The Wild Blue Yonder (~ Além do Azul Selvagem) ' Filminin Konusu : The Wild Blue Yonder is a movie starring Brad Dourif, Donald Williams, and Ellen Baker. An alien narrates the story of his dying planet, his and his people's visits to Earth and Earth's man-made demise, while human astronauts...
Ödüller :
Encounters at the End of the World(2008)(7,8-15873)
The White Diamond(2005)(7,5-4037)
Cave of Forgotten Dreams(2011)(7,4-13716)
Echos aus einem düsteren Reich(1990)(7,4-469)
Into the Abyss(2012)(7,3-14852)
Wheel of Time(2003)(7,2-1999)
Wo die grünen Ameisen träumen(1984)(7,1-1825)
Herz aus Glas(1976)(7,1-4774)
Cobra Verde(1987)(7,0-6388)
Invincible(2001)(6,5-3853)
My Son, My Son, What Have Ye Done(2010)(6,3-8867)
Cerro Torre: Schrei aus Stein(1991)(6,3-1100)
Venedik Film Festivali : "FIPRESCI Prize-Parallel Sections"
fragmani icin:http://www.youtube.com/watch?v=n5lh5md_jj4
(bigbros - 22 Haziran 2007 08:12)
kadrosunda jeff buckley ve danny carey gibi müzisyenleri de barındırmış bir müzik grubu. 1988 yılında kurulmuşlardır. 1991 yılında çıkarttıkları self titled bir albümleri de bulunmaktadır. jeff buckley 1989 da solo kariyerini başlatmak için gruptan ayrılınca yerine gelen gitaristle beraber şöyle bir kadroya ulaşmışlardır;keith wyatt (guitar)john humphrey (vocals)arnold mitchem (bass)danny carey (drums)los angeles'lı grup, country tarzı müzik yapıyormuş. danny carey 1991'de gruptan ayrılıp tool'a katılmış. ne de iyi etmiş.[ http://www.johnhumphrey.com/…0689_rehearsal_jpg.htm]
(paradoxical - 31 Ağustos 2007 14:37)
grizzly man sonrasındaki yüksek beklenti karşısında biraz hayal kırıklığı yaratmış documentary desen documentary değil, mockumentary desen mockumentary değil, fiction desen eh işte, en nihayetinde yönetmen werner herzog'un deyimiyle "a science-fiction fantasy"...
(arsonist - 2 Nisan 2006 19:27)
yerde ararken gökte bulduğumuz bir tırnak içi belgeseli. çok acayip bir film yapmış herzog. nasıl bir kafayla ve amaçla yapıldığı bilinmez ama izlerken insan kafayı uzaylarla şarkılarla fena halde buluyor.
(enis zenci - 3 Nisan 2006 18:43)
--- spoiler ---çok açık space odysey öykünmesi var bir kere. büyüleyici ama bitmek bilmeyen uzay sahneleri, enfes ama uzun sualtı görüntüleri. insanı durup izlemek, büyüye kapılmak zorunda bırakıyor. film hakkındaki en güzel şey bence verdiği mesaj. insanoğlunun sadece kendi yaşamını yaşam sayması, diğer yaşam formlarına ve diğer türlere olan saygısızlığı vurgulanmış. bu özellikle sualtı sahnelerinde görülebilir. ayrıca gideceği yerlerde alışveriş merkezi benzeri koloniler kurmayı düşünmesi de bir bakıma kendi yaşam biçimini empoze etmek, ya da bizi asıl hayatta tutan şeylerden uzaklaşmak, onların yerine başka şeyler kurmak olarak görülebilir. film tamamen ironi üzerine kurulu, başka bir gezegen olarak gösterilen yerlerin dünya üstünde olmasıyla da, yönetmen aslında ihtiyacımız olan herşey buradayken hala gözümüzün dışarda olmasıyla biraz dalga geçiyor. filmin tek kusuru biraz yavaş olması, arka planda merak uyandıran bir öykü ya da olay olmadığından biraz zorlu. ama fikir olarak muhteşem.--- spoiler ---
(filbert - 3 Nisan 2006 21:44)
werner herzogun poetik, sarkastik, ironik, aquatik filmi. --- spoiler ---insan denilen yaratığın fizikler, matematikler, accayip teknolojiler kullanıp başka gezegenlere/galaksilere gitme/yerleşme yolları keşfedip/uygulayıp sonra oralarda da kura kura aynı kapitalist sistemi kurup, manyak gibi çalışıp, manyak gibi şoping mallarda alışveriş yapıp dünyayı da nostaljik tatil merkezi olarak kullanmaktan başka bişey yapamadığını anlatır.--- spoiler ---
(psykhe - 5 Nisan 2006 16:03)
zaman zaman guldurse de, "hmmm" dedirtse de; bazı kısımlarıyla, ozellikle muziklerin tamamen hakim oldugu, uzun sahnelerle bana hayatımın en sıkıcı anlarını yasatmıs olan, 81 dakika suren film.*ayrıca gitmek için astıgım derse girmiş kadar oldum sayesinde.o derse girsem de sıkılacak, cıkanların ardından oturdugum yere kufredip, milleti rahatsız etmeden dısarı cıkmanın yolları uzerine kafa yoracaktım.
(anatomik durus - 5 Nisan 2006 22:38)
bol miktarda mavi kısa şortlu astronot bacağı görülebilir, uzay ve denizaltı görüntüleri ilk dakikalarda pür dikkat izlense de sonra bayabilir... gene de fikrin muhteşemliği ve eleştiri tarzı nedeniyle muzip bir gülümse ile izlenesi belgesel-imsi... "uzaklardaki vahşi mavilik" şeklinde çevrilmiştir.--- spoiler ---sonundaki astronot'un da ciddi açıklamasını muzip bi gülümseme ile yapması, "ulen koskoca astronotuz, ne yaptırıyorsunuz bana?! beni de maymun ettiniz" tarzıydı sanki*... bi de denizanaları veya diğer su altı canlıları kendi aralarında sanırım arapça konuşuyordu*... --- spoiler ---
(mirimax - 8 Nisan 2006 23:37)
Yorum Kaynak Link : the wild blue yonder