• "bu yıl antalya altın portakal'da uluslararası uzun metrajda yarışacak film."
  • "bugün itibariyle trabzonda da gösterime girmiş olan film."
  • "başrodeki haydar şişman trabzon yunus emre lisesinden öğretmenimdir. başarılarının devamını dilerim. film gerçekten çok güzel olmuş. güzelliğin de önüne geçen doğallığı var ki o bambaşka."
  • "türkiye'nin bu yılki oscar adayıdır. her ne kadar ilk 9'a girme şansı çok düşük olsa da hak eden bir filmin seçildiğini görmek güzel."
  • "çok iyi film. imza: fular"
  • "mel-un filminin yönetmeni ile alakası olmayan filmdir. zira iki filmin yönetmenleri aynı isme sahip farklı kişilerdir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sevgili arkadaşım mustafa kara'nın ikinci uzun metrajlı sinema filmi. bu yıl tokyo'da dünya prömiyerini yapacak. arada bir soruyorum kendime, acaba offline halini izlese miydim? yok yok, foleyi de bittikten sonra izleyeyim dediğim için pişman değilim. zîra perdede izlemek daha keyifli, gerçi bunun için istanbul'daki bir gösterimi de beklemek gerekmekte. artık o kadar da olsun... bekleriz.

    bol bol izlenmesi, bol bol ödül alması dileğiyle, yolu açık olsun.


    (kiyiya vuran - 4 Ekim 2015 21:50)

  • comment image

    sırf doğa izlemek, sadelik sevenler için bile iyi film. çekim açıları olsun, görsellik olsun muhteşem. filmin eksik tarafları elbette var ama buna şimdilik değinmek istemiyorum ki o sihir bozulmasın.

    köken olarak oraların bir evladı olarak o tarz evlerde yaşayan, o yoksulluğu çeken insan sayısı çok diyebilirim. özellikle sütü ısıtıp içine ekmek doğrayıp yedikleri sahne muhteşemdi. eminim o hayatı yaşamış yörenin çocukları o sahneyi izledikten sonra yoğun duygular içerisine girecektir. kısacası karadeniz'in o zorlu hayatını başarılı bir şekilde aktarmış mustafa kara. kendisinin de o köyden olması filminin başarılı olmasında büyük etken.


    (atari salonundaki yanci cocuk - 18 Eylül 2016 02:31)

  • comment image

    başka sinema kapsamında moi de izlenebilecek film. hem görsel olarak hem e hikaye anlatımı açısından gayet başarılı. film öncesi yeni bir mayıs sıkıntısı vakası ile karşılaşacağımı zannederken son derece sürükleyici ve sizi de içine alan bir hikaye oturtmuş yönetmen. özellikle yardımcı rolde ana karakterin karısını oynayan oyuncuyu başrolden daha başarılı bulduğumu belirtmeliyim. yönetmenin de oralardan olduğu çok belli ki yaşananlar o bölgeye tamamen oturuyor ve son derece gerçekçi yansıtılmış.


    (vazovski - 18 Eylül 2016 21:17)

  • comment image

    ilyas salman’ ın 2014 yılında oynadığı simindis kundzuli(mısır adası) filmini hatırlatmış güzel film.

    sakin filmlere dikkatini veremeyen izleyici bu filmde biraz sıkılabilir ancak hayata dair bolca malzeme sunan dolu ve güzel bir film. aksiyona ve prodüksiyona bulanarak izleyicinin algısını sömüren filmlerden değil. kendini ispat etme ve mesaj verme kaygısı gütmeden “para kazanma hırsı”, “eşler arasında çatışma”, “kader”, “tevekkül”, “doğanın gücü ve insanın doğa karşısında acizliği” gibi kavramları yalın biçimde işlemiş.

    --- spoiler ---

    size ayak bağı olan bir şey hiç beklenmedik bir anda kurtuluşun kapısını gösterebilir. kendinizi en dipte gördüğünüz anda aslında varmak istediğiniz bitişe varmış olabilirsiniz.
    ---
    spoiler ---


    (radyoaktif eleman - 18 Eylül 2016 21:46)

  • comment image

    cahilliğin gölgesinde bir hayalperestin hikayesi. görüntü yönetmenliği inanılmaz. türünün benzer yerli örneklerinde olduğu gibi diyalog çok az, az olduğu kadar da hayatın içinden, alabildiğine gerçekçi. oyuncular sanki filmin çekildiği köydeki vatandaşlardan seçilmişcesine doğal. uzun sessiz sekanslar fazlaca. kolay sıkılan tiplere göre değil yani. sümela üzerinden tarihe bir eleştiri de yok değil ama çok yerinde çok naifçe.

    rauf ile birlikte bizi kışa hazırlıyor kalandar soğuğu. iyi film. gidin görün.


    (gilmourian - 24 Eylül 2016 00:13)

  • comment image

    başroldeki ailenin tüm fertleri çok çok iyi oyunculuk sergilemiş.

    --- spoiler ---

    yanan ateş ve etrafında toplanılıp ninenin anlattığı hikayeleri dinleme anı, bana çocukluğumun yazlarında gittiğimiz köyümüzde "tandır" başında ve dışarda yağan yağmur eşliğinde yapılan sıcak sohbetleri hatırlattı.

    ineğin doğurduğu sahne, bir anlık tefekkür vesilesiydi. o eşsiz doğa sahneleri zaten başlı başına kutlu ressamın şaheserleri. mest ediciydi görüntüler. bak bak doyama.

    evin genç kadını hanife: nasıl da anadolunun kadınını resmetmişti öyle.

    ---
    spoiler ---

    keşke daha çok kişi izlese dediğim güzel film.


    (yeknesaklasak - 24 Eylül 2016 23:15)

  • comment image

    türkiye'nin bu yılki oscar adayıdır. her ne kadar ilk 9'a girme şansı çok düşük olsa da hak eden bir filmin seçildiğini görmek güzel.


    (takeru - 27 Eylül 2016 20:07)

  • comment image

    filmin adını aldığı soğuk hava adeta ailenin üyelerinden biri. havanın soğukluğu, karadeniz ikliminin yırtıcılığı filmin başrolü. mehmet bir tutunamayan. diğerlerine göre hayal ailemi içinde. belki aramızda sıkça olan "kısa yoldan yırtma" düşkünlerinden biri. ama kendi gerçekliğinde son derece realist. alacaklıların kapıda beklediği borç içindeki ailesini düze çıkarmak için dağın en tepesinde altın arayacak kadar hayalperest. down sendromlu oğullarının iyileşmesi için hocadan hocaya götüren aile, bir diğer çocukları pantolon alabilmek için salyangoz toplayıp satmayı düşlüyor. ninenin hikayeleri masal ile topraklarından edilen rumlar ile içi içe. öte yandan iklimin sertliği ve yaşamın zorluğu. bu hayal ve gerçeklik hali film boyunca gidip geliyor.

    görüntü yönetmenleri cevahir şahin ve kürşat üresin harika iş çıkarmışlar. filmin en güçlü yanı belki de karadeniz'in büyüleyici atmosferini masalsı bir şekilde göstermesi olmuş

    nineden çocuklara oyuncuların her biri mekanın gerçekliğini bize hissettiriyor.

    film çoğu izleyiciye göre değil. sabırlı ve gerçek sinema severlerin beğeneceğini düşünüyorum. yönetmen mustafa kara türkiye sineması için umut beslememizi sağlayan yönetmenlerden birine dönüşüyor ikinci filmiyle.

    oscar adaylığı konusunda gelirsek bence sarmaşık daha iyi bir seçim olurdu.


    (darth werther - 28 Eylül 2016 00:03)

  • comment image

    izmir'de gösterimi yapılan tek salonda, üstelik akşam seansında sadece 5-6 kişi vardı. buraya kadarı yorumsuz.

    son yıllarda izlediğim en güzel türk filmlerinden biri olmasının yanında, izlediğim en gerçekçi, en natüralist dünya sineması örneklerinden biriydi aynı zamanda. tamamen birincil insani kaygılar, yani kişinin kendisinin ve ailesinin varlığını sürdürebilmek adına verdiği mücadeleler zaten çoğu zaman izleyicinin bam telini aramadan bulabiliyor. fakat böylesi usta işi bir yönetmenlik, oyuncu yönetimi ve her şeyden önce çok ciddi bir sabırla ortaya koyuluyorsa bu mücadele, o iş üst düzey bir izlenceye dönüşüyor. tam iki saat onbeş dakika gözümüzü kırpmadan, çıt çıkarmadan izledik filmi o 6 kişi; salonda film dışında duyduğum tek ses, üç yan koltuktaki kadının arkadaşına yazılar akarken fısıldayarak söylediği "muhteşemdi" yorumuydu. ben de bunun daha detaylısını söyleyebilecek çapta biri değilim, gerçekten öyleydi.

    çok, gerçekten çok ciddi bir emek var bu filmde; 3 saniyelik bir shot için muhtemelen saatler beklenmiş, birkaç dakikalık sahneler için ise aylar, mevsimler. tavanı 60cm yüksek olan bir mağarada da çekim yapılmış, dibi görünmeyen bir uçurumun eşiğinde de. kartpostal gibi görüntüler o coğrafyanın zaten alametifarikası, bu filmde de coğrafyanın bütün olanaklarından faydalanarak nefis enstantaneler yakalanmış. özellikle çocukların salyangoz topladığı sahneler doğa belgeseli tadındaydı, gerçekten çok beğendim.

    muhtemelen izleme sayısı 50 bini zor bulacak, arkadaşının eşinin dostunun tavsiyesine uyup izleyen birkaç yüz kişi sıkılıp oflayıp puflayarak, bunu oflu hoca ve kırk haramiler filmine ve çakma karadeniz şivesine tercih etmiş olmanın üzüntüsünü yaşayacak, mustang garabetini aday gösteren akademi bunu öyle çok da beğenmeyecek, televizyonlarda gece 12'den önce gösterilmeye layık bulunmayacak vesaire. fakat gerçekten özel bir film bu ve bana bilmediğimiz, daha doğrusu benim bilmediğim kim bilir ne filmler çekiliyor da kaçırıyorum diye düşündürmeyi, bunun için harekete geçmemi sağlamayı başardı. daha fazlasına gerek olduğunu düşünmüyorum. yapımcısından ışıkçısına herkese teşekkür ediyorum.


    (phoarbix - 11 Ekim 2016 12:08)

  • comment image

    müziği çok etkileyici film. başka birçok niteliği yanında tabii. (son mohikan müziğinden beri şahsen yana yakıla aramaya başladığım müzik).

    ne filmmiş yahu!

    kişisel olarak arada bir kayıp duygusu oluşunca "gel poyraz, gel gel!" diye mırıldanıyorum.

    kısaca: bundan kelli gelecek birkaç asır boyunca emeği geçenlere gurur, onur kazandıracak muhteşem bir soy-sanat eseri. üstelik bu yargıda azıcık da olsa bir mübalağa unsuru olup olmadığından yana emin değilim!


    (fakiruhakirupurtaksir - 17 Ekim 2016 11:09)

  • comment image

    türkiye'nin oscar aday adayı olan film.

    kalandar soğuğu şahane bir filmdir eminim ama neden ve yine neden sivas filmi gibi boğa güreşleri, yoksulluk, taşra, çile, erkekler ile oscar'a adayız? bu ülkenin anlatacak başka hikayeleri de yok mu?

    çıkış yok, hayat berbat, taşra cehennem, can sıkıntısı, erkekler zayıf, kadınlar zaten hep 'kurban', erkekliklere aynen devam filan gibi filmler. anlatacak binlerce hikaye var; dram ya da komedi. bir de tabii taşra sıkıntısı koymayınca ödül alamayız algısı yaygın. sıkıldım şu bunalımlı adam filmlerinden.

    öznesi, hikayesi kadın olan ama aynı minvalde hikayeler yazılamaz mı? misal frozen river gibi? mustang demeyin gözünüzü seveyim. illa diyecekseniz de önce ülkü özakın'ının yazısına bir bakın derim.

    edit: oscar adayı değilmiş aday adayı imiş. onu düzelttim.


    (evsizkedi - 30 Eylül 2016 19:39)

  • comment image

    görüntü yönetimi, müzikleri ve oyunculuklarıyla inci gibi bir film. izlerken yüreğime "öküz" oturdu. *
    inanılmaz emek harcandığı ve zor şartlarda, mevsimler boyu sabırla işlendiği o kadar belli ki.
    nuray yeşilaraz, karakterinde harikalar yaratmış.
    filme dair tek eleştirim yönetmenin kimi sahneleri vakitlice kesememiş olması. zannediyorum kıyamamış. bu kadar çilenin, emeğin üzerine kıyamamasını da anlıyorum. film son on dakikada üç kez bitecek gibi oldu, inişteki bir uçak gibi pisti pas geçti üç defa. bu biraz duyguları zorluyor. mustafa kara zamanla, diğer filmlerinde bunu da aşacaktır. müthiş bir yetenek olduğu zaten çok açık.


    (seven shots of jager - 17 Ekim 2016 00:04)

  • comment image

    türkiye'nin oscar adayı olarak gösterdiği film
    kalandar soğuğu, karadeniz'in dağlarında şehirden uzak yaşayan küçük bir ailenin yaşamını, ailenin babası mehmet üzerinden anlatıyor. borçlarını bitirmeyi ve ailesini rahat ettirmeyi hayal eden mehmet, maden bulmak umuduyla sık sık dağlara çıkıyor. aradığını bulamayınca, geçim kaynağı olan boğayı güreşlere götürüyor ve bu şekilde para kazanmayı hesaplıyor. bu sırada, para kazanamayınca eşiyle inişli çıkışlı bir ilişkinin içine sürükleniyor. anlatı, mehmet'in ailesini rahat ettirmek üzere giriştiği ve insan-doğa, insan-hayvan ilişkisine dayalı sekanslarla devam ediyor.

    mehmet, boğayı güreşlere götürmeye bir arkadaşından öykünerek karar veriyor. kendi yöntemleriyle hayvanı eğitiyor.
    otizmli oğlunu ise çevrede nam salmış hocalara götürerek tedavi ettirmeyi hedefliyor.

    kalandar soğuğu, geçim derdini alışık olduğumuz şehir hayatının dışına, doğanın tam ortasına yerleştiriyor. doğanın güzelliğini ve zorlukları bir arada sunan film gerçeğe o kadar yakın ki, bazı anlarında belgesel hissi veriyor.

    filmin finali genel anlatısının biraz dışında. otizm hastası çocuk, büyük bir tesadüfle babasının aradığını bulmasını sağlıyor. bu 'buluşta' mistist yön öne çıkarılıyor.


    (superkemkum - 11 Kasım 2016 18:16)

  • comment image

    mel-un filminin yönetmeni ile alakası olmayan filmdir. zira iki filmin yönetmenleri aynı isme sahip farklı kişilerdir.


    (kiyiya vuran - 24 Ekim 2016 23:06)

Yorum Kaynak Link : kalandar soğuğu