Süre                : 1 Saat 53 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Ocak 1997 Cuma, Yapım Yılı : 1997
Türü                : Aksiyon,Drama,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : Siberpunk,Silah sesi,Silah,Silah,Klavye
Ülke                : İtalya,Fransa
Yapımcı          :  Cecchi Gori Group Tiger Cinematografica , Colorado Film Production , Davis-Films
Yönetmen       : Gabriele Salvatores (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Gabriele Salvatores (IMDB)(ekşi),Pino Cacucci (IMDB),Gloria Corica (IMDB)
Oyuncular      : Christopher Lambert (IMDB)(ekşi), Diego Abatantuono (IMDB)(ekşi), Sergio Rubini (IMDB)(ekşi), Stefania Rocca (IMDB)(ekşi), Amanda Sandrelli (IMDB)(ekşi), Emmanuelle Seigner (IMDB)(ekşi), Claudio Bisio (IMDB)(ekşi), Antonio Catania (IMDB)(ekşi), Gigio Alberti (IMDB), Ugo Conti (IMDB), Silvio Orlando (IMDB), Oreste Guidi (IMDB), Hal Yamanouchi (IMDB), Avinash Ganesh (IMDB), Antonello Grimaldi (IMDB), Paolo Rossi (IMDB), Bebo Storti (IMDB), Fabio Sartor (IMDB), Corinna Agustoni (IMDB), Leonardo Gajo (IMDB), Gianni Palladino (IMDB), Renato Sarti (IMDB), Luca Torraca (IMDB), Riccardo Zinna (IMDB), Bed Cerchiai (IMDB), William Chiu (IMDB), Coco Leonardi (IMDB), Giuseppe Messina (IMDB), Suleyman Salmassi (IMDB), Daniel Auber (IMDB), Agostino Canepa (IMDB), Eugenio Ciotola (IMDB), Luisa Corna (IMDB), Alessandro Cremona (IMDB), Germaine Damar (IMDB), Andrea Daz (IMDB), Rocco Di Gioia (IMDB), Bachir Ahmet Diakhate (IMDB), Alessandro Eccelsi (IMDB), Aminata Fall (IMDB) >>devamı>>

Nirvana ' Filminin Konusu :
'Nirvana' , ABD'li rock grubu. Gitar ve vokalde Kurt Cobain , bas gitarda Krist Novoselic ve bateride Dave Grohl bulunmaktadır. 1989 yılında çıkardığı ilk albümle Bleach sesini pek duyurmayan grup, 1991 yılında çıkardığı Nevermind albümü ile müzik dünyasında tam anlamıyla bir çığır açtı. Albümün ilk single'ı Smells Like Teen Spirit ilk çıktığı yıllarda dev bir hayranlık kitlesi oluşturdu ve kısa zamanlarda dünyanın en iyi şarkılarından biri haline geldi. 4/4'lük ritm kalıplarıyla, yalın fakat akılda yer tutan melodileriyle ve vurucu sözleriyle kendine özgün bir tarz oluşturan solist Kurt Cobain , aynı zamanda çalkantılı yaşamı ve uyuşturucu bağımlılığı ile de gündeme gelmiştir. 1993 yılında In Utero albümünü çıkaran grup başarısını sürdürmüştür. 1994 yılında Kurt Cobain'in ölümüyle grup dağılmıştır.


  • "orgazm'in son noktasinda iken varildigi iddaa edilen nokta."
  • "albümleri "grunge" kisvesi altında toplansa da her albümünde farklı bir sound ve tat yakalamış, neticede kısacık ömründe de olsa kendini tekrar etmemiş grup."
  • "uzun süreden sonra açıp dinledikten sonra lise zamanlarına dönüş yaptırıyor, şimdiki liselilere acıyarak..."
  • "hayatımda gördüğüm en asıllı, en asil grup."
  • "bi zamanlar duvarımdaki nirvana posterinin altında "the best"yaziodu..sonra başına "was" kelimesi eklendi.."
  • "prodigy den bir elemanın röportajda "onlar ortaya çıkıp müzik adına bilinen herşeyi değiştirmeselerdi prodigy dahil şimdiki grupların hiçbiri olmazdı" diyerekten hakettikleri saygıyı gösterdigi grup"




Facebook Yorumları
  • comment image

    "the man who sold the world" çalıyordu kafamda, trafikte duran ciplerin yanından usulca yürürken. yine ay sonuna bir haftadan fazla bir süre varken sıfırı tüketmiştim. evden para istesem, "fatura almasak kaça olur" diyen müşteri gibi "nasihat almasak kaça olur?" diye pazarlığa girişsem, ek kaynaklarla idare ederdim belki ama her ay aynı teraneyi yaşamaktan da sıkılmıştım. kendi partisinin mitinglerine devletin uçağıyla giden adamın uçak yakıtını ödüyorum dostlarım, o kadar fakir sayılmam. 19 yaşındaki türbanlının cipindeki benzinin de bir kısmını karşılıyorum. 3 günde bir fatura gelir eve, 10 tane faturadan payıma ne kadar vergi düşüyorsa tıkır tıkır öderim. demokrasinin görkemli seçimlerinin parlak afişleri için de cebimdeki parayı veririm, istemesem bile çalarlar. gasp deyip suç duyurusunda bulunsam, alırlar merkeze "düzeni bozmaya çalışmaktan." sesimi yükseltirsem, biber gazı gelir ciğerime. polisi değil ama ciğerimi severim. devlete borçlu doğduğumdan, hesabım ödemekle kapanmaz. dünyayı satsam ancak karşılarım derken, çalıyordu işte şarkı. nirvana, her zaman yaptığı gibi yine nokta atışıyla vurmuştu beynimi tam ortasından.

    istemediğim kadar çok çalışıp da istediğim şeyleri elde edememem, rızam olmadan benden bir sürü şeyin araklanması da tecavüze uğradığımı hissettirdi. manevi tazminat davası açsam, suçlusu yine ben olurdum. mağdur durumda olup da bunun giderilmesi için çaba gösterirken daha fazla mağdur olmak, her ülkede başa gelebilecek bir olay değil. "sen türkiye'sin, çok düşünme bunları" dediğim an, rape me başladı. fiili tecavüz eden yaşlı sapıkların alenen kollandığı bir ülkede, 14 yaşındaki bir kıza salyalarını bulaştırmaktan daha kötü olan tek şey sorgulamaktır. "din kisvesi adı altında ne kafa siktiniz, ümmetinizi ne kolladınız, inandığınız allah önce sizin belanızı versin" demek gerçek hayatta mümkün değildir, altı üstü bir internet sitesinde, bu entrynin götümüze girebilir gerekçesi ise silinmeyeceğinden bile emin değilim. devletin benden aldığı onca paraya rağmen verdiği tek hizmet, korkudur. sadece bende değil sözlükçü arkadaşım, aynısı sende de var. sindirilmiş bir milletin, sesini ancak bir sitede çeyrek yükseltebilen neferleriyiz. öğretmekten ziyade ezberletmekten yana olan eğitim sisteminin, karşısındakine saygı göstermeyi bırak, kendi düşüncesini bile savunmaktan aciz kadavralarıyız.

    sözlükte yıllardır görüyoruz, adam başkasından bahsederken " bilmem ne yapan orospu çocukları" gibi başlık açıyor. daha ikinci entryde tam karşı görüşte olan bir başkası girişiyor bu sefer "önce kendilerine bakması gereken orospu çocuklarının tespitidir" diye. al birini vur ötekine, cahil kutuplaşmanın binlerce başlıkta incelenmesi. hiçbir şeyi düzeltmeye ya da başkasının omuzlarına basıp yükselmeye çalışmıyorum. artık "bana ne" demeyi öğrendim, sadece kendimden sorumluyum. yaptığım her şey, okuduğum her kitap, gittiğim her film, tiyatro, düşünce, müzik sadece kendimi geliştirmek için. mahşer gününde, bana hesap soracak tanrıya bile gider yapacak kadar hazırcevap olmak amacındayım. "önce sen hesap ver, başkaları adını kullanarak, milyonlarca insanı fakirliğe, açlığa, çaresizliğe sürüklerken ne yapıyordun?" diye soracağım. "her şeye gücün yetiyordu da, tüm iyi niyetli insanlar rezil olurken, kötüler kazanırken, ne halt ediyordun da şimdi benden hesap soruyorsun" diyebilmeliyim. düşüncelerimin köşesi sivrilmeye başladığında, kanamamak için something in the way dinler, yoluma devam ederim. nirvana sakinleştirir, öfkelenmem gerektiği zaman ise bunu tetikler.

    dinlemeye başlayalı uzun süre oldu, her durumuma göre bir şarkıları hep vardı. evdeki sony müzik setinden walkmene, discmanden mp3 çalara kadar bir çok şey değişti; bu adamlardan aldığım lezzet değişmedi. aylarca dinlemediğim zamanlar oldu, başka gruplar geldi geçti, insan sesi duymak istemeyip klasik müzikle haşır neşir olduğum dönemler de yalan değil ama içlerindeki net öfke ihtiyacım olduğu zaman hep yanımdaydı. come as you are dinledim insana ihtiyacım olduğu zaman. onları kırdığım zaman all apologies. pennyroyal tea niyetine devirdim biraları, sevdiğim kız başka şehirde telefonuma cevap vermezken delirip where did you sleep last nightı çevirdim sabahlara kadar. içimdeki her duygunun süssüz, gösterişsiz, alımsız yansımasıydı nirvana. ne bir ergenlik bunalımı, ne de arayış. ulaşmam gereken nokta, zirvedeyken duyacağım huzurdu.

    "and if you save yourself
    you will make him happy"

    sappy şarkısının ilk iki dizesi. yani diyor ki; herkes kendini kurtarırsa, tanrı bile mutlu olur. herkes kendini geliştirirse, herkes okursa, herkes düşünürse tanrıya ihtiyaç kalmayacağından, o da kafa dinler.


    (mies - 20 Mart 2009 16:36)

  • comment image

    albümleri "grunge" kisvesi altında toplansa da her albümünde farklı bir sound ve tat yakalamış, neticede kısacık ömründe de olsa kendini tekrar etmemiş grup.


    (captious - 20 Mart 2010 13:10)

  • comment image

    ingiltere'nin top of the pops isimli programında, canlı çalma isteği reddedilip playback yapmaya zorlanan ve hayatımda en çok güldüğüm performanslardan birine imza atmış, 90'ların en efsane grubu.

    bu unutulmaz performans buradan izlenebilir.


    (art1z - 9 Kasım 2010 13:21)

  • comment image

    13-15 yaş aralığında başka bir şey dinlemiş miydim, hatırlamıyorum. o dönemlerde kurt cobain dünyanın en mükemmel insanıydı. en yakışıklısıydı, en iyi vokaliydi, istese çok harika sololar da atardı süpermendi. aslandı kaplandı. lisenin bitmesine yakın dönemlerde ukalaca sırt çevirdim iyice. hiç dinlemez oldum.

    bu akşam belki de 2 yıl aradan sonra ilk kez dinledim.

    yok yok, hala çok seviyormuşum. sanki kasabada bıraktığın, koptuğun ama yıllar sonra bir araya gelince hemencik kaynaştığın çocukluk arkadaşın gibi. kurt yine hüzünlü bir melek. şarkıların hepsini ezbere biliyorum hala. riffleri ıslığımla çalarken nota kaçırmıyorum farkettim ki. fatih no more var, alice in chains var, soundgarden var elimizde, pearl jam var, stp var grunge diyince aklımıza ilk gelenler olarak. daha canldebox var, ne bileyim mother love bone var bu kadar grup var, hepsi de bir yerlerden birbirini çağrıştırıyor bir yerden değiyorlar birbirlerine ama nedense grunge denince alka gelen ilk trioda yer almasına rağmen nirvana'nın diğerleriyle hiç bir ortak noktası yok. kendine özgü bir müzik bu. basit evet. basitlikten doğan bir güzellik zaten bence nirvana'daki. bir çok değişik evre geçirdi bleach'ten in utreo'ya kadar hepsinin ortak özelliği sözlerdeki, notalardaki basitlikti sanırım.

    kurt cobain aslında göründüğünden daha yetenekli bir adam diye araya karışıyor içimdeki ergen. sappy'i dinleyin, oradaki gitar solosunu dinleyin diyip gidiyor.
    haklı da şimdi.


    (potidik - 8 Nisan 2011 21:01)

  • comment image

    bir abimiz oturmuş tüm stüdyo albümlerini ve incesticide'ı sıradan tek bir şarkıda çalmış, hakkaten nefis olmuş.
    http://youtu.be/keuopmelepq

    ayrıca scoff gibi, stain gibi uzun zamandır dinlemediğim şarkıların mükemmelliğini bana geri hatırlatmıştır, allah razı olsundur.


    (pissed - 15 Haziran 2011 10:37)

  • comment image

    10 sene öncesi filan. o zamanlar kendimi "metalci" addediyorum, bi de nirvana'yı pek seviyorum, hastasıyım. kardeşim 5-6 yaşlarında, aynı odada kalıyoruz. nereden duymuşum bilmem, çocuklar uyurken ne dinlerlerse hatırlarlar, akıllarında kalır gibisinden. kendisinin uyudu uyuyacak zamanlarında hep, nerede gaz şarkılar, sevdiğim grupların en sevdiğim şarkıları, fonda kısık seste bile olsa açık bırakıyorum. maksat çocuk büyüyünce "metalci" olsun, vatana millete bir metalci de biz yetiştirelim ahaha. bugün "abla nirvana'nın şarkılarını pek dinlememiştim, açtım dinleyeyim diye hepsi bir yerden tanıdık geliyor" dedi. sevgili sözlükçüler, işte bu şekilde de deneyimi kanıtlamış oldum*.


    (meritamoon - 1 Ağustos 2011 13:34)

  • comment image

    nirvana ve götürdükleri

    ufaktım. 15...
    lakabım 15 delisiydi. dershanede bir kızdan çılgın gibi hoşlanıyordum. yaz dershanesiydi, hesapta yeni gelen öss sistemine bizi hazırlayacaklar falan. sigara kullanıyordu, zaten benden bir yaş büyüktü; (hazırlık okumamış olduğum için). dilara... bir gün kantindeyken, cüzdanından para çıkarttığını ve cüzdanın içindeki cobain fotoğrafını gördüm. hani bu anamızın babamızın fotoğrafını koyduğumuz kısma, cobain'in fotoğrafını koymuştu. muhtemelen annesi ve babası ayrı yaşıyordu. cobain'i ve nirvana'yı da çok seviyordu. nirvana'ya da aşinayım o dönem... tek bir şarkının doldurduğu bir cd çektim evde. "heart shaped box". arkadaşlardan, oturduğu sırayı öğrendim çünkü eşit ağırlık öğrencisiydi. sıranın altına cd'yi koydum ve kaçtım.
    bir sonraki teneffüste, elimdeki discmani görmesi çok da planda yoktu açıkçası. discman'imi alıp alamayacağını sordu, tabii diyerek verdim aleti. bir sonrakinde, discman'i almaya gittiğimde; "biraz konuşabilir miyiz?" dedim bir özgüven eksikliğiyle. çünkü, sırasını gösteren arkadaşlarım; aynı şekilde bana, onun bir sevgilisi olduğunu da söylemişti. imkansızları oynamak hoştur, her yaşta...
    anlattım, o cd'yi senin sıranın altına koyan benim, dedim. anlattım, anlattım... cacık olmadı tabii ki. bir iki teneffüs daha geçirdik beraber.
    ha bir de öss'ye girdiğimiz yaz, istenen verem sağlık raporunu almaya gittiğim dispanserde kendisiyle ve göğüs kanseri geçiren arkadaşı merve'yle karşılaşmıştık. benimse yanımda babam vardı. hayatım düzülmüştü adeta. keşke karşılaşmasaydık. babamdan utanmak değil de, onu görmek kötüydü. ne bileyim, kötüydü işte. babamla arabaya atladık, o ve arkadaşını bıraktık... yolda babam "güzel kızmış ha..." dedi. peder dedim bir git... yani demedim tabi, ama aklımdan o geçti. böylece dilara da hayatımdan aktı geçti...

    sonra deniz vardı... evet o deniz. hayatımı ayaküstü bir posta düzen deniz. üniversitedeki ilk kadının hemen ertesinde bir gecede öpüştüğüm için kendimi şanslı saydığım kadın. ileri gitmemiştim, çünkü "sadece mutlu"ydum. (dumb - nirvana) bilemiyorum, o ilk kadın deniz'i hep kıskanmıştı zaten; içine doğmuştu belki de. ertesi günündeyse, deniz kartlarını tamamen kapatmıştı. olamamıştı yani aramızda bir şey. sadece ertesi gün değil, yılbaşı partisinde; midesini bozduğunu öğrendiğim gece boyunca başında beklediğim günü de, ders kaydına yardım ettiğim günü de, soğukta kendisini yurdunun önünde beklediğim günü de ve benzer bir çok fedakarlığımı kapsayan günleri ve geceleri de(onu beklediğim için yatmadığım kadınlar olmuştu) kapsayan iki sene boyunca hayatımı zindan eden deniz... velhasıl, aramızda bir şeylerin geçtiği o gecenin sonrasında uzun uzun konuşurken biz, sonunda indirmiştim gardımı. "come as you are" diyerek. o da, bunun bir cevap olmadığını söylemişti. "istiyorum seni" dediğimdeyse cevabı hayırdı. kısacası, sadece benim onu istediğimi duymayı arzulamıştı. belki de, zafer listesinde bir çentik de benim adımın yanına atmıştır; kim bilir.

    ufaktık o zamanlar, ve geçtik yavaş yavaş. sürekli anlattığım sonuncusu mu? yani, tanju'nun söylemiyle, "kadınım" mı? onu, ayrılığı kovalayan her ay en az 10 kez "where did you sleep last night?" dinleyerek hatırladım, hala da hatırlıyorum.

    aslında başlık yanlış be... nirvana değildi bir şeyler koparan veya alıp götüren; onlardı ve bendim. ama dilara'nın o zamanlar 35 yaşındaki sevgilisini, bu zamanlar bile dövmek istiyorum. sübyancı piç...

    http://bosmideyeikidubleviski.blogspot.com/…ri.html


    (dis - 23 Aralık 2011 00:37)

  • comment image

    çok şükür ki bi tek bizim apartmanımızın ismi değilmiş.
    yalnız hadi babam koyalım dedi, karşı komşumuzun oğlu da o sıralar gitara yeni sardıydı, gaza geldi kabul ettirdi diyelim, peki ya diğer komşular?
    pideciye, tüpçüye anlatasıya göbeğimiz çatlıyo yemin olsun.
    bi de gelen misafirlerin bitmez tükenmez "nirvanaya ulaştık" esprisi.. gümüş çay tepsisiyle kovalayasım geliyo..


    (makus talihim degismez lan benim - 16 Eylül 2012 23:36)

  • comment image

    "at this point i have a request for our fans. if any of you in any way hate homosexuals, people of different color, or women, please do this one favor for us; leave us alone!
    don't come to our shows and don't buy our records." - kurt cobain

    hani bazilari cem yilmaz'in etliye sutluye karismamasini seyirci kaybetmemek adina 'dogal' bir tercih olarak goruyor ya...


    (bohr atom modeli - 25 Mayıs 2013 22:43)

  • comment image

    bir de nirvana'nın notaları, şarkıları için falan "basit" diyen davarlar var ki bazı durumlarda haklı olmaları mümkün onların. fakat sorun şu ki, nirvana'yı baba yapan şey riffleri zaten. metallica'nın nothing else matters'ını anne karnındaki ceninler bile çalabiliyor fakat so what?

    istersen gitar üzerinde mekik doku, şekil değiştir, saniyede 20 perde üzerinde geçiş yap ama ortaya çıkan hede catchy dediğimiz türden değilse, belirli bir riff'i yoksa, kitlelere hitap edemiyorsa yaptığın işin bir önemi yok. kaldı ki bu catchy dediğimiz şarkıların geneli basittir, akılda kalmalarının temel nedeni de budur.

    ha, bunun karşılığı olan edebi bir terim de var mesela; sehl-i mümteni. bakıyorsun kısacık ve çok basit bir şiir. "olum ben bunu yattığım yerde yazarım bu nasıl popüler olmuş bu kadar bu?" diyorsun ama o şiir gibi bir şey yazmayı denediğinde yazamıyorsun. net. görünüşte basit duran ama iş icra etmeye gelince neredeyse imkansız olan bu olaylara edebiyatta sehl-i mümteni, müzikte nirvana diyoruz işte biz.

    ayrıca entry'yi bitirmeden bir de sehl-i mümteni'nin babasını vereyim sana;

    ete kemiğe büründüm,
    yunus diye göründüm.

    iki cümlelik, sıradan ve kısacık bir şey ama yüzlerce yıldır dilden dile dolaşıyor. ee, yazsana hadi?


    (themonarch - 3 Ekim 2014 17:49)

  • comment image

    hakkinda bir kisi daha "eki eki eki, biz onu ortaokulda dinlerdik, sen hala orda mi kaldin" derse o kisinin kafasinda fender mustang kirmama sebebiyet verecek olan grup.*

    kutsal grup. ogreten grup. elinizden tutup hayata sokan, ciktiginizda geri donduren grup. herseye kulaginizi tikayip "forever in debt to your priceless advice" diye bagirmaniza olanak veren guzeller guzeli grup. hayatimin anlami.


    (pissed - 5 Nisan 2005 05:27)

  • comment image

    artik nirvana zamanim gecti deseniz de bi kere girdi mi hayatiniza bi daha asla cikmayacak olan gruptur.bi klibi cikar karsiniza,bi kurt cobain roportaji,evet hala gordugunuzde iciniz burkuluyodur.

    buyuk grup kavrami “cok zor sarkilar yazan,super sololar atan manyak gitaristlerin oldugu,bateristi isiktan hizli olan,bascinin bi milyon tane teli olan baslari manyaklar gibi caldigi grup” seklinde olan insanlarin “nirvana kim be,butun sarkilar 3 akordan olusuyo haha” diye kendi caplarinda asagiladigi,ama varsin 3 akor olsun,o 3 akorla bile bi tomar insana vermeye calistigi duyguyu verebilen,sirf bu yuzden bile cok buyuk bi saygiyi hak eden,ama hak ettigi sayginin tamamini goremeyen gruptur ayni zamanda.daha kompleks muzik daha guzel muziktir diye bi kavram yoktur cunku bence.

    ben de dahil olmak uzere bi cok insanin hayatinda cok buyuk yeri vardir nirvananin,ustunden pek cok grup gecse de hala canli gorme sansina sahip olabilseydim keske dedirtir.ve dedigim gibi butun gruplar bi sekilde hayatinizdan cikar belki,ama nirvana asla tamamen hayatinizdan cikamaz,hep ordadir,sadece bazen** ara verir varligina.

    bi de tabi nickimin kaynagi olan sarkinin* sahibidir kendileri.


    (sappy - 14 Haziran 2004 23:27)

  • comment image

    bi zamanlar duvarımdaki nirvana posterinin altında "the best"yaziodu..sonra başına "was" kelimesi eklendi..


    (estranged - 7 Kasım 1999 01:42)

  • comment image

    prodigy den bir elemanın röportajda "onlar ortaya çıkıp müzik adına bilinen herşeyi değiştirmeselerdi prodigy dahil şimdiki grupların hiçbiri olmazdı" diyerekten hakettikleri saygıyı gösterdigi grup


    (nohut - 29 Temmuz 2001 23:57)

Yorum Kaynak Link : nirvana