Sen Aydinlatirsin Geceyi (~ Fotizeis ti nyhta) ' Filminin Konusu : Karakterlerin tamamının süper kahraman olduğu bir çeşit aşk hikayesi. Karısını çok seven bir adamın hikayesi. Duvarların içinden geçebilen bir yan hakem; nesneleri oynatabilen bir kadın; zamanı durduran bir kız; bir dev; bir görünmez öğretmen ve benzeri karakterler var bu hikayede. Adam karısını çok sevmektedir, karısı onu aldatır, olaylar gelişir...
Ödüller :
Mutlu Ol Yeter(2015)(8,3-4909)
Ben de Özledim(2013)(8,2-6366)
Itirazim Var(2014)(8,0-9150)
Sarmasik(2015)(8,0-5926)
Ölümlü Dünya(2018)(7,8-12721)
Bana Masal Anlatma(2015)(7,7-12474)
Limonata(2015)(7,5-8221)
Yeralti(2012)(7,2-8405)
Bes Sehir(2010)(7,1-2228)
Günesin Oglu(2008)(7,1-4352)
Görünen Adam(2017)(7,0-1105)
Polis(2007)(6,7-5180)
Best Screenplay
filme isim babalığı yapan shakespeare dizeleri: yarayla alay eder yaralanmamış olan bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden sen ondan çok daha parlaksın çünki sen! tüm göklerin en güzel yıldızlarının ilki! sen! sen aydınlatırsın geceyi…
(hikmetbenol - 21 Haziran 2012 01:03)
onur ünlü nün sadece bağımsız sinemalarda gösterileceğini söylediği filmi.ayrıca;--- spoiler ---dünyanın en güzel evlenme teklifi bu filme geçer.--- spoiler ---ha bu arada filmden sonra yapılan söyleşide bir izleyicinin tüm oyunculara sorduğu "neden bu filmde oynamayı kabul ettiniz?" sorusuna en güzel cevabı bence tansu biçer vermiştir."alışkanlıktan"
(yoktan adam - 13 Nisan 2013 13:33)
cer modern'de yapılacak olan ankara galasının biletlerinin çıktığı anda tükendiği film. buradan o şanslılara seslenmek istiyorum : bir delinin hatıra defteri'nin tüm sezonunu da kapatan sizlersiniz değil mi?
(acalculia - 17 Nisan 2013 00:03)
yanlış anlaşılmasın ama buradaki serzenişin asıl sebebi bilet fiyatı değil, onur ünlünün ''ben filmimi gösterim ağına sokmuyorum .çünkü ticari kaygım yok.'' dedikten sonra biletleri bu kadar fahiş fiyata, hemde en ticari kaygı taşıyan adamların bilet satma ortamı olan biletixten satışa sunmasıdır.o kadar baba laf ettikten sonra bunu yapmasıdır yadırganan. yoksa filmin karşılığıymış, emekmiş bunları konuşmuyoruz..eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürdükten sonra tam tersini ne diye yaparsın be adam ?ayrıca o bilet parasıyla kimse sokmaz zaten ağa filmini. neticede 2 film parası birden alınıyor..hey maşşallah !parası olan gidip izlesin ama benim biraz beklemem lazım. malum öğrencilik !edit : biletlerin biletix'ten satılmasının onur ünlüyle alakası yokmuş.semaver kumpanya anlaşmasıymış inançsız deve az evvel aydınlattı sağolsun.. ama bilet hala pahalı !
(o ne lisa - 19 Nisan 2013 21:58)
film yere saçılmış parçalar gibi. o parçaların bazısında çok güzel resimler var kabul, ama parçaları toplayıp bütün yapmaya yönetmenin gücü yetmemiş, seyirciye de dolayısıyla "halimi anla. filmi de anla yahu işte" demiş. seyircinin bir kısmı "bu parçalar bana yeter" diyecek, bir kısmı anlamadığını çaktırmamak için "olmuş" diyecek. ama olmamış.film onur ünlü nasıl konuşuyorsa öyle. yer yer komik, yer yer derin, kah güldürüyor, kah melankoliye kaptırıyor (gibi oluyor), fakat kompozisyon yok, hikaye anlatımı sıfır! keşke onur ünlü kendine iyi bir "storyteller" bulsa, onunla otursalar, hikayeyi birlikte işlemeye başlasalar ve son olarak tek başına çekse... bakalım, belki o da olur.
(harikulade - 24 Nisan 2013 01:20)
(bkz: belki şehre bir film gelir bir güzel orman olur)
(ne deyim kendini bilmeze - 25 Nisan 2013 19:32)
filmi turneye çıkarmak yerine internete koyup altına da 'gönlünüzden ne koparsa' diye bağış kısmı falan ekleseydiler çok daha mantıklı bir iş yapmış olacaklardı.
(jiyuu - 3 Mayıs 2013 16:36)
bu yılki istanbul film festivali'nde izleyecektim, biletimi daha ilk gün, erken saatlerde, hem de ankara'da almıştım. neyse, istanbul'a gittim, diğer filmleri izledim, festivalin son günüydü bu film, birden hastalandım, yatağa düştüm ve gidemedim.. beş aydan fazladır da, hiç bir yerde denk gelmedim/getiremedim..ama bu gece.. 3. bodrum türk filmleri haftası kapsamında, oasis'de yakaladım kendisini, hem de badava!önce spoiler ile başlayalım..--- spoiler ---midesi ve/ya ruhu çok hassas olanlar bu filme gitmesin. bu fantastik filmde bol bol kusmuklar, kanlar, kesilen kollar, kurşunlamalar, dayaklar gösteriliyor. siyah beyaz estetik ve müziklerin de etkisiyle gerçi bunları vahşete dönüştürmekten de kurtarıyor yönetmen, ama yine de sinefil olmayanları zorlayacak bol sahne var.sinemaya arada bir, eğlence olsun diye gidenleri de memnun etmeyecektir bu film. katı gerçekliğe kaskatı şekilde bağlı olanlar da, ''ne saçma şey bu'' diye nitelemeye eğilimli olacakları için, bu film onlara göre de değil.gözünden sürekli kan akan agresif doktorun, korsan kitap satıcısı kızı arabasına alıp arabayı sürdüğü ve resmin tepetaklak olduğu sahne beni optik olarak çok zorladı. allahtan kısa sürdü, gözlerim bayağı rahatsız oldu çünkü. zaten filmin beni tek zorlayan yeri de burası oldu. sıkı festival takipçisiyimdir, kolay kolay kötü etkilenmem..--- spoiler ---spoiler bitti ama, filme gitmeyenler yine de temkinli olsun bundan sonrasını da okurken:bu sıradışı filmde, herşeyi bir kenara bırakayım, bir amatör fotoğrafçı olarak, yüzden fazla nefis fotoğraf karesi saptadığımı söyleyebilirim. siyah-beyazın tüm avantajları gözler önünde. ışıklar, gölgeler, yansımalar, açılar, siluetler; filmin dramatik yapısına inanılmaz katkı sağlıyor. sırf bunlar için bile defalarca seyredilebilir.bu film, ali atay'ın filmi olmuş. leyla ile mecnun'daki bir çok rol arkadaşı ve yine eflatun film yapımı olan şubat'tan da oyuncular var filmde, ama hepsi de yan roldeler ve çekilip sanki, uzaktan berber cemal'i oynayan ali'nin muhteşem performansını seyrediyor gibiler.demet evgar, daha önce ali atay ile manik tik dildo filminde de oynadığı için, kendisiyle uyum içinde, ve o da iyi oyunculuğunu diğer başrolde konuşturuyor.serkan keskin, bir sigarayı başından sonuna hızlı hızlı içerek attığı tiradında müthiş. ismail abi tarzı bir keder yok değil benliğinde ama ondan eser yok, maganda hayvan tüccarı rolünde bambaşka bir karakter. keşke daha çok rolü olsaydı.ahmet mümtaz taylan, yine ali atay'ın babası rolünde. cemal'in yufka yürekli, iyi kalpli babası..cengiz bozkurt cüceler kasabasındaki dev esnaf, nadir sarıbacak elini silah olarak kullanabilen, karanlık kişilerin maşası rolleriyle yine akılda kalıcılar.korsan kitapçıyı canlandıran hanım kız da, iyi oyunculuğun göstergesi olan mimik kullanımında özellikle başarılıydı.annesini ve kardeşlerini yangında kaybettiği için kolu kanadı kırılan ve biraz tuhaflaşan, intihara meyilli, boş zamanlarında yan hakemlik yapan, duvarların arkasını gören, duvarlardan geçen cemal'in, filmin aforizması olan, ''insan endişeden yaratılmıştır'' sözünü doğrularcasına, akhisar'da akıp giden beyhude ama endişeyle dolu hayatından bir kesit..yönetmen, onur ünlü iyi iş çıkartmış bence.. hem de bayağı iyi.. aldığı önemli ödüller bunun göstergesi.. tam bir dram çekmiş: içinde trajedi de var, komedi de.. iki güneşli, üç aydedeli, hayaletli, hemen herkesin süper kahraman olduğu ama bunun farkında olmayan kişilerle dolu, ağır şiveli bir ege kasabasında geçen, tuhaf olayların birbirini kovaladığı, adeta edebiyattaki büyülü gerçeklik tarzını andıran bu güzel filmiyle yine beğenimi kazandı.ha bir de, at havayolları de dikkatimden kaçmadı :)sen aydınlatırsın geceyi, bu gecemi aydınlattı sahiden..emeği geçen herkesin ellerine, kalplerine sağlık olsun..
(zaman sokaklarda kayboluyordu - 26 Eylül 2013 00:06)
--- spoiler ----çok severim uçmayı ben.+peki ya beni?-?+beni de sever misin?-istersen severim.--- spoiler ---
(heartcollector - 11 Ekim 2013 05:47)
--- spoiler ---sonu havada kalmıştır--- spoiler ---
(in memoriam - 5 Kasım 2013 14:13)
evet film bir "onur ünlü kafası" ürünü. zaten leyla ile mecnunu az çok bilen biri filmde neyle karşılacağını bilir. ben de güzel bir zeka ürünü ancak sinematografik açısından pek güçlü olmayan bir filmle karşılacağımı bekliyordum. ta ki o ana kadar.--- spoiler ---filmin başındaki duraganlık yanımdaki arkadaşımın sanat filmlerinden ürkmesinden mütevellit filmin gidişatı açısından beni biraz endişelendirdi. neyse ki filmin yeni yeni dönmeye başlayan tekerlek gibi yavaştan başlayıp sona doğru hızlanan bir tempoya sahipti. filmin yavaş yavaş bizi içine almasıyla birlikte kah kahkalara boğulduk, kah öfkelendik, kah hüzünlendik, kah düşündük. bi kere filmin siyah beyaz oluşu filmi zamansızlaştırarak bir derinlik katmış. ve fimdeki müziklerin ahengi tonu tınlaması birebir filmle uyum içinde. oyunculuklar muhteşem ki leyla ile mecnun kadrosu zaten "olmuş" bi kadro. demet evgar için diyebileceğim tek şey ise "leyla"nın nihayet bulunduğu gerçeği.filme cemalin dramıyla başlıyoruz. cemal annesi ve kardeşlerini bir yangında kaybetmiştir. filmin bir yerinde yangını izleyen bir delikanlı görüyoruz. psikiyatr olması muhtemel doktora rüyasına anlatırken cemal, yangına annesini kurtarmak için dalacağı sırada babasının onu durduğunu ve öpmeye başladığını söyler. cemali tahrik eden bu rüyanın mealine dair fikrim yok ancak cemalin yangına tanıklık ettiği aşikar ama yangında rolü olup olmadığına net bir ipucu yok. beri yandan cemal ölmeyi isteyecek kadar etkisi altındadır bu olayın.ve yaseminin dramıyla yön değiştiriyo film. yasemin anne babasını küçük yaşta kaybetmiş, kuzeni ve yatalak amcasıyla birlikte yaşayan fabrika işçisidir. yazık ki kuzeninin tecavüzüne maruz kalmış ve hamiledir. cemalle yolları kesişir ve birlikte daha büyük bir dram yumağına dönüşüverirler. ve son olarak kitapçı kız defnenin yasemine benzer bir dramıyla karşılaşırız. defne ise doktordan hamiledir ve o da yasemin gibi çıkış noktası olarak cemali görmektedir. hülasa cemal insanın ayaklarını yerden kesen asıl şeyin aşk olduğunu keşfeder, ancak umutlarının havada asılı kalmasıyla film son bulur.filmin hikayesi budur kısaca. filmde güzel ve enteresan olan şey ise mecazların hayat bulması. ilaçların etkisiyle kafayı bulan yasemin ve cemal "uçmuştur" mesela. ya da yasemin kadınlara atfedilen "parmağında oynatma" süper gücüne sahiptir. ve aşırı şüpheci cemalin özelliği ise duvarların ardını görmesi. yahut kitapçı defne kitapların zamanı durdurma gücünden aşırılmış bir özelliğe sahiptir filmde. "başımıza taş yağacak" vecizesi bile gerçeğe dönüşüvermiştir filmde. cemalin yasemini öldüresiye dövdüğü, sırf gücünden yaralanmak için defnenin kollarını kestiği sahneler şiddetin gücü nedeniyle ne kadar vurucu etkiye sahipse de cemalin özür dilemek için adeta bir tiyatro sahnesini gerçek hayata uyarlaması da naifliğin/duygusallığın sarsıcı etkisi nedeniyle farklı bir yönden aynı etkiyi yaratan önemli sahneleriydi.--- spoiler ---velhasıl mükemmel bir filmle yepyeni bir sinema diliyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. film insanı büyülüyor adeta. leyla ile mecnunu nuri bilgenin kadrajından izlemiş gibiydim- ki ikisini de çok severim- her bir sahne fotoğraf karesi güzelliğinde. metaforsa metafor, benzetmeyse benzetme ve asıl sanatsa sanat. artık sadece "onur ünlü kafası" yoktur bana kalırsa "onur ünlü gözü" gerçekliği de doğmuştur bu filmle birlikte.türk sinema tarihine yepyeni bir tarz kazandıran onur ünlü'nün bol bol sinema yapması ve klasikleşmesi beklentisi ve dileğiyle.
(suhuletbaci - 25 Kasım 2013 22:21)
(bkz: ulan bari mp3'ünü yayınlayın)
(sudosuz surahi - 9 Haziran 2014 23:16)
bilmeyenler için güzel bir haber verelim.dvd ya da blu-ray ya da torrent bekleyenler ve filmi sansürsüz isteyenler... yarın çileniz bitiyor. akşama doğru kavusursunuz filme bence.kaynak: bir eflatun film çalışanı.
(bilemiyorum altan bilemiyorum - 19 Haziran 2014 01:57)
filmi beş kere izlemiş biri olarak sonunda fark ettim ki en sevdiğim sahnesi.. yok hadi en demiyim ayıramadım şimdi ama en sevdiklerimden biri şu diyaloğun geçtiği sahnedir:--- spoiler ---kitapçı kız*: yani "yıllar yılı dert yolunda ne ilk ne de sonuncuyum. kahrediyor hayat beni ben acılar çocuğuyum"cemal: sevmiyom ben orhan gencebay.kitapçı kız: orhan gencebay değil ki bu.cemal: biliyom da sevmiyom ben orhan gencebay. çok hesaplıyo ya şeyleri.. hesaplıyo derken tamam belki memlekette en iyi bağlamayı o çalıyo ama. ya da ne bileyim bazen bi şarkının sırf giriş kısmında 4 tane farklı makamı birbirine çok iyi şekilde bağlıyo falan ama... sen o gitarı niye sokuyon ki işin içine. duyduğu gibi davranmıyo bence. samimi gelmiyo bana. bak ferdi öyle değil misal. o bana böyle olduğu gibi daha içten geliyo. hesapsız, kitapsız, paldır küldür, ne gelirse. bilmediği şeylere hiç bulaşmıyo. belki üç tane şey biliyo ama o üç şeyi en iyi o biliyo. orhan ben de biliyom diye yırtıyo kendini, ferdi ben de özledim diyo da daha da bişe demiyo.kitapçı kız: sen naptın ya.. bunca lafı biliyordun da niye bunları karına söylemedin?cemal: dinlemiyo ki beni. hem bunları o da biliyo ki zaten bunları herkes bilir. hepimizin bildiği şeyler bunlar. bizim derdimiz daha büyük. böyle tanrıçayla manrıçayla geçicek gibi değil. değilmiş yani.kitapçı kız: aman iyi be sen de gencebay'ı beğenme şekspir'i beğenme.cemal: başka bişe lazım bize.. daha önce hiç bilmediğimiz bişe..--- spoiler ---film youtube'a yüklendiğine göre sahneyi de direk koyalım buraya: sevmiyom ben orhan gencebay!
(nabercanki - 19 Haziran 2014 22:33)
bu film bittip de ışıklar yandığında arka sıramda erdal beşikçioğlu oturuyordu. arka sırasında oturan can dündar'a dönüp o neydi la gibi bir işaret yapmıştı.
(bak sen - 15 Temmuz 2014 22:19)
içinde yeşilçam klişesi ve reyting alsın diye saçma sapan dramatik sahneler olmayan film. filmin en dokunaklı yerinde bile olay aniden absürd bir şekle bürünüp devam edebiliyor. izlemek lazım böyle filmleri, ufkunuz açılır gençler. bırakın artık sonu başından belli olan sinema, dizi vs. izlemeyi. not 1: evet film ileride kültleşecek.not 2: bak şu sahnesi saçmaydı, anlamsız olmuş. yok taşları durdururmuş vs. diyenler ağır malsınız.
(vladimir putin - 31 Temmuz 2014 16:54)
indirmeme rağmen üç haftadır izleyemediğim film.ek olarak; filmi beğenmek için sinema hakkında çok şey bilmeye gerek yok bence. mesela ben otomobillerle ilgili pek bi' şey bilmiyorum ama volvo'nun arabaları çok hoşuma gidiyor. bu da böyle bir şey.kavga etmek, laf sokmak, ayar vermek falan değil amacım ama artık bazı şeyleri aşalım bence. adam filmi izlerken keyif aldıysa biz bununla ilgili bir yorum yapamayız. aynı şekilde biz de beğenmediysek başkası bununla ilgili yorum yapamaz. yine süper konuştum, mahallenin kahvehanesinde orta yolu bulan dayı gibiyim.
(biseybuldum - 25 Ağustos 2014 11:39)
bu film fantastik bir film değil, fantastik öğeler barındıran bir dram. bu fantastik öğeler olmasaydı filmde yine aynı filmi izleyecektik biz. zaman yine duracaktı, cemal yine yalnız kalacaktı bu dünyada. bu denli keskin bir çizgide yer alıo senaryo. abi neredeyse her sahnesi değerlendirmesi keyif veren, beyin yordurtan bir film ya.evet, özel güçleri var arkadaşların. ve hiç bir işe yaramıyor. çünkü insanız ve insan olmaya devam etmek zorundayız, onur ünlü böyle istiyor. ne kadar özel olursak olalım, anormal olan taraflarımıza yabancılaşarak giderek sıradanlaşmayı izletiyor film, anlatıyor.--- spoiler ---yasemin'i bi sikem dedim. aklımdan geçti. çok istedim ama vakıt olmadı.--- spoiler ---
(pubperest - 21 Eylül 2014 17:50)
sırf orhan gencebay eleştirisi için bile izlenebilecek bir film. bir eleştiri ancak bu kadar yalın ve cezbedici yapılabilir.
(ince mehmet - 15 Ekim 2014 03:48)
duvarların ötesini görüp gözünün önündekini göremeyen bir adamın hikayesi.
(okuryazar - 4 Şubat 2015 21:21)
Yorum Kaynak Link : sen aydınlatırsın geceyi