Good Time (~ Soygun) ' Filminin Konusu : Connie (Robert Pattinson) ve zihinsel sorunları olan kardeşi Nick (Ben Safdie), gerçekleştirdikleri bir soygunun ardından polis tarafından durdurulduğunda, Connie kaçmayı başarır, ancak Nick yakalanarak Rikers Adası'ndaki hapishaneye alınır. Son derece kötü şöhretli bu hapishaneden kardeşini bir an önce çıkarmak isteyen Connie, 10 bin dolarlık kefalet ücretini bulabilmek için her yolu dener, sonunda kardeşinin bir mahkumla kavga edip hastaneye kaldırıldığını öğrenir. Kardeşini hastaneden kaçırmayı düşünen Connie bunu başarır da, ancak kardeşi diye kaçırdığı kişinin başka bir mahkum çıkması işleri iyice karıştırır.
Ödüller :
The Florida Project(2017)(7,6-71387)
Phantom Thread(2018)(7,5-88054)
The Killing of a Sacred Deer(2017)(7,0-82237)
You Were Never Really Here(2017)(6,8-61875)
A Ghost Story(2017)(6,8-43841)
It Comes at Night(2017)(6,2-65733)
Cannes Soundtrack Award-Best Composer
youth group'un night is ours albümün ilk şarkısı.i had myself a good timeand now i don’t feel like myself.i had myself a good timeand now i don’t feel like myself.i went down to the railyardsto buy myself sometime.the sky there goes on forever,it feels like you’re at the end of the earth.i had myself a good timeand now i don’t feel like myself.will this feeling go on forever?it feels like its been long enough.and i take a little walk outto see what all the fuss is about.and i woke up in the gathering rain.i woke up to a darkening stainand it won’t come out. it won't come out.it won't come out.
(rapper134 - 5 Temmuz 2009 13:47)
owl city & carly rae jepsen'in birlikte söylediği eğlenceli şarkı.sözleri:woah-oh-oh-ohit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoah-oh-oh-ohit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoke up on the right side of the bedyatağın sağ tarafından kalktımwhat’s up with this prince song inside my head?bu kafamın içindeki prens şarkısı da ne?hands up if you’re down to get down tonightbu gece aşağı inersen ellerini kaldırcuz it’s always a good time.çünkü her zaman doğru zamandırslept in all my clothes like i didn’t careumursamıyor gibi kıyafetlerimle uyudumhopped into a cab, take me anywherebir taksiye atladım, beni herhangi bir yere götüri’m in if you’re down to get down tonightbu gece aşağı inersen ben varımcuz it’s always a good timeçünkü her zaman doğru zamandırgood morning and good nightgünaydın ve iyi geceleri wake up at twilightalacakaranlıkta uyandımit’s gonna be alrightiyi olacakwe don’t even have to trydenemek zorunda bile değilizit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoah-oh-oh-oh woah-oh-oh-ohit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoah-oh-oh-oh woah-oh-oh-ohwe don’t even have to try, it’s always a good time.denemek zorunda bile değiliz, her zaman doğru zamandırfeet down dropped my phone in the pool againhavuzda gene ayak altına düştü telefonumchecked out of my room hit the atmodamdan ayrıldım ve atm ye koştumlet’s hang out if you’re down to get down tonighteğer be gece aşağı inersen takılabilirizcuz it’s always a good timeçünkü her zaman doğru zamandırgood morning and good nightgünaydın ve iyi geceleri wake up at twilightalacakaranlıkta uyandımit’s gonna be alrightiyi olacakwe don’t even have to trydenemek zorunda bile değilizit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoah-oh-oh-oh woah-oh-oh-ohit’s always a good timeher zaman doğru zamandırwoah-oh-oh-oh woah-oh-oh-ohwe don’t even have to try, it’s always a good time.denemek zorunda bile değiliz, her zaman doğru zamandırdoesn’t matter whenne zaman olduğu önemli değilit’s always a good time thenher zaman doğru zamandırdoesn’t matter wherenerede olduğu önemli değilit’s always a good time thereher yerde doğru zamandırhttp://www.sarkicevirileri.com/…od-time-ceviri.html
(zeddicus zu l zorander - 27 Aralık 2012 00:22)
fireflies parçasıyla sevdiğim owlcity ve carly rae jepsen'in eğlenceli şarkısı. en sevdiğim kısmı bitmesine yakın "doesn't matter when, it's always the good time. doesn't matter where it's always the good time" kısmı.``http://www.youtube.com/watch?v=7obu7d5oenq
(pojje - 6 Şubat 2013 17:35)
klibinde messi'nin* büyük abisinin oynadığı owl city ve carly rae jepsen şarkısı.
(ferclack - 20 Mart 2013 21:45)
yeni çıkmış paris hilton single'ıhttp://www.youtube.com/watch?v=k1jmjwjg2um
(heri potir - 11 Ekim 2013 00:32)
pitbull'un inna'ya eşlik ettiği tatlı bir şarkı.şöyle baldan tatlı da bir klibi var. vermicem vermicem videosunu seven arkadaşların da hoşuna gideceğini düşünüyorum.nakaratı da bi' yerden tanıdık ama çıkartamıyorum. çıkartabilen olursa, kendisine bir mesaj uzaklığındayım.
(bir kac yazar once - 5 Temmuz 2014 22:06)
hem eleştirmenlerin tepkisi, hem de gösterimden sonra 6 dakika ayakta alkışlanmasına bakılırsa bu akşam ödül alacak gibi görünen film.edit: alamadı.robert pattinson da kariyerini kurtaracak rolü bu filmle buldu gibi.
(perec - 28 Mayıs 2017 19:51)
trainspotting, lock, stock and two smoking barrels gibi filmleri kült yapan şeylerin çoğunu bünyesinde bulunduran film. enteresan renk seçimleri, robert pattinson'ın sevimsiz bir karakteri tam tekmil anti-kahramana dönüştüren performansı, gerilimi sürekli körükleyen müzikleri, doğal diyalogları derken, neredeyse her tuşa doğru basan bir suç filmi izlemek beni aşırı mutlu etti. kısa sürede kendi takipçi kitlesini oluşturacağını düşünüyor ve umuyorum.
(raglegumm - 22 Ağustos 2017 10:45)
enfes bir giriş. yakın planlar, düşmeyen, tam tersi anbean yükselen bir tempo, rengarenk renk skalası, çok iyi bir soundtrack, gerilim, heyecan... ilk 30-40 dakika hakikaten şahaneydi. robert pattinson'ı pek sevmem, ama sezar'ın hakkı sezar'a, itici karakteri gayet iyi oynamış. safdie de engelli kardeşi iyi oynamış. ilk 40 dakikayı çok sevdim. sonrası da fena değil. lakin bir süre sonra onca koşturmaca ve gerilime nefesi dayanmıyor filmin, kalbi teklemeye başlıyor. son yirmi dakika daha iyi olabilirdi. daha iyi şeyler yazılabilirdi finale giderken. ama son yirmi dakika çıtayı düşürüyorlar yönetmen. neticede ortalamanın üstü bir film. senenin en iyileri arasına alamam. zira sinemadan çıkınca tüm o heyecanlı, çok iyi kurgulanmış sahnelere rağmen aklımda yer etmedi. gene de yönetmenlerin önü açık. adamlar yetenekli. daha iyi filmler yapabilirler.spoilertabii har gür içerisinde fırsat olmuyor. karakterleri pek tanıtamamışlar kardeşler. engelli kardeş neyse de pattinson'ın karakterine dair daha fazla şey öğrenmek isterdim. niye soygun yaptığı da açıklanmadı. spoiler
(sherlock holmes 90 - 3 Ekim 2017 20:06)
sonunda jenerik akmaya başladıktan sonra bile uzun uzun perdeye baktıran film. sanırım torrent fest yapsaydım diğer insanlarla birlikte ayni deneyimi paylaşamamak üzerdi.filmin ortalarına doğru çok tatlı bir uyku bastırdı bir de. insanlar neşeyle gülerken ben ellerimi dizlerime yaslamış dizimden destek alarak kafamı zor tutuyordum. o sıralar komik olan ne var diye düşünmekten filme odaklanmakta zorlandım biraz. yeniden izlemem gerekecek :)
(kelimelerle oynayan adam - 3 Ekim 2017 20:55)
imdb'ye bacağım girsin..tamamen aldığı puana kanarak gittim ve eve gelir gelmez klavyenin başına oturdum,olur ya gidecek bahtsız insanlar olur,elimden geldiğince zaman,para ve sinir kaybının önüne geçmeye çalışıcam..arkadaşlar,film konusunda seçici ve mümkünse sinemaya gitmeyen biri olarak bugün cuma akşamıdır,hanımın gönlü olsun diye kalktım bu filme gitme gafletinde bulundum.telefondan açtığım afiş resmindeki herifi breaking bad'deki piç zannettim,imdb puanı da 7,9'muş madem,gitmeye değer dedim..sizi temin ediyorum,gittiğim için sinirden ağlayacak seviyeye yaklaştığım bu kadar berbat bir film hiç izlemedim..elli bin dolarla,beş kişiyle,üç sahneyle film çekmişler kafalarınca..hayatım boyunca hiç bu kadar rahatsız edici,hiç bu kadar geren film müzikleri görmedim,hayır filmin seyirciyi geren bir tarafı olsa canım yanmaz,bütün film boyunca iki sahnede gerildim onlar da (korkmayın spoiler içermez) korku tünelindeki oyuncak ve engellilerin sınıfına girerkenki sesti.hayır film zaten hiç akmıyor ki,hiç sahne değişmiyor ki,bu kadar rahatsız edici iğrenç alakasız müzik neyin nesi..?!!ne bir akıcılık,ne bir sonuç..öyle birbirine bakakalıyorsun..ee noldu ki şimdi diyorsun..daha önce de ters köşeye yattığım,beğenmediğim filmler oldu ama hiç bu kadar berbat bir film izlememiştim..her şerde vardır bir hayır,bundan sonraski formülüm netflix + mini pc'yi tv'ye bağlamak..dizi sitelerini engelleyerek sosyal hayatımızın ırzına geçtiler,tek bir zevkimiz vardı onun da içine ettiler,o da ayrı bir sosyal felaket..oldu olacak kapatsınlar interneti,geçsin gitsin,bir daha engellemekle,mahkemeleri gereksiz yere işgal etmekle uğraşmamış olurlar hiç olmazsa..tüm sorumluluğu üzerime alarak hepinizden rica ediyorum,kimseye saygısızlık etmek istemem ama lütfen arkadaşlar,bu filme giderek paranıza,vaktinize yazık etmeyin..ömrünüzden gidecek birkaç saati bu filme gitmeyerek çok daha keyifli bir şekilde geçirebilirsiniz!
(coqnfechn17 - 21 Ekim 2017 00:11)
safdie kardeşler amerikan bağımsız sinemasının yeni yıldızları. good time, neon renk paletiyle oluşturulan muazzam sinematografisi ve buna eşlik eden elektronik müzikleriyle çok beğendiğim bir film oldu. altın palmiye için yarışan film bu senenin en iyilerinden.good time, robert pattinson'ı alacakaranlık kabusu filmografisinden kurtarıyor ve üstüne iyi bir oyuncu olabileceğini kanıtlıyor. gerçekten ingiliz aktör connie nikas rolü ile başka bir seviyede. twilight saçmalığından sonra rol arkadaşı kristen stewart gibi gerçek sinemaya yönelmesi sevindirici. üstelik bu filmin yapılmasında büyük bir etkisi var pattinson'ın. the pleasure of being robbed ve heaven knows what umut vaadeden filmler olsalar da, her bağımsız yönetmen gibi safdie kardeşler de bütçe bulmakta zorlanıyor yeni film çekmeleri için. robert pattinson safdielerle temasa geçiyor ve yeni filmlerinde yer almak için her şeyi yapabileceğini söylüyor. ve biz bu sayede harika bir film izliyoruz.robert pattinson new york'un filmlerde sık görmediğimiz köşelerinde - beyoğlu'nun arka sokakları gibi - koşturuyor film boyunca. filmin büyük bölümü karanlıkta geçiyor. amerikan haber bültenlerine sık konuk olan helikopter çekimleriyle takip edilen polisten kaçan araba görüntülerine öykünen otomobil sahneleri, oyuncuların dibine giren close-uplar yorucu fakat çok keyifli bir seyir zevki sunuyor. connie'nin crystal'ın evinde izlediği televizyon programı cops'tan ilham almış josh ve benny. görüntü yönetmeni sean price williams'a şapka çıkarmak istiyorum. filmin neon - karanlık atmosferi ve klavye yoğunluklu elektronik soundtrackleri bir arka sokak gece kulübü atmosferi yaratıyor. lunapark sahnesi, crystal'ın odası, tv bir kaç örnek sadece. bu renk paletinin seveni değilim. aksine the neon demon'un büyük bölümünde rahatsız olmuştum. fakat good time'da müzikle beraber uyumu muhteşem. zaten daniel lopatin(oneohtrix point never) cannes'da en iyi soundtrack ödülünü kazandı. filmin yönetmenlerinden benny safdie, connie'nin zeka eksikliği çeken kardeşi nick'i oynuyor. connie, nick'e kol kanat geren abi, ama bir rain man öyküsü beklemeyin. bir tutam of mice and men olabilir. iki kardeş basit görünen bir soygun yapıyor, işler yolunda gitmiyor ve bir gece içinde connie'nin nick'i kurtarma çabasını izliyoruz. benzersiz bir senaryo olduğunu söylemem, yine de safdielerin -henüz- en iyi filmi. yönetmen kardeşlerden benny oyunculuk yaparken, josh safdie senaryoda. robert pattinson'ın connie rolünde olağanüstü bir iş çıkardığından zaten bahsettim. benny safdie de engelli kardeş rolünde çok inandırıcı. jennifer jason leigh filme bir girip çıkıyor. heaven knows what'ta da izlediğimiz buddy duress safdie universe'ün alameti farikası olmaya aday.--- spoiler ---film boyunca robert pattinson'ın dinamik oyunculuğunu izlesek de, açılışı ve kapanışı benny safdie ile yapıyoruz. credits öncesi son sekansta bekleme odasındayken duvarda asılı olan "director" yazısı güzel bir ayrıntıydı.good time, yer yer 70lerin soygun filmlerine öykünüyor. banka soygunu sahnesi aklıma woody allen'ın take the money and run'ınını hatırlattı. çekim tekniği ile yukarıda bahsettiğim cops reality tv programına referans var. josh safdie, cannes'da cops'ın gelmiş geçmiş en iyi televizyon programı olduğunu söyledi*.film "birazcık" da politik. seçimlerle politikleşen amerika'da kaçınılmaz elbette. lunapark'ta cornie'nin sözüyle iki afro-amerikan'ın tutuklanması kimi eleştirilmenler tarafından ırkçılık ile suçlandı. yaşadığınız amerika şu an öyle değil mi sevgili eleştirmenler? --- spoiler ---good time'ın cannes posteri'ne bayıldım.jenerik akarken sözleri iggy pop'a ait the pure and the damned çalıyor. safdieler bu şarkı için adeta bir kısa film çekmiş. iggy animasyonunun yanında robert pattinson ve benny safdie de filmde. nick'in lynchian rüyası da diyebiliriz.https://www.youtube.com/watch?v=tzz6-oqjoig--- spoiler ---some day, i swear, we're gonna go to a place where we can do everything we want toand we can pet the crocodiles--- spoiler ---umarım bir gün istediğin her şeyi yapabilirsin nick.
(darth werther - 21 Ekim 2017 17:53)
filme zor dayandım. evet başıma bişey gelmeyecekseyi bile kullanmadan rahatlıkla diyorum bunu bunca yıldır sinemaya giden, nice insanın kör baktıkları filmlerdeki güzellikleri görebilen biri olarak diyorum. sürekli ordan burdan duyduğum güzel eleştirinin hakkını verecek şeyi bekledim, ama bulamadım. senaryo güzel olmayınca başka şeyler kurtarmıyor işte. ha o kadar mı kötüydü derseniz, bence teknik, filmografi, ve robbert pattinson iyi bir iş çıkarmış. ama sadece bu. yani, nasıl desem... bir filmi güzel yapabilecek parçalar fazlasıyla var, ama esas motor olmayınca sadece benzinle araba ne yapsın? durum bu.
(middleofthenight - 21 Ekim 2017 22:16)
film bu kadar övülünce ve bu kadar yüksek puan alınca insanı uçurması bekleniyor; şimdi uydurduğum üç z açısından: zaman, zeka ve zenginlik. ama aslında bu unsurların şovunun yapıldığı bir film değil (müzik zenginliği dışında). ben mesela bittiğinde çok sinirlendim. 124 dk diye okumuşum 105 dakikaymış sonunda hala bişeyler olacak diye bekliyordum. fakat sonra üzerinden biraz zaman geçip de o müziklerin ve hareketli kameranın tadını hatırladığımda piyasaya iyi bir alternatif diye düşünerek filmi beğendim dostlar (azıcık zorlama bir beğenme olmuş derseniz size katılırım). biraz da böyle tür filmlerini andırdı. müzikle kurduğu bağlantı açısından azıcık suspiria'ya benzettim mesela. ikisini de son zamanlarda izlediğim için olabilir. aslında bu filme beklentileri düşürüp gitmek lazımdı. zaten sinema yorumlarını okuduğumdan beri daha boktan deneyimler ediniyorum salonda. bu da kendime not.
(yalansayalan - 22 Ekim 2017 06:24)
(bkz: good times)*
(iskenderkebap ii - 22 Ekim 2017 06:27)
yazılanları okuyunca; 2 kere gişede bilet bulamayıp, salonda seyredemediğim için sevindim açıkçası.malum ortamlara düşmesini beklemeye karar verdiğim filmdir.
(hamlaus - 22 Ekim 2017 11:10)
--- spoiler ---filmin başında kelime analizleri yapılırken, doktor; "su ve tuz ne anlama geliyor senin için?" diye soruyor."kumsal" diyor. hasta abimiz. "oo güzel bi' yaklaşım." diyor doktor.o sırada hasta abimizin gözünden göz yaşı damlıyor. --- spoiler ---işte bu ince ayrıntı beni etkiledi a dostlar.
(sahurdayumurta - 23 Ekim 2017 00:16)
leroyun 2001 yılında piyasaya çıkardığı leroy adlı ilk albumünün ilk şarkısı. aynı zamanda cnbce de yayınlanan scrubs adlı dizide çalınmıştır ve cnbce dizinin reklamlarında kullanmıştır.ahanda bunlarda sözleri:rollercoastersholy rolleri got shot downin southern californiaall along you never loved me, yeahtill the day that you shut me offand now that it's overi hope that you've found what you're after, yeahare you having a good timewith your friends and your french wine?so now i'm gonna warn yathat there's only so much i can oweare you having a good time?yeah yeah yeahaahahoooooyou're like a movie star, yesdriving in your fancy carand there ain't nothing i can do about itspending money never mattered, nocos as long as daddy paid the damage, yeahbut now that you're living on the hillsi hope that you're social life doesn't get ya killed, aoohhhhhhare you having a good timewith your friends and your french wine?so now i'm gonna warn yathat there's only so much i can oweare you having a good time?yeah yeah yeahrollercoastersholy rolleri got shot downin southern californiaall along you never loved me, yeahtill the day that you shut me offand now that it's overi hope that you've found what you're after, noware you having a good timewith your friends and your french wine?so now i'm gonna warn yathat there's only so much i can owe, yeahare you having a good time?yeah yeah yeahand it ain't easy being on top, no noand it ain't easy being on top, no no(ain't easy living in the hills, yeah)and it ain't easy being on top, no no(and you're up with the stars)and it ain't easy being on top, no no(with higher society)and it ain't easy being on top, no no(you're on top of the world, yeah)
(winniethepooh - 16 Haziran 2005 16:50)
josh ve ben safdie isimli iki kardeş tarafından çekilen, josh' un senaryosunda, ben' in ise başrolünde yer aldığı yüksek tempolu bir film.biri zihinsel engelli iki kardeş bir bankayı soyar. zihinsel engelli olan yakalanır. diğeri ise kefaretini ödeyip onu hapisten çıkarmak istemektedir. tüm gece boyunca o kefaret parasını bulma uğraşına tanık oluyoruz işte biz. yakın bir zaman önce murakami' nin karanlıktan sonra isimli kitabını okumuştum. o kitabın arka kapağında da yer alan şu cümle bu film için harika bir slogan olabilirmiş: ''gece yarısından sonra zamanın kendine özgü bir akışı vardır.''romantik vampir olarak tanıdığımız robert pattinson eğer bu performansla da o imajı yıkamazsa bir daha hiç yıkamaz sanıyorum. zaten o vampir filmi yüzünden hem robert pattinson hem de kristen stewart bir haksızlığa uğramaktalar hala. örneğin kristen stewart cafe society' de çok iyiydi ama bir kez duygusal vampire aşık kızı oynadı diye amatör sinema izleyicisi yerden yere vurmaya devam etti bu hanımefendiyi. oysaki bence iki oyuncuyu da o filmden bağımsız değerlendirmeye başlamak gerekiyor artık. robert pattinson oldukça iyiydi ama ondan çok daha kısa süresi olmasına rağmen ben safdie' yi çok beğendim özellikle. hele ki açılış sahnesinde çok etkileyiciydi.filmin başları beni oldukça rahatsız etti aslında ve filme girmekte çok zorlandım. ilk yirmi dakikayı en iyi tanımlayacak kavram kakofoniydi. hem sesler, hem görüntüler, hem yakın çekim fazlasıyla yorucu ve kafa karıştırcıydı. hatta böyle devam ederse ben izleyemem bu filmi, çıkarım diye düşündüm. aklımın bir kısmı oynanan derbide, bir kısmı ise kahve içtiğim mekanda gördüğüm ve senelerdir güzelliğine hayran olduğum kıvırcık saçlı kızdaydı ve ben filmin aklımın parçalarını tüm bunlardan çekip almasını umuyordum. ne var ki başlarda zaten dağınık olan kafamı iyice allak bullak etti kendisi. fakat belirli bir süreden sonra o yakın çekimler kayboldu ve filmin temposu rayına oturdu.connie nikas(robert pattinson) hızlı karar veren, eylemlerinin etkilerini pek düşünmeyen, sadece sonuca varmak isteyen ve gözünü budaktan sakınmayan bir karakter. bu filmi keyifli bir hale getirmiş. gereksiz kovalamaca sahnelerinin olmaması, bu sahnelerin kısa tutulup da direkt sonuca bağlanması da yine benim çok sevdiğim bir olaydı. kuşbakışı çekimleri de keza çok sevdim. filmin sonu da bence tam olması gerektiği gibiydi. başlardaki gereksiz karmaşa hariç filmi çok sevdim diyebilirim. belki bir eleştiri de zihinsel engelli karakterimizin geçmişine yönelik bir iki söyleme yer verilmesi üzerine yapılabilir. hiç merak etmedim ben o geçmişi, gerek yoktu açıklamalara. kaldı ki bir şey açıklandığı da yok zaten. başta da dediğim gibi murakami' nin kitabına çok benziyor bence film. elbette ondan çok daha tempol, hareketli ama karakterlerin birbirine teması, geceyarısı yaşanan ve güneşle birlikte kaybolacak olan sırlar bana sürekli kitabı hatırlattı. kafedeki kız da çok güzeldi, bunu okur mu bilmiyorum ama onun mimiklerini izlemek bile bazı sevişmelerimden daha zevkli. murakami' nin dediği gibi: ''binaların arasına sıkışmış caddeler, henüz soğuk gölgeler altında. oralarda, bir önceki gecenin anılarının çoğu el değmemiş halde duruyor hala. (karanlıktan sonra, sf: 179)not: eğer merak eden olursa o kıvırcık saçlı kız ile olan hikayemin başlangıcını kısaca anlatmıştım; kızıl kıvırcık saçlı kız modeli: (bkz: #37538437)
(meursault samsa - 23 Ekim 2017 11:59)
daha detaylı okumak isteyenler için: tıkseyircisini 2'ye bölebilecek bir film. safdie kardeşler, anladığım kadarıyla oldukça ucuza, arkadaş yardımı, tanıdık ile film çekmişler ya da tüm parayı robert pattinson'a yatırmışlar, para kalmamış.filmin adı ironi. ben olsam filmin adını "a shit day" koyardım. bir gecede başa gelebilecek en boktan şeyler geliyor ve bir taraftan da amerika'nın en boktan kısmına konuk oluyoruz. yönetmen anlaşılan özel talimat vermiş: her şey çirkin olacak. tamam robert pattinson harika bir adam değil ama herifi öyle bir hale sokmuşlar ki rüyalarıma girdi. insanlar, mekanlar, durumlar o kadar çirkin ve boktan ki. yönetmen de kurgu ve çekim tercihi ile bu kargaşaya destek olmuş.hikaye, bence bilindik. tahmin edilebilir. yılın en iyisi diyenler var. ben en iyi 20'ye dahi koymam. ama ortada amatör bir çalışma ve çok hoşuma gitti. seyirciyi ayıran kısım ise şu: çirkinlik ve yönetmenin tercihi. ben ve sevgilim yorucu bulduk; başkaları ise bunu nefes kesici derecede aksiyon olarak buldu.
(kopuksenaryoo - 24 Ekim 2017 00:00)
Yorum Kaynak Link : good time