• "yılın en korkunç filmi diye kendi kendilerine bir dalga yaratmışlar ama fragman hiç umut vadetmiyor. göreceğiz."
  • "cok fena vakit kaybi, kesinlikle izlemeyin dostlar. ben iki saatim gitti sizinki gitmesin."
  • "astounding, electrifying, exhilarating, brillant, masterpiece, cult, magnificent, genius, extraordinary, greatness..."
  • "karışık eleştiriler alan bu psikolojik dramayı, blog ve youtube da ufaktan bir incelemesini yaptım.blog incelemesiyoutube incelemesi"
  • "herşeyden önce adından kaybeden film."
  • "hakkında yorum yapmanın bile zaman kaybı olduğu ultra zaman kaybı film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yılın en korkunç filmi diye kendi kendilerine bir dalga yaratmışlar ama fragman hiç umut vadetmiyor. göreceğiz.


    (shayera - 6 Mayıs 2017 22:49)

  • comment image

    film aşırı tırt öyle böyle değil. 2-3 tane ani ses koyunca korku filmi olmuyor o. bu bir gerilim filmi korku değil. korkutacak bir şey yok zira. rotten ve meta notlarıyla gaza gelip büyük beklentilerle izleyince feci hayal kırıklığına uğradım. yine 2017 yapımı iyi puanlar alan ve hakikaten iyi olan (bkz: get out) "tekinsizlik" atmosferini çok daha iyi veriyor.


    (scram - 30 Ağustos 2017 01:21)

  • comment image

    korku değil de psikolojik-gerilim olarak değerlendirmek daha yerinde bir yaklaşım olacaktır.

    işleyişi gereği sürekli olarak seyirciyi bir beklentiye sokan ama asla o beklentinin gerçekleşmediği bir olay kurgusu var. sadece finalde etkilenebileceğiniz bir sahnesi var ancak o ana gelene kadar da zaten bıkmış oluyorsunuz.
    özetle 90dk'yı zorla doldurmuş bir senaryo var ortada. ve izlerken bunu hissetmemek çok zor.


    (kemalbam - 30 Ağustos 2017 13:11)

  • comment image

    ne korkutan ne de geren film demeye şahit isteyen bir şey. bunun üzerinden felsefe kasan da gitsin kumda oynasın. oyunculuk gerektiren bir sahnesi yok. senaryo yazılmamış sıçılmış. kesinlikle vakit kaybı.


    (blok oncesi faul - 30 Ağustos 2017 16:51)

  • comment image

    yaz filmi ama bizde sonbaharda, 8 eylülde vizyona girecek. fakat vizyonunu beklemeye gerek kalmadı, nete düştü, hemen çevrildi. son zamanlarda sayıları iyice artan, slow burn diye tabir edilen gerilim filmlerinden. akla hemen it follows'u ya da the witch'i getiriyor. bu film de bunların izinden gidiyor. it follows'u pek sevmemiştim, ama the witch'i, bir canavar olarak insanın doğasına odaklanışını sevdim. bu film de dışarıdaki tehlikeden çok insana odaklanıyor. ama başarılı olduğunu söylemek zor.

    spoiler

    dünyaya bir şey olmuş. ama ne olmuş belli değil. yönetmen ne olduğuyla ilgilenmiyor. ama iki aile o kadar muhabbet ediyor. hiç mi konuşulmaz bu durum? mesela bir deprem olduğunda tüm apartman dışarıdayken depremden konuşuruz. ama bu iki aile bu tehlikeyi konuşmadılar. ne oldu dünyaya, zombiler mi saldırdı, virüs salgını mı var, insanlar zombiye mi dönüşüyorlar? belli değil. sadece hastalandıklarını ve hemen öldürülmeleri gerektiğini biliyoruz.

    yönetmen salgını, dış dünyayı umursamamış. bunun yerine iki aile üzerinden insanın acımasızlığını, vahşiliğini göstermek istemiş. joel edgerton'ın oynadığı paul üzerinden bu vahşiliği, korkuyu, acımasızlığı anlatıyor ama insanın acımasızlığı üzerine olan sahneleri de pek klişeydi. işte finale kadar bu iki aile sohbet eder, işbirliği yapar, geçinmeye çalışırlar ama hastalık ihtimali ortaya çıkınca merkezdeki manyak adam manyaklaşıp aileyi öldürür. bu mu yani? hayır, bu sahnelerin öncesi de klişeydi. tamam, slow burn gerilim de bu denli sıkıcı bir gerilim olmamalıydı. gerçekten sıkıntıdan başka şeyler hissettiğiniz sadece 1-2 sahne oluyor. will'in paul'un evine girmeye çalıştığı sahne ve sonrası ve finalde paul'un will ve ailesini katletmesi. bu iki sahne dışında duygu yaratan herhangi bir sahne yok. velhasıl yönetmen shults için geriye adım bence.

    gizem kasmış yönetmen ama will'in ailesini merak ettim. çocuğu hasta mıydı? dikkatsizliğimden kaçırmadıysam bu durum netleşmedi. çocuk hasta mı öğrenemedik. gerçi bu da muhtemelen paul'un izole ortamda ne denli kafayı sıyırdığını göstermek için açıklanmamış olabilir. paul gerçeği keşfetmeden aileyi katletti. ama paul neden böyle, neden önüne geleni katlediyor, neden ailenin gitmesine izin vermedi, gitseler ne olacaktı, niye öldürmeyi çözüm olarak görüp gözünü kırpmadan öldürebildi? cevabınız varsa alırım bir dal mesaj, teşekkürler.

    spoiler


    (sherlock holmes 90 - 30 Ağustos 2017 18:52)

  • comment image

    get out filmi ile birlikte 2017 yılının izlediğim en başarılı psikolojik gerilim filmidir. bazı filmler kategorize edilirken yanlış ifade edilebiliyor. filmin türü imdb ve çeşitli film sitelerinde horror, mystery (korku ve gizem) olarak belirtilmiş. hal böyle olunca korku filmi izlemek isteyen bireyleri tatmin etmiyor. çünkü korkmak isteyen bir izleyiciyi korkutmak gibi bir olayı yok filmin. filmin esas meselesi psikolojik gerilim atmosferinde sağlam bir dram filmi sunmak. ki bunu da gayet iyi bir şekilde kotarıyor. hikaye, kurgu, senaryo, çekimler ve oyunculuklar kesinlikle başarılı. bununla birlikte fazla klişeye düşmeden türün dinamiklerini de ( içinde bulunulan durum, bu durumda verilen tepkiler, durumun oluşturduğu depresif ortam vb.) başarılı bir biçimde kullanıyor. finale kadar sürdürdüğü bıçak sırtı atmosferin dozu, final sekansıyla birlikte kelimenin tam anlamıyla göz dolduruyor*.


    (sinezof - 31 Ağustos 2017 05:25)

  • comment image

    özellikle köpeğin ormanın derinliklerine doğru tedirgin tedirgin havlaması, geri kalan ekibin "neye havlıyor lan bu" diye mal olması ve devamındaki sahneler ile bilinmeyene duyulan korku kavramı güzel tasvir edilmiş.

    oğlanın kabus sahneleri de oldukça başarılıydı. çıkan her 10 filmden 9'u çöp olan korku-gerilim sektörüne yeni bir nefes getirmiş, kendi çapına ve bütçesine göre başarılı bir psikolojik gerilim filmi diyebiliriz.


    (deme yahu - 31 Ağustos 2017 14:49)

  • comment image

    korku filmi olmasa da düşük bütçeli bir post apokaliptik gerilim filmi. bu türden son yıllarda pek çok film çekildi. kıyamet sonrası sığınakta ya da bir evde yaşamaya çalışan bir ailenin hikayesi. mesela 10 cloverfield lane ya da hidden gibi.

    puanım 5/10...bu biraz da fragmana göre beklentimi yüksek tutmamdan kaynaklanıyor.. ben dehşet bir korku filmi beklerken, ağır tempolu bir gerilim/kuşku filmi buldum.

    spoiler bile vermeyeceğim. vaktiniz varsa izleyin.


    (kumrengi - 2 Eylül 2017 01:28)

  • comment image

    çok kötü film. gölgeler, sesler, havlamalar, karanlık orman falan ama niye gerildiğimiz belli değil. 1 buçuk saatlik filmde 20 dakikalık plot var, 5 dakikalık kısa filmde anlatılabilecek etik problem var, gerisi şaryo rayında gezinti.


    (katil usak - 2 Eylül 2017 01:29)

  • comment image

    geriyor ve psikolojiyi biraz etkiliyor.

    yine de buyuk olcude vakit kaybi. wikipedia'daki senaryo ozetini hizlica okuyun ayni tadi alirsiniz.

    --- spoiler ---

    milletin karisina goz koyup bacak kadar cocuga iftira atan ergen oglunuzun tursusunu kurun orospu cocuklari. hakettiginizi buldunuz.

    ---
    spoiler ---


    (tavlada iki - 3 Eylül 2017 23:58)

  • comment image

    germiyor ve psikolojiyi etkilemiyor. durağan seyrederek seyirciyi almaya çalışan filmleri (eğer başarılıysa) çok severim. son zamanlarda aklıma en iyi gelen örnek the invitation. eğer film sürekli bende bir merak ve gerilim unsuru oluşturuyor ama bunu hemen vermek yerine bilinçli bir şekilde uzatıyorsa bu gayet keyifli bir seyirliğe dönüşebiliyor.

    it comes at night filminde bu unsurların hiçbiri geçerli değil. film ana görevi korkutmak ya da sizi germek eylemlerini yapamadığı gibi hiçbir merak duygusu da uyandırmıyor. bir süre sonra sadece ne olacaksa olsun ama yeter ki bitsin diyorsunuz.
    8 eylülde gösterime girecek filmi türün meraklılarına bile önermiyorum. onun yerine gidin sevdiğiniz bir filmin dvdsini alın.


    (nesekamourinho - 4 Eylül 2017 09:55)

  • comment image

    abartıldığı kadar kötü, beğenildiği kadar güzel değil. kurulan atmosfer güzel, gerilim duygusunu yansıtış biçimleri de. ben bilhassa yavaş ilerlemesini sevdim. en azından bu tarz filmlerin arasından bu yolu seçerek bir şekilde sıyrılmayı başarmış. ama fazla dağınık bir film olmuş. mesela bu kadar uzun süresinin olması filmi olumsuz etkilemiş. insan izlerken yavaştan sıkılmaya başlıyor ve ilgisini kaybediyor.


    (feministim ben - 4 Eylül 2017 20:44)

  • comment image

    ben bu tarz filmleri gece 11'den önce izlemem. eğer film kötü ise ilgimi kaybederim ve saat 12 olmadan uykum gelir uyurum, uyandığımda da film bitmiş olur. bu filmi uyumadan ilgim kaybolmadan üstelik beğenerek izledim. ha illa birileri birilerini mikecek, kesip doğrayacak diyorsanız, gidin i spit on your grave falan izleyin. notum: 7/10


    (ttravis bicklee - 4 Eylül 2017 23:04)

  • comment image

    bir kıyamet sonrası * senaryosuyla daha karşı karşıyayız efendim. her ne olduysa bir hastalık tehlikesi baş göstermiş. paul, eşi sarah ve oğlu travis tesis ettikleri düzende, kendi güven adalarında yaşamaktadırlar.

    bir yabancının gelmesiyle işler değişir.

    --- spoiler ---

    paranoyanın ve korkunun esir aldığı insanların en güçlü güdüsü olan yaşamak için neler yapabileceğini bir kez daha görüyoruz.

    kaynakların tükenmesi, salgın hastalık ya da savaş vesilesiyle göçmen akını halihazırda yaşadığımız muhtemelen ahir ömrümüzün kalanında da acı sonuçlarına muhattap olacağımız mefhumlar. hayali bir umacıdan korkmak bir yana asıl tüyleri diken diken eden geçek bildiğimiz düzenin onulmayacak şekilde bozulabilecek olması.

    filme dönersek senaryo çok süprizli sayılmaz. gerilim öğesi travis karakterinin rüyaları ve oluşturduğu beklentiyle götürülüyor daha çok. sinematografi güzel, tekinsiz atmosfer başarılya yansıtılmış.

    ---
    spoiler ---

    www.imdb.com/title/tt4695012/

    bunu beğenen buna da sever the survivalist (2015)


    (eksineyler - 5 Eylül 2017 00:18)

  • comment image

    adının zorlama seviyede tricky olması dışında pek de büyük bir falsosu bulunmayan ortalama bir film. bu filme çok kötü diyenler hayatında ya çok kötü film izlememiş, ya da çok kötü filmin ne demek olduğunu bilmiyorlar. enteresan.

    --- spoiler ---
    film zombi, hortlak, yamyam gibi unhuman varlıklar göstermek yerine gerilimi bilinmeyenin ve insan çatışmalarının üzerine kurmuş. en büyük gerilimi ise dışarıdaki bilinmeyen kötülükle değil, bir ailenin başka bir ailenin evine sığınmasıyla başlayan iki taraflı bastırılmış stresle vermiş. adamlar özetle zorunlu misafirliğin gerilimi ve kaynak yetersizliğinde ortaya çıkan yıkımın dramı üzerine film çekmiş, millet de neden beyin yiyen zombi yok diye filmi kötülüyor. kaldı ki salgına yakalananların agresifleşip tehdit yarattıklarına dair bir işaret de vermiyor film. derileri cüzzamlı gibi iltihap topluyor ve kan kusup yavaş yavaş ölüyorlar. bu haliyle oldukça gerçekçi bir virüs tanımlaması yapıyor aslında. dünya bir gün bulaşıcı bir virüs nedeniyle kıyameti yaşayacaksa manzara büyük ihtimalle buna benzeyecek, diğer sekiz bin filmde işlenen zombi kovalamacalarına değil. dolayısıyla böyle bir beklentiye girmek bu öykü için yersiz.

    film iyi mi? bence değil. kötü mü? kötü de değil. yönetmenlik ve oyunculuk iyi, konu ve kurgu yavan. eli yüzü düzgün karanlık ve gergin filmlerin senede 3'e 5'e kadar düştüğü günümüz sinemasında bir thriller bağımlısı değilseniz izlemeseniz de olur, bir şey kaybetmezseniz. diğer türlü ise izleyip geçilecek türden bir film işte. bana göre en eğreti kısmı, senaryo görsel olarak hiçbir ilginçlik ve korku öğesi sunmadığı için bunu ergen çocuğun rüyaları üzerinden hiç de organik olmayan bir biçimde vermiş olmalarıydı. resmen sırf izleyiciyi gıdıklamak için 20 dakikada bir aralara irkiltmeli rüya serpiştirmişler. yöntemin bu kadar ortada olması biraz can sıktı.
    ---
    spoiler ---


    (sir gawain - 7 Eylül 2017 10:10)

Yorum Kaynak Link : it comes at night