• "kötü adam: gideceğiniz yere birakabilirizevden yeni kaçmiş kız: yok sağolunkötü adam: korkmayin canim biz de sizin gideceğiniz yere gidiyoruz..evden yeni kaçmiş kız: ha tamam o zaman.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bana hep amatör pornoları hatırlatmış flash tv dizisidir. amatör pornoda nasıl sikiş sokuş bütün çıplaklığıyla ve amatörlüğüyle karşındaysa, nah bu herifler de birbirlerini harbiden dövüp, harbiden öldürüyorlar. sonraki bölüme nasıl diriliyorlar, onu daha çözemedim, yapımcısıyla konuşacağım. hemi oyuncuların, altı kirden gararmış beyaz çorapları da, içtikleri lm de, kim bilir kaç kuruş verip tuttukları, kapısı penceresi dökülen evler de, tüplü televizyonlar da o kadar gerçek ki bilader. tırsıyorum lan, gece açtım mı huzursuz oluyorum. haa, bir de yarım bardak bira içip, mekandan gayet normal ayrılan, eve gidince sarhoş olmak aklına gelen herifler yok mu... neyse siktir et, görmezden geliyorum her bölümde yaptığınız bu hatayı..


    (kelevelelis - 1 Aralık 2007 20:20)

  • comment image

    hem 19 yaşında genci hem de 45 yaşında adamı canlandırarak başlıbaşına bir ekol olan sarı bıyık'ın dışında (ehauhah bikeresinde sarıbıyık annesi babasıyla kız istemeye gitmişti, yemin ediyorum babası çok daha genç gösteriyodu) saçları yele formundaki esmer arkadaşı da es geçmemek gerekir, zira 80lerin giyim tarzını en iyi o yansıtmaktadır.


    (uninvited - 14 Ocak 2003 21:14)

  • comment image

    herhangi bi bölümü alın, senaryoyu inceleyin, en ufak gereksiz cümleye rastlayamazsınız.. orda duran her cümlenin bir görevi, izleyiciye kısa yoldan aktarması gereken bir mesajı vardır.. mesela baba, anneye sacma sapan bi vurgu ile sorar: "kız kalkmadı mı daha? saat 11 oldu" .. anne daha sacma bi vurguyla cevap verir:" yahu evde huzur mu kaldı ki. her gece içip içip geliyorsun. bizi üzmeye ne hakkın var"..
    "yahu adam sana kız uyandı mı uyanmadı mı diye sordu, nerden esti adamcağızın iki kadeh içkisi var ona da karışma be kadın öeeeh" diyerek siz katılırsınız programa..

    yaşlı ev hanımı tiplemesi ayrı bir bomba, kaan ertem'inkilerden bile geyik.. "sarı bıyık" ve robin tadındaki yardımcısı "kaleci saçlı adam"a buradan selam etmeden geçemeyeceğim, ayıp olur.


    (arioch - 26 Ocak 2003 05:20)

  • comment image

    rıza, arkadaşının karısına kafayı iyice takmıştı.zeynep birşeyler hissediyor, fakat kocasına soylemekten çekiniyordu. halil* ise arkadaşının, karısına göz koyacağını aklının ucundan bile geçirmiyor, rızanın yakınlığını arkadaş sevgisine bağlıyordu. zeynep daha ne kadar sessiz kalacaktı?

    <rıza ile halil içmektedirler>
    rıza: sana imreniyorum halil yaw
    halil: niye?
    rıza: yengem... cok güzel kadın.. hem de iyi anlaşiyosunuz.
    halil: zeynep bi tanedir yaa
    riza: bence de.. (oha!)
    halil: nassı yani?
    rıza: yani diyorum ki, çok guzel kadın, ve iyi anlaşıyosunuz. (ooldu)


    (arioch - 26 Ocak 2003 05:30)

  • comment image

    kötü adam: gideceğiniz yere birakabiliriz
    evden yeni kaçmiş kız: yok sağolun
    kötü adam: korkmayin canim biz de sizin gideceğiniz yere gidiyoruz..
    evden yeni kaçmiş kız: ha tamam o zaman..


    (arioch - 22 Şubat 2003 02:21)

  • comment image

    bu harikalar harikası yapımın en hoşuma giden özelliği, senaryosuz çekildiğinden neredeyse emin oluşumdur. bu denli gerçek ve samimi konuşmaların çok ünlü hollywood senaristlerinin elinden çıkması bile oldukça zor gibi gelir bana.
    yolda karşılaşan iki oyuncunun (rıza ve halil) arasında geçen diyalog süresince, cümle sonlarında yaşanan gergin sessizlik, kendilerine sufle edilen bir tekstin yokluğundan ileri gelmelidir.
    (ki adını andığım episodda halil rolündeki aktörün kısa bacakları ve dar bluciniyle* depar attığı sahne harika idi.)
    türkiyede cürüm işleyen herkesin muhakkak birahanede tuzlu fıstık yediği bu enfes yapım bünyesinde anne rolünde görülen balmumu teyze ise her bölümde yine kesin olarak eşini canlandıran ve kayınpederlik vasıflarını tümüyle haiz olan beyefendiye "çay dökeyim mi?" sorusunu sormak konusunda adeta bir eksperdir.

    bu çift arasında şöyle bir konuşma cereyan etmiştir:
    -(delirme efektleri ardından) baltam nerede hanım? (adam otomobil tamircisidir.)
    -banyoda. (manyak mısınız lan siz?)
    -getir onu bana.
    -viyvihiy.


    (aziz kedi - 3 Mart 2003 01:58)

  • comment image

    (durduramıyorum kendimi)

    "cesi" lakabıyla maruf kovboy çizmeli, iğrenç gömlekli, şalvar kotlu, kısa bacaklı (casting için bir ön şart bu!) ve künyeli kötü adam, sarı bıyık'ı allem edip kallem edip tavlar ve sarı bıyık bunu "abi bana iş bulcektin" diye günün birinde arar. binbir indiana jones'likten sonra işe alınan sarı bıyık, telefonlara bakmaktan ibaret bir mesaisi olduğunu görür. ancak cesi bir türlü ne iş yaptığını bizimkine söylemez. şimdi gelin sarı bıyık'ın ısrarlarının nasıl sonuç verdiğini dramamızın son bölümünde izleyelim:

    -abi ne iş yapıyosun sen allahın adını verdim artık yaa?
    -sus oğlum zamanı var.
    -ama abi lütfen abi.
    -aramızda kalacak ama.
    -ayıbettin cesi.
    -pezevengim olum ben.

    (seni görsel sanatların en müstesna ödülü olan "the fulden uras" a layık gördüm ben cesi bee.)


    (aziz kedi - 3 Mart 2003 02:49)

  • comment image

    geçmiş zaman, üniversite yılları, bu dizinin müptelasıyız. gece tekrarlarını izliyoruz 8-10 kişilik bir grupla, yanımızda biramız vodkamız, kafalar güzelken daha da eğleniyoruz. bir gece iyice sarı bıyığa sardırdık, dalga geçiyoruz. aramızdan bir arkadaş (ki kendisi de turuncu bıyık bir kardeşimiz) hafiften bozulmaya başladı. millet laf söyledikçe sinirleniyor. en sonunda yeter lan diye çıkıştı, adamcağıza giydirmeyi bırakın, rızkının peşinde o dedi. biz olan bitene anlam vermeye çalışırken aramızdan biri, n'oluyo neden bozuldun diye sordu. abi o benim dayım dedi turuncu bıyık arkadaş. önce inanmak istemedik, cüzdandan çıkan bir vesikalık bizi ikna etti.


    (greges nigri - 12 Mart 2013 21:30)

  • comment image

    bu efsane dizinin bugun izledigim bolumunde bir eleman vardi, iki cumlesinin birinde teletubby'e gidelim, teletubby'i arasak mi, bu isi cozse cozse teletubby cozer deyip durdu..ben mi yanlis duyuyorum ne demeye calisiyor bu arkadas diye dusunurken, bu abi telefonu cevirdi, teletubby ofiste misin gelebilir miyim? diye sordu, kalkti gitti. ofise girdiginde masanin basinda oturan adamla yanindaki arkadasini tanistirdi, benim teletubby olduguna artik inandigim sahis elini uzatip: -merhaba ben talat dedi. bende o an husranla gordum ki benim basindan beri hayallerimde yasattigim teletubby bey aslinda sadece "telet abi"ymis...


    (dumspirospero - 29 Ağustos 2005 23:08)

  • comment image

    seyirciye dekoru, mekanı, kostümü göstermek yerine daha çok telkin yoluyla sezdiren drama programı. örnekleyelim;

    kızımız gecekonduda oturmaktadır.. divanın üstündeki örtüyü düzeltir, yastıkları kabartır vs.., bu esnada da söylenir; "öff bıktım bu fakirlikten, şöyle zengin bi koca bulup rahat etmek istiyorum artık"..

    neyse efenim, kızımız bi şekilde erer muradına, bulur zengin bi koca, yerleşir yeni evine.. zengin evidir artık oturduğu ev, kurulur koltuğa "ohh, ne kadar da rahatım" der.. lakin ev sikim gibi, 80 metrekare, sobalı falan bi evdir.. götü boklu bi üçlü kanepe, 55 ekran televizyon, vs. vardır salonda sadece. (ama biz oranın zengin evi olduğu yolunda telkin edildiğimiz için pek yadırgamayız.) üstüne bi de kızın ana babası gelir kızlarının yeni evini görmeye, girerler içeri; "ooo.. evin de pek güzelmiş, vs vs" derler demirdöküm sobaya, üçlü kanepeye bakıp...

    bu anlamda dogville'le kapışır bu dizi.


    (bacak - 2 Şubat 2006 10:38)

Yorum Kaynak Link : gerçek kesit