The Children's Hour ' Filminin Konusu : Varlıklı ailelerin çocuklarına yönelik bir okul idare eden iki kadın arasında lezbiyen ilişki olduğuna dair dedikodular yayılınca, olay mahkemeye kadar gider. Lillian Hellman uyarlaması, beş dalda Oscar adayı olmuştu. Film aynı zamanda William Wyler'ın 1936'da çektiği These Three adlı filmin yeniden çevrimi olarak da dikkat çekiyor.
Roman Holiday(1953)(8,1-115874)
Charade(1963)(8,0-58807)
Wait Until Dark(1967)(7,8-24506)
Sabrina(1954)(7,7-57131)
How to Steal a Million(1966)(7,6-22082)
The Nun's Story(1959)(7,6-8467)
Two for the Road(1967)(7,5-10700)
Love in the Afternoon(1957)(7,2-12980)
Funny Face(1957)(7,1-23181)
War and Peace(1958)(6,8-9619)
Paris - When It Sizzles(1964)(6,4-7794)
Green Mansions(1959)(5,6-1890)
yonetmen william wyler'in bu romani iki kere filme almistir. 1936 senesinde lezbiyenlikle ilgili cagrisim bile yapilamayacagi icin degisiklik yapip bir erkek ve kadin hakkindaki bir soylentiyi konu alir. 1961'de cektigi filmde bile hersey ustu kapali gecer, "unnatural" kelimesini bile igrenc bir laf gibi soyler karakterler... biraz daha canli hale getirip modernlestirerek bir kere daha filme alinabilir.
(vinyl - 6 Eylül 2007 22:54)
filmde, martha (shirley maclaine) ve karen (audrey hepburn) arasında bir ilişki olduğuna dair dedikoduları başlatan öğrenci mary rolünde karen balkin oynamaktadır. bir taraftan rolüne uygun bir şekilde yüzünden ve tavırlarından kötülük akarken bir taraftan da koca dudaklarıyla tuhaf bir şekilde sevimlidir balkin. --- spoiler ---filmin sonlarına doğru tam audrey hepburn'den bir come out beklerken martha'nın patlaması, üstüne üstlük hepburn'un o ana kadar hiçbir şey anlamamış gibi "ama hayır hayır, duymak istemiyorum" triplerine girmesi şaşırtıcıdır. --- spoiler ---
(juste encore une minute - 7 Eylül 2009 00:26)
iki iskoc ogretmenin gercekten basindan gecenlerden esinlenmistir lillian hellman.sanat filmlerinden hoslanmayanlarin da siyah beyaz olmasina aldirmadan akisina kapilip kalacagi bir filmdir.on yargilar, toplumsal baskilar, sosyal linc, toplum yapisinin zalimligi, dedikodu, kuskunun icsellesip kisiyi icten curutmesi gibi konularda essiz manzaralar sunar.essiz bir filmdir, hem caginda hem gunumuzde.
(viva paulista - 26 Temmuz 2011 14:36)
hellman'ın bu müthiş eserinden uyarlanmış 2002 tarihli bir kısa film de mevcut. edi'nin martha, büdü'nün karen'ı canlandırdığı bu kısa film zamanında susam sokağı yapımcıları tarafından dava edilmiş ve yasaklanmış. filmin ismi ernest & bertram*. izlemek için buradan.
(canon in d - 4 Ocak 2012 21:56)
spoiler içerir...yönetmeninden senaristine, oyuncularına kadar herkesin döktürdüğü tek kelimeyle enfes bir film. iki büyük oyuncu-shirley maclaine ve audrey hepburn- üzerinden ilerlese ve onları merkeze koysa da karakterinden ötürü maclaine daha iyi bir performans ortaya koymuş. özellikle finale doğru audrey'e her şeyi itiraf ettiği sahnede kendisinden etkilenmemek çok zordu. maclaine etkileyici idi ama filmin yıldızı neredeyse şeytan diyebileceğimiz kız çocuğuna-mary'e- hayat veren karen balkin. öyle iyi oynamış ki yanımda belirseydi sağlı sollu iki üç tokat yapıştırırdım herhalde. oyunculukları geçersek aslında şaşırtıcı bir film. 60'ların amerika'sını biliyoruz. eşcinseller hakları için polislerle sık sık çatışıyor, sürekli gösteriler düzenliyorlardı. ama toplum hala muhafazakardı. hollywood hala hays yasalarıyla yönetiliyordu. haliyle william wyler'ın bu işe soyunup bu filmi çekip gösterime sokabilmesi takdire şayan. gerçekten de bayağı cesur davranmış wyler (ama filmin gösterime girebilmesi için eşcinsellikle ilgili bir sürü sahneyi makasladığı da söyleniyor). keza romantik komedilerde sıkça rol alan audrey hepburn ile daha çok komedi filmlerinde gördüğümüz shirley maclaine ikilisinin böyle bir filmde rol almayı kabul etmeleri de takdir edilesi bir karardı. lezbiyenlik/eşcinsellik üzerine çekilmiş en iyi filmlerden. toplumun hastalıklı, çarpık yüzü de başarıyla işleniyor filmde. sanırım filmin en sevmediğim ama hiç de şaşırtmayan tek tarafı finali oldu. özellikle 60'ların ortasında o saçma sapan, zekaya hakaret hays yasası çöpe atılacak olsa da hala etkiliydi. dolayısıyla wyler filmini eşcinsel karakterini öldürerek bitirmek zorunda kalıyor. yasaya baktığımızda zaten bu türden "hastalıklı" (!) karakterlere yaşam şansı tanınmadığını söylemek mümkün. halbuki filmin en samimi/etkileyici karakteri idi martha. ama yasalardan ötürü ölmeliydi. neticede kaliteli bir film.
(sherlock holmes 90 - 28 Şubat 2014 13:11)
2011 yilinda londra'da tiyatro oyunu olarak sergilenmisti. yakindan keira knightley ve elisabeth moss u izlemek cok keyifliydi gercekten. ama en bombasini sahnede requirem for a dream in ellen burstyni afislerde resmi olmadigi icin supriz bi sekilde gormek olmustu. iste o gunden sonra hicbir tiyatro oyununun cazibesi kalmamistir.
(gazelle e - 4 Haziran 2014 19:06)
1961 yapimi audrey hepburn, shirley maclaine ve james garner'in basrollerini paylastigi siyah beyaz film. homofobinin en guzel islendigi filmlerden biridir. ozel okul isleten iki ogretmen, kendilerine hakkinda escinsel iliski yasadiklarina dair cikarilan dedikodu sonucu toplum tarafindan dislanirlar. ancak bu sadece dedikodu degildir.escinsel temali ilk filmlerden biridir.
(ride - 4 Eylül 2004 18:26)
(bkz: children's hour)
(genetikci - 17 Ocak 2006 06:09)
(bkz: william wyler)
(kirkinin da kulbu kirik karakter - 17 Ocak 2006 06:14)
Yorum Kaynak Link : the children's hour