camel in rajaz albümünde yeralan tanrısal esinti. ölmeden en son ne dinlemek isterim sorusuna verebileceğim en iyi cevaptır. bu şarkı her çaldığında andrew latimer'in insan değil de bir yeniçağ peygamberi olduğu bir kez daha anlaşılır.

(laforgue - 21 Eylül 2008 07:51)

nightwish'in dark passion play albümündeki 7. şarkı. sözleri:

a ballad of dark queen echoes through night
as he flees the curse of gods, the pharaoh`s wrath

1001 nights unseen
the philosopher and the queen

ancient mariner in a sea of sand
the burning beauty his tomb to die for

1001 nights unseen
the philosopher and the queen
horizon`s swarming with death
run!

heaven has a darkened face
dunes are soaring, as on a chase
caravan of the cursed
chasing him across the waves

may he now rest under aegis of mirage
as the sands slowly turn to elysian fields

1001 nights unseen
the philosopher and the queen

(ghoul - 20 Mart 2009 22:03)

chopinin prelüd no: 4'ünün ^* yine bir iç burkan yorumuyla ^{* *} başlayan ve biten camel bestesi. bunca yıl kimse mi fark etmez?

(torikaeshi - 9 Ekim 2010 00:26)

camel şarkısı olanı göbek attırır.

(cisegu - 18 Kasım 2011 20:09)

rabih abou khalil'in blue camel albümünün açılış parçası..^*

(codic - 18 Nisan 2003 17:34)

bir şarkı, bir camel şarkısı. bir camel eseri. buralarda, sağda solda uzun uzadıya anlattığım 'camel, doğu, çöl, güneş' temalı, melodik gam zırvalarıyla dolu bir sürü bilgilendirici entry'nin hepsini bir tarafa atma sebebi.

doğduğum, büyüdüğüm toprakların, buraların o içli tınılarının, nağmelerinin kulağıma çalındığı yerde hislenirim ben. bu değişmez, benim kulağım çocukluğumdan beri bu tınıları duydu, ve şimdi yirmi iki yaşımda batı'nın batı olduğu yerden çıkma bir grup yarı-tanrının yaptığı müzik de beni tam oradan yakalıyor işte, tam oradan.

sabah vakti, daha afyonum doğru düzgün patlamamış. bembeyaz ışığa boğulmuş, herkesin hissizlikten plastik bir çantaymışçasına cansızlaştığı ofisimde, bilgisayarımın başında oturup gelen geçene günaydın diyorum. bir anda dün, ondan önceki gün ve ondan önceki gün yine bu topraklarda, buraya yakın topraklarda ölmüş ufacık bedenler görüyorum, tam o sırada latimer 2.43'den giriyor.

ofisin gri tabanına birkaç damla gözyaşım düşüyor, ayağımla silip işime devam etmeye çalışıyorum, kendimden çok utanıyorum.

(sagopa kajmer mahlas kafkef - 21 Temmuz 2014 16:12)

müzikal orgazm. başka tanımı yok..
camel hatırası.

(giberling - 19 Şubat 2005 16:50)

bir clive cussler fanatigi olarak merak ederek gordugum ama cok is yapmayacagini dusundugum film. dirk pitt heralde en son matthew mcconaughey tarafindan beyaz perdeye tasinabilirdi. al giordino kitap anlatimindan tamamen uzakta bir karakter. admiral sandecker ise butun karizmasini yitirmis gorunmektedir bu muthis romanin beyaz perde uyarlamasinda. romandaki diger karaketerlerden eser yok filmde. an itibari ile ben tekrar kitaplara donuyorum...

(thenakedcity - 11 Nisan 2005 06:38)

matthew mcconaugheyin di$leri hakkinda bir film.

(tyeman - 6 Haziran 2005 06:21)

rajaz albümünün 7. parçasıdır. albümde anlatılan "hikaye"yi artık yavaş yavaş toparlamakta, dinleyiciyi de o an bulundukları huzurlu trans halinden yavaş yavaş gerçekliğe çekmektedir. albümün tamamında esen progressive rüzgar bu parçada biraz daha şiddetlidir sanki.

(fearofthedark - 25 Aralık 2005 17:56)