Kaç Para Kaç(1999)(7,7-2614)
Çogunluk(2010)(7,4-4236)
Bes Vakit(2006)(7,4-3477)
Sivas(2014)(7,4-1744)
Abluka(2015)(7,4-2427)
Kosmos(2010)(7,2-4887)
Yozgat Blues(2013)(6,8-2986)
Küf(2013)(6,5-741)
Ben O Degilim(2014)(6,5-647)
Kor(2016)(6,5-1118)
Gise Memuru(2011)(6,4-2123)
Neden Tarkovski Olamiyorum...(2015)(6,2-499)
nesimi yetik'in ilk uzun metrajı olacak. işini seven bir erkek gündelikçinin hayatını anlatacak yönetmen.
(sallayancay - 18 Eylül 2012 17:26)
21. altın koza film festivalinde en iyi film ödülünü almıştır.
(marcello mastroianni - 20 Eylül 2014 22:14)
altın koza'da en iyi filmi ve en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır.merakla vizyona girmesini beklediğim film.
(oktemzeynep - 22 Eylül 2014 15:11)
işbu entry eser miktarda spoiler içerir.nesimi yetik'in senaryosunu betül esener'le birlikte yazıp, yönettiği ilk uzun metraj filmi. annem sinema öğreniyor nesimi yetik'in güzel işler yapacağının güzel işlerin habercisiydi zaten. ilk uzun metraj filminde, komşularından ilham alıyor senarist ve yönetmen. filmde anlatılan metin (gerçek hayatta da ismi metinmiş) gerçekten de belinde teyple gezen, arabesk müzik dinleyen, kendi besteleri olan, çeşit çeşit gömleklere sahip, evlere ve iş yerlerine temizliğe giden, naif bir insanmış. film bu karakterin üzerine kurulu ve olaylardan daha çok durumlar söz konusu. metin'in hayatı bize olanca şeffaflığı ile anlatılıyor. zamanında şarkıcı alma hayaliyle memleketini bırakıp istanbul'a geliyor. kendi bestelerinden oluşan bir kaset çıkarıyor ama tutmuyor. fakat o yılmayıp kendine bir hayat yaratıyor. çok titiz bir karakter olduğu için temizlikçi olduğunu düşünüyorum. artık şarkıcı olma hayalleri ikinci planda kalıyor. kendi kurduğu bu hayatta gayet mutlu yaşarken, hayatına daha doğrusu evine giren iki kişi yüzünden bir müddet rahat olamıyor. çünkü her gelen misafir onun düzenini az da olsa bozuyor. özellikle apartmanda ve evin içinde yapılan çekimler bana zeki demirkuz'u hatırlattı. o sahnelerde sanki demirkubuz filmi izliyormuş hissine kapıldım. son olarak tansu biçer mükemmel oynamış..
(tadin kaldi - 8 Aralık 2014 11:06)
güzel bir film demek isterdim, ama sinemadan kaçarak uzaklaştım. derin desen derin değil, konu desen konu değil, karakterler havada kalmış. filmin bir şeyi sonuçlandırma çabası yok anladık ama yaklaşık 100 dakika boyunca hiç mi hiç bir şey anlatılmaz mı? temizlik yapıp, şarkı söyleyen bir adam ve hiç bir kurgusu olmayan manasız detaylar bütünü.en kayda değer şey yeğen rolündeki oyuncunun perfromansıydı.on üstünden beş versem fazla mı oldu diye düşünürüm. öyle bir film.
(drip nick i zaten kullanilmakta - 16 Şubat 2015 11:14)
tansu biçerin oyunculuğunun takdir edilesi olduğu, seyrederken bende, eve gidip temizlik yapma isteği uyandırmış ( ki bu his bana çok yabancı) hoş film.
(hodigetria - 22 Şubat 2015 00:10)
sinemanın güzelliği detayların mükemmeliğinden geçiyorsa bu film ona gerçekten yaklaşmış. filmin sanat yönetmenliği çok başarılı, her kim ise tebrik ediyorum. dar mekanlarda geçen tek ana karakterli filmlerin kaçınılmaz sıkıcılığı yoktu filmde aksine akıcı ve dikkati uyanık tutuyor.settar tanrıöğen'i biraz rahat bırakacaksın döktürecek ağzına yakışmayan diyalog verince çok eğreti durmuş, ama bu yapmacıklık tamamen yönetmenden kaynaklı. güzelim oyuncuyu hiç kullanamamış, settar tanrıöğen'den aldığım iyi oyunculuk hazzını alamadım. keza aytaç arman da öyle, güzel ama lezzetli çipetpet değil.--- spoiler ---bu arada biraz saldıray abi'nin günümüzdeki versiyonuna benziyordu oynadığı karakter--- spoiler ---genel olarak başarılı bulduğum bir iki başlık dışında filmi beğenmedim. sana puanım 4/10 kanka.seyfi teoman teşekkürü de gözden kaçmadı tabi.
(saksak turizmin yavsak yolcusu - 23 Nisan 2015 10:20)
film boyunca sıkıntıdan patladım, üstüne yönetmen söyleşisinde söylenenlerden sonra bağırıp çağırmamak için kendimizi zor tuttuk! kültür bakanlığından destek alıp 5000 tl'lik fotoğraf makinesiyle film çekmeye kalkan yönetmen(!) görmemizi sağlayan film. zaten görüntü yönetmeni akrabası mı neymiş, o derece absürt her şey! filmdeki gömleklere, başrol oyuncularına 200.000 tl yedirmediyse kendisine ev mi aldı ne yaptı o parayla çıksa itiraf etse keşke! ya da galiba birincilik ödülü için jüriyle kırıştılar...rezalet! boynundaki fularını da çıkarıp bir daha film çekmemesini diliyorum...
(su nanesi - 29 Kasım 2015 04:04)
küçücük dünyasında kendince mutlu bir zerreciğin hikâyesi.filmin başkarakterinden öte her şeyi olan metin tosyalı, kıyıda ve kendi hâlinde görünse de, hayattaki yerinin ve kapsadığı-etki ettiği alanın farkında. ve pek çok insanın hayâtını bir nevî düzene soktuğu için, akıp giden zamanın kıymetini de hepsinden daha iyi biliyor, onunla saniye saniye yarışıyor gibi görünse de aslında ona olan saygısını her hareketinde gösteriyor.yönetmeninin ve yapımcısının söyleşisini dinlerken dikkat ettim de, herkes "görüntünün yeteri kadar iyi olmadığı" konusunda eleştiride bulundu. hâlbuki hep "görüntüye/görünenin mükemmelliğine" önem verdiğimiz, idrâkimizi ancak o dar çembere hapsettiğimiz için zerreciklerin nahifliğini gözden kaçırıyoruz, farkında değiliz.sayfalarda ve karelerde ince detayların izini sürmeyi sevdiğim için, gölgede kalanı gönüllere taşıyan bir film olarak değerlendirdim ve beğendim. tansu biçer'in rolüne hassasiyetle adapte olması da filme artı bir değer katmıştı. teknik eleştirisi ise, öyküye sırf mekanik açıdan bakanların olsun!
(martin jacques mystere - 9 Ocak 2016 22:04)
neden tarkovski olamıyorum'dan sonra tansu biçer'e bir kez daha hayran olduğum yapım. vallahi derinlik algınıza bağlı bu durumlar tabii ama son zamanlarda seyrettiğim en derin türk filmi.
(ramone - 3 Mayıs 2017 19:22)
Yorum Kaynak Link : toz ruhu