The Killing (~ Son darbe) ' Filminin Konusu : Daha ilk sahnesinde bir dinginlik ve doğanın seslerine karışmış ayak sesleri çalıyor önce kulağınıza. İki tane koşan kadın görüyoruz; ayrı zamanlarda, ayrı yerlerde. Biri bilmediğimiz bir yöne, biriyse attığı çığlıklarla ölüme koşuyor gibi... Sonrasında olanlar, izlenmek için sizi bekleyen mükemmel bir pilot bölümde saklı.
Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb(1964)(8,4-418841)
Paths of Glory(1957)(8,4-152108)
Barry Lyndon(1975)(8,1-131804)
Strangers on a Train(1951)(8,0-112281)
Spartacus(1960)(7,9-111479)
Lolita(1965)(7,6-94868)
Eyes Wide Shut(1999)(7,4-271430)
Killer's Kiss(1955)(6,7-18697)
Day of the Fight(1951)(6,4-3510)
Flying Padre(1951)(5,8-3264)
The Seafarers(1953)(5,6-2098)
Fear and Desire(1953)(5,6-7581)
kubrick'in ''bomba gibi geliyorum'' dediği filmdir. nitekim bir sene sonra paths of glory'i çekmiştir. o sıralar henüz otuzuna bile gelmemiş olduğunu söyleyerek hiç durduk yerde canınızı sıkmayayım şimdi.
(ruprect - 12 Ocak 2009 00:18)
ölümle alay eden, üstelik sinik de değil, direkt duyarsız ve aptal dedektiflerin olduğu polisiyelerden sonra iyi geliyor. bir de ölümün arkasından bir gün geçmişken ağlayan ebeveyne filan "o senin mutlu olmanı isterdi" denildiği amerikan film ve dizilerinden sonra da iyi geliyor. yasın adam gibi yaşanması gereken bir süreç olduğunu, hastalıklı bir şey olmadığını, gidenin bir eşya değil, bir insan olduğunu yadsımayan bir dizi hiç olmazsa. dizinin ayn rand sevmeyen bir de politikacısı var. daha ne olsun?
(kirmizinintekrari - 12 Mayıs 2011 10:48)
olağanüstü bir sezon finaline imza atmış dizi. the killing'e aslında twin peaks'i hatırlatması, iyi bir uyarlama olması ve yayınlandığı kanalın amc olması nedeniyle başlamıştım. the walking dead ve mad men gibi iyi işlerden sonra, amc de tıpkı hbo gibi bir tür dizi referansı olabilecek bir kanal olmaya doğru gidiyor. sakinliği, oyuncularının üstün performası, atmosfer yaratmadaki becerisi ve benim hastası olduğum her bölümün bitmesine yakın son 1 dakikalık paralel kurguya eşlik eden dümtekli kapanış müziği ile the killing, game of thrones ile birlikte bu sezonun en iyi iki dizisinden biri bence. patlamadan, çatlamadan hoşlanmam, deadwood sakinliğinde, damages tadında dizi severim, fazlasında gözüm yok diyorsanız, alın size dizi. 12.bölüme "mükemmel" diyenlerin sezon finalini (episode 13) gördükten sonra ne diyeceğini merak ediyorum.
(gofret beyin - 20 Haziran 2011 19:58)
işte sezon finali böyle olur.--- spoiler ---bayıldım. harika bir final olmuş. işin aslı ben dizinin ilk bölümlerinde katilin richmond olduğunu düşünmüştüm. hatırlarsanız richmond'a sorulan o gece nerdeydiniz kıvamındaki soruya; gwen benimle birlikteydi cevabını verirken, aslında kendisiyle beraber olmadığını çaktıran bir ifade takınmıştı. bir yandan kızın katilini ararken bir yandan böyle bir politikacının başrolde olması normal gelmediği ve o geceye dair açıkça yalan söylediğini farkettiğim için katil richmond demiş ve keyifle izlemeye devam etmiştim zira dizinin başarısı merak uyandırmasında yatmıyor. dizinin yarattığı atmosfer, oyunculuk başarısı, oynayan karakterlerin bizzat gerçek insan tepkisi vermeleri, hikaye içindeki küçük numaraları... fevkaledenin fevkinde bir dizi olmasına yol açıyor derken iki kere yanıldım. hem katili bilemedim hem de birinci sezon sonunda katilin kim olacağını öğreneceğimizi sanıyordum. holder aslında bir defasında kendini ele vermişti. linden geldiği zaman kapattığı telefonda; halletmeye çalışıyorum da kadın aptal değil, demişti. uyuşturucu falan hepsi hikaye. holden tam da bu cinayet yüzünden oraya gelmişti, sarah gitseydi zaten kafasına göre işi halledecekti. sarah durduğu için işler zaman aldı ve bir sürü numaradan sonra nihayetinde getirdiği fake foto ile ihaleyi richmond'a bıraktı. başından beri amacı richmond'ı içeri atmaktı ve bu yüzden para alıyordu. başından beri her şey politikayla ilgiliydi. amaç richmond'ı devre dışı bırakmak. sarah işi yani kandırıldığını anladı ama çok geç... richmond vurulmuş, ölmüş olabilir. uçaktan ineceğini tahmin etmek zor değil.... diziye dair konuşmanın sonu gelmez.--- spoiler ---şahane bir dizi şahane bir sezon finali.
(rewlofweno - 21 Haziran 2011 03:11)
o denli harika bir dizi ki; ara sıra kendimden şüpheleniyor ve aynaya bakıp "ulan sen mi öldürdün rosie'yi" diyorum. rıza baba'nın dehasına alışmış bir nesil olaraktan 16 bölümdür(gün) tek bir cinayetin çözümlenmemiş olmaması ve bu süreçte kadronun üçte ikisinin bir şekilde "şüpheli" olarak anılması tuhaf geliyor, insanın içini gıdıklıyor. bu bir başarıdır, ciddi bir başarıdır. kimin suçlu, kimin masum, kimin iyi, kimin kötü olduğunu bilemiyorsunuz. ve adamlar bunu yaparken izleyiciye "yok ebesinin amı ali sami" dedirtmiyorlar, yani doğallık var dizide, ters köşe yapıcaz diye meseleyi abartma/kasma yok. ve yavaş tempoya rağmen acayip komplike olan bir ilişkiler ağı, şüpheliler listesi var. hakikaten hayranım.--- spoiler ---ilk üç bölüm hakkında konuşmadan evvel dizinin bir başarısına daha değinmek istiyorum; bence the killing "insan ilişkilerini-insanlık hallerini" en iyi işleyen dizi. en son izlediğim s02e03'te bile bunu kanıtlayacak birçok sahne vardı. (linden'ın eski komiseriyle kısa diyaloğu, yine linden'ın evde oğluna attığı "piç kurusuna bak nasıl da sorumluluk sahibi oldu" bakışı, holder'ın yeğeniyle muhabbeti ve genel bohem tavırları, richmond'ın çaresizlik içinde iğneyi bacağına saplaması ve daha birçok sahne.) anlatmak istediklerini çok güzel anlatıyorlar. uzatmadan, germeden en öz biçimde en vurucu haliyle anlatıyorlar. insan doğasına yapılan yolculuklarla dolu. dizideki her bir insan ilişkisi, hayattakilerin minyatürü gibi. çok sağlam bir sosyolojik, psikolojik arka planı var dizinin. golden globe'ı, emmy'i falan süpürmesi lazım normalde ama ne hikmetse vermiyorlar.gelelim ikinci sezonun ilk üç bölümüne. evvala bir hakikati öğrendik; holder zannettiğimiz gibi richmond'a karşı kurulan komplonun "bilinçli" bir parçası değilmiş. gil denen kel abiyle diğer belediye başkanı adayı richmond'a karşı bir komplo hazırlamış ve seattle pd içinden de maşa olarak holder'ı seçmişler. bununla birlikte devletlüler inatla soruşturmanın üstünü örtmeye çalışıyorlar. bunun nedeni de muhtemelen cinayetin, janek liderliğindeki polonya çetesinden birileri tarafından işlenmiş olması. ve bu çetenin emniyet içlerine kadar ilerleyen nüfuzu.rosie'nin kasetinde yer alan dövmeli gencin cinayetle ilişkili olma ihtimali yüksek. şimdiye kadar hep ters köşe yaptılar "ahan da bu" derken "nah bu" dedi senaristler. ancak dönülmez akşamın ufkuna girilmiş gibi artık. rosie'yi kameraya kaydeden dövmeli gencin, hem janek hem de larsenla ilişkisi var. aynı genç beau soleil'ın ana serverının olduğu ayakkabıcının yakılmasından evvel muhitte gözüktü. akabinde anladık ki bu server ya da bu beau soleille alakalı başka bir bilgisayar zamazingosu janek'in eline geçmiş. ve janek beau soleilın bilgisayar üzerindeki verilerini sildirtti. bunla da kalmadı larsen'a kalkıp "rosie'nin orayla hiçbir alakası yokmuş" diye %99.9 yalan olan bir bilgi verdi.bu bilgiler ışığında diyebilirim ki; bu adamların cinayetle uzaktan yakından bir ilgisi var. the killing, izleyiciyi lüzumsuz derecede skeptik yaptığı için "suçlu bu dövmeli", "polonya çetesi yaptırmış işte" falan diyemiyoruz gönül rahatlığıyla. ama bir ilişkisi olduğuna kanaat getirdim artık. şu da var ki bu "dövmedeki" çizgi karakterin yer aldığı manganın konusu olan "intikam, öc alma", akla doğrudan larsen'ın pis geçmişini ve janek'in bu işte parmağı olduğunu getiriyor. (bizi kandırmak için de bu ayrıntıyı vermiş olabilirler)bir de şunu merak ediyorum, arkadaş nedir bizim bu orospu dizi karakterlerinden çektiğimiz? s.larsen'ın karısı mitch "yaşadığı travmayı atlatmak" bahanesiyle çıktığı yolculukta ne hikmetse kendini başka bir adamın yatağında buldu. orospunun derdi kendisini başka birine siktirmekmiş, valla deliricem he bir bitmediniz amına koyim. boardwalk empire'da margaret bir ara asabımı bozmuştu şimdi de bu.tüm bunların yanında "kanlı çanta" da var. artık hayırlısı, ne diyeceğimi bilemedim. rosie'ye kalkan eller kırılsın. insan kıyabilir mi allasen? şahsen ben kıyamazdım;http://fringepedia.net/….jpg/260px-katiefindlay.jpg--- spoiler ---
(ein lied - 9 Nisan 2012 23:49)
katil jack. öyle yapayalnız otel odalarında aç, susuz, ateşler içinde annesini beklerken, insanın katil olması kaçınılmaz.
(camurr - 7 Mayıs 2012 19:07)
çok çok güzel bir dizidir, izleyin izlettirin--- spoiler ---o değil, bu değil kim lan bu katil? hadi ataistler bunu da açıklayın rosie larson'i kim öldürdü hadi bunu da açıklayın--- spoiler ---
(usualsuspect - 12 Haziran 2012 01:39)
eveeet, ters köşe nedir, girift ilişkilerle alakalı senaryo nasıl yazılır, izleyiciye "aa o öyle değilmiş ki" dedirtmek için daha önce öldüğü gösterilen karakterleri -bir şekilde- canlandırmak ne kadar senaryo başarısıdır vs konularında türk senaristlere ders olarak okutulabilecek nitelikte bir sezon finali yapmıştır. bu kadar güzel bitebilirdi, bitti. sözüm meclisten içeri, hem de çok içeri.
(falan olur filan olur - 18 Haziran 2012 18:39)
sezon finali sonrası, daha önce emin olamadığım bir konuda kesin kararımı vermiş bulunuyorum. televizyon tarihinin en iyi polisiyesi kesinlikle budur.hani bazen bir ip kördüğüm olur da ne yaparsan yap bir türlü çözemezsin ama eğer doğru yerden çekersen de o karmakarışık düğüm kolayca açılır ya? işte hikayeyi kördüğüm olana kadar karıştırıp, sonra da bu kadar kusursuz bir şekilde olay örgüsünü açıklayıp da sonuca giden bir dizi bu.--- spoiler ---iki sezon boyunca, rosie larsen'ın okul arkadaşlarından, hocasına; şehrin mafyasından, belediye başkan adayına kadar bir sürü insandan katil olarak şüphelendik. sonunda da az çok şüphelendiğimiz isimlerden birilerinin sorumlu olduğunu gördük fakat rosie'nin ölümüne asıl sebep olanın kim olduğunu kesinlikle tahmin edemedik. öyle böyle değil, çok pis ters köşe yaptılar.bir de tam katil bulunudu, yeni evlerinde yeni bir hayata başlayacaklar, artık biraz huzur bulsunlar derken, larsen ailesi rosie'nin ölümünden daha da büyük bir şok yaşadı belki de.bu arada dizi bitti mi yoksa sezon finali miydi? sanırım henüz bilinmiyor ama yeni bir cinayet gerçekleştiği haberi geldiğine göre sanırım devam edecekler. gerçi linden araçtan indi ve cinayet mahalline gitmedi ama onu yeni sezonda ayarlarlar sanıyorum.--- spoiler ---buradan kanal yönetimine, yapımcılara, oyunculara, yönetmenlere ve senaristlere sesleniyorum. bu diziyi yeni sezonda da devam ettirin. bizi sikko dizilere mahkum etmeyin. teşekkürler.
(kartal ruhu - 18 Haziran 2012 21:23)
--- spoiler ---böyle diziye ancak böyle bir sezon finali yakışırdı.(yazar burada çaktırmadan final değil de sezon finali olmasını ümît ediyor)nasıl etkileyici, insanı başka diyarlara götüren bir son arkadaş; yayında ve yapımda emeği geçenlerin her yerinden öpüyorum, tebrik ediyorum hepinizi. holder: kötü adamı yakaladık.linden: kimmiş o?şu diyaloğa kurban. şu diyalogtaki o her şeyi içeren estetiğe dikkat. iki cümle, iki sezonu özetledi işte. kim öldürdü rosie larsen'ı? angut teyzesi mi? düz adam olacağım diyorsan o öldürdü evet ama hakikate ineceğim diyorsan herkes biraz rosie'nin katili, o arabayı herkes biraz itekledi göle doğru, herkesin elinde az ya da çok kan var. adamlar aslında bir organize suç hikayesi anlattılar, birbiriyle pek de bağı olmayan pek çok insanın -farkında olmadan- el ele verip işlediği bir cinayet. bunun için kötü adam yakalanmadı; holder ve linden sadece ne olduğunu ortaya koydu.gözlerden kaçmayan diğer husus yeni başkan richmond'ın karanlık tarafa geçmesi oldu. jamie vurulmadan önce ona "kendin ol" dedi ve o da iki sezon boyunca "iyi politikacı" görüntüsünün bir illüzyondan ibaret olduğunu gösterip özüne döndü ve seattle'ın dart vader'ı oldu. kızılderili şefi ve ames'ın kıçını kurtararak; jamie'nin bu ikiliyle yaptığı -ve aslında rosie larsen cinayetini gerçekleşmesine neden olan- ali cengiz oyununa sadık kalacağını gösterdi. gençlerle basket oynamak yerine daha yoz, daha gerçek bir richmond.ve rosie'nin kayıp filmi. o film neredeyse beni ağlatacaktı hacı, utandım da ağlamadım valla. fazlasıyla dokunaklı olmuş. işte böyle dostlar. iki sezonluk müthiş serüven -en azından rosie larsen bağlamında- bitti. fazlasıyla özlenecek iki sezon.--- spoiler ---
(ein lied - 18 Haziran 2012 22:30)
muhteşem bir finalle biten dizi. 2 yıl boyunca izleyicileri ekrana çivilediler, sonunda da her şeyi zekice bağladılar, katili de açıkladılar. böyle başarılı bir diziye imza attıkları için yapımdaki herkesi tebrik ediyorum. the killing, izleyicilerini asla hayalkırıklığına uğratmayan, son yıllardaki en başarılı polisiye-drama dizisi.--- final bölümü spoiler ----"daha 20.dakikada katili açıkladılar..kalan 25 dakikada ne olacak..herhalde linden'in düğününü izleyeceğiz" derkeeen asıl bombayı teyze patlattı..meğersem teyzem arabayı göle ittiriveeemiş.. tabii içindekinin rosie olduğunu bilmeden. haftalar boyunca soğukkanlı durdu ya tebrik ediyorum kendisini. çocukların bakımını üstlenmesi vicdanını rahatlatmak içinmiş.. bir de son bölümde ablasını fırçaladı "bıraktın gittin çocukları" diye.-dizinin sonunda holder ile linden'in konuşmaları dikkate değerdi. gerçekten de rosie'nin asıl katili kimdi? jamie öldürmek istememişti. teyze ise onu öldürdüğünü bilmiyordu. katil hiç kimse miydi, yoksa herkes biraz suçlu muydu?- dizinin sonunda meclis üyesi richmond beni hiç şaşırtmayan bir atraksiyona imza atmıştır. politikacılar böyledir efendim.her şey bir yana rosie gerçekten mutlu muydu?--- final bölümü spoiler ---
(kumrengi - 19 Haziran 2012 00:11)
mükemmel finalinden sonra ilk bölümünü tekrar izlememle yakaladığım detay sonucu bir kez daha hayran kaldığım dizidir.--- spoiler ---önce finalin en vurucu dialoguna bakalım:holder: we got the bad guy.linden: who's that?sonra ilk bölümde linden ve holder cinayet mahaline giderken, holder narkotiğin ne kadar sıkıcı olduğundan falan bahsederken linden da der ki, cinayet masası çok mu farklı sanıyosun?holder: at least you got a bad guy.linden: yeah, who is that?--- spoiler ---bu da böyle bi dizidir.
(bunlar hep yalan dolan - 19 Haziran 2012 01:22)
çok iyi başlayan, çok iyi ilerleyen ve çok iyi bir sezon finali yapan dizi. bundan bir yıl önce hakkında olumlu şeyler yazmıştım. (bkz: #23041104) o günden bu yana düşüncelerimde olumsuz yönde değişen bir şey olmadı. hep çizgisini korudu ve yapmacıklığa, abartıya kaçmadan, seyirciyi salak yerine koymadan yoluna devam etti. gizemli bir hikaye, gerçeğe yakın karakterlerle, gerçeğe yakın bir dille ekrana yansıtıldı. --- s02e13 - sezon finali - spoiler ---öncelikle başta şunu söylemek lazım. bu dizi bir cinayeti ele alıyor ama bu diziyi, "katil kim" seviyesine indirgemek ya da sürpriz finalle kendini kurtaran sıradan dizilere benzetmek yanlış olur. bu dizi evet "katil kim" sorusunu sordurdu, finalinde de evet sürprizler oldu ancak bunlar güzel dizinin sadece sosuydu. oluşturduğu karanlık ve gerçekçi atmosfer, oyuncu performansları ve senaryosuyla baştan aşağıya güzeldi.rosie larsen'in son kayıtlarını da izledikten sonra gördük ki rosie sadece yanlış zamanda yanlış yerde bulunan genç ve hayat dolu bir kızmış. insanların hırslarına tanık oldu ve o hırslar rosie'yi öldürdü. jamie'nin kazanma ve iktidar hırsı, terry'nin sevdiği adamla yeni bir hayat kurma hırsı, michael ames'in çıkarları derken olan genç bir kıza oldu. aslında her şeyin başlangıcı jamie'nin de dediği gibi bir kazaydı ama sonrası tamamen cinayet.terry bir katil olsa da tüm bu olaylar süresince yaşadığı üzüntü ve stresi düşününce delirmemesi mucizeymiş. belki de ondan sonra yaptığı her türlü fedakarlık biraz olsun vicdanını rahatlatmak içindi. sona geldiğindeki hali etkileyiciydi. holder ve linden'ın odanın kapısını açıp terry'i gördükleri sahneyi ben çok beğendim. adeta sözün bittiği yer gibiydi. jamie ve richmond'ın konuşmalarını ve jamie'nin, richmond ile ilgili fikirlerini söylediği sahneyi de aynı şekilde çok beğendim. zaten finaldeki en büyük sürprizlerden biri richmond'ın gerçek kimliğine kavuşması oldu.bu dizide katil kim ya da kimler sorusu dışında kim ne kadar iyi sorusu da sorulabilir. dizinin belki de en güzel yanlarından biri buydu. kimse çok iyi değildi. buna çocuğunu ihmal eden linden, uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden, kardeşiyle arası bozuk holder da dahil. rosie'nin anne-babası, teyzesi, mafya, siyaset adamları... kısacası kimse çok iyi değildi. zaten bu dizinin öyle hayranlık duyulacak kahramanları da olmadı. hayatın tam içerisinden geçen bir hikayeydi ve dizideki herkes en fazla gerçek hayattaki kadar iyiydi.son sözüm holder'a. ulan holder öyle bir sigara içişin var ki az kaldı tıpkı sigarayı bırakıp tekrar başlayan linden gibi ben de sigaraya dönecektim. insan bu kadar özendirilmez. neyse dizi bitti de öyle bir durum yaşanmadı.--- s02e13 - sezon finali - spoiler ---
(lawngreen - 19 Haziran 2012 19:04)
dizi finalinin daha ilk sezondan beri nasil ince ince islendigini gosteren pek cok kanit var. bunlardan biri;--- spoiler ---terry, cocuklardan biri digerini arabanin bagajina saka niyetine kapattigi zaman asiri bir tepki gosterip tommy'yi baya bi azarlamisti. bunu hatirlayinca benim bile tuylerim diken diken oldu, ablam nasil duygusala baglamasin..--- spoiler ---
(oinone - 19 Haziran 2012 19:59)
2 sezonluk konuyu gayet iyi kotarıp, gayet güzel bitirmiştir.--- spoiler ---dizinin "rosie larsen'ı kim öldürdü?" sorusu da başa dönüp baktığımızda kafamızı kurcalıyor. bana kalırsa rosie larsen'ı richmond öldürdü. zira her şey onun başkan olması için yapılmıştı. jamie, onun için kirli işlere girdi. onun için rosie'yi hunharca dövdü. teyze, her şeyi richmond'la olacak anlaşmasına bağlı olan sevdiği adamla yeni bir hayata başlamak için rosie'yi acımasızca göle attı. hayatının baharında güzel şeyler görmek isteyen bir genç kız, ihtiraslarının esiri olmuş bir grup adi tarafından öldürüldü.rosie'yi richmond öldürdü diyorum çünkü jamie, son konuşmasında ona "olmadığın biri gibi, temiz biri gibi davranıyorsun" minvalinde bir şey söylemişti. sonunda da zaten richmond'ın ne kadar götoğlanı biri olduğunu gördük. tüm bunlardan haberi olmasa da hepsini sineye çekip şehrin ileri gelen namussuzlarıyla el ele vermesi de bunu kanıtladı. evet... rosie'yi richmond öldürdü.--- spoiler ---
(yerli mal - 20 Haziran 2012 00:16)
10. bölümü ile beni günlerdir ağlatmayı yine başardı bu dizi. bir türlü atamadım içimden. ben de aşağı yukarı adrian'ın yaşlarındayken annem hastalanmış 1 hafta içinde de ölmüştü. işte o zaman aynı bu zalim gardiyanlar gibi etraftan insanlar hastalandığı gibi bizi kardeşlerimle uzaklaştırdılar bir veda bile edemedim, bir hoş çakal diyemedim. bizim ruhsal durumumuz bozulmasın diye... oysa ben onu her şeye, herkese rağmen çok çok çok sevdiğimi, ölene kadar seveceğimi söylemek isterdim. bir sürü şey soracaktım ona, ne zaman anne dedim ona, ilk kucağına aldığında sevmiş miydi beni, bütün ona çocukça edepsizliklerimi acaba affetmişmiydi, en sevdiği yemek neydi, benim en çok neyimi severdi gibi... şimdi tüm sorular bom boş kaldı havada,o insanların yüzünden son kez kendi anneme sevdiğimi söyleyemedim ve son kez annemin beni sevdiğini duyamadım. ama önemliydi işte benim için..sonra aynı adrian gibi bende hastanenin bahçesinden kuru bir el sallayabildim cama çıktığında.. hayatı gibi vedası da çok fakir oldu annemin. şimdi benim sorularım da sahipsiz aynı benim gibi, bu yüzden yatmadan her gece bebeklerime her akşam onları ne kadar sevdiğimi söylüyorum ve onlar benim için olduğu için ne kadar şanslı olduğumu.o yüzden adrianın bakışlarında kendimi gördüm aynı öyle bakmıştım ama duygusunu söyleyemem, ölüme giden anne babanızın son kez görmenizin duygu olarak adı yok hele çocuksanız bir kat daha yok. o yüzden o gardiyanlar şu anda karşımda olsalar lime lime ederim onları. dizi de bile bir çocuğa bu kötülük yapılmasın. çünkü vedalaşamamak gerçekten çok ağır yük.
(melisinannesi - 1 Ağustos 2013 02:11)
--- spoiler ---dünyadaki en yalnız şeydir bulunmayı beklemek.--- spoiler ---
(casnuuu - 6 Ağustos 2013 02:38)
güzel bir finalle 3. sezonu biten dizi.the killing, gerçekçi yapısıyla, karakterlerin samimiyetiyle, yapmacıklıktan uzak duruşuyla, bildik amerikan polisiye-dram dizilerinden çok farklı olmasıyla, senaryosuyla, hikayenin işleniş şekliyle, bazen ağır temposuna rağmen insanı içine çeken gizemli havasıyla, karanlık atmosferiyle, "katil kim ?" sorusunun yanında başka birçok şeyi sorgulatan haliyle benim için çok özel bir dizi. bu diziyi izlemekten büyük keyif alıyorum. --- 3. sezon finali spoiler ---onlarca kızın ölmesine, ray seward'ın suçsuz yere asılmasına, adrian'ın yetim kalmasına, bullet sebebiyle holder'ın depresyona girmesine ve linden'ın hayatının şokunu yaşamasına neden olan skinner'a söverek yazıma başlıyorum. ulan aklı başında adam sandık, katil ibnenin biri çıktın. öldürdün herkesi amına koyayım ya. bir de linden'a yalvarıyor, "sen öldür beni" diye. normalde linden öldürmezdi ama kadının sinirleri alt üst oldu. neyse eline, yüreğine sağlık linden abla. toplumun çarpık düzeni, toplum dışına itilen gençlerin dramı, aile ve çocuklar arasındaki uçurumlar, sosyal adaletsizlik, bir idam mahkumunun son günlerindeki gerilimi ve iç dünyasına dönüşü, cinayetlerin arkasındaki gizemin yavaş yavaş çözülmesi, holder ve linden'ın iş ve özel hayatlarındaki sıkıntıları yine güzel bir hikaye ve başarılı kurguyla ekrana getirildi.özellikle ray seward karakteriyle diziye dahil olan peter sarsgaard'ın performansı muhteşemdi. karakterini adeta yaşadı. o yansıttığı gerilimden etkilenmemek çok zor. hele o idam sahnesi, dizinin unutulmazları arasına girdi diyebilirim.--- 3. sezon finali spoiler ---hep yağmur yağsın, hiç güneş açmasın, linden hep aynı kazağı giysin, holder takım elbiselerden uzak dursun, arabanın içinde yiyip içsinler, linden sigarayı bıraksın ama hep holder'dan otlansın, insanların içindeki karanlık, toplumun bataklığa sürüklenişi, hukukun, siyasetin çıkarlar uğruna kullanılışı hep anlatılsın ve the killing 4. sezonuyla ekrana gelsin.
(lawngreen - 6 Ağustos 2013 19:22)
her sezon sonu ölü taklidi yapan dizi.
(tahrik olmusken objektif olamam - 16 Kasım 2013 13:06)
--- spoiler ---soygun sırasında hipodromdaki görevli paraları çuvala doldururken ve johnny clay* paraları çuvaldan çantaya transfer ederken dökülen az miktarda para bile beni rahatsız edip, "dökmeyin lan güzelim paraları sokağa, her centi önemli onların." dedirtmişken* bana, o havaalanındaki düşen çanta beni johny clay'in düştüğü durumdan beter etmiştir. (bkz: bu da böyle bir anımdır)--- spoiler ---
(codename47 - 24 Şubat 2006 21:44)
Yorum Kaynak Link : the killing