Italy in a Day (~ Dzien we Wloszech) ' Filminin Konusu : Post-apokaliptik bir gelecekte 5 kişiden oluşan ve silahlarla donanmış bir grup kendilerine bir sığınak aramaktadır Her geçen gün besinleri, teçhizatları ve cephaneleri azalmaktadır Artık tek bir amaçları vardır: Bir gün daha hayatta kalmak… Sonunda terk edilmiş bir eve ulaşırlar Ancak kana susamış avcıların saldırısıyla büyük bir şok yaşarlar. Hayatta kalmak için ölümüne savaşmaktan başka çareleri yoktur.
Ödüller :
India in a Day(2016)(8,0-77)
Io non ho paura(2003)(7,4-14504)
La finestra di fronte(2003)(7,4-10099)
La prima cosa bella(2010)(7,1-4299)
Baarìa(2009)(6,9-6310)
1960(2010)(6,9-50)
Happy Family(2010)(6,7-1666)
Denti(2000)(6,6-690)
Il colore nascosto delle cose(2017)(6,3-466)
Quo Vadis, Baby?(2005)(6,3-930)
Amnèsia(2002)(6,2-938)
Nirvana(1997)(6,1-5871)
Venedik Film Festivali : "Best Innovative Budget Award"
Venedik Film Festivali : "FEDIC Award - Special Mention"
Venedik Film Festivali : "Future Film Festival Digital Award - Special Mention"
son zamanlarda dinlediğim en güzel yol şarkısı. en neşeli ve acıklısı.
(minca - 12 Kasım 2006 20:23)
yaz sıcağında size buz gibi limonata olan, kışınsa birden sıcacık salep etkisi yaratan her ortama uyum sağlayan harika beirut şarkısı.
(jeanne - 21 Kasım 2007 18:32)
23 nisan 1923d;napoli çok güzel. keşke sen de burada olsan. bu sabah napoli kalesini ziyaret ettik. birazdan pizza yiyeceğiz.buradaki havaya bakılırsa 10-15 yıla kadar ikinci bir dünya savaşı bekleyebiliriz. yurda dönünce babandan izdivacımızı isteyeceğim. je t'embrasset."and i will love to see that daythat day is minewhen she will marry me outside with the willow treesand play the songs we madethey made me soand i would love to see that dayher day was mine"
(243 10 43 - 24 Kasım 2007 04:09)
mutlu şarkı. ya da mutluymuş gibi görünen şarkı.
(seessa - 4 Haziran 2009 14:10)
insani yuzunde salak bir gulumseme bogazinda huzunlu bir dugumle, yaz bitiminde tozlu dar bir sokakta yapayalniz, gidecek bir yeri yapacak bir seyi yokken birakiveren sarki.
(joelskellington - 15 Eylül 2009 03:46)
rengi kahverengi, yeşil sarı ve pembenin tonları olan şarkı. mat ve fakat canlıdır. ritmi de çok güzel.eşliğinde boyası dökük arabanın yolcu koltuğunda giderken ayaklar camdan dışarı uzatıp dışarısı seyredilir ve "dünya güzel yer lan aslında" tarzı düşüncelerle tatlı tatlı uykuya dalınır. bebe ne şarkı yapmış ya.
(cuvara - 20 Eylül 2009 02:30)
agathe & fine'ın böyle bir cover'ı mevcut ki kendisi hayatımda dinlediğim en güzel cover olabilir.
(incredible - 11 Haziran 2010 00:27)
birkaç ay önce dinlediğim ve çok sevdiğim, bir de üstüne kişisel bir hikayeye tanıklık etmiş, çok güzel şarkı.aslında sözlüğe kişisel entry yazılması taraftarı değilim pek ama, bunu da yazmadan edemedim.yaklaşık 4 ay önce bir kadınla tanıştım. hem onun hem de benim taptaze yaralarımız, bir de burda yazamayacağım bir başka mesele nedeniyle, durumumuz bir ilişki yaşamaya çok da elverişli değildi aslında, ama derler ya hani "insanı bazen yaraları birbirine yaklaştırır" diye... biraz ondan herhalde. beraber vakit geçirmeye başladık, ama ne vakit... ikimiz de biliyorduk kaçınılmaz sonu aslında. belki de kaçınmalıymışız. ama neyse, o biraz sonra.biz tanıştıktan yaklaşık bir ay sonra bu arkadaş, almanya'dayken tanıştığı italyan bir arkadaşının mezuniyet töreni için italya'ya gitti 10 günlüğüne. henüz dile getirilmiş bir şey yoktu ama her akşam konuşmak için bilgisayarın başına koşturuyordum ben resmen, sonradan öğrendiğime göre o da öyleymiş. bu italya'ya giderken "bana kart at" demiştim, venedik'ten kart atmış, söyledi konuşmalarımızdan birinde.çok zor geçen 10 günden sonra türkiye'ye dönmesinin hemen ardından buluştuk. ankara'yı bilenler bilir, bestekar sokak'ta, şarap içip bir kadına aşık olmak için yaratılmış bir mekan vardır, oraya oturduk. şarap içtik, aşık oldum.iki gün sonra, yine ankara'yı bilenler bilir, apartman aralarında, yol kenarlarında sıkışmış küçücük parklar vardır, 2-3 bank olur sadece, onlardan birinde söyledim aşık olduğumu. bir kadından duyulabilecek en güzel cevabı verdi.bu arada benim kart hala yok ortalıkta, biraz gecikmeli gelecek herhalde diye düşündük.o günden sonraki 2 buçuk ay, muhtemelen hayatımın en güzel zamanlarıydı. işsiz güçsüz bir üniversite mezunu olarak mutsuz olmam gereken zamanlardayken çok mutluydum.kart gelmedi, yolda başına bir şey geldi, ya ptt ya da italyan ptt'si (dalga geçme, italya'nın istiklal marşı gibi düşün.) kaybetti herhalde diye düşündük. venedik'ten alıp yanında getirdiği başka bir kartın üzerine bana attığı karta yazdıklarının aynısını yazıp onu verdi. aslına bakarsanız, sonrasında çok da düşünmedim diğer kartın akıbetini.araları çok uzatmaya gerek yok, bu hikayenin kahramanı olan kadınla tam bir hafta önce, bu saatlerde ayrıldık. oturduk, sanki başka birilerinin ilişkisinden bahsediyormuş gibi konuştuk ve mantıklı olanın bu ilişkiyi bitirmek olduğuna karar verdik. muhtemelen hayatımdaki yaptığım en saçma konuşmalardan biriydi ama olması gerekenin o olduğunu çok iyi biliyordum sanki.her neyse, o akşam bir arkadaşıma gittim ispanya-honduras maçını izlemeye. ("oha öküz" dediğinizi duyar gibiyim, ama kafa dağıtmak falan filan.). diğer gün akşam vakti eve geldim. bilgisayarı açtım biraz müzik dinleyeyim diye. beirut'u yeni tanıdığım için gulag orkestar albümü masaüstünde duruyordu. açtım, bu şarkıyı dinlemeye başladım. şarkı biter bitmez apartman yöneticisinin dairesine çıktım. hani filmlerde olur ya, '30 yıl sonra gelen mektup' falan gibi şeyler. telefon numaramı ve mail adresimi yazıp verdim. "kart eğer bir gün gelirse, ne zaman olursa olsun bana lütfen haber verin" dedim. gerçekten söyledi mi yoksa hikayeyi daha film gibi kılmak için ben mi sonradan uydurdum bilmiyorum ama, yüzüme bakıp şöyle dedi "ne zaman olursa olsun..." (üç noktayı da bakışlarıyla koydu)böyle bir hikayesi var işte bu şarkının. gelecek mi bilmiyorum ama, o kart gelirse eğer bir gün, aldığım ilk an koşarak bu şarkıyı dinleyeceğim. ne zaman olursa olsun...
(zend avesta - 28 Haziran 2010 21:11)
o zamanlar,ruzgarin estigi, yagmurla karla estigi zamanlaro kadar da kotu degildi.ayaklarimizi gitmek zorunda olduklari yere koyduk hep,hic gitmeyecekleri yerlere.yorgun ruhum pesimde hala; ama neredeyse iki kati yavasliktabenim zamanimda altindan taslar vardi hepyenilgiyi gec kabullenenlere atacak.o zamanlar, bizimdi.o gunu gormeyi istiyorum.sogut agaclariyla disarda benimle evlenecegi gunu.beraber yaptigimiz sarkilari calacagi gun.ah o sarkilar..o gunu gormeyi cok istiyorum..o gun bizim gunumuzdu.
(the asphalt man - 22 Ocak 2011 11:14)
(ara: sozlerini de)the times we hadoh, when the wind would blow with rain and snowwere not all badwe put our feet just where they had, had to gonever to gothe shattered soulfollowing close but nearly twice as slowin my good timesthere were always golden rocks to throwat those who admit defeat too latethose were our times, those were our timesand i will love to see that daythat day is minewhen she will marry me outside with the willow treesand play the songs we madethey made me soand i would love to see that dayher day was mine
(urbangrey - 11 Ağustos 2006 06:42)
Yorum Kaynak Link : postcards from italy