdan yapıp emekli olup bir köye yerleşir gibi oluyor. orada da olmuyor tabi. sonu da malum. alyengül'ün suçu ne?o değil de bir arkadaşımla irlanda-iskoçya yörelerine tatile gitmeyi düşünüyorduk, yeşillik-temiz hava falan. bu filmdeki abazantorları görünce vazgeçtim. güney afrikalı hırsız maymun çetesi gibi araba sarsmalar, uzaylıya tecavüz etmeye çalıştıktan sonra üzerine benzin döküp yakmalar falan, şimdilik kalsın!1!! --- spoiler ---
(niveus - 7 Temmuz 2014 11:26)
malum ortamlarda 1080p versiyonuna hayvanlar gibi yüklenilen film. biraz yavaş olun lan*izleme sonrası edit: 4k'sı yok mu bunun?
(triggernometry - 9 Temmuz 2014 01:02)
cesur filmler hiç kabul görmüyor değil, fakat under the skin'in uyarlandığı romanı kendine patron edinmemesi, muhtemelen bir uzaylı kurdelesiyle pazarlanması ve bir adet scarlett johansson içermesi, ortalıkta bolca tuhaf yorumun dolaşmasına neden olmuş belli ki. filmin bazı gösterimlerinin yuhalandığı söyleniyor.bu oldukça serbest uyarlamayı oldukça serbest okumaktan kendimi alamadım; alternatiflere gözüm neredeyse kördü. film bana karakterinde ani bir değişikliğe giderek, neredeyse tanıyamayacağım birine dönüşerek, eskisinin aksine tüm suratını makyajla kaplayan ve her gece erkek avına çıkan, kendinden kaçmak için her şeyi yapan bir arkadaşımı düpedüz hatırlattı.--- spoiler ---uzaylı: nasıl konuşması gerektiği üzerinde çalışarak 'gerektiği gibi' iletişim kurmayı öğrenen kadın, erkeklerin övgüsüne mazhar olacak donuk gözlerine kavuşmuş olur; hareket dahi edemeden ağlayan ben'i ortadan kaldırır ve sevişebileceği, onu isteyen istemeyen her yalnız erkeği avlamaya koyularak onları gizli havuzunda posa hâline getirir. soğukkanlı avcının zaafı kendini keşfinde; kalabalık bir caddede özgüvenle yürürken yere kapaklanışının ardından tepkisiz kalmayı başarırken, yüzü neredeyse olmayan bir adamın, avına çıkılmış erkeklerin aksi erksizliği, ten temasıyla birlikte kadını sarsar. kendinden emin kuvveti kendini kaybeder; mekanik ölümcül kadın, artık erkekler tarafından yönlendirilmeye başlar. donuk gözleriyle kendini erk sahibi kılmış olsa da sokağın aklını bulandırmasının önüne geçemeyen kadın için, süslenmiş pastanın görünümü güzel, tadı rezalettir. bir erkeği yaşam alanıyla birlikte tanımaya karşı koyamaz ve sevgiye teslim olmaya başlar. ancak erkek anlamış olmasa da, bunu yapabilecek bir gerçekliği yoktur artık. duvarsız bir inzivaya çekilmeye kalkışır, ancak gerçekliği oracıkta duran doğa avcılarla doludur; ormanda erk tarafından kovalanarak avlanır. sahte derisi dökülür. erk, derisine dokunamayacağı bir kadını kendiyle bırakmaktansa, yakarak yok eder. diğer yanda, kadınla doğrudan ilişki kurmayan yardımcı erk, kendini unutarak ölümcülleşmiş kadını kendi'ne yönelik sarsan erksizliği tez vakitte ortadan kaldırır.--- spoiler ---
(el superagnostiko - 16 Temmuz 2014 01:01)
insanın kalbini kıran film. çünkü hayır diyemeyeceğiniz o seçeneğin ne kadar karanlık olabileceğini gösteriyor. en az o uzaylı kadar mekanik olduğumuzu, ince bir derinin içinde bomboş reflekslerle dolu oluşumuzu anlatıyor. o kadar güzel bir varlığın kendini, ancak onun kadar çirkin biriyle karşılaştığında sorguladığını anlatıyor. çirkine ve güzele olan tepkimiz bizi açığa çıkarıyor. ve bu gerçek, scarlett'in odasındaki o karanlık zeminden çok daha korkunç.
(zaman yolculugunda saatini unutan adam - 17 Temmuz 2014 13:22)
filmde gördüğümüz yüzü deforme olmuş adamı ilk önce makyajla bu hale getirmişler sandım ama öyle değilmiş. ismi adam pearson olan kişi yüzünde büyüyen tümörün etkisi sebebiyle bu durumdaymış. zaten az sayıda olan repliklerin çoğu da doğaçlamaymış.
(alex xander - 19 Temmuz 2014 00:05)
konusu güzel fakat konusunun işlenişi berbat bir film. bu gözler ne sanat filmleri izledi fakat böyle düşük tempolu başka film görmedi. nuri bilge ceylan'ın bir zamanlar anadoluda'sı -ki ağır tempolu bir filmdir- bu filmin yanında süper akıcı kalır. filme geçersek;--- spoiler ---uzaylı bir ablamız var.bunun yancıları motorlu abiler var. bunlar yeryüzüne gelmiş ve buraya adapte olmaya çalışıyorlar. arada abaza iskoç erkeklerinin bir havuza çekip derilerinden kendi üstlerine elbise yapıyorlar. uzaylı hatun -ki kendisi scarlett ablamız- böyle bir kaç abazayı öldürdükten sonra özürlü bir herifle yakınlaşıp insanlara sempati beslemeye ve onlar gibi olmaya çalışıyor. filmde en dikkat ettiğim husus herkes scarlett johansson kılığındaki uzaylıyla sevişmek istiyor. en son ormanda herifin teki tecavüz edeyim derken üstün teknoloji deri kıyafeti yırtıyor oda yetmiyor hatunu/uzaylıyı benzin döküp yakıyor. filmden aldığımız mesaj şu; insanoğlu çiğ süt emmiştir. uzaylı gelse onu bile düdükler. olmaz olsun böyle insanlık.. fakat her zaman iyi insanlar da vardır. kızı evine alıp onu kollayan ve yardımcı olan adam gibi.filmi izlemek isteyenlere not; sıkılacaksınız fakat enteresan bir film. tempo çok düşük fakat kimi sahneler görsel bir şölen. umarım bu tür benzer filmleri daha güzel akıcı bir senaryo ile daha çok görürüz. çünkü film ne kadar temposuz ve dağınık senaryolu olsada orijinal ve güzel bir konuya sahip.--- spoiler ---
(nrgklpyzr - 20 Temmuz 2014 23:28)
bir arkadaşmın uzun zamandır sayıklaması ardından sonunda izlediğim(iz) film. şöyle 2 cümle ile özetleyebilirim:- bu filmden daha az sıkıcı fransız filmleri var.- scarlett ablayı oynamaya ikna etmeselermiş filmi izletebilirler miymiş acaba bir allahın kuluna?ve sadede geleyim; film bitti, salisesinde televizyonu açtık, national geographic'te kutup belgeseline ortasından daldık yeminle nefes aldım gibi hissettim. (bir umut işte, insan en sikimsonik filmi bile ''belki anlarım az sonra'' diyerek kapatamıyor)
(cakancakmak - 21 Temmuz 2014 04:31)
benim gibi filmden bir bok anlamayanlar en altta linkini verdiğim videoyu izleyebilir. eleman bilal'e anlatır gibi anlatmış. ayrıca filmi izlemeyip de izlemeyi düşünenler boşu boşuna onca zamanınınızı harcamayın. siz de 10 dakikalık bu videoyu izleyin. sizi temin ederim ki filmi izlemekten daha yararlı. gönül rahatlığıyla ben bu filmi izledim deyip entel ortamlarda filmi izleyip de anlamayanlara ahkam kesebilirsiniz. ben öyle yaptım 3 tane hatun düşürdüm bir gecede. şaka lan şaka. takıldığım ortamlarda kimsenin bu filmden haberi yok mk.http://www.youtube.com/watch?v=nyw01toyeki
(ntldr - 30 Temmuz 2014 12:05)
izleyeni ve izleteni siksinler. öyle bir film. kısaca böbrek avını anlatmış. bu zaten bize default geliyor amk. tanımadığın kişilere güvenme, durup dururken biri verecekse böbrek avıdır. iki saatimi çaldı şerefsizler. sakın ola izlemeyin, pişman olmayın.
(zivanadan cikmis balik - 31 Temmuz 2014 16:15)
o kadar film izledim, ama şimdiye kadar izlediğim en acı veren sahnelerden birisini içeren film.--- spoiler ---sahilde o bebek yalnız kaldı ya içim acıdı. özellikle çocuk sahibiyseniz sizi yaralayacak bir sahnedir.--- spoiler ---
(aagrid - 6 Ağustos 2014 14:35)
"insan olmak" nedir meselesini galaksiler ötesi kadar uzak tenin altı kadar yakın anlatan film. elbette, peşinen 2001 a space odysseye kaçınılmaz benzetmelerle (on) yıllarca uğraşması gerekecek yapım. --- spoiler ---kara havuzda son zerreye kadar adamların özümsenmesiyle bir bir temposu olsa da iskoçya kültür ve turizm bakanlığı'nın hayli memnun olacağı kertede iskoçya semalarından, ormanlarına, denizlerine kadar her sahneyi bir uzaylının 'idrak' gözüyle mükemmel aksettiren görsellere sahip yapım. insan olmak kısmına gelindiğinde ise bunu gerek mecaz gerek de gerçek anlamıyla 'dışarı' bir gözden anlatan film. öyle bir varlık ki tamamen 'yabancı'*. insan-merkezci bir bakış açısından çıkıp scarlett johansson'un oynadığı karakter üzerinden bu anlatılıyor. filmin vurduğu, vurması gereken kısmı burası. insan olmak bir yandan çok anlamsız; ama bir 'yabancı' için - amaç bunların tek tek tasfiyesi veya daha büyük bir planın parçasının taşları da olsa - insanların müzik dinlerken ritme uyması, dandik komediler izleyip kahkahalara boğulması. tüm bunlar 'yabancı' için çok anlamsız.buraya kadar da aslında müthiş bir 'akılcılık' dâhilinde görev yapan baştan çıkarıcı kadın da kendi uygarlığının katılığı sınırları dâhilinde dolaşıyor. ki aslında buradaki 'görev bilinci' ve 'akılcılık' da oldukça insan-merkezci (ve hatta aydınlanmacı) düşünceler olarak görülebilir. sahildeki bebek sahnesi ise, 'vicdan' sınavı. battlestar galactica'da vardı (pilot bölümdü galiba) bununla doğrudan ilişki kurulabilecek. cylon'lar insanlık arasına karışıp insanlığı tanımaya çabalarken number six - a.k.a. caprica - bir meydanda yeni doğmuş çocuğunu arabada gezdiren bir kadın fark edip yanaşıyordu; kadının bir anda bir işi çıkıp bebeği caprica'ya emanet ettikten sonra, bebeği kucağına alan caprica ufak bir hareketle bebeğin boynunu kırıvermişti. olağan koşullarda - insan bakış açısıyla - gaddarca bu hareket; yepyeni bir türle tanışan başka organik bir tür için en ilkel tecrübe edimlerindendi. bu açıdan bakıldığında, 'yabancı' her ne kadar yapay zekadan türememiş (ki bu da meçhûl) organik bir canlı da olsa benzer 'vicdansızlık'la insan olmak mefhumun gerçek anlamının anlamsızlığını sergiliyor en yalın hâliyle sahildeki bebeği ölüme terk ederek. filmdeki kimi kırılmalarla, tıpkı insanda olduğu gibi 'bilinmeyene duyulan merak'la bu kez 'yabancı' insan olmak meselesini bizatihî tecrübe ederek yaşamak istiyor. mecaz anlamıyla. beş histen en eksik hissettiği 'dokunma' ile başlıyor, 'nezaket'e şaşırıyor ve avlaması gereken insanların avı olma yolundaki büyük ve talihsiz yolculuğu başlıyor. burada film çok derinden bir şeyler anlatmaya başlıyor: 'yabancı' insan olmaya çabaladıkça insanların (aslında 'erkek' veya 'erk'in) pek de 'insan olmak' gibi bir kaygıları olmadığı hayvanî dürtülerin - böylesi bir baştan çıkarıcı karşısında - esiri olabilecekleri aynı paralelde mükemmele yakın anlatılıyor. ki aynı hayatta kalma düşüncesiyle bir 'yabancı'yla karşılaşan insan - pek de insan olamayarak - bu canlıyı katlediyor. ve yaratığın insan olmak meselesiyle olan iki aşamalı tecrübesi hazin bir şekilde son buluyor. film de insanlık denen şeyin çoktan son bulduğunu anlatıyor, kamerayı yere koyup yaratığın (ve insanlığın tüm pisliklerinin) üstüne yağan karla.--- spoiler ---elbette insan olmak kavramının genişliği dahilinde güzellik, vicdan, nezaket gibi birçok şey üzerinden de okunabilecek; okundukça da insanı insnalıktan soğutacak mükemmellikte bir yapım.
(muvazzaf sergerde - 17 Ağustos 2014 00:00)
insanın görünüşünden çok deri altındakine önem veren ve bunu yücelten bir film olur sanmıştım, izledikten sonra anladım ki yanılmışım.iyi ki de yanılmışım ki filmin ilgilendiği bundan daha güzel.--- spoiler ---şimdi, filmin başında scarlet*insan dillerinden birini öğreniyor ve dünyaya geliyor.motorcu yardımcısı ona bir kadın getiriyor ve scarlet onun kıyafetlerini giyiyor.internette gördüğüm kadarıyla bu kadını da scarlet gibi görenler olmuş.yani onun gibi dünyaya erkekleri baştan çıkarıp derilerinin altındakini başka bir şey,varlık tarafından sindirilmelerini sağlamak.ama kadın da scarlet gibi farklı hissetmeye başlar, onun için de motorcu sürekli onu izler diyenler var.böyle bir çıkarım var doğru olabilir ama ben pek katılmıyorum.ben izlerken o kadının orada olmasının sadece kıyafetleri alabilmesi için olduğunu düşünüyorum.yani üzerine çok konuşulması gereken bir sahne değil gibi ama tamamen geçersiz bir düşünce de değil.kadın, insan derisinin altındakini sindirme amaçlı gönderildiğinden canavar gibi görünen adamı da arabaya alır.ama aynaya baktığında yavaştan değişmeye başlar.kapının ardında sıkışan dışarı çıkamayan sinek gibidir uzaydan gelen ve canavara benzeyen adam.bu yüzden de adamı bırakır.kadının pasta yediği sahne filmin en önemli sahnelerinden.dışarıdan güzel görünen bir şey içinin de aynı olduğu anlamına gelmez.tıpkı onu yiyen kadın gibi, onun içinde de insanların korktuğu gördüğü anda kaçtığı kendi bedeni vardır.--- spoiler ---bu yılın en iyi bağımsızlarının arasına yazmak şart bu filmi.bir ara romana da bakmak gerek.
(mordorsosyalistiscipartiuyesi - 26 Ağustos 2014 15:50)
--- spoiler ---filmde scarlett malum sevişme sahnesinde tam anlamıyla türk kızı gibi sevişmektedir. buradan yönetmen türk kızının cinselliğe adeta bir uzaylı kadar yabancı olduğunun alegorisini yapmış olabilir.**--- spoiler ---
(cisegu - 6 Kasım 2014 21:23)
filmin bilim kurgu yanını bir kenara koyarsak; erkeklerin "kadın"la alakalı ilkel korkularını bataklık-vajina metaforuyla güzel ifade etmiş. hakkında görünüşünden başka bir şey bilmediği kadının cazibesine kapılıp büyülenmiş gibi ona doğru çekilirken, kadının içine girme dileği gerçek oluyor ama bir daha hiç çıkmamacasına. adam iradesini kaybedip bütün varlığıyla penis oluyor sanki ve kadının rahminde kayboluyor, orada sindiriliyor, hiç oluyor. mitolojide, denizcileri şarkı söyleyen güzel sesleriyle cezbedip sonra derin sulara çekip öldüren deniz kızı sirenler gibi. deniz olsun, bataklık olsun, su rahmi simgeliyor.erkeğin, duygusuz cinselliğin zevk vaadine karşılık, iradesinden vazgeçmesinin yarattığı korkunun izlerini modern şehir efsanelerine kadar daha bir çok yerde görebiliriz. (örn: uyandığımda buz dolu küvetteydim böbreklerim çalınmıştı) bu ilkel korkunun gerçek hayatta somut karşılığı "evi üzerine yaptırıp ya da düğün altınlarını çalıp kaçan kadın" şeklinde olsa gerek. ya da (bkz: bulgaristan'dan gelen cevapsız çağrı) ama aynı şekilde erkeğin kadına üstünlüğüne gelince onu da filmin sonunda görüyoruz; kaba kuvvet, kadının iradesini zor kullanarak bastırma, tecavüz ve yok etme. burada maalesef metafor filan yok, gerçek hayatta da olan şeyler.
(flying snow - 23 Eylül 2014 12:54)
filmin sabit planlarını atlayarak geçerek izlemeye başladım. ne yalan söyleyeyim filmi scarlett johansson'un vücudunu merak ettiğim için izledim. ancak sonunda değişik anlamlar çıkartılabileceği fark ettiğimde normal seyre geçtim. normal dediğim her şeye metafor olarak bakıyorum.--- spoiler ---öncelikle başlangıçta bir kadının elbiselerini üzerine geçirirken scarlett'in duygularını bir kenara bıraktığını düşünmek istedim. karınca da kendisinde kalan son duygu zerresini ya da duygularından arınmış kişiliğine duygusal kişiliği ne kadar da zayıf ve küçük gördüğünü ifade ediyor diyebiliriz.sonuçta çıplak yerde kalan kadının gözünde bir damla yaş süzüldü ve o bembeyaz odada kaldı. bunu düşünerek motorlu kaslı abi de scarlett'in duygusuzluğunu betimliyor. her ilişkisinden sonra karşısındaki adamı bitirdikten sonra yeni birini bulması için onu uyarıyor ve biten ilişkinin kalıntıları yeni gelen adam ile birlikte posa gibi atılıyor. deniz kenarındaki çocuklu sahne çok fenaydı ama oradan çıkarttığım duygusal bir adamın tek gecelik benzeri bir ilişki sonrası (yüzme kıyafetindeki adam sahilde karısı ve çocuğu ile köpeğini gezdiren adam ile aynı kişi) ailesinin dağılması, peşinden karısını ve kendini kaybetmesi ve duygusuz scarlett'in çocuğu felan umursamadan adamı bir süre daha idare edip (araba sürdüğü sahneler hayatın devamını betimliyor) adamdan kurtulması (motorcu amca çadırdaki eşyaları ve kadının kalan eşyalarını topluyor çocuğu umursamadan) ve belki de bu sahneden sonra gelen çiçek ile elinin kana bulanması ve ardından radyoda adamın öldüğü karısının ve çocuğun kayıp olduğu haberini dinlemesi bu adamın intiharına neden olduğu şeklinde yorumladım.sonra bir iç hesaplaşma ve takılıp düşme taban yapma gibi şeyler var, kendisine yolda saldıranlar vs derken ona aşık olan çirkin bir adam ile karşılaşıyor. bir adamı her eve götürdüğünde ev gittikçe kötüleşiyor ve dikkat ederseniz çirkin adamı götürdüğü ev iyice yanmış ve harabe ve soğuk. ve o adam onu duygularından sıyrılmamış hali ile görüyor çünkü kamera adamın bakış açısına kaydığında scarlett siyah uzaylı benzeri halinde.sonraki sahnede scarlett aynada kendine bakıyor ve buzlu camdan kaçmaya çalışan bir arı/güve görüyoruz. duygular kanatlanıyor ve çıkmaya çalışıyor. çirkin (aslında duygusal olarak güzel) adamı hayatından çıkarıyor şaşkın bir şekilde ve motorlu amca (duygusuzluğu) harekete geçiyor yine de adam kaybediyor bir şekilde.sonraki sahnede scarlett arabası ile sislerin içinden geçiyor. direksiyona her geçtiğinde yüzündeki ifade farklı şeyler anlatmaya çalışıyor. sonra arabadan inip etrafını inceliyor. nereye gittiğini anlamaya çalışır bir şekilde ve sisten yürüyerek çıkıyor. hayatına yeni bir yön veriyor. ama motorlu amca son çıktığı evde aynı aynaya bakıyor ve yoluna devam etmeye kararlı. sonrasında lüks bir restoran, scarlett sudan çıkmış balık gibi hayattan zevk almaya çalışarak tatlısından yiyor ama o da boğazında kalıyor.otobüste yeni birisi ile tanışıyor ama bu sefer hayatına yön veren başkası oluyor. ona yardım etmeye çalışan birisi. alışveriş ev işi paylaşmak gibi alışık olmadığı şeyler görüyor ve adamla evi paylaşıyor. kendine yabancılaşıyor ve müzik çalan sahneden kendinden ve hayattan biraz zevk alıyor. adam çay ve ısıtıcı ile tekrar içini ısıtıyor. ve bu noktada giydiği duygusuzluk kılıfını sorgulamaya başlıyor ve motorlu kaslı abi iyice öfkeli bir şekilde peşinden geliyor. bu sırada hayatına giren adam da onu kendi harabe evine, eski kaleye götürüyor yani içini scarlett'e açıyor, ikinci bir düşüncem de bu kalenin scarlett'in duygusuz hayatının kalıntıları olduğu ve içini adama açtığı çünkü bu noktada scarlett de kendini korkmuş hissediyor ama adam onun elinden tutarak o harabeden inmesine yardım ediyor. bu sırada motorlu amca da peşinde hala ve yaklaşıyor çünkü sisli sahnenin olduğu yerden geçiyor. sonrasında öpüşme sevişme ve scarlett'in duygusuzluğunu hatırlaması (burada neden bacak arasına baktığını anlayamadım ama sanırım orada kararmış içini gördü) ve o ilişkiden de kaçarak kendini inzivaya çekmeye çalıştı ve herkesin yolunun geçtiği yalnızlık kulübesinde dinlenmeye başladı. bu sırada yine biri hayatına paldır küldür giriyor hayatına ki bu adam onu rahat ettirme sözü verip (kulübeyi gösterip) sonunda scarlett'i tüm kılıfından çıkartıp duygularını tamamen öldürüyor yakıyor ve geriye sadece duygusuz motorlu amcayı bırakıyor--- spoiler ---eyyorlamam bu kadar ama bir daha ve sakin kafa ile oturup izlemeyi düşünüyorum bu filmi.bu arada scarlett'te bisikletçi gibi bacak var maşallah beli kadar baldırları.
(alfred montbank - 18 Eylül 2014 12:21)
insana dair, insanlık dışı bir film.sevdim.
(kisa bisey olsun istemistim - 10 Ekim 2014 01:15)
beşiktaşım yenildikten sonra film izleyeyim scarlett ablayı göreyim gözüm gönlüm açılsın dedim izledim. bilim-kurgu dediler çok başka bişeymiş. bizim ödüllü sanat filmlerine benziyo. diyalog yok, belli başlı bi konu yok, yönetmenin klip yönetmenliğiden geldiğini duyunca filmi daha iyi anlayabildim. nitekim 1,5 saatlik klip havası var filmde hakkaten.tek hoşuma giden tarafı arkadaşın kendini merak etmesi ve bedenini anlamaya çalışmasıydı.kısaca sıkıldım.
(sarhos baykus - 28 Ekim 2014 00:27)
Yorum Kaynak Link : under the skin