Süre                : 2 Saat 5 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Aralık 1975 Perşembe, Yapım Yılı : 1975
Türü                : Biyografi,Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Warner Bros. , Artists Entertainment Complex
Yönetmen       : Sidney Lumet (IMDB)(ekşi)
Senarist          : P.F. Kluge (IMDB)(ekşi),Thomas Moore (IMDB)(ekşi),Frank Pierson (IMDB),Leslie Waller (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Penelope Allen (IMDB)(ekşi), John Cazale (IMDB)(ekşi), Carol Kane (IMDB), Marcia Jean Kurtz (IMDB), Al Pacino (IMDB)(ekşi), Gary Springer (IMDB)(ekşi), James Broderick (IMDB)(ekşi), Charles Durning (IMDB), Lance Henriksen (IMDB), Dick Anthony Williams (IMDB), Dominic Chianese (IMDB), Judith Malina (IMDB), Susan Peretz (IMDB), Chris Sarandon (IMDB), Philip Charles MacKenzie (IMDB), Lionel Pina (IMDB), Robert Costanzo (IMDB), Ron Gilbert (IMDB), Kenneth McMillan (IMDB), Ed Metzger (IMDB), Lynette Sheldon (IMDB)

Dog Day Afternoon (~ Köpeklerin günü) ' Filminin Konusu :
Birinci sınıf dolandırıcı Sonny ve arkadaşı Sal, Brooklyn Bankası’nı soymaya karar verirler. Bankada yaşanan küçük aksiliklerle sinirleri gerilen ikili, bankada tüm kasaların boş olmasıyla şoka girerler. Bu esnada bankanın çevresini donatan polisler karşısında ne yapacaklarını şaşıran ikili, biraz şaşkınlıktan biraz da mecburiyetten içerideki insanları rehin almak zorunda kalırlar. Sonrasında gelişen onlarca sürpriz olay karşısında tamamen tepkisiz kalan ikili kendilerini kısa zaman içerisinde hem suçlu hem de kahraman olarak görme şansına erişirler.

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Özgün Senaryo
BAFTA:BAFTA Film Award-Best Actor
San Sebastian International Film Festival:Best Actor


  • "bir akşamüstü başlayarak, gecenin bir vaktine kadar süren, izlerken sonunu iyice merak etmeye başladığım bir kaybediş öyküsü. al pacinoyu her haliyle neden sevdiğimizin güzel bir cevabı."
  • "en masum kişi ölmüştür bu filmde"
  • "bankada, soygun esansında çiçek paketinden bir silah çıkarışı vardır o dakka al pacino nun kölesi olursunuz.en tekinsiz anlarda bu kadar acemi ve absürd olunur eli öpülesi zaat.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    vietnam savası sendromunu anlatmasının yanında trajik olarak soygun öyküsü, abd'nin yaptığı savaşların bir kısmıyla (vietnam savaşı, ırak savaşı) paralellik taşır. sonny, kısa sürede amacına ulaşmak için girdiği bankada saatlerini harcamasına rağmen gelişme kaydedemez, terledikçe terler, daha da saçma davranmaya başlar, her şey boka sarar...


    (quantum tarantula - 27 Kasım 2007 00:28)

  • comment image

    pacino ya göre en iyi rol kestiği filmmiş. yoruma ne lüzum var.

    al pacino nun ne olacağı o zamandan belliymis gibi yorumlar falan yazılıyor yapmayın etmeyin. sene 75 de bu adam çaylak değildi. serpico da döktürmüş üstüne baba 1-2 de oynamış efsane olmuş. varacağı noktaya zaten nerdeyse gelmiş.


    (visitors - 7 Şubat 2008 04:45)

  • comment image

    gay olan al pacino nun,erkek arkadaşının ameliyat* parası için banka soymaya kalkışmalarıyla başlayan,ve kısa zamanda ulusal medyatik bir şova dönüşen 1 gün süren gerçek bir hikayeden alınan ve sinemaya uyarlanan film..


    (broken - 30 Temmuz 2002 23:07)

  • comment image

    afişinde,
    "soygun on dakikalarını alacaktı.
    sekiz saat sonra canlı yayındaki en heyecanlı olaydı.
    ve hepsi gerçek." cümlelerini barındıran, neredeyse tamamını -diyalogları da dahil- ezbere bildiğim film. javier bardem bir röportajında, bu filmin tüm sinema okullarında oyunculuk dersi olarak izletilmesi gerektiğini söylemişti, ki kendisinin de en sevdiği filmdir. bardem, tam olarak doğru noktaya değinir aslında, bu film al pacino'dur. film çoğunlukla bankanın yani küçücük bir mekanın içinde geçer, ama isterse otuzuncu izleyişi olsun, insan sıkılmaz çünkü, pacino'dan bir saniye bile gözünü alamaz. her izleyişinizde yeni bir mimik yeni bir jest keşfedersiniz. kısacası pacino'nun herkes tarafından bilinen bir filminden ziyade külte dönüşmüş olsa da, bu muhteşem basitlikteki ama bir o kadar da derin film, yeryüzünde sonsuza kadar izlenebilecek belki de tek filmdir.

    film gerçek hikayeye dayanmasına rağmen, çok heyecanlıdır. unutulmaz diyalogları ve karakterleri vardır. küçük bir banka soygunu hikayesi üzerinden o dönem, yani 70lerde, amerika'da olan biten neredeyse tüm sosyopolitik olaylara vakıf olursunuz. hele pacino'nun polislerle konuşmak için bankanın önüne çıktığı her sahnede halktan gelen tezahürat ve attica çığlıkları pek bir neşelendirir insanı. malesef, pacino, daha doğrusu sony, şöhretin tadını alır, ve kendini gereğinden fazla güçlü sanmaya başlar, ne de olsa televizyona çıkmıştır bir kere. ama filmin daha en başında karakterlerde görülen o çaresizlik, sürekli kaybeden olma hali eninde sonunda nüksedecektir ve bunu on beş dakikalık şöhret de değiştirmeyecektir. filmde olan biten her şeyi, pacino'nun mimiklerinden anlarız, o kadar anlarız ki, bir insanın yüzünün bu kadar ifade dolu olması ve bunu mükemmel şekilde yapabilmesi filmin etkisini kat be kat artırır.

    tabi, pacino'dan azami seviyede yararlanmayı başaran sidney lumet'nin başarısı da tartışılmaz, kendisi bu filmdekinden bile küçük bir mekanda sonuna kadar merakla izlettiren filmler çekmiştir.
    (bkz: 12 angry men/#15112875)
    (bkz: deathtrap)


    (amaninbe - 30 Aralık 2008 23:53)

  • comment image

    kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi soygun filmidir. sonuna kadar merakla izletir kendini. gereksiz bir sahne, gereksiz bir replik yok filmde. her şey olması gerektiği gibi. al pacino'nun oyunculuğu ise tek kelimeyle kusursuz. (koyu, altı çizgili, büyük puntolu: kusursuz.)

    --- spoiler ---

    gerçek sonny, john wojtowicz de al pacino'nun oyunculuğunu çok beğendiğini söylemiş. 20 yıllık hapis cezasının 14 yılını tamamladıktan sonra salınıvermiştir. ve fakat 2006 yılında kanserden hayatını kaybetmiştir gerçek sonny.

    film haklarından 7500 dolar + kar aldığı düşünülürse, soygundan kazanabileceği miktardan daha yüksek bir para eline geçmiştir. kasada sadece 1100 dolar vardı. masalardan topladıklarıyla toplam 2500 civarı bir parayı çalabileceklerdi. bir de sal'le bölüşecekti tabi. evet, hapse girdi ama, sonuçta daha fazla para kazanmış oldu. e, evet arada arkadaşı da öldü. mukadderat, ne yaparsın.

    ---
    spoiler ---

    bir de al pacino'nun en yakışıklı zamanlarına denk gelmiş bu film. çirkin/yakışıklı adam. garip yani. bir sahnede sokak serserisine benzerken diğerinde masum surat ifadesine bürünüp boncuk boncuk bakabiliyor. garip adam neticede.

    edit: ayrıca al pacino bu rolü kabul etmeden önce tam 7 kere reddetmiş.


    (nevrotik pollyanna - 3 Kasım 2009 00:18)

  • comment image

    al pacino'nun neredeyse tek başına oynadığı, bir kere izlenerek asla tadına varılamayacak film. tiyatro gerçekçiliği sinemada nasıl yansımalar sunabilir, al pacino'nun kapasitesinin sınırları nerelerdedir, sinemeda gerçek hikayelerden yola çıkıldığında; sanat ve yaratım bağlamında sınırlamalar söz konusu olur mu gibi daha nice soruyu kendinize sormanıza neden olabilecek film. işin kötü yanı bu soruları sormanız için filmi izlemeniz gerekir. hem de mümkünse türkçe dublaj felaketine uğramamış haliyle.


    (pilachka - 29 Aralık 2002 23:49)

  • comment image

    muhtemelen daha iyi çekilemeyecek bir filmmiş. bir filmde bu kadar fazla efsanevi sekans olmasına şaşırdım. açılıştaki bomba bir yana dursun, ilk silahın patlayışı, sonny'nin polisle uzun uzun bağrışması, angie ve leon'la telefonda konuşması, topluca otobüse binme sahnesi resmen unutulmaz olmuş. senaryonun polisle uğraşması da çok tadında, çok makul. hele de son zamanlarda ülkemizde doruğa ulaşan polis korkusu mu desem terörü mü desem neyse artık, onun etkisinde izleyince bu film döneminin amerikası günümüz türkiye'sinden az biraz daha modern geldi.

    sonny polisler hakkında "televizyoncular burda olmasa hepimizi öldürürlerdi" diyor. bizde de insan sevgisi, saygısı, allah korkusu hak getire de en azından yakın vakitte medyadan çekinme duygusunun peydah olacağını umabiliriz.


    (lecterhouse - 14 Aralık 2010 01:33)

  • comment image

    bir akşamüstü başlayarak, gecenin bir vaktine kadar süren, izlerken sonunu iyice merak etmeye başladığım bir kaybediş öyküsü. al pacinoyu her haliyle neden sevdiğimizin güzel bir cevabı.


    (adore - 2 Şubat 2003 14:34)

  • comment image

    gelmiş geçmiş en iyi banka soygunu filmi diyemiyorum, çünkü tüm banka soygunu filmlerini izlemedim. ama izlediklerim arasında en iyisi. bu muazzam tanımlamadan sonra şimdi bir takım trivialar;

    - sonny wortzik (al pacino) ve chris sarandon (leon shermer) arasındaki telefon konuşması tamamen doğaçlamaymış.

    - john cazale'in oynadığı sal karakteri, gerçekte 18 yaşındaymış.

    - senarist frank pierson, oscar ödülü kazandığı senaryoyu 12 sekans için yazmış.

    - gerçek soyguncular soygunda 213,000 $ çalmışlar.

    - açılıştaki elton john'ın "amoreena" şarkısı hariç hiç arkaplan müziği kullanılmamıştır filmde.

    - bankanın dışarısındaki çekimler soğuk havalarda çekilmiş. her sahneden önce oyuncular nefesleri gözükmemesi için ağızlarında buz dolaştırmışlar.

    - orijinal senaryoya göre sonny ve sevgilisi leon'un öpüşmeli möpüşmeli bir elveda sahnesi varmış bankanın dışarısında. al pacino, onun yerine telefon görüşmesinin olduğu sahnede diretmiş. senarist ve yönetmen de onu haklı bulmuşlar. sonuç olarak telefon görüşmeli sahne filme aktarılmış.

    - çekimler esnasında al pacino o kadar kendini aşmış olacak ki, yorgunluktan bitap düşmüş ve hastaneye kaldırılmış. kısa süreli dinlenmeden sonra çekimlere devam edilmiş. dog day afternoon'un çekimleri bittikten sonra da bayağı dinlenmiş zaten.

    - al pacino'nun performansı, premiere magazine dergisinin 2006 yılında yayımladığı "gelmiş geçmiş en mükemmel 100 oyunculuk" listesinde 4. sırada yer almış. ayrıca "attica! attica!" repliği de american film ınstitute tarafından en iyi 100 film repliği sıralamasında 86. sıradaymış.

    - filmin adı başlangıçta "boys in the bank" olarak düşünülmüş. ama daha sonra yönetmen sidney lumet, bu ismin filme "hafif, sikko-komedi" imajı aşılayacağını düşündüğünden değiştirme kararı almış.

    - çekimler 7 hafta sürmüş. programa göre 10 hafta sürmesi planlanmış başlangıçta. sidney lumet iş aşkıyla yanıp tutuşan bir amcaymış, gece gündüz dememiş, 3 hafta önce bitirmiş filmi.

    - john cazale, the godfather'dan kankası al pacino'nun yoğun istekleri sayesinde filme dahil olmuş. yoksa 18 yaşındaki bir karakteri cazale'nin canlandırması sidney lumet için bir deli saçmasıymış ki haklı adam. ama cazale de işinin hakkını vermiş açıkçası.

    - pacino, cazale'ye "dünyada nereye uçmak istiyorsun?" diye sorduğunda alacağı cevabı bilmiyormuş. sonrası yine doğaçlamaymış. zaten film genelinde de sık sık varmış doğaçlama.


    (tahrik olmusken objektif olamam - 4 Ağustos 2012 04:43)

  • comment image

    al pacino'nun filmin yarısında moretti'ye söylediği "görevi insan öldürmek olan biri* tarafından öldürülmektense benden gerçekten nefret eden birinin beni öldürmesini tercih ederim." repliğiyle akıllarda yer eden film.


    (justhink - 16 Ağustos 2003 04:29)

  • comment image

    filmdeki homoerotizm temsili trajik olduğu kadar ironiktir. acemi banka soyguncuları sonny (al pacino) ile sal (john cazale) öğle sıcağında silahlarıyla bir bankaya girerler ama giriş o giriş... medya hadiseyi şova dönüştürecektir. sloganlar atılır. propagandalar yapılır. amerikan toplumu ikiye bölünecektir: eşcinselliği olumlayanlar ile olumsuzlayanlar.

    sonny’nin soygun yapma ereği, sevgilisinin cinsiyet değişikliğine dönük ameliyat ücretini karşılamak içindir. ama her şey medyanın raiting hedefleri doğrultusunda klasik bir amerikan show’una dönüşecektir. acemi soyguncuların trajediyle sonuçlanan girişimleri belki eşcinsellerin özlemlerine dair ufak bir çığlık olmuş, hedeflerini seslendirmeleri açısından absürt bir eyleme dönüşmüş olsa da, amerikan kamuoyu ve söylemlerinin hâlen sloganistik düzeyin üzerine çıkamadığını, toplumun büyük bir kesiminin de meseleye duyarsız kaldığını saptamış oluruz. medyanın derdi zaten eşcinsellerin yerleşik sorunları, özlemleri, idealleri değildir. birkaç amerikan vatandaşına daha ulaşabilmek için canla başla çalışmaktadır onlar. haberin nasıl ve nerden geldiği, ne olduğu, ne olmadığı, yaşamsal anlamda önem arz edip etmediği pek önemli değildir. böylelikle medyanın göstermediği, bilakis konuştuğu klasik sorununa geri döneriz. medyanın nereden, hangi ideolojik merkezden seslendiği elbette bellidir: mevcut ideolojik söylemin ortasından, maskülen iktidar mekanizmanın bahçesinden. öznenin slogan çağının ortasında kurban edildiği gerçeği bir kez daha gündeme gelir.

    postmodern söylemler farklı olanı, ‘öteki’nin sesini, marjinal olanı; özetle homoseksüeli, lezbiyeni, hippi’yi, kızılderiliyi, vietnamlıyı, komünisti, ateisti, safkan siyahları, afro-amerikalıları, eskiden beri ‘öteki’ olarak reddedilmiş olanı, dıştalanmış, yok edilmiş, arkaik, bastırılmış, kovulmuş olanı, şiddete maruz kalmış, öldürülmüş olanı felsefesinin başat öznesi yapmışsa da ne amerikan kamuoyu ne de avrupa toplumları henüz bahsi geçen konularda yeterince rahat, yeter derecede huzurlu görünmemektedir. dog day afternoon’un 1968 sonrası çekildiğini unutmamak gerekir. 68 kuşağının özlemleri bugünden bakıldığında önemlerini korumuş da olsalar, bir nostalji düşüncesi içerisinde kaybolup gidiyorlar. kuşkusuz dünya değişti, haritalar değişti, duvarlar yıkıldı; ne değişti? değişmeyen bir şey varsa o da -en azından dog day afternoon bağlamında- özgür cinsellik düşü, ekonomik-sosyal-hukuksal eşitlik arzuları. artık amerika birleşik devletleri’nde siyahi oyuncular oscar ödülleri kazanıyor, siyahi erkekler amerikan başkanı seçiliyorlar. evet, ama afganistan’da, ırak’ta, cezayir’de sömürü devam ediyor. dünya halkları da sömürülüyor, sıradan amerikalı vatandaş da. sonny ile sal, kışkırtıcı pop-art sanatçısı andy warhol’un, "gelecekte herkes 15 dakikalığına meşhur olacak." yollu aforizma-sözünü yıllar öncesinden doğrulamışlardır.


    (hanging rock - 23 Eylül 2014 18:15)

  • comment image

    mükemmel bir filmdir gerçekten.bu kadar deli bir basitlikte, kült konulu ama etkileyici film izlememiştim.
    --- spoiler ---

    sonunda hırsızların öleceğini bile bile yine de büyük merak içinde son 1 dakikaya kadar inanılmaz heyecanla izlersin filmi.

    ---
    spoiler ---
    herşeyin ötesinde çok değişik bir konu olmamasına ramen merakını sonuna kadar sürdürmesi, direk konuya girip zaman öldüren sahneleri olan filmlerden hiç payını almamış, eski olmasına rağmen yeni filmlerin ekran çözünürlüğüyle düşen kalitesini benim farketmemi sağlayan eser..
    hatta belki şaheser..


    (mestre - 12 Aralık 2004 15:24)

  • comment image

    bankada, soygun esansında çiçek paketinden bir silah çıkarışı vardır o dakka al pacino nun kölesi olursunuz.en tekinsiz anlarda bu kadar acemi ve absürd olunur eli öpülesi zaat..


    (zzzzz - 6 Ocak 2005 20:26)

  • comment image

    "kiss me... when i'm being fucked, i like to get kissed on the mouth." repliğini dağarcığımıza sokan filmdir.

    --- spoiler ---
    fbi abinin "you just sit quiet. we'll handle sal" repliğinden itibaren filmin kalanı bir film şeridi gibi geçer gözümüzün önünden ve fakat yine de bir saniye bile ayıramayız gözlerimizi olan bitenden, işin sonunda ne olacağını bilen fakat kendisine bile itiraf edemeyen adamı oynayan al pacino'ya odaklanmak yeter, artar, üstü bizde kalır.
    ---
    spoiler ---


    (atelye - 20 Mayıs 2005 16:36)

  • comment image

    gercek hayattaki john wojtowicz ve kafadarinin, 22 agustos 1972'deki banka soygunu tesebbuslerini anlatan film.. john wojtowicz yirmi yil hapse mahkum olmus, yedi yil hapista kaldiktan sonra serbest birakilmistir.. filmin hikayesi 7500 dolar ve filmin hasilatinin yuzde biri telif ucreti olarak kendisine odenmis, kendisi de 2500 dolari escinsel sevgilisine cinsiyet degistirmesi icin vermistir, o sevgilisi de operasyon gecirip liz eden adini almistir, 1987'de de aids'den olmustur.. dis cekimleri cok soguk bir havada gerceklestirilmistir, olaylarin agustos ayinda gecmesi gerektiginden agizlarindan cikan hava gozukmesin diye oyuncular her dis cekimden once agizlarina buz atmislardir..


    (whatdreamsmaycome - 4 Haziran 2005 22:26)

  • comment image

    al pacino kesinlikle harika........(bkz: al pacino vs robert de niro)

    senarist* frank pierson ki kim olduğunu öğrenme isteği ile yanıp tutuştum film bitiiğinde
    ve yönetmen sidney lumet'ın bayaa iyi iş çıkardığı, muhakkak izlenmesi gereken film.

    sadece al pacino için izlenmesi gereken film.

    izlenmesi gereken film.


    (dusty - 6 Ekim 2005 03:26)

  • comment image

    yonetmenligini sidney lumet'in yaptigi harika bir sosyal elestiri* filmi. al pacino'nun oynadigi filmler icerisinde de belki de olaylar uzerinde herhangi bir kontrolu olmayan tek karakter filmdeki sonny karakteridir. toplumdan uzak, ayriksi, ait olma yetilerini kaybetmis ve sisteme ayak uyduramamis bireylerin basit ruyalarini, hayallerini ve bunlari gerceklestirmedeki basarisizliklarini islemesi acisindan 70'ler sinemasinin tipik bir ornegidir. donemin ruhuna uygun olarak, filmde de guvensizlik ve ihanet * havasi hakimdir: kimse kimseye guvenemez, cunku herkes yalancidir filmde, oyuncudur, kimsenin ettigi laf ve hisleri gercek degildir. filmdeki karakterlerin cogu 15 dakikalik unlerinin keyfini cikarmak icin kullanmaktadirlar banka soygununu. ilk baslarda populer olan, olayi izleyen halk tarafindan alkislanan sonny'nin ise escinsel oldugu aciklaninca bir anda herkesi karsisinda bulur. ama 70'ler elestiri donemiydi, her ne kadar kici kirik bir burjuva haraketi dense de, 60'arin mirasi vardi, ve hollywood'da elestirel gozlukleri olan yonetmenler henuz susturulmamisti. o yuzden de boyle kara mizah filmleri bolca yapiliyordu. zaten hollywood dedigin 30'lar ve 70'ler de yapilan filmlerdir biraz da, gerisinin cogu soytarilik. tabi ronald reagan gelince de bu elestirel zihniyetin koku kazindi, ve daha fantastik mesela e.t gibi filmler peydahlandi bir anda.

    sal ve sonny, diger karakterlere gore daha saf gozukseler de, filmin ta ilk karesinden itibaren ne kadar gerceklikten uzak olduklarini, hayal dunyasinda yasadiklarini goruyoruz. sal'in wyoming'i ulke zannetmesi, canli yayinda gazeteciye trajik cikisan sonny'nin yayindan bir sekilde looney tunes melodisiyle kesilmesi trajik olanla absurd arasindaki cizginin iyi bir vurgulamasidir zannimca. iyidir guzeldir, olay brooklyn'de gecer veyanilmiyorsam baba ii'den hemen sonraya denk gelir. bu filmi sevenler sunu da sevdi: (bkz: scarecrow) (bkz: midnight cowboy)


    (hemingway - 23 Ocak 2006 10:17)

  • comment image

    ilk olarak 10 yaşımda falan seyrettiğim ve uzun yıllar bazı sahnelerini unutamadığım film. al pacinoyu al pacino yapan bu filmin adı yıllarca kafamı kurcalamıştı. iyi de niye "dog day"? "dog day ne ki?, eşcinsellikle bi ilgisi olan argo bi laf mı?" diye merak ettim durdumdu. neden sonra 86 filandı dog day.in cehennem -veya deprem- sıcağı dediğimiz mevsim normallerinin üstünde, acaip sıcak günlere verilen bir ad olduğunu öğrendim. yine de "bunun altında bi çapanoğlu var mıdır?" diye merakım devam etti.


    (parlevuereglulu - 23 Ocak 2006 10:23)

Yorum Kaynak Link : dog day afternoon