• "dünya şampiyonasında türkiye'yi temsil edecek olan takım."
  • "dünya şampiyonasına katılmaya hak kazanmış takımdır. son maçlarda rakiplerini eze eze yendi adamlar. evet rus takımı baya kötüydü ama dp de gerçekten harika oyunlar çıkardı. tebrikler."
  • "kendileri hakkında saydım sövdüm, ama ilk legacy maçı haricinde geri kalan maçlarını muazzam oynayarak iwc'yi kazandılar. dolayısıyla wc2014'e biletlerini kaptılar. tebrikler."
  • "bugünden sonra isimlerinde değişikliğe gidecek ekiptir.(bkz: double penetration)"
  • "17-0 yeniliyorlar şu andaki maçlarında. biraz ayıp olmuş bu."
  • "anladigim kadari ile kendilerine dark massage yapilmis takim."
  • "league of legends ın san marino su."
  • "takım mottosu:"rakip seriye bağladı""
  • "uluslararası arenada double penetration olarak anılan takım, takımımız. beyler :("




Facebook Yorumları
  • comment image

    delmer daves'in 1947 yapımı kara filmi.

    --- spoiler ---

    hapisten kaçan adamın plastik cerrahiyle yüzünü değiştirip intikam yolculuğuna çıkması olayının ilk örneklerinden bir film.* aman aman bir sürükleyiciliği yoktur çünkü intikam kısmı ağır basmaz. vince'in kendini aklamak için yaptığı hareketler akılsızcadır. sarışın, iki adam tarafından da tercih edilen, akıllı kadın; siyah saçlı, saplantılı, akıllı diğer kadın; aptal, dikkatsiz, karizmatik vince... zaten filmin sonunda adam kendini aklayamadan yine kaçmak zorunda kalır.

    ve katil tabii ki kadındır.

    filmi ilk 30 dakika subjektif kamera açısıyla ana karakterin gözünden izleriz. ilk yarıda da sadece kısa bir dayak sahnesinde ve polis aramasında işe yarar bu çekim. başlardaki durağanlığın-sıkıcılığın sebebi diyebiliriz.

    ---
    spoiler ---


    (feslegenzencefil - 19 Ekim 2012 07:24)

  • comment image

    eskiden sinir olsam da league of legends'ta türkiye'yi iyi temsil eden ekip.

    neden sinir olduğuma gelirsek; adamlar lol'ün türkiye'deki alman temsilcisi gibiydiler. ben izlemeye başladığımda bu adamlar longb-theokoles-naru-holygiller ekibiyle oynuyorlardı, ilk kazandıkları turnuvada longb fabulous'un eline vermesine rağmen popülist bir politika izleyerek fab'ı takıma almışlardı. adam kötü oynasa neyse, iyi oynayan adamı niye değiştiriyosunuz lan bi' kha'zix oynadı diye demiştim. bir sonraki turnuvada theokoles de gitti, yerine reosta geldi, artık zorunluluktan mı bilmiyorum. zaten reosta, lol'ün sergen yalçın'ı. adam dark passage, team turquality ve hwa'da ayrı ayrı oynadı. kaptanları lim de her maçtan sonra gelip bunlara birşey diyip gidiyordu, elemanlar gayet tepkisiz, olağanca tepkisizlikleriyle oturuyorlardı. hep amatör gözle bakmışımdır e-spor işine, kocaman kır saçlı bir amca 16 yaş ortalamalı çocuklara şöyle yapın böyle yapın diyince bir garip gelmişti gözüme ilk bakışta.

    dark passage türkiye'ye gerçekten çok geliyordu, turnuvaları izlemiş biriyseniz, yst'de olan hwa finali hariç hemen hiç zorlanmadan önüne geleni maç vermeden deviren bir ekip. neyse ki hedefleri küçük değilmiş, büyük hedefler, sağlam metalar, güzel taktiklerle çalışmışlar ki bu denli iyi hale gelmişler, takdir etmek lazım.

    gamescom'a gelince;

    ilk maç heyecan diyelim, 2. maç ağır throwdu. resmen ciddiyetsizlik akıyordu. 3. maçta o kadar hataya rağmen iyi oynadılar ve aldılar, 4. maçta da throw durumu vardı bence. bugünkü maçlarda ise ilk maçta yine dağılmış, çok hızlı şekilde maç kaybeden bir dp vardı, 2. maçta efsanevi geri döndüler, gerçekten efsanevi geri döndüler, hele fabulous'un pentası efsaneydi, helal olsun. son maçta bence pick hatasından gittiler, daha iyi olabilirdi, naru-karthus pek güzel bir eşleşme olmadı. holyth0th'un hatalardan bahsetmiyorum bile.

    takımı bireysel inceleyecek olursak;

    *fabulous zaten op, çok iyi bir oyuncu. o yaşta o soğukkanlılıkla oynamak gerçekten kolay değil

    *reosta çok heyecanlı, mid oyuncluğundan bozma bir jungler, daha birşey söylemek için erken onun için, 2. maçtaki evelynn'e karşı ezilmesinin ardından topladı hemen durumu, sonraki maçlardaki performansı iyiydi.

    *naru op. başka kelam bulamıyorum.

    *lethilion'a yorumum yok, elinden geldiğini yaptı, zaten farm kralı bir adc, oyunu bırakmasına rağmen dp ile gitmesi büyük jest. yaşça ve tecrübece belki takımın abiliğini üstlenmedi belki ama zaten üstlenmesi de beklenemezdi. olabileceğinin en iyisini yaptı bence.

    *holyth0th bence iyi bir support, kim ne derse desin, son maçı talihsizlik görüyorum. eminim ki holyphoenix olsa performansı çok farklı olacaktı.

    son olarak diyeceğim şudur: canları sağolsun. türkiye'de e-sporların sizin gibi takımlara ihtiyacı var!

    p.s: ben bu satırları yazarken jhonnie'nin saçlarında hiç bir değişme olmadı*


    (erenjan - 22 Ağustos 2013 20:20)

  • comment image

    şu an dünya kupalarına katılmak için elemelerde russian force ve legacy takımları ile maç yapıyor ve başarılı olduğunu söylemek lazım. maçı twitch tv izlemek mümkün. lol seven arkadaşların kaçırmaması gereken güzel bir müsabaka oluyor.


    (bosuna yasiyoruz - 13 Ağustos 2014 16:08)

  • comment image

    dünya şampiyonasına katılmaya hak kazanmış takımdır. son maçlarda rakiplerini eze eze yendi adamlar. evet rus takımı baya kötüydü ama dp de gerçekten harika oyunlar çıkardı. tebrikler.


    (virta - 14 Ağustos 2014 14:42)

  • comment image

    bu adamların oynadığı maçları riot türkiye de yayınlamasına rağmen, riot games'in kanalına gidip twitch chati spamlayan ergenleri görünce türklüğü bırak, insanlığınızdan utanırsınız. 2 senedir stream izliyorum, olabildiğince turnuvaları takip ediyorum, böyle bir ırk olamaz ya. dünyanın her yerinden insanın izlediği bir maçın chatini; turkey <3, kılıçdaroğlu oç, tayyibi siqemmm, ananızı sikti türkiyeeeee diye dolduran bu ergenler sizi temin ederim bu ülke için yapılabilecek en kötü reklam. ekran başında utanıyorum amk. aha buyur zaten;

    http://www.reddit.com/…ional_wildcard_grand_finals/

    ya dp'nin ya da riot türkiye'nin bu konuda bir şeyler yapması gerek.


    (simultane eksi oy veren ibne - 14 Ağustos 2014 15:26)

  • comment image

    kendileri hakkında saydım sövdüm, ama ilk legacy maçı haricinde geri kalan maçlarını muazzam oynayarak iwc'yi kazandılar. dolayısıyla wc2014'e biletlerini kaptılar. tebrikler.


    (aelfinn - 14 Ağustos 2014 15:27)

  • comment image

    delmer daves’in harika bir açılış sahnesine sahip bu deneysel pulp fiction uyarlamasında anlatının neredeyse bir saatine subjektif kamera açısı egemendir. bu bakış açısı hapishane kaçağı vincent parry rolündeki humphrey bogart’a ayarlıdır ve bogart’ın yüzü ancak 63. dakikada görünür.

    saplantılı, meşum, orta yaşlı madge’in (agnes moorehead) gazabına uğrayan vincent parry, mahkeme duruşmalarından içerideki yaşamına değin irene jansen (lauren bacall) tarafından sürekli gözlenir, takip edilir ve en sonunda parry hapishaneden kaçmayı başardıktan sonra onu koruması altına alır; polislerce tanınmaması için yüz ameliyatı geçirmesi yönünde telkinde bulunarak kendisine bin dolar verir. evet, açıktır ki, irene jansen, vincet parry’i babası yerine koymakta, ona her ne pahasına olursa olsun yardım etmek istemektedir. (bir parantez: bacall 1924 doğumlu bir aktristir. kocası bogart 1899’da doğmuştur. filmde buna paralel bir gelişme görüyoruz: bogart ve bacall bu kez perdede sanki kendilerini canlandırmaktadırlar. elbette izlediğimiz bir roman uyarlaması ve önünde sonunda kurmaca bir yapıttır; ama ikili arasında kurulan paralellik gözlerden kaçmamalıdır.) psikolojik ve cinsel motivasyonlarında elektra karmaşasının izleri görülen irene jansen, apaçık vurguya rağmen tam anlamıyla gerçekçi bir biçimde çizilememiştir. zayıf oyuncu siyasetini anlatının yumuşak karnı, zaaf noktası olarak mimliyorum.

    lauren bacall’ın en vakur kompozisyonu dark passage’da takip edilebilir. suçsuz olduğuna, iftiraya uğradığına yürekten inandığı bogart’ı korur, ona yardım eder. elbette onu babası yerine koymuştur; ama gizli motivasyonu nihayet açığa çıkar. the big sleep ve to have and have not filmlerindeki gibi birbirlerinin sigaralarını yakarlar. bacall yine süzgün bakışlar atar, bogart’ı hipnotize eder. buğulu ses tonuyla esrarengiz bir hava estirir. kendine güveninin tamlığı, ayağının yere sağlam basışı, belirsizliği çekim alanını artırmaktadır. femme fatale’in sahnedeki geleneksel varlığı tehditkâr, meşum bir hava estirirken, onun varlığı güven duygusu yaratır. belirsizliklerle dolu olsa da ondan kötülük gelmeyeceğini biliriz. çağdaşları gibi o da entrikanın kurgucu-figürüdür ama temel motivasyonu sevdiği adamı elde etmek üzerinedir.

    ikilinin birlikte olduğu dört film de mutlu sonla noktalanır. dördünde de âşık olurlar. hepsinde zor sınavlar verirler. daha da çoğaltmak mümkün; ama her şey yeterince ortada. bacall her ne koşulda olursa olsun bogart’ın yanındadır. çoğu kez onun direktifleri doğrultusunda hareket eder. benzer birçok filmde femme fatale karakterleri başroldeyken, bogart’ın kadını bacall’ın femme fatale’e en çok yaklaştığı film olasılıkla the big sleep’tir; ama çabucak bogart’ın yanında saf tutar. özetle bacall ölümcül, maskeli, tehlikeli femme fatale kimliğini handiyse hiç giyinmemiştir. bilakis anaç ve koruyucu bir kompozisyon çizer. dark passage’da ölümcül femme fatale kimliğini madge rolündeki agnes moorehead üstlenir.

    sözün kısası; bacall çoğu kez güçlü ve iffetli oluşuyla, zayıf ama kendine özgü güzelliğiyle, anaçlığı, sıcaklığı, süzgün ve etkileyici bakışlarıyla, hafif erkeksi ses rengiyle bogart’ın en gözde kadınıdır; hem beyaz perdede hem özel yaşamında.


    (hanging rock - 8 Eylül 2014 18:35)

  • comment image

    anlamsızca savunulan takım.

    bu tecrübesiz takımın böyle bir şampiyona katılmasının bile önemli bir adım olduğu konusunda zaten hemfikiriz. kötü olan, bu adamların tecrübesiz olmasına rağmen hiç mi daha önceki maçları analiz etmediler, hiç mi kore sunucusunda tecrübede bulunmadılar. yani, reckless, xpeke gibi oyuncular günler öncesinde karşılacakları takımların gerçek metalarını öğrenmek için o sunucuda dereceli maç atarlarken, atıyorum bizim naru neden yapmıyor? bunların aklı başında, neyin ne olduğunu bilen koçları da mı yoktu, türkiye riot ekibi yol göstermedi mi?

    hangi sebep bize geçerli bir mazaret sunabilir ki, bu adamlar 3 maçında da cebine 1 tane pembe totem koymadan çıksın, çalılara kafa atsın? bu bana türkiye sunucusunda gümüş, altın seviyesindeki maçları anımsattı. o kadar kötü. adama neden totem almadın dersin, ona para vereceğime pot aldım der. bu kadar sabitlik mevcut. özellikle türkiye riot ekibi, türkiye sunucularındaki diğer adamlar tarafından çok pohpohlandılar. bana kalırsa standartı en yüksek oyuncuları fab, lakin diğer oyuncular ayak uyduramadığından işlevsiz kalıyor.

    eleştirilmelidirler artık. ya tecrübesizler, buraya bile gelmeleri büyük başarıydı diyip kenara çekilirsek, hala hem kendimizi hem de onları kandırmış oluruz.


    (dustiyatrosu - 20 Eylül 2014 05:20)

  • comment image

    kalkık götlerinin dünya şampiyonasında indirildiği takım.

    şimdi bunlar türkiye'de önlerine gelen tt, hwa, ant gibi takımları yendiler; kendilerini ilah ilan ettiler, tüm riot ekibinin yanlı desteğini arkalarına aldılar ve "biz olduk" dediler. lakin bu hususiyeti atalarımız çok iyi anlatmış:

    "el yumruğu yemeyen kendininkini balyoz sanırmış"


    (spoink - 21 Eylül 2014 14:13)

  • comment image

    midlane, jungle ve supportu kötü olan bir lol takımıdır. sebeplerine gelince:

    1)naru early game'de karşı rakip karşısında hem minnionda hem de agresif oyunuyla üstünlük sağlıyorken inatla ortada beklemeyi tercih etmesine anlam vermek mümkün değil. çünkü her defasında rakip top lane'e giderek fabfabulous'u kule altı bile olsa 2v1 yada 3v1 yakalayarak indiriyor. istisnasız her oyun gerçekleşti bu. dünya kupasında kaybedilmesinin en büyük sebebi kendisidir.

    2)crystal , fabfabulous'a oyun başı yapılan baskıyı tamponlamaktan ziyade her defasında erkenden bota gidip gereksiz yere zaman, minnion ve xp kaybediyor. pozisyon almayı kesinlikle bilmiyor.

    3)touch'ın oyun içerisinde herhangi fark yaratıcak bir hareketi olmuyor oyun boyunca. skill ve ward zamanlaması oldukça kötü, heleki son maçta yabancı riot yorumcularının üstünde durduğu bir nokta buydu. yanlış zamanda yanlış yerde olması da "touch in a bad spot" esprisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.


    (air anka - 21 Eylül 2014 14:56)

  • comment image

    dark passage’da, aşkının karşılığını bulamayan madge rapf (agnes moorehead) önce cinayet işler, ardından sevdiği adama (humphrey bogart) iftira atarak hapishaneye düşmesine neden olur. sonunda hiçbir çaresi kalmayınca intiharı seçecektir. intihar ederek de olsa sevdiği adamı yıkıma sürüklemeye çalışır.

    bu elbette filmin yüzey yapısıyla ilgilidir. derin yapı ise bize eril hegemonyanın dişil baş belasını şiddetle cezalandırdığını söyler. böylece kadın korkusu ivedilikle savuşturulur ve travma (vajinafobya) geçici olarak askıya alınır.

    ikinci öykü, birinci öykünün basit bir çeşitlemesidir ve finalde kadın-erkek kol kola girerek sahneden çekilirler. heteroseksüel düzen yeniden inşa edilmiştir.


    (hanging rock - 14 Ocak 2015 19:02)

Yorum Kaynak Link : dark passage