yalnış görmediysem uğur yücel de oynamış bu filmde...

(non person - 3 Aralık 2009 21:37)

türkçeye saçma çevrilmiş film isimleri listesinde zirveye oynayacak. aşka ruhunu kat ismiyle sinemalardaki yerini 2010 yılında alacak film. içinde aşk geçmeden türkçe'ye çevirmelerini de beklemezdim zaten yüce yapımcıların.

(servicio - 7 Aralık 2009 12:37)

bir "yemek yapan erkeğin karsı konulmaz çekiciliği" vakasıyla daha karşı karşıya kalacagımız film sanıyorum.
hee birol ünel'in ,ki adam çiftetelli eşliğinde göbek atarken bile karizma bi abi,seksi olmak için yemek yapmasına gerenk var mı!? ^*

(demoniclewinsky - 8 Aralık 2009 16:44)

tagline'ı "leben ist, was passiert, waehrend du dabei bist, andere plaene zu machen" ("life is what happens to you while you are busy making other plans.", john lennon) olan, bu akşam fatih akın ve adam bousdoukos'un da katıldığı heidelberg galasında izleyip, yarımyamalak almancamla anladığım kadarıyla bile çok sevdiğim, güldüğüm film. soundtracki de pek şukela.

--- spoiler ---

zinos bel sorunu yüzünden doktora gidip, ameliyat olması gerektiğini ve sigortası olmadığından bunun çok pahalıya patlayacağını öğrendiği an, işte dedim, yeşil çam draması başlıyor.
sonra uğur yücel'e gidip belini çektirince^*, tam tersine gülme krizine girdim (daha doğrusu bütün salon girdi).

--- spoiler ---

(cell gene - 20 Aralık 2009 00:25)

--- spoiler ---

alamancı türk hikayelerinden nefret eden biri olarak bu film, alamancıları şükürler olsun ki sadece bir sahnesinde gördüğüm ve kahkahalar atarak izlediğim için benden sonsuz bir alkış almıştır.
basit detaylara gelince dikkat etmeden izlendiğim halde bile gayet ilgi çekici ve eğlendirici. hiciv edenlerin ellerine sağlık, özellikle vergi dairesinden gelen memurun karşısına terror tişörtüyle çıkan zinos ve hapishane sahnesinde neumann'la karşılaşan illias aynı tişörtü giymesi oldukça manidar. fıtıkçının evindeki ince belli simli çay bardakları ve çay tepsisi ise oldukça otantik yani beni benden alıp sarsılarak gülmemi sağlayacak kadar...
unutmadan birol ünel muhteşem ve elbette demir gökgol de.

--- spoiler ---

kısaca eğlendirici, renkli ve filmden çıktığımda beni mutlu eden bir film o kadar.
hımmmm ayrıca ben alamancı edebiyatından nefret ediyorum bunu daha önce söylemişmiydim.

(denizdedalga - 30 Aralık 2009 00:19)

fatih akın'ın müzikle karnımızı doyurduğu son harikası. beklediğim, geldiği gibi tek başıma gidip gördüğüm ve bende asla hayal kırıklığı yaratmayan bir film. birol ünel yine aşmış, uğur yücel'in de o hallerine pek bi güldüm. ayrıca anna bederke, lafım sana: güzel misin?

filmin iki cdlik bir soundtracki var, şöyle:

1. rated x – kool & the gang
2. hicky burr – quincy jones
3. i don't know – ruth brown
4. brown bag – boogaloo joe jones
5. we got more soul – dyke and the blazers
6. get the money – mongo santamaria
7. don't do it - syl johnson
8. get down – curtis mayfield
9. to sxoleio – the olympians
10. i want to be your man – zapp & roger
11. the creator has a master plan – louis armstrong
12. it’s your thing – the isley brothers
13. disko – jan delay

1. walking in dub – burning spear
2. soundhaudegen – sillywalks movement
3. fragosiriani – locomondo
4. manolis o hasiklis – shantel
5. mission of love – love ravers
6. sing song girl – er france
7. moon shayn – bad boy boogiez
8. arcilla – steven pfeffer
9. to blues tou paliokaravou – pavlos sidiropoulos
10. steve's la paloma – steve baker
11. sisters keepers dub – turtle bay country club
12. gang & gaebe - broke but busy
13. das letzte hemd hat leider keine taschen - hans albers

--- spoiler ---

zinos kazantsakis'in cep telefonu melodisi filmin en akılda kalanlarından oldu.

zapp & roger - i want to be your man

--- spoiler ---

(genia - 1 Ocak 2010 19:12)

izleyiciyi kopartmayan, su gibi akan fatih akın'ın yeni masterpiece'i olan film ^***. zira dans var, müzik var, hareket var, kumar var, çöküş var, sevgi var, yemek var vs... ayrıca birol ünel'in kapak pozuna -afişte de var- hayran kaldım.

--- spoiler ---
aynı gece kardeşlerden birinin aşkta diğerinin kumarda kaybetmesi filmin doruk noktası olmuş bence.

--- spoiler ---

(waldis - 3 Ocak 2010 00:45)

fatih akın`ın beklentileri gayet karşılayan ve hatta beklentilerin üstüne çıkan filmi.oyuncular,hikaye,müzikler her şey mükemmel filmde. öyle ki film bitmesin istiyorsunuz sonlara doğru.

--- spoiler ---

bütün bir film sadece birol ünel in soul kitchen`ın mutfağında,kıçıkırık dondurulmuş yemekler ve berbat kremalar ile 5 avroluk yemeği nasıl 45 avroluk bir gurme yemeğine dönüştürdüğünü görmek için bile seyredilebilir.

--- spoiler ---

(nixolidia - 3 Ocak 2010 03:44)

filmde fatih akin' in abisi cem akin, illias' in^* arkadaslarindan biri olarak; moritz bleibtreu' nun aktrist annesi monica bleibtreu ise, nadine' in babaannesi rolunde gozukmektedir. filmin castingini fatih akin' in esi monique akin yapmis. ayrica filmde adam bousdoukos' un gercek hayatta sahibi oldugu sotiri's taverna da bir kac saniye gosteriliyor.

bu arada monica bleibtreu mayis 2009' da hayata gozlerini yummus.

--- spoiler ---
tipki filmde oldugu gibi.
--- spoiler ---

(gypsy - 3 Ocak 2010 23:41)

fatih akın'ın izlediğim son röportajında "şimdilik beğeniyorum ama büyük ihtimal 3-4 sene sonra çok falsosunu görürüm" benzeri şeyler söylediği film. kendisine, 3-4 sene sonraki hayal kırıklığını "ulan güzel film yapmışım zamanında" diyeceği günlerin geleceğini bildirmek bana düşsün. ayrıca duygu yelpazesi gibi klişe bir kavram varsa eğer en geniş açabilen fatih akın'dır açık söyleyeyim. gegen die wand ile bu filmi yapan adamın aynı olması inanılmaz gerçekten. filmden yeni çıkmış olmanın verdiği heyecan ile sağa sola saldıran "hadi abi çıkalım bir şeyler yapalım" hareketliliğine düşen bendenizi iki satır bir şeyler yazmak için bile olsa sözlük başına oturtan kuvvet ise belki benim entrymi okuyup az daha gaz alarak bu filmi görmeye gidecek suserlerin olabilme ihtimalidir. gelelim film hakkındaki izlenimlerime

--- spoiler ---
film başladı. şöyle bir 10 dk geçti. baya baya ben müdavimi oldum soul kitchen'in. alışma süreci bu kadar kısa bir film görmemiştim uzun zamandır. 20 dk sonra falan "zinos abi ne olacak adamın huyu bu. anna çok efendi kız zaten aile terbiyesini tam almış" gibi kritikler yaparken buldum kendimi.

mekana ve insanlara filmin hemen başlarında aşina olmamızda müziğin çok çok etkisi var. inanılmaz uyumlu ve mükemmel şarkılar seçilmiş. filmin tuali müzik olmuş desem yeri. zinos yolda yürürken dükkandan gelen sezen aksu 'nun 10 sn lik sesi bile cuk oturmuş.

yunan dediğin adam iyi adam ya. çok benziyorlar olm bize. zinos'u gözüm kapalı halı saha maçına çağırırım mesela. ama illias yok mu illias. takım elbiseyle gezip çalışmayan adam. bizim sokaklarda da zibil gibi var bunlardan. iki kardeşin ilişkileri falan süper. "20'lik at" muhabbetini yaşamayan abi-kardeş yoktur herhalde.

aaah birol ünel ah. ne büyük ne pis bir oyuncusun sen arkadaş. shayn weiss karakterini olabilecek en mükemmel şekilde oynamışsın. biliyorum var çünkü böyle adamlar. bir işe bakıp "benim bu işi yapmam mümkün değil" dedikten sonra hiç iplemeden dönüp giden, biri bir hata yaptığı zaman "aman canım önemi yok" gibi yalanlar yerine "geri zekalı orospu çocuğu bin kere söyledim sana di mi?" diye kızan, işini mükemmel yapan adamlar. benim gördüklerimin çoğu da senin bu shayn weiss'e benziyordu işte. hafif kilolulardı sadece.

çok çok iyi bir feel good movie olmuş.

daha önceki birkaç entryde de gördüm. sonu biraz hızlı kotarılmış gerçekten. 99 dakika değil de 120 dakika da olsa sıkılmadan izlerdim.

favori sahnem: zinos'un balığın safrasını patlattıktan sonraki shayn weiss in tepkisi. söylene söylene düzeltmeye gitmesi falan.

200.015 euro çok para ya. sanki biraz pahalıya gitti o vampir şerefsiz yüzünden.

gegen die wand'ı izlemiyorum uzun zamandır. sebebi de şu: sigarayı bıraktım. izlersem dertten kederden tekrar başlarım diye korkuyorum. işte bu film tam ters etki yarattı bende. çok güzel bir ortamda çok güzel 2-3 kadeh içmişim ve gülerek eve gidiyormuşum gibi oldum çıkınca. ama temiz bir ortam ha. duman altı değil.

--- spoiler ---

film bitti. neyse kalktım çıkacağım tam. bir baktım herkes oturuyor hala koltuklarda. "lan" dedim. "yoksa creditten sonra falan bir şeyler var da benim haberim mi yok?" neyse. oturdum tekrar. tüm oyuncuların adı geçti. yazılar akmaya başladı. bir baktım millet kalktı gidiyor. o an ayıldım işte. insanlar filmin sizi içine soktuğu havayı dağıtmamak için kalkmak istemiyorlar. mutlu mutlu oturuyorlar. "sen niye lapin gibi kalktın lan o zaman?" derseniz. "abi film bana ciddi enerji yükledi. macera arayan adam gibi oldum ben. o yüzden zıpladım hemen" derim. izleyin izletin.

(ramsestyler - 12 Ocak 2010 20:50)

--- spoiler ---

hamburger, pizza ve şinitzelden başka bir halt bilmeyen almanlar için shayn ın söyledikleri aklımdan çıkmıyor

- onların midesinde bir delik var, ne yerlerse alttan çıkıp gidiyor... gibi birşey

herşeyin kolay harcandığı bir dönemde yaşıyoruz aşk, müzik, sevgi, dostluklar, insan emeği ve hatta kardeşlik.
oysa bu filmde öyle mi:
zinos o en zor durumunda hapisten çıkan aylak ağabeyini bir kenara atmıyor, ona iş dayatmaya da çalışmayıp olduğu gibi kabullenip yardım etmeye çalışıyor
sevgilisini kademe kademe kaybederken onca sıkıntı içinde aşkından en ufak bir parçayı yitirmeden sonuna kadar gidiyor, onun için öncelik sıralamasında ondan sonra gelen dükkanını satmadan hem işini hem de ilişkisini yürütebilmenin bir yolunu arıyor.
uyumsuz, tavizsiz, alkolik bir aşçıya katlanıyor.
yaşlı kiracısı, garsonu, müzik grubu derken çevresindeki herkes ondan bir parçayı kopartıyor ama o yine de kaldırıp bir kenara atmıyor.
tıpkı ayrı ayrı pek bir şeye benzemeyen otlar, baharatlar gibi uygun zamanda, uygun miktarda tencereye konulup muhteşem bir yemek oluyor
güzel bir yemeğin nasıl birşey olduğunu miden sana söyleyecektir, tabi eğer dibinde bir delik yoksa...

(edit of truth: tam olarak "onların midesinde bir delik var onu da pislikle dolduruyorlar" olacakmış. amelie poulain' e teşekkür ediyoruz)

--- spoiler ---

(schistosoma reflexus - 13 Ocak 2010 09:28)

ölmeden herhangi bir fatih akın filminin içersinde odun olarak dahi olsa yer almamı nasip eyle yarabbi diye haykırmama neden olan film.

(yonnie yarankowski - 14 Ocak 2010 07:07)

birol ünel'in filmdeki röl tavırları mükemmel sanırım. ya çok iyi ya da mükemmel. ikisinden biri. yine akın'ın aynı arkadaş kadrosu ama yine güzel lan! ne güzel arkadaşların var senin adam...

(susayaci - 22 Ocak 2010 10:30)

--- spoiler ---

filmin sonunda neumann'ın hapise düşmesini "o maliyeyi düzmüş, maliye de onu düzdü" şeklinde açıklayarak beni benden almış muhteşem film.

--- spoiler ---

(kandamarask - 12 Nisan 2010 15:38)

ruhumuzu doyurdu.

birol ünel - krema soslu kızarmış patates. bu boku pişirmem ben.
adam bousdoukos - iş arıyorsun sanıyordum.
birol ünel - senin aradığına orospu denir. ben aşçıyım.
adam bousdoukos - anlıyorum. kapı orada.

(yesilkrema - 18 Nisan 2010 22:59)

üzerlerine peri tozu serpilmis bi grup alakasiz insanin (kemikkiran kemal, shayn, sokrat vs vs) bizi güzel masallara inandirma cabasinin beyaz perdeye yansimasi olan filmdir.

(anil bey - 22 Mayıs 2010 03:38)

o lokantaya evsahipliği yapan mekan nası güzel bir mekandır öyle, 200.016 avro diye arttırdım açık arttırmayı ama o ibnenin öksürüklerine karıştı duyulmadı herhalde.

(barbaroj - 10 Haziran 2010 13:45)

--- spoiler ---

dünyada hiçbir filmin mutlu sonla bitmesine bu kadar sevinmemiştim. tek kelimeyle mükemmel bir film.

--- spoiler ---

(halitkin - 5 Mart 2011 19:53)

kıyısından köşesinden olaylara dahil olup, yaşamak isteği duyuran, eğlendiren, kederlendiren, sevindiren, duygulandıran, heyecanlandıran, dengesini kurmuş, dilini temposunu bulmuş bir film.

(poivre - 9 Kasım 2013 01:14)

bunu türkceye "aska ruhunu kat" olarak cevirmek hangi aklin, hangi ruh halinin yansimasidir arkadas? dün gece can sikintisindan kanal degistirirken star'da bu film gösteriliyordu; ve sol alt kösede bildigin "aska ruhunu kat" yaziyordu lan. lan ask filmi bile degil bu, bi bikmadiniz yabanci filmlere sacma sapan tükce isimler bulmaktan amk.

(usta oyuncu - 30 Mayıs 2014 19:12)