The Danish Girl (~ Danimarkali Kiz) ' Filminin Konusu : David Ebershoff tarafından yazılan The Danish Girl adlı 2000 tarihli romandan uyarlanan film, Danimarkalı ressam Lili Elbe'nin (gerçek adı Einar Wegener) sıradışı yaşamını beyazperdeye taşıyor. Danimarka'da ünlü bir ressam olan Einar Wegener (Eddie Redmayne) erkek olarak dünyaya gelip Gerda Gottlieb ile bir erkek olarak evlense de kendisini kadın gibi hissetmektedir. Kendisi gibi ressam olan eşi Gerda'ya (Alicia Vikander) bir gün kadın model olarak poz verdikten sonra karşı cinsten ikinci bir kişiliğe bürünmeye başlar. Bütün bu süreç, Wegener'in tarihte bilinen ilk cinsiyet değiştirme ameliyatlarından birinin objesi olmasına dek sürecek, ikilinin hem özel, hem de profesyonel hayatlarını geri dönülmez bir şekilde değiştirecektir. Çekilip çekilmeyeceği 2008'den beri konuşulan film, ilk kez 2015 Venedik Film Festivali'nde gösterildi. İlk başlarda yönetmen olarak Lasse Hallström, oyuncu olarak Nicole Kidman, Rachel Weisz, Charlize Theron gibi isimler konuşulmuştu.
Ödüller :
Spotlight(2015)(8,1-352943)
Room(2015)(8,1-378170)
La La Land(2016)(8,0-417618)
Dallas Buyers Club(2013)(8,0-407559)
Black Swan(2011)(8,0-722030)
The King's Speech(2010)(8,0-583223)
The Imitation Game(2014)(8,0-683776)
Life of Pi(2012)(7,9-569424)
Call Me by Your Name(2017)(7,9-158781)
The Theory of Everything(2014)(7,7-350594)
Ex Machina(2015)(7,7-411846)
Bridge of Spies(2015)(7,6-261877)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Venedik Film Festivali : "Queer Lion"
afişine bakıp "ben bu kadını bir yerden tanıyorum ama..." diyorum. eddie redmayne'miş ya la. aslan. koç.
(789 - 31 Ağustos 2015 23:13)
ne berbat, ne de vasat olan film. imdb notunu kesinlikle hak etmeyen ender filmlerden... bir defa salt görüntü yönetmenliği için, eddie redmayne ve alicia vikander' ın oyunculuğu için en az 7 puanı hak eden bir film. --- spoiler ---kendini kadın olarak hisseden bir erkeğin penisini bacaklarının arasına saklayıp aynada poz vererek kendisini izlemesinden rahatsız oluyorsanız; bu tarz filmlerden zaten uzak durun. --- spoiler ---kaldı ki, tarihte ilk kez 1938' de gerçekleşmiş ilk cinsiyet değiştirme ameliyatına konu olan bir filmi transfobik bir tutumla eleştirmek; o dönemde yeni kurulmuş bir ülkenin şuan bile ne kadar geride olduğunu özetler nitelikte... 8/10
(joe dallesandro s penis - 23 Ocak 2016 03:04)
eddie redmayne'in burcu esmersoy'a dönüştüğü film...
(yarasa talag - 24 Ocak 2016 11:26)
--- spoiler ---fark eden oldu mu bilmiyorum ama, lili' nin ikinci ameliyatı erkenden olmak istemesi, bir nevi intihardı. yani aslında lili ameliyatın başarısız olacağına emin gibiydi. film, bu yönüyle bile transeksüel bireylerin ait olmadıkları bir vücutta ne kadar sıkıntı yaşadığını naif bir şekilde anlatmış. bu yönüyle bile alkışı hak ediyor. --- spoiler ---
(joe dallesandro s penis - 25 Ocak 2016 04:33)
utanç verici alt yazı kesitlerinden birine maruz kalmış; çevireni mi daha kötü bir şey yapmış çevirmesine olanak sağlayan mı belirsiz film.--- spoiler ---"we're gonna call you lili." "seni arayacağız lili."--- spoiler ---
(nestley toulouse - 25 Ocak 2016 12:03)
berbat değil. gayet eli yüzü düzgün, insanın ruhuna dokunan bir film. evet, bazı şeyler eksik, dört dörtlük değil; hatta öyle ki, eddie redmayne'in kusursuz oyunculuğu (evet bence kusursuzdu) dahi filmi kusursuz kılmaya yetmemiş; ama asla söylendiği gibi berbat yahut vasat değil. eddie redmayne, harikalar yaratmış. mükemmel bir oyuncu. birbirinden çok çok farklı karakterlerin altından kalkmayı başarabiliyor her zaman. sadece başarılı oynamamış, fiziksel olarak da oynadığı karaktere cuk oturmuş. çok doğru bir seçim olmuş, resmen nokta atışı. gael garcia bernal de la mala education'daki karakterine cuk oturmuştu mesela. the danish girl'ü izlerken doğru oyunculuk seçimi anlamında aklıma bu geldi. izlenmesini tavsiye ederim, gayet keyifli, hüzünlü, eğlenceli bir seyirlik olmuş. oyunculuklar, atmosfer (bir şeyler eksik olsa da), dönemin yansıtılış şekli falan gayet iyi.
(feministim ben - 31 Ocak 2016 16:29)
oyunculuğunun abartı olduğunu düşünenlerin hayatlarında bir tane transseksüel bireyle tanıştıklarını düşünmüyorum. kendi bedeninden tiksinme derecesinde nefret eder bir duruma gelen insanlardan bahsediyoruz. penisinin yerinde vajina olduğunu hayal etmek için, penisini bacakları arasına sıkıştırmasının neresi abartı anlayan beri gelsin.trans bireylerle ilgili bakış açısını biraz daha genişletmek isteyenler için ilginç bir belgesel. bir gün bir perinin gelip, sihirle penisini yok edeceğini düşünen küçük bir kızın hikayesi.
(zero times infinity - 1 Şubat 2016 01:44)
--- spoiler ---ben çok etkileyici buldum filmi, eddie redmayne kusursuz oynamış ve fakat ben alicia vikander ın oyunculuğunun redmayne ın performasından aşağı kalır bir yanı olduğunu düşünmüyorum. filmin konusu ile ilgili en ufak bir bilgi kırıntısına sahip olmadan izledim filmi adeta bodoslama daldım, konudan etkilendim ve kurguya bayıldım. gerda karakteri sen ne kadar samimi ne kadar gerçek bir karakter olmuşsun, lili nin kendini gerçekleştirme hikayesi elbette olağanüstü cesaret isteyen bir süreç ve tüm bu süreç içinde lili nin her daim yanında olan gerda hem de lili nin var olması demek gerda nın ömrü, bir tanesi einar'ın ölmesi demekken, ya rab, gerda nın dilemmasına bak. filmin benim üzerimdeki en kuvvetli etkisi gerda karakteridir. velhasılı kelam, yazanın, oynayanın tüm emek verenlerin eline emeğine sağlık. 10/8--- spoiler ---
(yok ama yersen var - 1 Şubat 2016 03:06)
eddie redmayne'nin kadın rolünde mükemmel oynadığı film. o nasıl hal, tavır, kadınlık? ağzım açık izledim, çok başarılı. dicaprio'nun oscar konusunda hiç şansı kalmadı gözümde. film her şeyi ile çok çok iyi. özellikle homofobikler izlesin, defalarca izlesinler istiyorum.
(pyr rha - 3 Şubat 2016 09:21)
eddie redmaynei bizim sarkici gulsene bir ben mi benzettim acaba dedirten filmdir.
(ttku - 8 Şubat 2016 21:45)
çok beğendiğim filmdir. nitekim, cinsiyet değiştirme konusundan tamamen bağımsız olmakla birlikte gerda'nın sevgisi; birini sevmenin bazen onun hayalleri için mücadele etmek -ki taban tabana seninkilerle zıt bile olsa- demek olduğunu göstermiş. gerda'nın 'acaba ben mi sebep oldum?' sorgulaması da bir kadar gerekli olsa da, filmin cevabı hayatınki gibi. senin de parçası olduğun ama senden önce başlayıp senden ötede biten bi hikaye. ağlatan.
(buz parcasi icindeki balik - 12 Şubat 2016 23:19)
(bkz: şabaniye)
(right click - 13 Şubat 2016 01:31)
bu tür insanları rahatsız etmesi veya sıkması muhtemel filmlerde, salondakileri izlemek eğlenceli oluyor. izlediğim saatte ve salonda yaklaşık 20 kişi vardı, yaklaşık yarısı da erkekti. bunlar acaba filmin adına mı kanıp geldiler, konusundan haberdarlar mı ki diye düşündüm. film rengini belli etmeye başladıktan sonra zaten kıpırdanmalar başladı. film, her şeyiyle kelimenin tam anlamıyla "güzel" ve estetik, başrol oyuncuları çok iyi oynamış ve kesinlikle sıkıcı değil, sakin bir ritimde akıyor. erkeklerin bir kısmı ilk yarıda çıktı, geri dönmediler. bu arada bizim sinemalarda neden ara oluyor allasen? saçma geliyor bana, kaptırmış giderken, neden bölüyoruz ki? neyse, kalanların bir kaçı da ikinci yarıda ceketini kapıp çıktı. kalanlarda film boyu sık sık telefonuyla falan oynadı. kadınların hepsi pür dikkat filmi izledi. bitirmeden çıkanın bu kadar çok olduğu bir filme ilk kez denk geldim.
(vulgarywmx - 13 Şubat 2016 15:36)
filmin içeriğini bilmeden tesadüfen giren ülkemizin homofobik ve transfobik kadın ve erkek izleyicilerini hayal kırıklığına uğratması muhtemel filmdir. oysa son derece iyi oyunculuklarla gerçek bir yaşanmışlık insanların vicdanını harekete geçirecek bir aktarımla izleyiciyle buluşturulmuştur. ancak kendisini toplumun dayattığı normların bekçisi ilan eden ve bu nedenle vicdanını yitiren insanlara ne kadar ulaşır bilinmez.ilklerin ve özellikle ilk direnişlerin ne kadar zor olduğunu gösteren filmdir.
(blue skies from pain - 14 Şubat 2016 13:15)
filmin ana teması, evli bir adamın ruhu ile bedeni arasındaki uyumsuzluğu keşfedip cinsiyetini değiştirme yolunda yaşadıkları gibi görünse de bence bu filmdeki asıl başrol karısı. filmi, karısının gözünden izlemekten kendimi alıkoyamadığım için bende ağır bir dram etkisi yarattı. aşık olup evlendiği adamın gözü önünde bir kadına evrilmesine katlanmak zorunda olan, çok sevdiği için onu yalnız bırakamayan bir kadının dramı. alicia vikander'in harika oyunculuğundan olsa gerek film boyunca o kadının acısını hissettim. özellikle bir sahne vardı ki hiç abartılı bir oyunculuğa gerek duymadan, sadece bakışları ve gözünden damlayan tek bir göz yaşı ile o duyguyu fazlasıyla vermiş. kesinlikle bu yıl oscar'ı bu kıza vermeliler.ayrıca eğer geçen sene oscar'ı almamış olsaydı ve akademinin üzerinde leo'nun kariyerine geçmişte yaptıkları haksızlığı telafi etme baskısı olmasaydı, en iyi erkek oyuncu ödülünü de eddie redmayne'in almaması için hiçbir sebep yoktu. bu kadar hassas bir rol ancak bu kadar iyi oynanabilirdi. çok iyi oyunculuklara mükemmel görüntülerin eşlik ettiği, kesinlikle izlenmesi gereken bir film.
(savaras - 19 Şubat 2016 11:08)
ruh beden uyumsuzluğu teması öyle güzel bi oyunculukla birleşmiş ki adım adım harmanlanmış film. --- spoiler ---lili güzelleştikçe gerda'nın çöküşü ama bir o kadar da destekçiliği.--- spoiler ---
(svestika - 21 Şubat 2016 09:13)
--- spoiler ---eddie redmayne ne kadar şahane oynamış, ne kadar alımlı bir kadın olmuş. kadınken, kendi kimliğindeyken ne kadar da içten gülüyordu.sahip olamadığı bedeni karısı tarafından resimlerde hediye edilmişti, hem de çeşit çeşit. homofobik olan birisi bile ister istemez empati kurabilir lili ile, öyle güzel hayat vermiş eddie redmayne. ama ya gerda? asıl empati kurulması gereken o değil miydi?bir kere daha nefret ettim fedakarlıktan, film boyunca bırakıp gitsene, kendi hayatına baksana dedim durdum gerda'ya. lili can bulacak diye neden gerda can veriyor? lili'nin doğuştan uğradığı haksızlığın nedeni gerda mı?ve neden lili bu hakkı kendinde görüyor? ben olmam gereken bedende doğmadığım için büyük bir haksızlığa uğradım ve bu nedenle istediğim herkese haksızlık yapabilirim mi?ikinci ameliyat için gerda gelmeyeceğini söylediği halde neden tekrar soruyosun gelecek misin diye? neden vicdanına dokunuyorsun, neden mecbur bırakıyorsun?seni özgür bıraktı işte, yanında oldu sen de onu özgür bıraksana.sen lili olduktan sonra bile yüzüne bakarken sevdiği adamın gözlerini dudaklarını görüyor o ama öpemiyor. ama dokunamıyor. ama elinden hiçbir şey gelmiyor. lili bir gün evlenmek istiyor.lili bir gün çocuğu olsun istiyor.lili kimliğine kavuşmuş halde kendine yepyeni bir hayat kurmak istiyor.peki ya gerda? gerda bunların neresinde? yalnızca destek kısmında değil mi, fedakarlık boyutunda değil mi?lili evlenme hayalleri kurarken dışarda kalan gerda da kendine bir hayat arıyor ve yeni hayatını aradığı adamı öpemiyor bile.gerda bu travmayı nasıl atlatacak?bence gerda'nın eline bir günlük verin o yazsın, o anlatsın.bence bu lili'nin değil gerda'nın filmi olsun. einar'a lili deyip ona kimliğini verecek kadar empati kurabilirim ancak, ortada bir gerda varken daha fazlasını yapamam. lili'lerden özür dilerim, halden anlamadığımdan değil ama gerdalar da en az onlar kadar yalnız ve mağdur. lililer güzelleştikçe gözleri sönen, yüzleri kuruyan gerdalar. and the oscar goes to gerda...--- spoiler ---
(alfabetik zorlama - 22 Şubat 2016 22:47)
lili ilk kez ait olduğu cinsiyette giyinip toplum içine çıktığında ürkek bir genç kız gibiydi. beklenmedik şekilde gerçekleşen ilk öpüşmesinde tedirgindi ve korkuyordu. öyle ki stres ve suçluluk duygusuyla oluk oluk burnu kanadı. lili'nin kadınlığa geçişinin <regl> metaforu olarak <kanlar içindeki elbise> ince bir sahneydi. keşke film de bütün olarak bakıldığında bu detay kadar özenli çekilmiş olabilseydi. hayalkırıklığı.
(jarawa - 24 Şubat 2016 15:23)
adından çokça bahsedilmeyen biraz kıyıda köşede kalmış bir film olarak karşıma çıktı.filmi izlemeye başladığımda bu kadar etki bırakacağını düşünmemiştim. gerçekten hikaye güzel işlenmiş ve tadında gidiyor. müthiş bir duygu yoğunluğu barındırıyor.leonardoyu severim oyunculuğunu beğenirim ama; bu yıl bence en iyi erkek oyuncu ödülünü kesinlikle eddie redmayne hak ediyor. müthiş bir oyunculuk çıkarmış gerçekten. --- spoiler ---filmdeki gerda karakterimiz için ayrı bir paragraf açmak lazım. sevdiği adama, sevdiği insana bu denli aşık olan bir karakter. hiç bir zaman onu terk etmeyen, anlayışlı, sonuna kadar sadık bir eş ve hayat arkadaşı. keşke hepimize böyle aşklar nasip olsa diyeceğim ama hayatın karşımıza kimleri çıkardığı hiç belli olmuyor. filmde bu aşkla ilgili en güzel cümleyi lili söyledi ;- böylesi bir aşkı nasıl hak ettim ?--- spoiler ---dram severlerin izlemesini tavsiye ediyorum. film yavaş ilerlese de etki bırakacak cinsten.
(hakuna matata35 - 25 Şubat 2016 00:21)
* nin oyunculuğuna hayran olduğum ikinci filmdir. (birincisi için (bkz: the theory of everything))--- spoiler ---insanlar üç beş günlük şehveti aşk zannediyor ya, gerçeğini görmek için gerda' yı izlesinler...--- spoiler ---
(nisan mayis haziran - 3 Haziran 2016 21:38)
Yorum Kaynak Link : the danish girl