Süre                : 1 Saat 38 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Ağustos 2004 Cuma, Yapım Yılı : 2004
Türü                : Komedi,Fantazi,Romantik
Taglar             : Dilek,13. doğum günün kutlu olsun,30 yaşında,vucut değişmi,Beden dönüşümü
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Revolution Studios , Thirteen Productions
Yönetmen       : Gary Winick (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Josh Goldsmith (IMDB),Cathy Yuspa (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jennifer Garner (IMDB)(ekşi), Mark Ruffalo (IMDB), Judy Greer (IMDB)(ekşi), Andy Serkis (IMDB)(ekşi), Kathy Baker (IMDB), Phil Reeves (IMDB)(ekşi), Sam Ball (IMDB)(ekşi), Marcia DeBonis (IMDB), Christa B. Allen (IMDB), Sean Marquette (IMDB), Kiersten Warren (IMDB), Joe Grifasi (IMDB), Mary Pat Gleason (IMDB), Susan Egan (IMDB), Lynn Collins (IMDB), Renee Olstead (IMDB), Alexandra Kyle (IMDB), Alex Black (IMDB), Ashley Benson (IMDB), Brittany Curran (IMDB), Brie Larson (IMDB), George Hine (IMDB), Philip Pavel (IMDB), Sarah Loew (IMDB), Maz Jobrani (IMDB), Benita Krista Nall (IMDB), Irena A. Hoffman (IMDB), Robinne Lee (IMDB), Sara Swain (IMDB), Catherine Combs (IMDB), Gia Mantegna (IMDB), Sydni Beaudoin (IMDB), Jim Gaffigan (IMDB), Crystal Michelle (IMDB), Eron Otcasek (IMDB), Adrian Armas (IMDB), Carmit Bachar (IMDB), Tyce Diorio (IMDB), Nadine Ellis (IMDB), Stacey Harper (IMDB) >>devamı>>

13 Going on 30 ' Filminin Konusu :
Gönülden isteyerek tutulan dileklere dikkat! Umulmadık bir anda gerçek olabileceğini anlatan keyifli bir film. Jenna’nın, on üçüncü doğum günü partisinde, en yakın arkadaşı Lucy’nin muzip bir oyunu ile her şey alt üst olur. Hoşlandığı erkek Matt ile ilgili alay konusu olup da fazlasıyla incinen Jenna, otuz yaşına gelene dek saklanmaktan başka bir şey istemez. Ve elindeki dilek tozu sayesinde umulmadık bir biçimde isteği gerçek olur. Fıstık gibi bir vücut, rüya gibi bir daire, muhteşem bir gardrop ve atlet bir erkek arkadaş, muhteşem bir iş, yıldız arkadaşlar. Bundan daha iyi bir hayat olabilir mi? Ne yazık ki Jenna, istediğinin bu olmadığını fark eder. Tek ihtiyacı olan bir zamanlar partisini mahveden, çocukluk arkadaşı Matt’dir. Onun yetişkin hali ile karşılaştığında ise tanıdığı eski Matt olmadığını fark eder.


  • "an itibariyle kanal türk'te yayınlanan film. michael jackson ile thriller dansı filmin en güzel sahnesi kanımca. jennifer garner da ayrı bir güzellik tabi..."
  • "2004 yapimi film. kahramanimiz* 1974 dogumlu. kim sevebilir: 1987 civari muzikleri ozleyenler, mark ruffalo'yu karizmatik rollerde gormeyi sevenler.."
  • "bir kizin 13. ya$ gununde daha ya$li olmayi dilemesi ve bir gun sonra 30 ya$inda uyanmasiyla ba$layan film."
  • "aldığım duyumlara göre andy serkis* thriller eşliğinde dans ediyormuş, sadece bunun için görmeğe değermiş."
  • "tatlı bir film. çocugun yaptığı eve bayıldım."
  • "afişinde benim elimin parmakları uzunlugunda ayak parmakları olan ve o ayak parmaklarını her sabah metroda gözüme sokan bir kadının bulundugu film. *"
  • "mark ruffalo'yu keşfedip uğruna 2 kere gidip izlediğimiz film."
  • "jennifer garner ile teoman'in basrollerini paylastigi, 29876.kez i$lenen kli$e konulu tineyc filmi. yine de gülmek isteyenler icin tavsiye edilir kesinlikle."




Facebook Yorumları
  • comment image

    hayatımın filmi.

    hayatımın filmi nitelemesini hayatım boyunca izlediğim en iyi film anlamında değil, şubat ayında 13 yaşına giren yeğenimle aynı evi paylaşıyor olmak hasebiyle yapıyorum. ben mi? önümüzdeki ay otuz oluyorum.

    benim için yeniyetmelikten kaçış yok. çünkü hazal, yani onüç yaşındaki prensesim akşam eve gittiğimde muhakkak elinde ya bir justin timberlake posteri ya da benim zamanımdaki new kids on the blocka tekabül ettiğini düşündüğüm bir boy band posteri ile hazır bekliyor ve posterden geçilmeyen duvarına yeni posteri yatay mı dikey mi yoksa diyagonal mi asmamız gerektiği konusunda uzun bir müşahade süreci başlıyor.

    çoğunlukla başbaşa yaşadığımızdan, iğrenç iki yeniyetme gibi o akşam kfc'den mi yoksa pizza'cıdan mı yemek söyleyeceğimizi tartışıyoruz en fazla. yemeğin üstüne çikolatalı dondurma mevsim ne olursa olsun ikimizi de heyecanlandırıyor ve çikolata sosu sonunda ikimizin de ağzının kenarında kalıyor.

    her akşam hazal ertesi gün ne giyeceği konusunda benden danışmanlık alıyor. gardrobumuz ortak. son zamanlarda kendisi gotik olmaya karar verdi. bu yüzden dolap kuru kafalı elbiselerden geçilmiyor. hanfendiciğim pantolonunun kenarından zincir de sarkıtıyor. kulağında da üç tane delik var. kendisinin her yanı kuru kafa oldu. odasında kuru kafa lambası bile var. en sevdiği insan, evenesance diye biri... ben tanımıyorum. gotik takılıyor ama gotik müzikten hoşlandığı söylenemez. varsa yoksa pop, hip hop, r&b...

    geçende en yakın arkadaşıma gittik beraber. iyi mi kötü mü bilmiyorum ama hazal'ın yanında tüm özel hayatımı anlatabiliyor hatta ondan akıl bile alıyorum. yine de o hayatımdaki erkekleri bana nasıl davrandıklarına göre değil kendisine ne aldıklarına göre değerlendiriyor, cep telefonu alanın yeri apayrı...

    ha evet işte en yakın arkadaşımla konuşurken durup şöyle dedi:
    -biz sonunda trio bfff olduk!
    iki otuz yaşında kadın aptal gibi suratına baktık o da açıkladı
    -trio best friends forever... trio da üçlü diyerek bizi aşağılamaktan da geri durmadı.

    biz de böyle gruplaşma isteği ile kıvranırmıydık 13 yaşındayken diye düşünüp durdum. sanırım evet.... ben de isterdim ki bir çetem falan olsun.

    cool olmak konusunda o derece yoğun bir isteği var ki dün gece oturmuş ben, keşke otuz olsam filmini izlerken, üç kere salona dalıp msn flörtlerinden birine yollamak için şekil fotoğraf çekmemi istedi. ayakkabılarını çıkarmış olduğu için de iki de bir talimat yağdırdı, arada sorular sordu.

    -ayaklarımı alma.
    -nasıl durayım şimdi?
    -duvarın dibinde çek ama çiçek böceği resme alma.
    -zincirim de görünsün tamam mı?
    -kollarımı ne yapayım?
    -metalciler ellerini böyle mi yapıyor?
    -gece moduna geçir istersen makineyi!
    -masaya mı otursam.
    -daha ilginç ne yapabiliriz?

    bir ara delirdim.

    -amuda kalk, demek geçti içimden sonra içime attım. o da o arada kaçtı zaten.
    -tişikkür ederim bitanesin, diyen sesi duyuldu ve salonun kapısı kapandı.

    bir ara yanına uğradım. msn'de yazışıyordu. bu cenerasyon hiç anlamadığım bir şekilde her sözcüğü kısaltıyor. şöyle ki..

    -sineye gidermiyiz cnm? ( sinemaya gider miyiz canım, demek istiyor)
    -skldm (sıkıldım demek istiyor)
    bunu neden yaptıklarını anlayamıyorum. bizim zamanımızda msn ya da cep telefonu olsa biz de mi böyle davranırdık acaba?

    filmi izlerken, thriller'ın ve love is a battlefieldın onu da aynı şekilde etkileyeceğini sandığımdan iki kez yanıma çağırdım hazal'ı... hiç ilgilenmedi. hatta babam, onun yaşlarında bana timur selçuk dinletmeye kalktığı zaman takındığım yüz ifadesini bana takındı. ben o yüz ifadesinin anlamını biliyorum.

    -çok sıkıcısın ihtiyar.

    gitti ve içeriden türk placebo'sunu andıran zakkum diye bir grubunun sesini açtı... ben de kapıyı kapattım işte.

    film bittiğinde ağlıyordum. yanıma geldi ve beni teselli etti.

    -neden ağlıyorsun?
    -bilmem sanırım senin yaşında olmadığım için...
    -sen manyak mısın?
    -neden?
    -özgürsün... bense sadece sen yanımdayken istediklerimi yapabiliyorum.
    -ne gibi canım?
    -bilkent'e gidip bupsla üsküdar amerikan'ın maçını izlemek, bağırıp çağırmak, su savaşı yapmak, alışveriş yapmak, alemlere akmak gibi...

    haklıydı... sadece benimle her istediğini yapıyordu. çünkü ben onun yapmak istediği herşeyden eşit derecede keyif alıyordum. en iyi arkadaşımın onüç yaşında bir kız çocuğu olduğunu kendime itiraf etmek zorunda kaldım.


    (julyet degilim ben beatris de degilim - 3 Mayıs 2007 10:50)

  • comment image

    romantiktir, konusu klişedir gibi eleştriler yapılabilir ama verdiği anafikir sayesinde izlenilmesi gereken filmdir kanımca. bu fikrin verilişinin tavan yaptığı yerde billy joel'in vienna şarkısı çalınan yerdir. filminde en sevdiğim sahneleri de bu şarkının çaldığı yerler olmuştu. billy joel'in şarkısında dediği gibi arada bir kenara çekilip bu filmi izlemek gerekir bence. ayrıca jennifer garner'ın mimikleri çok komiktir filmde. sokakta cep telefonun çalmasına verdiği tepkiler, ki bu karakter cep telefonun ne olduğunu bilmemektedir, epey bir güldürür mesela.


    (nedved - 24 Eylül 2009 14:13)

  • comment image

    an itibariyle kanal türk'te yayınlanan film. michael jackson ile thriller dansı filmin en güzel sahnesi kanımca. jennifer garner da ayrı bir güzellik tabi...


    (filippo - 19 Nisan 2010 20:37)

  • comment image

    türünün güzellerinden, romantik komediler hep aynıdır belki ama bu eğlendiren türden bir film.

    spoiler

    filmde küçükken okulun en yakışıklısı olan çocuğun çirkin bir taksi şoförü, çirkin tombik yüz vermediği yakın arkadaşınında gayet yakışıklı bir fotoğrafçı olduğu film. bu detayını sevmiştim.


    (eski bir eksi zede - 7 Ağustos 2012 23:19)

  • comment image

    bir kizin 13. ya$ gununde daha ya$li olmayi dilemesi ve bir gun sonra 30 ya$inda uyanmasiyla ba$layan film.


    (agamemnon - 29 Nisan 2004 05:08)

  • comment image

    tam da 13 yaşımda izlediğim, bende yeri ayrı olan, mark ruffalo hayranlığımın temelini oluşturan tatlı mı tatlı bir chick flick.

    --- spoiler ---

    jenna'nın 30 yaşına geldiğinde bir kadın dergisinin editörü olması da güzel bir ayrıntı. 13 yaşımdayken en büyük hayalim bir moda veya kadın dergisinde çalışmaktı, mutlaka benim gibi düşünen kızlar olmuştur.
    ---
    spoiler ---


    (brooklyn carter - 2 Eylül 2014 02:37)

  • comment image

    sadece ve sadece andy serkis'in ve tüm kadronun thriller dansı yaptığı o süpper sahne için bile benim için ortalama bir filmden çok daha kıymetlidir bu film. sonraları da ilginç ilginç kelamlar ediyor, $eker $erbet kıvamında "ne $irindik ah ulen 13 ya$ ah" kabilinden kelamlar, ana baba kıymeti, ilk a$k kutsiliği ve de dost kıymeti üzerine bir pembe örtü örtse de; aslında filmin mecburen ağzından kaçırdığı ve pek üstünde durmamaya özen gösterdiği $eyler, gerçek doğrular.

    insanoğlunun, modern ve sikik hayatında nasıl da birer canavara döndüğünün, bu dönü$ümün malesef "geri dönü$ü olmayan" bir dönü$üm olduğunun altının çizittirilmesini elbette "bu" filmden beklemek anlamsız... gene de neleri nelere tercih ediyoruz, asla da geri dönü$ümüz olmayacağını bildiğimiz halde "ne güzel i$ler"e imza atıyoruz bi bakmak lazım.

    filmde değilse de, kendi üzerimizde....

    (not: ha film hafif kıytırıktır bakın gene söylüyorum. sonra "lem övdün boktan filmi, gitti paralar" diye yakınmayın.. sevdim lan i$te! ne yapayım.)


    (lem - 7 Ağustos 2004 00:06)

  • comment image

    afişinde benim elimin parmakları uzunlugunda ayak parmakları olan ve o ayak parmaklarını her sabah metroda gözüme sokan bir kadının bulundugu film. *


    (bee - 13 Ağustos 2004 09:50)

  • comment image

    filmden once soyle bir salona baktim da salondaki erkek nufusunun her birinin yaninda bir kizarkadas vardi. cekistire cekistire getirmisler cocuklari zorla. bu cocuklar 10 dakika arada "hayatim sana bir icecek alayim" diye fuayeye fiyip "kilibik erkekler zirvesi" duzenlediler, icimde oyle de bir his var.

    film mi? kizin gerceklesmis veya alternatif 30 yas hayat senaryolari biribirinden hollywood. ben de isterdim booooyle limuzinlerle dolasayim edeyim, oyle tasss gibi hatun olayim, fotografci veya hokeyci sevgilim olsun. kizin alin yazisi her halikarda guzel yazilmis, oyle "ay 30uma giriyorum, gidip biraz moral bulayim, 30 yasinda olmak harika bisi!!" ruhiyatiyla giderseniz "batsin bu dunya!" moduyla cikarsiniz filmden benden soylemesi.


    (a lifetime of type ii errors - 16 Ağustos 2004 10:43)

  • comment image

    verdiği mesajlara falan aldırmazsanız son derece eğlendirici bir chick flick, danseden gay gollum sahnesi, eminem - m&m espirisi gibi yerleri yanı sıra özellikle 60 küsur yaşındaki babamı gülmekten ağlatan bir striptiz sahnesi var ki, görülmeye değer...
    ha tabii benim babamla bu filmde ne işim olduğu tamamen ayrı bir tartışma konusu...


    (yul - 24 Ağustos 2004 12:37)

  • comment image

    "matt" kişisinin psikopat* tonlamasıyla ve "ay.. ay.. dont nooo.. cena its biin e long taym yu nooo..." klasik amerikan stereotipiyle konuştuğu, muhteşem bir thriller dansı barındıran, ne olduğu afişinden belli chick flick.

    bir de sevgilisi kulağını öperken tam bunu ilk defa yaşayan 13 yaşındaki kız tepkisini veren bir kişi, nasıl perezentasyon sırasında ve muhtelif bölümlerde o kadar erişkin olabilmiştir?

    çünkü bu bir filmdir.


    (cosmic girl - 5 Ekim 2004 11:14)

  • comment image

    bardaki tiplerin gaza gelip thriller dansi yaptiklari sahne icin bile seyredilebilecek eglenceli film...
    gecenin 1 inde bitter hanfendiyle dans bolumunu defalarca izleyip figurleri ezberledik ve evet artik kismende olsa thriller dansi yapabiliyoruz. yani gunun birinde gittigimiz bir barda kazara thriller calarsa korkarim kalkip oyniicaz kimse bizi tutamiicak...hmmm nasildi once boynumuzu sola dogru kesik kesik yatiriyoruuz sonra.......

    (bkz: tutmayin beni)


    (sourfaced - 5 Ekim 2004 11:29)

  • comment image

    hosca vakit gecirmek icin gidilecek film kesinlikle degildir, hele ki 30 yas ustu bayansaniz ve kariyer vs gibi degerleri bi kenara firlatip, yillarca akliniza estigi gibi yasamissaniz ve karsiliginda da bedelini odemisseniz.

    bu yolu secmeseydiniz basroldeki kadinin sahip olduguna denk bir evde oturabileceginizi bilirsiniz. ama sinemadan cikinca dondugunuz ev, hic de filmde gordugunuze benzememektedir. tokat yemis gibi olursunuz, acaba yanlis mi yaptim dersiniz kariyere dair. acaba yanlis mi yaptim dersiniz, ideal es kavramini da kariyerle ayni koseye firlatip atmis olmakla.

    sanirim bu filmden mutlu cikacak kadin yoktur. en mutlu cikacak kadin, ideal esini bulmus kadin olacaktir ki eger kadin kismisini 3 kurusluk taniyorsam o da acaba kariyere agirlik vermemekle hata mi ettim diyecektir. demek ki bu film bir kadin filmi degil, erkekler tarafindan kadinlar icin yapilmis ama olmamis bir filmdir.


    (starrider - 8 Şubat 2005 12:58)

  • comment image

    filmin boş ve değersiz olduğunu bildiğiniz ama izlerken sizi de bazı yerlerde eğlendirdiği için hakkında ne iyi ne de kötü şeyler söylemekten çekindiğiniz tipik amerikan romantik-komedi filmlerine bir örnek. ilgisiz olacak gerçi, filmdeki rolü için tarz mı yapmış pek sanmıyorum ama jennifer garner neden tam bir odun gibi bir garip yürümektedir anlamadım doğrusu, en az 3-4 yerde özellikle garner'ın kameraya sırtını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştığı sahnelere dikkat ediniz..


    (quisalas - 8 Şubat 2006 21:46)

  • comment image

    benim çok hoşuma giden bir film olmuştur efenim bu;
    evet hatun kişi bir günde büyüyo, ne kadar zor uyum sağlıyo çok ilginç falan demek normal. binlerce kez işlenmiş bir konu sözkonusu.
    ama bakın ne diyorum filmle ilgili;

    jenna, 13 yaşından 30 yaşına kadar olan süreci bir bütün olarak yaşadığı zaman bu ona gayet normal geliyor. kendisini sorgulamak aklına gelmiyor. arabeskvari bir deyişle kötülük üstüne kötülük yapıyor. sevgilisini, şirketini, anne babasını, arkadaşlarını aldatıyor. bu jenna, kendine güveni tam, hayattan istediğini elde etmiş, mutlu ve tutarlı bir insan oluyor.

    ancak bu 17 seneyi bir günde geçirdiğinde aynı şeyleri yapmış olmasına karşın büyük bir pişmanlık içinde sürünüyor.

    insan ister istemez kendini sorgulamıyor mu?
    5 sene öncesindeki halimle şu anda burada olsaydım kendimle ne kadar barışık olabilirdim demiyor mu?

    ben dedim, sonra jenna'nın annesi konuşunca ayrı bir hüzünlendim, sonra dolaptan mektuplar çıkınca ayrı bir utandım.
    çok eğlendim çok.

    sonuç itibariyle bir romantik-komedi tabi. fazla bişi beklememek lazım.


    (otcan - 11 Mayıs 2006 02:37)

Yorum Kaynak Link : 13 going on 30