Serpico (~ Serpiko) ' Filminin Konusu : 1970'ler. New York'un bir suç şehri olmaktan çıkmasına henüz on yıllar var. Polis gücüne yeni katılan hipi görünüşlü genç Frank Serpico'nun, birlikte devriyeye çıktığı arkadaşlarından tek farkı şehrin entel kesiminde yaşaması ve sakal uzatması değil, kesinlikle rüşvet almaması ve dünyayı daha iyi bir yer yapacağını sanmasıdır.Frank'ın tutumu bir süre sonra hem sokaktaki azıllı suçluları hem de onlarla işbirliği yapan çalışma arkadaşlarını rahatsız edecektir. Kirliliğin etrafını sardığını farkettiğinde, kokuşmuşluğun uzandığı yerleri görüp dehşete kapılacak ve kendi hayatının da tehlikede olduğunu anlayacaktır.
Ödüller :
Scent of a Woman(1993)(8,0-227823)
Dog Day Afternoon(1975)(8,0-214914)
Carlito's Way(1993)(7,9-185109)
The Untouchables(1987)(7,9-251299)
The Insider(1999)(7,9-147860)
Donnie Brasco(1997)(7,8-254618)
Glengarry Glen Ross(1993)(7,7-100500)
The Godfather: Part III(1991)(7,6-372111)
The Devil's Advocate(1997)(7,5-335892)
...and justice for all.(1979)(7,4-27472)
Insomnia(2002)(7,2-250038)
Sea of Love(1989)(6,8-34058)
Golden Globes : "Golden Globe-Best Motion Picture Actor - Drama"
al pacino'nun oyunculuğuna söyleyecek laf yok bu filmde de. serpico'nun eksilerine gelince;- daha kısa olabilirmiş. yanılmıyorsam 129 dakika, 110 dakikada da anlatılabilirdi anlatılmak istenenler.- al pacino dışında öne çıkan bir oyuncu yok. yan rollerdeki isimler daha fazla ön plana çıkabilirdi.--- spoiler ---ayrıca kadınları nasıl tavladığını bir türlü anlamadım. o kısımları geçiştirmişler. hele ilk sevgilisiyle, nasıl çıktı, neden ayrıldı bir türlü anlayabilmiş değilim. kız başkasıyla evlenebilirim falan dedi, serpico hiçbir tepki vermedi. zaten çok güzel kızdı, serpico'yla ilişkisinin uzun ömürlü olmasına ihtimal vermiyordum. yalnız film ne anlatıyor, ben neyin derdindeyim :)--- spoiler ---
(scugnizzi - 10 Şubat 2009 02:49)
seyrettigim en guzel filmlerden biri. iyi ki al pacino oynamis, iyi ki seyretmisim.--- spoiler ---al pacino ve meryl streep ve diger buyukler bu insanlarin algisina sahip olmak isterdik. ani anlayan yegane insanlar bunlar sanirim. bizler onlarin musveddesi olarak yasiyoruz. ani degerlendirmek degil, o anda al pacino nasil bir tepki verir diye dusunsek belki daha inandirici olacagiz! belki kotu kotu kendimizi oynamayi birakmaliyiz su dunya sahnesinde ve bizi oynayan al pacinoyu oynamaya calismaliyiz!filmimize gelince, filmde icimizde cocukken yasattigimiz ve oldurmemek icin elimizden geleni yaptigimiz serpico'yu canimizi acitacak kadar gercek sekilde ete kemige burunmus bulduk. serpico bizim cocukluk idealimizi gerceklestirmeye calisan 30 kusur yasinda bir baska cocuk hala. biz ona gulumseyerek bakan buyukleriz artik. neden cocuk diyoruz ona cunku paraya bukulen polislerden olmusuz da farkinda degiliz. kir akiyor cesitli miktarlarda her birimizden. film boyunca kimi sahnelerde serpico'nun kendisine dikkat ederken, kimi sahnelerde boynundaki al yildizli kolyeye dikkat ederken, kimi sahnelerdeki evindeki duzene, kimi sahnelerdeki duzensiz ve intizamsiz birakilmis ama yasamiyla uyumlu stiline dikkat ederken metni kacirdigimi fark ettim. kafayi yeme alamesi olarak da okunabilir veya ozlemini cekilen hayranlikla seyrettigimiz bir dostun varliginda bulunmak olarak da anlasilabilir. yani serpico'yu herkesin sevdigi kadar sevdik bir sekilde, filmin sonunda yaptigimiz arastirma sonunda serpico hikayesinin gercek oldugunu anladigimda ise soyleyecek bir sey kalmadi. evindeki duzeni ve uyumu dunyaya yaymaya calisan; karsiliksiz olarak seven ve sevebilen ve benzersiz bir sevgi bekleyen bu adamdan ve hikayesinden etkilendik. bu hesap kitap devrinde, mantik egemenligi altinda, kendi cikarina ragmen yasayabilen bu devirde ancak "fiction" olabilecek bu prensipli adamla tanismaktan cok memnunum. hepimiz serpico'yuz ama birazcik, yekunumuz etmez tamamini diyerek bitiriyorum. buyuksun al pacino, bizlere bunu dusundurttugun ve serpico'dan haberdar ettigin icin. 36 yil gecmis sinemalarda gosterime gireli bu film, umuttur yasam iste, sanat da bize bu umudu su zifiri karanlikta tekrar hissettirendir, oldurmeyendir. --- spoiler ---
(fil - 22 Kasım 2009 22:51)
al pacino'nun canlandırdığı doğru düzgün bi polis memurunun, frank serpico'nun, tek başına bir şeyleri layıkıyla yapmaya çalışmasınının hikayesidir. sadece doğru olanı yapma çabasındaki bu dürüst adam gerçekten de oyunculuk adına çok başarılı bir şekilde işlenmiştir. bir başka sidney lumet ve al pacino çalışması olan dog day afternoon kadar iyi değildir belki, ama izleyeni bu onurlu adamın samimiyetine inandırır.--- spoiler ---al pacino'ya yöneltilen "frank, let's face it; who can trust a cop that won't take money?" sorusu polis departmanının o dönemdeki tüm yozlaşmışlığını ve dahası, insanların artık bu yozlaşmış düzeni kabullendiklerini en iyi şekilde özetler. gariban serpico işini yapıyor diye kurşun yiyedursun,millet işi götürmüş, adama dalga geçer gibi bi de madalya veriyorlar..--- spoiler ---
(amaru71 - 18 Haziran 2010 18:38)
öncelikle böyle muhteşem bir film hakkında sadece iki sayfa entry görünce kahroldum. bir an yanlış başlığa filan girdiğimi zannettim. saçma sapan filmler hakkında bile sayfalarca entry girilmesine rağmen bu film neden böyle yetim bırakılmış anlamış değilim. bir ortamda en sevdiğiniz aktör kimdir diye sorsanız, alacağınız ilk cevaplardan biri al pacino'dur. serpico'yu izlemeden bu cevabı vermek ise saçmalığın daniskasıdır. al pacino'nun bu filmde çıkardığı oyunuculuğa pek çok az filmde rastgeliriz. sözü fazla uzatmaya gerek yok. izleyin, izlettirin. son olarak filmin müzikleri hakkında hiçbir şey demek istemiyorum sadece dinleyiniz.
(scourgeofgod - 4 Ocak 2011 06:08)
ümitsizliğe düştüğüm, sisteme karşı mücadele azmimin azalmaya başladığı zamanlarda tekrar tekrar izlediğim güzel bir karakter filmidir. filmde serpico; gürül gürül akan bir nehrin karşısında durmaya çalışır ve bunun için mücadele eder. teşkilattaki diğer polislerin, "rüşvet almayan bir polise asla güvenemezsin" düsturuna karşı savaşan serpico; o kadar kötünün yanında iyi olarak kalmak güç olsa da gereğini yapmanın erdem olduğunu göstermek için uğraş verir.al pacino'nun her zamanki gibi harikalar yarattığı bu film, sisteme karşı bir başkaldırı filmidir.
(zzebercett - 27 Şubat 2011 12:39)
esas cocuk frank serpico'nun al pacino'nun kendisini canlandirdigi doneme ait fotografi soyledir: http://www.freeinfosociety.com/…dia/images/2461.jpgpacino abi ise soyledir: http://www.pollsb.com/…75-frank_serpico_serpico.jpgkitabinin turkiye baskisinin arka yuzunde basina aciklama yapan frank serpico'nun yukaridaki fotografi bulunur. on yuzundeyse pacino.kitapta filmde islenmemis bir siyahi sevgilisi vardir serpico'nun, hatta vurulduktan sonra da hastaneye gelir ilgilenir. iyi kizdir. kitaba cok yakin olusturulmustur film. daha dogrusu, serpico'nun basindan gecen bazi kucuk olaylar ve kucuk kronolojik farklar disinda, cok yakinlar diyelim. ozellikle annesini filmde de kitapta da ayni kisiler olarak canlandirabilirsiniz. tabii esas hikayede daha detayli bir karakter var.ve yine serpico, kitap olarak sadece abd'de 17 milyon satmistir.
(xanderia - 28 Nisan 2011 20:38)
al pacino'nun bahçesinde otururken dinlediği aria'nın adı e lucevan le stelledir.
(torikaeshi - 5 Temmuz 2011 17:33)
al pacino'nun kariyerinin en iyi zamanlari olan 1970'lerden kalma bir klasik. tamam bazilarimiz scent of a woman diyebilir zirve icin ama bu filmlerden once oscarlik 3-4 filmi daha vardir paco'nun.konuyu zaten yazan yazmis, spoiler'lar verilmis. yonetmenlik olarak paco'nun uzayan saclari ve her sahnede cussesi degisen kopegi ile filmde gecen 5 yillik surec guzel anlatilmis. bu tip ogeler olmasaymis zaman konusunda kargasa yasanabilirmis. ayrica herkesin boktan oldugu bir toplulukta iyi olmanin imkansizligi da cok guzel kotarilmis. hayalim ama filmin sonunda the doors'dan people are strange calsa muhtesem bir bitis olabilirdi. kismet. al pacino'nun oyunculuguna laf soylemek zaten sacmalik. 1974 yilinda gerceklesen oscar torenlerinde oscar'i save the tiger filminde oynayan jack lemmon kapmisti. henuz save the tiger filmini izlemedigim icin bu konuda bir yorum yapmayacagim ama filmi izler izlemez buraya bir edit gelecek.nacizane puanim 8,5/10
(sabbath1970 - 9 Mayıs 2013 14:32)
gercek hayattaki karakteri en az filmdeki kadar (hatta daha fazla) karizmatik olan uyarlamalardan biridir.bakiniz frank serpico diyorum konuyla ilgili.
(my jekyll doesnt hide - 9 Mayıs 2013 14:37)
"iş arkadaşlarının birçoğuna göre o yaşayan en tehlikeli insandı, yani dürüst bir polisti""neden al pacino?" sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan birisidir.
(stefan kuntz - 10 Mayıs 2013 09:48)
sisteme ayak uyduramayan,idealist,yeni fikirleri olan ve kendini geliştirmeyi düstur edinmiş bir polisin hikayesinin anlatıldığı klasik.--- spoiler ----frank'in sisteme ayak uyduramayacağının en belirgin göstergesi;teşkilattaki ilk yemeğinde istediğini yemek istediğini söylediği;fakat polis memuru tarafından "aşçı ne derse onu ye,uzatma,bedava yemek yiyoruz o da arabasını hatalı park edebiliyor" çıkışı. bu cümlelerden sonra;serpico'nun kokuşmuşluğun bu seviyeye inmesine hayret eden ve "ben nereye düştüm böyle" şaşkınlığında bakan gözleri hala hafızamda. -frank'in tecavüzcü adamı ikna için geliştirdiği yöntem etkileyici ve şiddetin çözüme giden yolda büyük handikap olabileceğini gösterir nitelikteydi.-şimdiye kadar rastladığım en ilginç ayrılık diyaloğu da bu filmdeydi. küvetteyken; dansçı sevgilisinin "2 aya kadar benle evlenmezsen sana önceden bahsettiğim teksas'taki adamla evleneceğim" cümlesine cevaben frank'in "davetiyemi yollar mısın" tepkisi çok enteresan ve donuk bir veda şekliydi.-tebessüm ettiren yegane diyalog ise:+ne iş yaparsın?-artist,fotoğrafçı,dansçı ve budist'im. +bu sırayla mı ilerliyor?-serpico'nun dürüst olmasının yanı sıra; yeni fikirler üretebiliyor olması ve kendini geliştirmeyi sevmesinin detayları da güzel işlenmişti. müdürü, sakallı kalması için ikna ederkenki tavrını ve ispanyolca ders almasını bunlara örnek olarak gösterebilmek mümkün.-son olarak; laurie'nin anlattığı "wise king" hikayesi; filmin teması ve "eğer işin içine girmez,sisteme ayak uyduramazsan,herkes sana deli der,devam edebilmek istiyorsan kirlenmelisin" diyebilmenin en naif şekliydi.-filmdeki flört başlangıçlarının kısa tutuluşu ve orijinallik barındırması hoşuma giden bir diğer detay oldu. özellikle;"bahçemden hoşlanma,sev;çünkü ne derler bilirsin,adamın bahçesini seversen kendisini de seversin" cümlesi "ince iş" bir kur cümlesiydi.--- spoiler ---özetlemek gerekirse, serpico; çürümüş bir sistemi ve yel değirmenlerine karşı savaşan dürüst bir adamı;yalın,gerçekçi ve mükemmel bir oyunculuk eşliğinde anlatan çok başarılı bir film olmuş. karakterin çaresizliği,hayal kırıklıklarının seyirciye direkt işlemesi ve herhangi bir yapaylık hissedilmemesi de bu eserin bir diğer önemli başarısı olarak sayılabilinir.şahsi fikrim; bu filmin kesinlikle izlenmeye değecek bir yapıt olduğu yönünde.
(bandh - 25 Haziran 2013 16:09)
her zaman ki al pacino nun doruk filmlerindendir. filmin başında pek sallamaz, sklemez punk-hippi mi demeliyiz bir vaziyette takılır. ama iş rüşvete yada haftalığa gelince sofu kesilir haram der el uzatmaz ve bu hal kişinin kendini vicdanen ahlaken koruma savaşına dönüşür. burdada tum polislerin namussuz olduğu mesajı doğar. serpico hariç tabi. ardından kaşarlanmış seyircinin yüreğini eritip servisyapmak kalır.sidney lumet in new york üçlemesinin ilk ayağıdır. muhtemelen engüçlüsü.
(zzzzz - 28 Ocak 2004 03:24)
hippiye dönüştükten sonraki yürüyüş stili surat ifadeleri,pacino nun gözlem yeteneğine hayran oldurtacak cinsten,ama film pacino nun oyunculuğu kadar iyi değil.
(noiz - 20 Mayıs 2004 02:17)
serpico/#40609361'de sözü edilen hikaye:“bir kral varmış ve kendi krallığını yönetiyormuş. krallığın tam ortasında bir kuyu varmış. herkes oradan su içermiş. bir gece bir cadı gelip kuyudaki suyu zehirlemiş. ve ertesi gün kral dışında herkes o kuyudan su içmiş. hepsi delirmişler. caddede toplanıp ''kraldan kurtulmalıyız, çünkü kral delirdi,'' demişler. ve ardından kral gece gidip kuyudan su içmiş. ertesi gün tüm insanlar mutluymuşlar çünkü kralları iyileşmiş.”
(anka kedisi - 23 Mayıs 2014 16:27)
türkiye'nin yolsuzluk skandalları ile çalkalanmadığı bir dönem olmamıştır. 35 yaşındayım.hiç öyle ideallerdeki gibi temiz bir toplum olduğumuzu hatırlamıyorum. dolayısıyla devletimiz de zaman zaman kirli işlerle anılmıştır. serpico'yu izlediğimde türkiye'deki rüşvet ve yolsuzluklar artık ayyuka çıkmıştı. bu yüzden filmin bana, dünyada onu izlemiş olan pek çok kimseden daha anlamlı geldiğini düşündüm.film, kısaca, yozlaşan bir sisteme direnen namuslu bireyin hikayesi. sadece bir polis memurunun değil... zaten öyle düşünmemek lazım; memur serpico da bir insan. başka bir iş yapsa da aynı duyarlılığı sergiler bu insanlar...kirliliğe, hainliğe karşı direnen ve direndikçe büyüyen onurundan başka kendisine bir destekçi bulamayan insanlar... sizler ne kadar da saygıdeğersiniz.........serpico, teşkilattaki yozlaşmayı gördükçe rozetine duyduğu saygıyı ve sürdüğü hayatı sorgulayan biri oluyor. bu sorgulamaların sonunda evet sonunda safi vicdan olup çıkıveriyor.... mr vicdan olarak da böylesi bir hayata katlanmaya tahammül edemiyor...finalde yatakta ona verilen dedektiflik rozetini reddetmesi ve nihayetinde istifa edip isviçre'ye yerleşmesi anlamlı. bizde her gün onursuzlukla yaşamaya devam eden insanları düşündükçe gerçek hayatta emsalleri olan bu adamların önünde eğilmemiz gerekiyor. çünkü insanlığın evrensel mesajlarını onlar gelecek nesillere taşıyacak: dürüstlük, erdem, hümanizm, karşılıksız sevgi, fedakarlık, insana hürmet hissi...nitekim film de gerçek bir olaydan nakledilmiş.tabii bu arada,kolunda üç köyü bir ay boyunca doyuracak sofra kurmaya yetecek değerli bir saati taşıyan devletlülerin olduğu bir ülkede yaşadığımı...rüşvetin de her türlü rezilliğin de dibine vurmuş insanların ülkemi yönettiğini...ve ruhu kıçından pis nice insanların komutlarıyla sürdürdüğümüz hayatlarımız olduğunu düşündüğümde...böyle bir filmi çok daha fazla içselleştirerek izliyor insan ve işte bu yüzden serpico gibilere minnet hissediyor... nerede yaşıyorsalar şiirlerimi, umutlarımı, saygılarımı onlara sunuyorum....çok şey yazılır...ama finale doğru hastanede yatan yaralı serpico'ya, terfi anlamına gelen rozeti uzatan ihtiyara söyledikleri, vicdanları yaralanmış milyonların duygularına tercümandı:"bu rozet bana dürüst olduğum için mi yoksa suratından vuralacak kadar aptal olduğum için mi verildi"işte bu yüzden rozeti iade etmek istiyor. doğruluk bir fazilet değil bir standarttır ve evrenseldir. doğru olma ısrarını sürdürenler ise kirlenmişler tarafından yadırganır ve onların yeryüzündeki azabı olur. suçluların onu suratının ortasından vurmasına da müsaade ederek doğru kişiyi yok etmeye, vicdan azaplarını ortadan kaldırmaya çalışırlar. dürüst insan, kirli toplumun vicdan sızısıdır. filmin sonunda isviçre'ye yerleşmesi onun da insanlarla, kötü düzenle uğraşmaktan bıktığını söylüyor. al pacino hem kılıktan kılığa hem türlü ruh hallerine girerek her telden çalacak kadar usta bir aktör olduğunu göstermiş. küpeli al pacinoyu hiç görmemiştim. gençliği ile şimdiki halini de fizksel olarak birbirine benzetemedim, çok değişmiş.film bir tek onun üstünden gidiyor zaten.izlenmeli...
(aylakdoktor - 2 Ekim 2014 09:57)
neredeyse gotham city’ye dönmüş olan yetmişli yılların çöküş içerisindeki new york’unda her türlü yozlaşmaya/çürümüşlüğe/rüşvete karşı namuslu olmaya çalışan polis memuru frank serpico’nun hikayesi. kişisel kanaatimce al pacino’nun en efsanevi performansını sergilediği filmdir.gerçek bir hikayeden beyaz perdeye aktarılmış olmasından mütevellit aynı konuya sahip* diğer filmlerden fazlasıyla ayrışmaktadır.--- spoiler ---kurgu olsaydı- serpico’nun muhtemelen kendisine ölümüne sadık zenci bir badisi olurdu.gerçekte - frank rüşveti reddettikçe ve yozlaşmaya karşı ifade verdikçe mobbinge uğruyor ,dışlanıyor.kurgu - serpico’ya her koşulda sahip çıkan bir eşi veya sevgilisi olurdu,kötü adamlar eşini öldürmeye çalışırlardı vs.gerçek - işte bunalan serpico özel hayatında da bir türlü istikrarı yakalayamıyor.kurgu - sonunda kötülerle serpico ve badisinin karşılaştığı bir çatışma olurdu.muhtemelen badisi ölür,onun için bütün nypd’nin katıldığı efsanevi bir cenaze düzenlenir,serpico duygusal bir konuşma yapar,badisinin eşine dönerek o bir kahramandı derdi.vs.vs…gerçek - bir uyuşturucu baskınında yaralanan serpico, ekip arkadaşları tarafından ölüme terk ediliyor,ambulans bile çağırmıyor şerefsizler. serpico’ya olay yerinde bulunan hispanik bir adam tarafından müdahale ediliyor; madalyasıysa dilenciye sadaka verilir gibi veriliyor.--- spoiler ---pek muhterem sidney lumet’in gene polis yozlaşmasını ,new york’u ve yine gerçek bir hikayeden esinlenerek çektiği diğer bir film için:(bkz: prince of the city)
(drina - 17 Kasım 2014 16:57)
- i like your garden.- hey. love my garden.- ok. i love your garden.- do you know what they say?- no. what do they say?- if you love a man's garden, you gotta love that man, too.
(lizarazu - 23 Haziran 2004 13:25)
al pacinonun yine yeteneklerini konusturdugu film.. ozellikle 2 sahnesindeki oyunu vardır kı fazla soz gerektirmez. 1.si homoseksuel olmakla suclandıgı sahnedeki bakıslar ve oyunu, 2.si de polisler tarafından tanınmayıp oldurulmeye calıstıgı sahnede o 3 duvar arasında kendını savurması, caresizligi ve olum korkusunu anlatısı..
(lululom - 22 Aralık 2004 02:46)
mikis theodorakis sayesinde kel alaka yerlerde yunan ezgileri duyarsınız.kaldı ki ne serpico yunan asıllıdır ne de başkası.filmin içine edecek bu adam dersiniz baştan ama sonra bırakır bu ezgileri ve döner standart müziklere.iyi de yapar.
(ronesans adami - 15 Mart 2005 14:10)
kanımca 70'li yılların en sağlam filmlerinden. yine aynı yılların müzikleriyle harmanlanan, akabinde yaşanılan yüz yıl içinde en üretken,en duygu yüklü film ve müziklerin 70'li yıllara ait olduğunu gösteren film. ayrıca 70'li yıllar içinde yapılan her filmin ve müziğin, kalbe hitabetme bakımından eşsiz olduğunun bir kez daha altını çiziyor...
(manu elportakal - 19 Haziran 2005 18:48)
Yorum Kaynak Link : serpico