• "it happened one night'tan esintiler tasiyor."
  • "1953 yapımı, gregory peck ve audrey hepburn'un başrollerinde oynadığı, william wyler'ın yönetmenliğini yaptığı romantik komedi türündeki film*."
  • ""hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra/kısacık kestirip saçlarını,içtin ilk sigaranı"**ve gerçekten de izleyen herkes o filmi çok sever..."
  • "fringedeki observerların esinlenildiği film olsa gerek. takım elbise ve şapka giymiş adamlar topluluğundan birine august diye seslenilmesi tezimi destekler nitelikte."
  • "audrey hepburn'nun ilk başrol olarak oscar aldığı film. protokollerden bıkmış bir prensesin roma'daki bir günü ve onu haber yapmayı amaçlıyan gazateci arasındaki aşk hikayesi."
  • ""i shall cherish the memory as long as i live""
  • "türk filmi versiyonunda filiz akın ile kartaltibetin oynadığı film. yanlış hatırlamıyorsam ismi de istanbul tatili idi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    konusu yüzlerce filme ilham kaynağı olmuştur. bir prenses, sıkıcı hayatından bunalarak pencereden gıptayla izlediği o eğlenceli dış dünyaya kaçar ve olaylar gelişir.

    audrey hepburn bu filmde çok genç ve çok güzeldir. anneme gösterdim, bana öyle güzel bir kız bulacak.


    (darashikoh - 13 Eylül 2007 21:16)

  • comment image

    roma ziyaretinde hayatinin tekduzeliginden bikip kacan bir prensesle amerikali bir gazetecinin bir gunlugune kesisen hayatlarini anlatan 1953 tarihli film. ikisi de birbirlerinden kimliklerini saklarlar, yani "iki yalanci"nin hikayesidir. prenses ann rolunde audrey hepburn, gazeteci joe bradley rolunde de gregory peck vardir. yani bana gore gelmis gecmis en guzel iki insani bir araya getirmistir bu film. zaten ikili arasinda omur boyu surecek bir dostlugun baslangici olur.

    ilk ve tek oscar'ini kazandirmasi bir yana, audrey hepburn'un ilk ciddi filmidir. oncesinde en uzun rolu iki cumle olmus. ayrica audrey hepburn'u dunyaya tanitan, yildiz yapan da bu filmdir. bu yonden cok minnettarim ben bu filmi yapanlara.
    konusunu gercek bir hikayeden; prenses margareth'in yasadigi kisa bir maceradan alir.
    roma'ya gidip de "roman holiday" espirisi yapmamak ayiptir, yaziktir.


    (popsicle pout - 18 Ocak 2008 01:21)

  • comment image

    yaklaşık iki saat önce can sıkıntısından bir şeyler ararken açtığım, kapatamadığım 1953 yapımı film.

    oyunculuklar mükemmel, konu da sürükleyici. sıkıntıdan patlarken, öylesine sevdirdi ki kendini bir daha izleyebilirim. eğer bu entry'i okuyorsanız ve izlemediyseniz muhakkak izleyin. öyle ki filmden sonra ilk işim oyuncularını araştırmak oldu. bir de üç akademi ödülü aldığını da belirtmeliyim. haketmiş mi ? kesinlikle.

    unutmadan filmden sonra audrey hepburn'le de ilk defa tanışmış gibi hissediyorum. bir kadın bu kadar tatlı* olur mu ? her sahnesinde garip bir gülümseme yayıldı yüzüme.


    (jean de pierre - 26 Nisan 2011 04:40)

  • comment image

    bu filmde audrey hepburn ve gregory peck'in arabanın içindeki ayrılık sahnesi çekiminden önce; audrey hepburn'e yönetmen tarafından baskı uygulandığı söylenir.söylentiye göre o gece uzun süre boyunca o ağlama sahnesi üzerinde durulmuş ve yönetmen audrey hepburn'den istediğini alamamış bir türlü ve bir kenara çekip böyle giderse kariyerinde ilerleyemeyeceği hakkında baya konuşmuş.ve derler ki hepburn'un orada ağlamasının nedeni de budur; yani yönetmen tarafından bir nevi tartaklanması onu üzmüştür ve aslında gerekeni de yapmış ve onu ağlatmış, moralini sıfıra indirmiştir ve bu sayede hepburn sahnenin hakkını vermiştir.

    bilinmez.


    (lineercebir - 10 Temmuz 2011 16:41)

  • comment image

    uzun zamandır bir köşede duran ve "soft, rahat, eğlencelik bişeyler izleyeyim" diyerek başladığım ve saflığıyla, audrey hepburn'üyle, gregory peck'iyle, 50 yıl önceki roma sokaklarının güzelliğiyle beni mest etmiş, neden bu kadar geç izlediğime üzüldüğüm harika bir film. zaman su gibi akıp geçiyor, bir peri masalı gibi başlayıp bitiyor. kesinlikle tavsiye edilir, izeyip de beğenmeyenin insanlığından şüphe edilir.


    (piccadilly - 7 Ağustos 2011 11:30)

  • comment image

    tebessüm dolu romantik komedi filmlerin arasında baş tacı edilesi bir film.
    nostaljik ve illa ki hüzünlü...

    benim için birkaç sahnesi özellikle çok etkileyici idi:
    --- spoiler ---
    filmin açılışındaki seremonide prensesin kuğu gibi dans etmesi

    gazetecinin uykulu prensesi evine getirdiği sahnedeki, kendisinin merdivenlerden çıkarken, prensesin trabzanın altından yürümeye devam etmesi, sonrasında gazetecinin onu zarif bir şekilde merdivenlere yönlendirdiği sahne

    prensesimizin saçlarını kestirdiği sahne ve güzelliğin o sahnede adetâ ışıldaması

    prensesin, çiçekçide yaşadığı sevimli haller (bi an için gazetici çıkıp çiçeği alacak diye düşünmedim değil)
    ---
    spoiler ---

    audrey hepburn'e söylenebilecek sözler güzelliğinin gerisinde kalacak. yalnız gregory peck ismini de anmadan geçmeyelim. pek karizmatik idi kendisi ve audrey hepburn ile mükemmel bir ikili olmuşlardı. kıskandım valla!

    tekrar izlenesi, tavsiye edilesi...


    (sakindokunmayinbana - 20 Mayıs 2013 00:37)

  • comment image

    filmin son sahnesiyle ilgili gercek soyledir. audrey hepburn'un bu sahnede aglamasi gerekmektedir ama defalarca tekrarlanmasina, gozlerine gliserin felan dokulmesine ragmen audrey bir turlu aglayamaz. bunun uzerine yonetmen william wyler cekimi durdurduktan sonra sinirli bir sekilde audrey'in yanina gelir ve
    "sabaha kadar seni bekleyecegimizi mi saniyorsun? tanri askina neden aglayamiyorsun? simdiye kadar oyunculuk yapmayi ogrenmis olman gerekmez miydi?" diye bagirir. bu sozleri duyan audrey cok uzulur ve aglamaya baslar. wyler bunu firsat bilip hemen sahneyi ceker ve ardindan audrey' e sarilip ozur diler.


    (haggar - 15 Ağustos 2013 23:56)

  • comment image

    sonuyla, bir prenses de olsan boktan bir hayatının olacağı temasını veren, masalsı film.

    --- spoiler ---

    filmde beni en çok büyüleyen kare, arabada veda sahnesinde bakmalara doyulmayan gregory peck'in kolları arasında, audrey hepburn'ün incecik narin bedeninin kaybolmasıydı. birbirlerine öyle sıkı sarılmışlar ki o sekansta... kendimi audrey'nin yerine koyup, o sımsıkılığı ve eriyip, kayboluşu hissedip, huzur buldum.
    ---
    spoiler ---


    (maricruz - 8 Eylül 2013 18:38)

  • comment image

    audrey hepburn'nun ilk başrol olarak oscar aldığı film. protokollerden bıkmış bir prensesin roma'daki bir günü ve onu haber yapmayı amaçlıyan gazateci arasındaki aşk hikayesi.


    (mushroom - 23 Aralık 2003 16:26)

  • comment image

    audrey hepburn'u yıllardır taparcasına hayran olduğum rita hayworth'ın tahtını sarsmak üzere hayatıma sokan film. sonunu görmek için sabahın beşinde yattım ama değer. o ne güzelliktir yarabbi... ayrıca içinde aşk teması ve birkaç saçma espri olan her filme romantik komedi demeyi adet edinenleri bu filmi izleyip bu işin iyisi nasıl olur öğrenmeye davet ediyorum.


    (svr - 27 Temmuz 2004 20:48)

  • comment image

    masalla başlayıp gerçek hayatla bitiveren film...
    insan audrey hepburn'ün göründüğü her sahneye hayran kalıyor...nasıl bir ışıltıdır,nasıl bakışlardır ölee...
    özellikle de sonu bir romantik filmde az rastlanan cinsten...jeneriğin yanlış zamanda çıktığını düşündürtenlerden....


    (akheron - 16 Ağustos 2006 13:40)

Yorum Kaynak Link : roman holiday