Süre                : 2 Saat 11 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Nisan 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama,Gizemli,Savaş
Taglar             : Ikiz kardeş ve kız kardeş,Aile ilişkileri,Orta Doğu,Üniversite,işkence
Ülke                : Kanada,Fransa
Yapımcı          :  micro_scope , TS Productions , Phi Group
Yönetmen       : Denis Villeneuve (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Denis Villeneuve (IMDB)(ekşi),Wajdi Mouawad (IMDB)(ekşi),Valérie Beaugrand-Champagne (IMDB),Denis Villeneuve (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Mustafa Kamel (IMDB), Hussein Sami (IMDB), Rémy Girard (IMDB)(ekşi), Mélissa Désormeaux-Poulin (IMDB)(ekşi), Maxim Gaudette (IMDB)(ekşi), Dominique Briand (IMDB), Lubna Azabal (IMDB)(ekşi), Frédéric Paquet (IMDB), Hamed Najem (IMDB), Ahmad Massad (IMDB), Bader Alami (IMDB), Majida Hussein (IMDB), Asriah Nijres (IMDB), John Dunn-Hill (IMDB), Nadia Essadiqi (IMDB), Chaouki Charbel (IMDB), Axel Garbi (IMDB), Amine Benzenine (IMDB), Joyce Raie (IMDB), Celine Soulier (IMDB), Sumaya Al-Attia (IMDB), Mohammad Rasheed Ajlouni (IMDB), Nabil Koni (IMDB), Laila Qutub (IMDB), Raja'a Hikma (IMDB), Rand Faris (IMDB), Hayef Majeed Mubarak (IMDB), Sulwan Daoud (IMDB), Nafeh Niam (IMDB), Widad Shafago (IMDB), Baker Kabbani (IMDB), Basel Karim Hazem (IMDB), Jackie Sawiris (IMDB), Noura Waleed (IMDB), Kamal Fanni (IMDB), Abdallah Hweidi (IMDB), Firas Fanni (IMDB), Ramzi Fanni (IMDB), Fadel Abdel Latif (IMDB), Ali Hussein (IMDB) >>devamı>>

Incendies ' Filminin Konusu :
İçimdeki Yangın'da yönetmen Denis Villeneuve, yazar Wajdi Mouawad'ın bol ödüllü tiyatro oyunundan sinemaya taşıdığı trajik bir hikâye ile karşımızda. Aile dostları olan bir avukatın çağrısı üzerine annelerinin ölümünün ardından kendilerine yazılmış bir mektupla karşılaşan ikiz kardeşler Jeanne ve Simon, ölen annelerinin son arzusunu yerine getirmek amacıyla Lübnan'a doğru yola çıkarlar. Simon ilk başta isteksiz davransa da bir süre sonra o da kardeşi Jeanne'e katılır... Aradan geçen yıllar, ailenin tarihini karmaşık bir hale getirmişse de, çocuklar bu serüvenin izlerini sürmeye kararlıdırlar. Fakat gün geçtikçe daha fazla deştikleri geçmiş, kardeşleri yürek burkan gerçeklerle yüz yüze getirecektir. Orta Doğu'daki iç savaşın en karanlık dönemine ışık tutan İçimdeki Yangın, En İyi Yabancı Film Oscarı'na da aday gösterilmişti.

Ödüller      :

Toronto International Film Festival:Best Canadian Feature Film


  • "insanın psikolojisini bozan filmdir. yok ulan olmaz böyle şey, bi insana bu kadar acı fazla. izlemeyin filmi de, böyle üzülür, nefret edersiniz insanlardan. ne gerek var? çılgın dersane' yi izleyin."
  • ""bir artı bir hiç bir eder mi, jeanne?" repliğiyle özetlenebilecek, iç burkan dram."
  • "(bkz: sonunda piç gibi ortada bırakan filmler) - ölüm, asla hikayenin sonu değildir. her zaman bir iz kalır."
  • "şarkı söyleyen kadın : bence hikayeniz öfkeyi unutmak üzere verilmiş bir sözle başlıyor. söz ver ! çünkü söylenecek söz yok bazen."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kanada yapımı, oscar adayı muhteşem film. vasiyetinde çocuklarına memleketi lübnan'a dönüp abileriyle babalarını bulmalarını isteyen bir kadının gençliğinde yaşadığı sancılı yıllar ve çocuklarının bu geçmişle yüzleşmelerini konu alıyor. başından sonuna kadar seyirciyi perdeye kitleyen, iliklere işleyen bir öykü..


    (bluebottle - 10 Şubat 2011 15:21)

  • comment image

    insanın psikolojisini bozan filmdir. yok ulan olmaz böyle şey, bi insana bu kadar acı fazla. izlemeyin filmi de, böyle üzülür, nefret edersiniz insanlardan. ne gerek var? çılgın dersane' yi izleyin.


    (mutlak monarsi - 11 Nisan 2011 20:49)

  • comment image

    festivalde bugün önce bu filmi ardından dardane biraderlerin ‘söz’ filmini izledikten sonra yansın bu dünya yok olalım hepimiz, başka türlü olmaz dedim kendi kendime. yahu insanın hayata uyanması öyle fena bir şey ki. yıllardır bu uyanıklığın ızdırabını çekiyorum oturduğum yerden. evet ya oturduğum yerden.
    bir kere film deyip geçemiyorsunuz çünkü gerçek hikayeler bunlar. böyle savaşlar, böyle korkular, böyle öfke, böyle vahşet, böyle insaniyetsizlik var da var. izledikçe duygular mı donuyor yoksa algılar açılıp da hareket mi artıyor bilemiyorum artık.

    --- spoiler ---

    diğer bazı filmler gibi bu film de iki tokat çaktı bugün. film izlerken çok ağlak olmayan beni bile garip bi şekilde hıçkırığa boğacak kadar etkiledi bazı sahneler. sanki elde düğme biri hüngürdetiyordu beni. kaçacak delik aradım bazı sahnelerde. bi utanç duydum hayattan, insanlardan, diktatörlerden, ırkçılardan, ev yakanlardan, tecavüz edenlerden, namus çığırtkanlarından, sadece kendi çocuğunu düşünenlerden, her türlü pisliği yapıp hiçbir şey olmamış gibi hayatına kaldığı yerden devam edenlerden…

    --- spoiler ---

    festival konuğu başrol oyuncusu film sonrası soruları yanıtlamak için oradaydı ama ben onu da bekleyemedim. böyle sanki bu kurmacaya kaynaklık etmiş gerçekten sıyrılıp entel bir muhabbetin içine girmek de ayıp geldi. ne pis dünya bu arkadaşım, nasıl temizleneceğiz bilmiyorum ki!


    (kitmir in selami var - 14 Nisan 2011 23:46)

  • comment image

    her sahnesinde "yok artık" dedirten, izleyiciyi duvardan duvara çarpan en sonunda da izlerken aklınızdan geçirmeye bile korktuğunuzla sizi karşı karşıya bırakan film. old boy ile yakın zamanlarda izlenildiğinde bünyenin kaldırmaması ihtimalini göz önüne almak gerekiyor.


    (senefela - 17 Nisan 2011 02:47)

  • comment image

    çok etkileyici bir film olmuş, evet. daha çok insana ulaşsın daha çok kişi haberdar olsun istedim izlerken hep. ve dünyanın bir yerlerinde böyle yangınların durmaksızın devam ettiğini görsünler istedim.

    --- spoiler ---
    dönemin siyasi oluşumları hakkında daha çok bilgi verebilseymiş tam belgesel olurmuş.

    ---
    spoiler ---


    (bezdim - 29 Nisan 2011 16:23)

  • comment image

    lübnan asıllı kanadalı wajdi mouwad 'ın tiyatro oyunundan uyarlanan dokunaklı film. yönetmen koltuğundaki dennis villeneuve kanımca bir tiyatro oyununu uyarlarken bunu seyirciye hiç de çaktırmıyor. özellikle bazı sahneler epey de duygu sömürüsüne "gebeyken" bunları gayet uzaktan seyirciye göstermesi de yönetmenin bence başarısı. kurgusu, ışık kullanımı, yakın planlar gibi ayrıntılarla da yönetmenin diğer başarılarını sıralayabiliriz. müziklerde radiohead'den like spinning plates ve you and whose army seçimi nasıl da filme denk düşüyor, pek ala olmuş diyebilirim. bunu seven bunu da sever gibi olacak ama aynı dönemi anlatan 1998 yapımı west beyrouthfilmini de izlemeniz naçizane tavsiye edilir.

    maalesef geçmişin bugünden hiçbir farkı yok, her an her yürek bir yangın yeri, acılar gittikçe katmerleniyor.


    (euphrates - 3 Mayıs 2011 12:25)

  • comment image

    tek kelimeyle süper film. söylenecek o kadar çok şey var ki sanırım bu yüzden 'susmak' en makbul olanı. ikinci defa bi filmden bu kadar etkileniyorum.
    (bkz: içimdeki deniz)
    edit: izleyeceklere bi tavsiye filme dair hiçbirşey okumadan gidip izleyin.


    (rio grande - 3 Mayıs 2011 18:51)

  • comment image

    ----klasik akademiye sallama kısmı----

    in a better world'e en iyi yabancı oscarını kaybetmesinin arkasında ne yatıyor merak içerisindeyim. bıkmadılar okulda şiddet gören ezik çocuğun yanına çılgın bi yandaş alarak ortalığı sikip kavurmasından. ayrıca madem o muhabbeti seviyor akademi in a better world'den kat kat kan dondurucu olan klass'a neden oscar adaylığı bile verilmedi, o da ayrı bi konu.

    ----klasik akademiye sallama kısmı----

    bunun dışında film gerek kurgusu gerek sahne geçişleri, soundtrack'i (radiohead şarkıları da denebilir) ve çekimleriyle gayet başarılı olmuş. oyunculuklar ( lubna azabal dışında) ve diyaloglar diğer kısımlar kadar başarılı olamamış maalesef. film hakkında tek eleştirebileceğim nokta da onlar zaten. ayrıca karanlık bir dönemde geçen bir film olarak siyasete bulaşmadan lübnan iç savaşı hakkında bilgiler vermesi gene filmin artısı olmuş. ne de olsa konusu itibariyle çok rahat biçimde hristiyan-müslüman çatışmasına göndermeler yapıp, hatta müslümanların yaptığı katliamlara daha fazla yer verip belki oscar jürisine selam çakar ve oscar'ı da alırdı. ama olayların hem içinde hem dışında olma çizgisini çok iyi ayarlamışlar. böylece siyasi mesajlar yerine nawal marvan'ın yaşadıklarına odaklayabilmişler izleyicileri. çok da iyi etmişler.


    (paez - 10 Mayıs 2011 13:17)

  • comment image

    bu film mükemmel, süper ötesi ya da bunlara benzer birkaç kelimeyle geçiştirilebilecek filmlerden değil. insanın içine fazlasıyla dokunur ki kelimeler bile kifayetsiz kalır.


    --- spoiler ---
    simon : – bir artı bir iki eder..

    jeanne : – ne..

    simon : – bir artı bir iki eder , bir etmez..

    jeanne : – hey ateşin var..

    simon : jeanne.. bir artı bir , bir eder mi..’
    ---
    spoiler ---

    işte tam bu sahnede başrol oyuncusun tepkisi görülmeye değerdi. "insan" kelimesini yeniden sorgulatırcasına beynimde kıvılcımlar çıktı sanki, mideme kramp girdi, başım döndü. gerçekler acıdır, evet. ama bu filmde daha da acıydı, yüze acımasızca çarpıyordu.

    çok film izledim, çoğunun etkileyici sahnesi vardı; etkilendim, film hakkında düşündüm, yorum yaptım ama bu film çok farklı diğerlerinden. "jeanne.. bir artı bir , bir eder mi" repliği kadar canımı hiçbir replik acıtmadı.


    (katre i meltem - 13 Mayıs 2011 01:43)

  • comment image

    bu mükemmel film niye bu kadar az kişi tarafından izlenmiş aklım havsalam almıyor.
    ve;

    - charbel dayım yazdıklarıyla, barışı sağlamayı amaçlıyordu. buna inanıyordu. ama hayat bana başka şeyler öğretti.
    + peki, şimdi ne yapacaksın?
    - hayatın bana öğrettiklerini ben de düşmanlarıma öğreteceğim.

    repliğini unutmamam gerektiğini hatırlatan film.


    (zemin yesil 12 yildiz 3 ok sari - 19 Mayıs 2011 12:00)

  • comment image

    dehşetengiz bir sarsıcı film. arapça ve fransızca konuşmalar var. default dil, arapça ve fransızca. sonuna dek izlenmeli, etkisi oldukça büyük. vakit kaybı hiç değil, sarsıcı hikâyesiyle kendini izlettiriyor incendies! oldukça başarılı bir film. depresif, dram ve hüzün...

    "babanı arıyorsun ama daha annenin kim olduğunu bilmiyorsun?!"


    (zarp - 29 Mayıs 2011 17:36)

  • comment image

    bir ortadoğu hikayesi.

    insanlığın göbek bağının kesildiği topraklarda insanın en yalın hali karşınıza çıkar. yalın, saf demek değil, masum demek hiç değil. çiğ demek, ham demek. yakup'un iki oğlu ismail ve ishak'ın soyundan gelenlerin kavgasına isa'nın takipçileri de karışınca iyice kördüğüme dönüşen ilişkiler ağında bu hamlık, bu çiğlik istisnasız bütün hikayelerin öne çıkan tarafı olur. hak, adalet gibi kavramların ortadoğu'da kendine özgü bir işleyişi vardır ve hangi dine inandığınız, hangi siyasi görüşe mensup olduğunuz bu bağlamda eser miktarda önem taşır. çünkü ortadoğu unutmaz, affetmez, dünyanın öbür ucuna da gitseniz peşinizi bırakmaz. bu topraklarda hala musa'nın şeriatı geçerlidir. musa'nın şeriatı da insanların yalınlığına uygun şekilde düzdür, dümdüzdür. hıristiyanı, yahudisi, dürzisi, sünnisi, şiisi, milliyetçisi, komünisti, dindarı, liberali bu düzlükten kaçınmaya çalıştığı ölçüde ağın içine sıkışır. ortaya da trajediden başka şey çıkmaz.

    edebiyatta olsun, sinemada olsun anlatılan hikayenin içeriği ile anlatma tekniği arasında da bir uyumun sağlanması zorunludur. çok iyi bir hikayeyi çok iyi bir teknikle kaleme, kameraya alabilirsiniz. fakat aradaki uyum sağlanmamışsa etkili bir sonuç alınamaz. bir anlamda hikayeye de tekniğe de yazık olur. insanın yalın halinin yaşadığı, değer yargılarının düz olduğu bir coğrafyaya ait bir hikaye anlatılıyorsa, örneğin, anlatım tekniğinin de aynı ölçüde yalın olması tercih sebebidir. bir ortadoğu hikayesini anlatmak için dolaylamalar kullanmak yerine emile zola-vari bir yalınlık-çıplaklık doğrultusunda tercihini kullanan denis villeneuve, en az hikayenin sahibi wajdi mouawad kadar incendies filminin bir başyapıt olarak sinema tarihine geçmesinde pay sahibidir.

    filmde izleyiciyi, klasik tabirle, yumruk yemiş gibi hissettirecek bir çok sahne var ve bu sahneler bir başka filmde olsa haklarında çokça konuşulurdu, etkileyici olduklarından söz edilirdi. oysa incendies için bu yapılmıyor, kimse...

    --- spoiler ---
    wahab'ın bir varmış, bir yokmuş kalıbına uygun katlinden, milislerin otobüs katliamından, nawal'ın sonuçsuz kalan "en azından kızı kurtarayım" hamlesinin can acıtıcılığından, sniper gölgesi altında yaşayan çocukların sırat köprüsü üzerinde ilerleyen gündelik hayatından, işkenceye şarkıyla karşı koyan kadının gücünden...

    ---
    spoiler ---

    ... söz etmiyor. çünkü ana hikayenin kendisi bütün bu trajedileri olağan kılacak kadar, anlaşılır kılacak kadar yıkıcı.

    dört dörtlük nitelemesini hikayesiyle, yönetmenliğiyle, oyunculuğuyla, görselliğiyle, müziğiyle bu kadar hak eden az film bulunur. bu ortadoğu hikayesine kayıtsız kalan sinemaseverin sinema sevgisinden şüphe ederim.


    (gulhs - 15 Haziran 2011 13:03)

  • comment image

    simon'un annesinin ölümünü sallamayıp, ölen ölsün kalan sağlar bizimdir havasına girip, olaylara sonradan dahil olmasına rağmen gerçekle ilk yüzleşenin kendisi olmasının ironikliği de filmi vurucu yapan ayrıntılardan biridir. *

    izleyin izlettirin.


    (rodolfo - 17 Temmuz 2011 00:33)

  • comment image

    [soyleyeceklerim fazla oznel kacabilir.
    cunki, bir arkadasim sagolsun, odunc verdigim dvd'ler arasindan bunu izledikten sonra cosa gelip;
    "abi bi film var, simdi bi tane kizla erkek kardesi filan dusuyolar yola, himm himmm himm, boyle boyle soyle soyle oluyor, hatta sonunda da abicim, aslinda (x) (y) imis! haa, tuh ya, izlememistin di mi sen?" diye son derece icten ve safca zevkimin icine ediverdi. bu yuzden, o gerilimi, tokat yeme hissini filan yasayamadim.
    hem, quebec filmlerindeki (les invasions barbares gibi) o puslu karamsarliktan oldum olasi hoslasmadim. zaten kuzeylilerin filmleri de (evoyir kulemin icinde) bana zor ulasabiliyor.]

    yer yer melankolik melodram havasi, tiyatro oyunu suslemeleri gozume batti. ama konunun essiz vuruculugu kadar, yonetmenin kamerayi yeri geldiginde uzgun bir golgeye, yeri geldiginde bulanik su birikintisine cevirmesi gibi ve benzeri soyleme bicemleri kiymetliydi.
    [arapcanin ekranda yankilanisi da lezzet katiyor, ozlemisim.]
    akip giden oykunun sahiciligine arada sirada susleme yoluyla ket vurulmasa daha iyiymis. ornegin, su meshur --- hafifce spoiler ---
    "1+1=1" diyalogunda, kizcagizin sip diye ne anlatildigini anlayip soka girmesi,
    ya da universitedeki hocalarin ve derslerin epey yapistirma durmasi,
    ya da cocuk kadin demeden katleden acimasiz hristiyan milislerin 7 arkadaslarini gozleri onunde kesen musluman nihat'i cezaevine bas-iskenceci olarak atamalari gibi gibi. --- hafifce spoiler ---

    filmi essiz yapan yonune gelecek olursak:
    --- agir spoiler ---
    oyku, cagcil ve serbest bir oedipus (edip) okumasi. sozcuk olarak "incendie" ise "yangin, alev alev yanmak" benzeri anlamlara geliyor.
    bir ailenin ortadogu'daki koklerini, gecmisinin kanli kirli sirlarini arastirmasi uzerinden. bir cinnet ve kiyamet durumu icinde yanan, yikilan, oradan oraya savrulan lubnan'daki yangin yerine variyor.
    yasanan katisiksiz acilari bu antikcag tragedyasi cercevesinde anlatmaya calisiyor. belki bunca bela, kiyim antikcag'da yasansa... atalarimiz bizden daha iyi ders cikaracak, unutturmayacak, kusaktan kusaga aktaracak meseller uydururlardi.
    kullanilan cerceveye goz atacak olursak;
    mitolojideki edip de istenmeyen bir cocuktu. ayirt edici yani, daha yenidogan'ken ayak bilekleri iplerle sarildigindan, siskin ayaklari idi (oidipous sozcugu yunanca'da "sisik ayakli" anlamina gelmekte). istemeden babasinin olumune neden oldu. olecegi dusunulurken bir kargasayla kurtuldu. baskalarinin elinde buyudu. oz annesini aramayi usuna koydu, yollara koyuldu. kara yazgisi onu, oz annesinin dol yoluna surukledi. pesinden korkunc lanetler, kargislar, belalar getirerek.
    edip'in yol kesip yolculari parcalayan sfenks'e karsi bilmeceyi cozerek, uygun sozcugu kullanarak kurtulmasi gibi... zavalli annecik nawal da "ene mesiyahhh" (hristiyanim ben) diye sihirli sozcugu haykirarak kervaniyla birlikte kursunlanmaktan, yakilmaktan kurtuluyor.
    oykuyu, once -annesinden kalit son mektup nedeniyle- babasini arayan kiz cocugunun gozunden izliyoruz. kiz cocugu, bir tecavuz urunu olduklarini ve zorba babalarinin adini ogrendiginde bu bolum sona eriyor. denklemin bir tarafi belirleniyor. oglanin odevi olan gizli erkek kardeslerini aramak icin yola dusmesiyle son bolume geciliyor.
    oykuler cakistiginda, parcalar yerine oturdugunda, mektuplar birlestiginde, bulmaca cozuluyor. tragedyanin korkunclugu, kara bir bulut gibi gun isigini bastiriyor.
    bir de, gondermeleri baglantilari yakalamak icin dikkatli izlenmeli. ornegin, ana rahmi imgesini anistiran goruntuler oykunun akisi icinde cokca yer buluyor. ikizlerin yuzdugu, birbirlerine sarilip destek olduklari, ya da annenin gizli oglunu ilk kez ayirt ettigi su dolu havuz ornegin. ya da, cocuklarin dogumuna tanik olduktan bir kac saniye sonra gordugumuz, karanlik bir tunelden gun isigina (arabayla) cikis sahnesi.
    --- agir spoiler ---

    hulasa;
    aciyi kaskati somutlayan, rahatsiz eden, yakici bir film.


    (viva paulista - 30 Temmuz 2011 13:33)

  • comment image

    filmi izledim ve nereden izledim dedim bu amk filmini. ne güzel mutlu mesuttum. bazısına ağır kaçar bu film.

    --- spoiler ---

    bazı arkadaşlar spoiler vermeden old boy deyip durmuş. resmen sikmişler filmi. old boy dedin mi bütün büyü kaçar, niye koymuyorsun spoiler oraya?

    ---
    spoiler ---


    (the irlandali - 15 Eylül 2012 05:22)

  • comment image

    ağız dolusu kahkahalar atmasın kimseler. dünya mutlu olunacak yer değil. kimse doğduğuna şükranlar iletmesin. dünya yaşanacak yer değil.

    hiç varolmamalıydık..

    ....insanoğlunun kenefliğini dosdoğru veren film.


    (frln was here - 23 Eylül 2012 01:47)

  • comment image

    eğer bu filmi izlemeyi düşünüyorsanız spoiler içermeyen entry'leri bile okumadan, kısacası sözlükteki yorumları hiç okumadan izleyin. nedenine gelirsek:

    --- spoiler ---

    filmi old boy ile özdeşleştiren ve karşılaştıranlar olmuş fakat hiçbiri spoiler verme gereği duymamış. bakıldığında spoiler gibi durmuyor ama old boy'u izlemiş biri bu filmin ilk 5 dakikasından sonra sonunu tahmin edebilir ve filmin en vurucu sahnesi olan son sahnesi etkisini önemli ölçüde yitirir.

    ---
    spoiler ---


    (halitkin - 23 Kasım 2012 14:55)

Yorum Kaynak Link : incendies