• "david kato ve diğer ugandalı lgbt hakları aktivistlerinin mücadelesini anlatan mutlaka izlenesi film."
  • "(bkz: benim çocuğum)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu seneki if'in kesinlikle izlenmesi gereken bir belgeseliydi call me kuchu. uganda'yı uganda'nın eşcinselere karşı tutumunu ve çıkarılmak istenen eşcinsellerin öldürülmesini içeren yasanın içeriğini ve aldığı tepkileri bu belgesel sayesinde kapsamlı olarak haberdar olmak ve yaşanılan süreci öğrenmek açısından bu çalışmayı izlemek oldukça yararlıydı.

    uganda dünyanın en homofobik ülkelerinden biri. halkın %95'i eşcinselliğe ve eşcinselere olumsuz bakıyor. çıkarılan bir gazete sadece eşcinselleri ifşa etmek, onları çeşitli terör suçlarıyla kasıtlı olarak ilişkilendirip halkın nefretini canlı tutmak için özellikle çaba sarfediyor. böylesi bir ortamda belgesel bizi david kato ve arkadaşlarıyla tanıştırıyor. kato eşcinsel ve uganda'nın en önemli aktivistlerinden biri. çıkarılmak istenen yasaya karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek ve eşcinsellik ile ilgili bakışı değiştirmek için mücadele veren bir kişi.

    bu çalışmayı izlediğinizde kato ve arkadaşlarının bu kadar homofobik ve nefret yüklü bir ortamda nasıl bir enerji ve cesaretle mücadelelerini yürüttüklerini bazen hayretle bazen de inanç ve varolmanın veya olma gerekliliğinin gücünün yansıması şeklinde değerlendiriyorsunuz.

    kato 1 sene önce kadar öldürülmüş. evinde başına sert bir cisimle vurularak öldürülmüş. call me kuchu hem kato'nun anısına hem de onun ve arkadaşlarının mücadelesine ithaf edilmiş bir çalışma ve oldukça başarılı bir kurguyla derlenmiş bir belgesel çalışma...


    (mimiko - 24 Şubat 2013 12:56)

  • comment image

    kesinlikle ama kesinlikle, homofobi' yi pek güzel anlatan bir belgesel film.

    hem de bunu yaparken sizi ağlatan, gözlerinizden bir iki damla yaş akıtan cinsinden..

    yukarıda da bahsedilmiş gerçi ama gene de bir kaç anekdot ben de düşmek istiyorum tam olarak buraya. david kato ismini daha evvel, duymuştum, medya ve diğer iletişim araçlarından. ancak kendisi ile tanışmam net olarak bu film sayesinde oldu benim. çok güzel bir insanmış kato. homoseksüel olmasından önce, gerçek bir "insan" imiş.

    bu güzel adamın bulunduğu ülke uganda, yani homofobinin doruklarda gezindiği bir afrika ülkesi. bu ülkeye gelip, halkı eşcinselliğe karşı kışkırtan insanlara şöyle bir bakınca ise, beyaz adamın şiddeti ile bir kez daha tanışıyorsunuz.. çünkü bu ülkede de din kisvesi adı altında insanları kin ve düşmanlığa sürükleyen beyaz adamlardan mevcut... kendinizi küfretmekten alıkoyamadan yüksek sesle, bağırıyorsunuz siz ise, onu ekranlarda görünce. o yani beyaz ve nefret kusan adam...

    kato, bulunduğu köyde, fakirlere, çocuklara, yoksul köylülere yani kısaca ezilenlere yardım eden bir eşcinsel. dedim ya, her şeyden evvel tam bir insan.. ayrıca, hukukla ilgilenen bir aktivist. konulara çok hakim ve tam bir araştırmacı.. bu nedenle de belki de, homofobinin hedefi haline geliyor.

    filmi izlemelisiniz diye düşünüyorum.
    bütün güzel açıklamaları hak eden bir film çünkü. her anlamda, aktivistlere selam çakan güzel bir yapım.


    (kelebeklerinviziltisi - 24 Şubat 2013 21:58)

  • comment image

    bu film özünde, uganda'daki eşcinsellerin hayata tutunma ve hak arama hikayelerinin yarı belgesel formatında anlatımı gibi görünse de; insan haklarının, diğer her tabulaştırılmış kavramın üzerinde bir değer olduğunu anlatmakta. ayrıca, insanca yaşamak isteyenler için de içinde büyük dersler barındırmakta.

    mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.


    (vb - 20 Mart 2013 13:58)

  • comment image

    insanda farkındalık yaratan bir belgesel. izledikçe siniri bozuluyor insanın. neden, diyorsun. yani bu öfkenin, şiddetin, hele hele bu sevimsiz duyguları bu kadar şiddetle yaşamaktaki amaç ne?

    mesela, bu uganda da afrika'da, güney afrika cumhuriyeti de. birince eş cinsel evlilik yasalken diğerinde eş cinsel olmak bile suç. şaka gibi. kabus gibi. bu belgesel bu anlamda çok aydınlatıcı, eğitici. david kato'dan, onun yaptıklarından, ona yapılanlardan bu belgesel sayesinde haberdar olabildim.

    nefretin, homofobinin bu boyutunu anlayamıyorum. hiçbir boyutu anlaşılacak gibi değil de, eş cinsel birinin ömür boyu hapis/idam cezasının istenmesini, eş cinsel birini polise ihbar etmeyen birinin hapis cezasına çarptırılacak olmasını aklım almıyor. bu neyin öfkesi, nefreti? yani bu insanlar ne yiyor, ne içiyor da bir insanlık durumundan bu kadar nefret edebiliyorlar? gülesim geliyor, ama dünyaca ağlanacak durumdayız.

    uganda çoğunlukla hıristiyan bir ülkeymiş. rusya da öyle mesela. yani şeriat ile yönetilen islami ülkelerin eş cinselliğe olan bu sevimsiz ve korkunç tavrını bir yere kadar, islamiyet vasıtasıyla anlayabiliyorum (ki böyle bir cümle kurmak bile insanlık adına yüz kızartıcı) ama uganda'yı ya da yine hıristiyan çoğunluğun yaşadığı rusya'yı anlayamıyorum. orası da bir tuhaf, o ülke de bir sinir. tahammül edemiyorum. bu homofobi neyin kafası? bir yerde eş cinsellere ölüm cezasını yasallaştırma çabası, başka bir yerde eş cinsellerin yürüyüş hakkının olmaması... hayır gülesim de geliyor gerçekten kafam basmıyor. mesela beni zorlasan, bir şeyden bu kadar istekle nefret edemem. valla tuhaf.


    (feministim ben - 23 Aralık 2013 16:52)

Yorum Kaynak Link : call me kuchu