rotten tomatoes'da %85 gibi bir iyi eleştiri oranı yakalamış olan film.

emma stone'un bir filmi tek başına taşıyabileceğini ispatlaması açısından önemli bir sınavdı ve geçti gibi gözükmekte. anna faris'ten sonra güvenebileceğimiz bir kadın komedyen daha bulmuş olduk.

(lecterhouse - 18 Eylül 2010 00:07)

--- spoiler ---

- do you have a religion section ?
- its over there
- ...
- can i help you with something ?
- the bible
- that's in bestsellers, right next to twilight

ve sonrasında kızın suratındaki ifade, gerçekten paha biçilmez.

--- spoiler ---

film hakkaten komik, ve hatun kişi de ayrı bi güzelmiş onu farkettim izlerken.

(archers - 22 Kasım 2010 01:40)

emma stone'un bu güzellikle lisede zaten ilgi çeken biri olmamasının inanılmazlığı dışında bir sıkıntısı olmayan şahane film. çok eğlenceli ve çok komik. sözlükte daha fazla ilgi çekmesini beklerdim doğrusu. anne ve baba karakterleri efsane olmaya aday. ağızlarından çıkan her laf sizi gülmekten yerlere yatırmak için yazılmış ve çoğu da bu konuda epey başarılı. rahiple yapılan cehennem konuşması ve lisa kudrow'a da özellikle dikkat etmekte fayda var. gerçi, tarihe geçsin diye söylüyorum, lisa kudrow'un gül yüzünü gösterdiği her şeye dikkat etmekte fayda var zaten.

(under rug swept - 23 Kasım 2010 12:58)

i got a pocket, got a pocketful of sunshine
i got a love, and i know that it's all mine
ouvauuuu
allah cezanı verecek emma stone
i got a pocket, got a pocketful of sunshine
i got a love, and i know that it's all mine
ouvauuuu
...

(uzun house efendi - 28 Kasım 2010 10:17)

pocket full of sunshine gibi rezil ve leş bir şarkıyı 3 gündür bünyemden atamamama neden olmuş, i gotta i gotta i gotta diye beni odada tuhaf gezinmelere sürükleyen ve çok süpriz bir şekilde bütün önyargılarıma rağmen bu aralar izlediğim en komik film.

(pir pir kiz - 6 Aralık 2010 16:39)

tam filmin başlarında sixteen candles gibi, aha breakfast club derken zaten kendi içinde de bunlara hem göndermelerle, hem de direk john hughes ve filmlerden bahsetmesiyle helal olsun dedirten güzel film. john hughes bugün film yapsa zaten, sanırım bundan çok da farkı olmazdı.
sonunda da don't you forget about me çaldı zaten, daha ne ister bu 80leri seven bünye.

(bobarctor - 12 Aralık 2010 14:18)

lise erge temalı olup son yılalrda izlediğim en komik film.hikayede orjinal sayılır.özellikle emma stone olmak üzere oyuncu seçimi çok iyi olmuş.

--- spoiler ---

olive'in pocket full of sunshine'ı söylediği kısmı tekrar tekrar izliyorum.keşke biraz daha üzün sürseydi.

--- spoiler ---

(kenevolution - 14 Aralık 2010 19:46)

afro evlatlıkla baba arasında geçen muhabbetin takdire şayan olduğu komedi.

--- spoiler ---

oğlan: it's okay.. i know i'm adopted..
baba: oh my god! who told him?

başka bir sahnede..

baba: where are you from originally?

--- spoiler ---

(tohtor - 16 Aralık 2010 22:53)

--- spoiler ---
the scarlet letterın modern yorumu demek genel tema bakımından uygun olsa da aslında biraz uygunsuz kaçmaktadır. durumu kitabın ergenler için sadeleştirilmiş halinin modern yorumu olarak sanırım daha tutarlı olur.

filmin gerçekten de gençler için çekildiği durumunu bir kenara bırakırsak eğlenceli bir filmdir.

esas kızımızın annesinin bana da kaşar derlerdi ama gerçekten öyleydim itirafı komik ve beklenmediktir. yine ailenin, küçük çocuğunun zaten evlatlığım demesi karşısında "bunu sana kim söyledi ? ama böyle olmamalıydı, biz uygun günü bekliyorduk" demesi de hoş, eğlencelik bir andı filmde, izleyenler nedenini bilir, gözünüz spoilera kaçarsa diye yazmamayı tercih ediyorum.

bunların dışında müdürün
" this is public school. if i can keep the girls off the pole and the boys off the pipe, i get a bonus" demesi de bazı şeylerin yer, zaman tanımadan aynı olabileceğini gösteriyor.

filmde demi mooreun oynadığı the scarlet letter versiyonu ile söylenenler de doğrudur, kitaptaki hava ile filmin etkisi birbirlerinden cidden farklı, dolayısı ile şu filmin eski çekimini izlemenin zamanı artık geldi düşündüm.

--- spoiler ---

kısacası kötü kalite gençlik filmleriyle aynı kefeye pek girmeyen, daha iyi olan ama yetişkinler için de boş bir zamanda izlenesi çekirdeklik bir filmin de çok üzerinde olmayan bir film.

(mayalilithowsky - 4 Ocak 2011 16:37)

--- spoiler ---

filmi öncelikle bekaret kavramıyla kafayı bozmuş türk erkeklerinin izlemesi gerekir..

amerikalılar cinsellik konusunda geniş bir millet olsa da, bekareti koruma veya kaybetme hakkına olan saygının öneminin bir o kadar farkında olan bir millet olduğunu bir kez daha gördük..ileri demokrasi böyle bişey tabi..özellikle abazan türk gençlerinin "bir genç kıza nasıl yaklaşılmalı" adlı dersten geçebilmeleri için eşsiz bir kaynak olmuş..porno izlemekten fırsat bulurlarsa mutlaka izlemeliler..

emma stone'un oscar adaylığı getiren oyunculuğu, yatak odasındaki fake sevişme sahnesi, olive'in inanılmaz tatlı aile üyeleriyle diyalogları, akıcı anlatımıyla teenagelerin twilight serisinden daha fazla şey bulabileceklerini garanti ederim..

7/10

--- spoiler ---

(ya birak ya - 11 Ocak 2011 23:12)

stanley tucci'nin easy a^*'nin babası rolünde döktürdüğü film. geri kalanını ise güzel şarkılar ve emma stone olarak özetleyebiliriz.
bir de dan black'in symphonies adlı güzel ötesi şarkısını bu film sayesinde duymuş oldum.

(cemetry gate - 22 Ocak 2011 16:06)

filmin en komik detayı için buyrunuz :

--- spoiler ---

o: emma stone as olive
r: patricia clarkson as rosemary, olive's mum
d: stanley tucci as dill, olive's dad

r: that boy from yesterday just dropped this off for you.
o: well, put it in the pile of gifts from my other suitors.
r: he seems like a nice kid.he seemed a little incredibly gay.
o: a dyed-in-the-wool homosexual, that boy is.
r: i just want you to know your father and i are totally supportive.we love you no matter what the sexual orientation...of your opposite-sex sex partner.
o: we're not dating, mom.
r: and don't worry about not making us grandparents... although we were kind of hoping you'd get knocked up, so we'd have a second shot at raising kids. really do it right this time.
o: bye now.
r: i dated a homosexual once. for a long time, actually. a long time.
o: dear god, dear lord, tell me you did not marry and have children with him.
r: no, no, no.your father is as straight as they come. a little too straight, if you know what i mean.
o: i don't. can you shut the door, please? okay, door's right over there. keep going.

next day:

d: is everything alright? sounds like you're having sex in here which i know can't be true due to the fact that you have a homosexual boy friend.
o: he's not my boyfriend.
d: hey, no judgement. all god's children. it's fine. i was gay once, for a while. no big deal. we all do it. it's ok.
o: dad, will you shut the door please?

--- spoiler ---

(erica arborea - 27 Ocak 2011 14:00)

izleyenlerde emma stone hayranlığını bir üst noktaya taşıyacak olan komik film. komedi demiyorum çünkü komedi değil ama komik.
bir de amanda bynes ne hale gelmiş. yazık.

(elijah snow - 8 Şubat 2011 12:01)

gittikçe sarpa saran işler sizi endişelendirse de, olive'in espri yeteneği ve amerikada yaşamasıyla işleri yoluna koyabileceğini görüyorsunuz. olive kadar güzel ve tatlı ve zeki ve komik bir kızın başlarda görünmez, ezik looser tiplemesi yaratamaması dışında, herşeyiyle on numero komedi gençlik filmi. ayrıca da öyle komik ve cool anne-babaya sahip olmak, müthiş bişi olurdu! patricia clarkson'un gönlümü çaldığını itiraf etmeliyim.

(iadeli taahhutlu - 1 Mart 2011 12:54)

sonlarına doğru şöyle bir laf bulunduran güzel film:
olive: "that's the one thing that movies don't tell you: how shitty it feels to be an outcast. warranted or not." yani, "filmlerin size söylemediği şey, dışlanmış olmanın ne kadar boktan hissettirdiği. dışlanmayı siz seçseniz bile."
izlerken öylece geçip giden bir line gibi gelebilir belki ama düşününce, özellikle genelde bulunduğunuz ortam sürekli insanların birbirinin arkasından konuştuğu, önyargıların havada uçuştuğu, ve insanlara çok yakın olmamayı seçtiğiniz için dışlandığınız, insanların sürekli dedikodunuzu yaptığı bir ortamsa, aslında ne kadar doğru ve derin olduğu anlaşılıyor. sonuç olarak büyük beklentiler peşinde değil de zaman geçirmek için, merak ettiğiniz için izleyin, muhtemelen gerçekten keyif alacaksınız.

(what is and what should never be - 18 Mart 2011 22:14)

keyifli bir 90 dakika geçirebileceğiniz bir film öncelikle. emma stone'un oyunculuğuna hayran kalmamak mümkün değil.
ayrıca olive'in ailesi gibi ailem olsun istiyorum evet!

(omonia - 13 Nisan 2011 16:28)

emma stone'a hayran üreteci film. ^*

(daha iyisini yapana kadar en iyisi bu - 12 Haziran 2011 01:36)

sıradan amerikan komedisi falan değildir. ince bir komedidir. filme yüzeysel bakarsan american pie görürsün, ah bu da çıtır çerezmiş dersin sevgili dostum. film, bill murray tarzı bir komedidir. emma stone zaten superbad'den sonra kendisine^* hayran olduğunu, çok sevdiğini söylemiştir. emma demek ki ilerde murray sayesinde güzel bir komedi oyuncusu olabilir... (bkz: ummak)

altını çizmek istediğim bir şey var... filmde olive^*'in ailesi harikadır. özellikle baba rolündeki stanley tucci beni güldürdü. "benim kuracağım aile de böyle olsun" dedim... dedim valla...

(kiralik varsayim - 11 Aralık 2011 04:00)

biraz trivia dökelim:

- emma stone, bu filmde oynamak için sucker punch'ı bırakmış. (iyi de yapmış)
- rhiannon'nin elindeki protesto dövizindeki "exodus 20:14", yahudilikteki on emirden biri olan, "zina yapmayınız"ı refere ediyor.
- brandon'ın olive'in odasına gelip onunla çıkmasını söylediğinde, olive ona "kinsey six gay"din diyor. bu, 1948'de eşcinsellik skalası oluşturan indiana üniversitesi öğretim üyesi dr. alfred kinsey'e referedir. dr. kinsey bu tezinde, skalada 0 heteroseksüelliği, 6 homo seksüelliği ifade eder.
- olive'in ailesinin isimlerinin hepsi bitkisel (olive, dill, rosemary, chip kale). ufak zenci kardeş, benim boyum uzamayacak dediğinde annesi ona "we are family of late bloomers" diyor. ince göndermelerden biri...
- anson(rhiannon'ınki), olive'e çıkma teklif ettiğinde sylvia plath'in şiir kitabını da getireyim mi demişti. olive orda, getirme, sıkılırsak kafamızı fırına sokarız dedi. sylvia plath kafasını fırına sokup karbonmonoksit zehirlenmesinden ölmüştür. tabi ki bu bir intihardı...
- webcam'da anlatı kısmı bir günde çekilmiş. 14 saat sürmüş ve emma stone'cum o kadar uzun oturduğu için arada kalkıp kaslarını açmak zorunda kalmış.
- senarist bert v. royal, bu senaryoyu son 10 sayfa hariç 5 gün içerisinde yazmış.
- olive'in evan'la(fat ass boy) dondurmacıda doğruları açıklaması için konuşma yaptığı sırada, sahnede ki iki çocuk ve kadın, yönetmenin^* eşi ve çocuklarıymış.
- filmde turuncu renkler hakim, yönetmen bunu sanatsallık açısından işlemiş...
- senarist bert v. royal hiç okula gitmemesine rağmen realistik bir lise çizmiş.
- olive yabancı sinemaya(almandı sanırım) gittiğinde arka planda rhiannon'un kaçık ailesi görünmekte.

not: imdb'deki trivia'lardan çevirdim.

(kiralik varsayim - 8 Şubat 2012 16:18)

emma stone adlı sesine gurban olduğum dünyanın en tatlı kızının oynadığı mutlu film. sırf filmdeki mutluluk yüzünden sıralamamda çok üstlere koyduğum bir filmdir.

her filmde karakterin ya ailesi boşanmış, yaşlıysa karısıyla ayrı, çocuklarını göremiyor, annesi ölmüş, babası ölmüş... illa bi derdi var. işte bu filmi bu kadar çok sevmemin, başucuma koymamın nedeni de budur. mutlu bir aile, mutlu bir kız. felsefik olmayan, basit bir sorun, basit ve şahane film. bu kadar zor mu böyle film yapmak?
değil.
10 ulan 10 10/10.

(vakamijin - 16 Ekim 2014 05:23)