• "bu film bugünkü "tavşanlar havuç yer" mitini de ortaya çıkaran filmmış. (bkz: tavşanların havuçla özdeşleştirilmesi/#26808361)"
  • "20 milyonun var ama kahveye çörek banmayı bilmiyorsun."
  • "1934 'te :en iyi film,en iyi yonetmen,en iyi erkek oyuncu,en iyi kadin oyuncu,en iyi senaryodallarinda oscar'lari goturmus film."
  • "en iyi kadin oyuncu odulunu bu filmle claudette colbert almistir."
  • "clark gable'in bu filmde canlandirdigi karakterin bugs bunny'e ilham kaynagi oldugu soylenir - ki gercekten oyle bence..."
  • "clark cablein ilk filmi degildir elbet ama onu meshur eden filmdir. hatta kendisi hakkinda (filmin adina gonderme yaparak) bir gecede meshur oldu denmistir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    frank capra'nin oglu, dvd'nin ekinde sunlari hatirlamistir:
    frank capra filmi cosmopolitan'da gordugu nightbus adli bir hikayeden esinlenerek yazmistir.
    senaryo bittikten sonra kadin oyuncu olarak claudette colbert secilmis, ancak o siralar yildizi parlayan colbert'in yogunlugu sorun yaratmistir.
    capra colbert'i tatile cikmak uzereyken yakalar, colbert'in filmi cekmeye niyeti yoktur: "4 haftada cekeceksiniz, normal maasimin da iki katini isterim" (o zaman icin 50 bin dolar, bugunun parasiyla 750000 dolar kadar ediyor (gulmeyin yav, baskaymis o zamanlar))
    capra merkezi arar, usta boyle boyle der, usta da olabilir mi diye sorduktan sonra yapin hadi anlasmayi der.
    filmin cekimleri ertesi gun baslar. (yer bakalim, set kuralim falan yok yani) capra filmi elinden geldigince basitlestirir, cekimler 4 haftada biter
    filmin bittigi gun claudette arkadaslarina "hayatimin en kotu filmini cektim" derken, capra'yla gable cekimlerde pek bir eglenmistir.
    kulaktan kulaga yayilan film gisede firtina gibi eser, seyircinin goz bebegi olur.
    akademi de filme bes ana dalda adaylik verir, sonra odulleri de verir. salonda odul kazananlar aciklanirken sunucu "it..." dediginde seyirci "...happened one night" diye tamamlar.
    claudette oscar gecesine gelmeye yine zorla ikna edilir, zira kendisi tatile cikacaktir (hatta imdb'ye gore tren istasyonundan "gel kiz odul verdiler" denip cagrilmistir).
    odulu alinca sahneye cikar, "tesekkur ederim" der, ayrilmaya baslar, doner, "bunu frank capra'ya borcluyum" der.

    ayrica, filmi izleyen arkadaslar shrek'le it happened one night senaryosu arasindaki benzerliklere sasirabilir, mumkundur.


    (genetikci - 24 Mayıs 2007 02:09)

  • comment image

    1934 yılında, ikinci dünya savaşı başlamadan önce günümüz "romantik-komedi" türünün temellerini atmış önemli yapım. şu da bir gerçek ki aradan geçen zaman ve gözümüze kaçmış bilimum aynı tarz örneklerden olsa gerek, "ben bunu daha önce görmüştüm sanırım" hissiyatı yaratmıyor değil. ancak bu kendisinin değil, 2000li yıllarda olmanın verdiği bir yan etki.


    (azeroth - 20 Ocak 2008 21:55)

  • comment image

    bu filmin son sahnesi oldukça enteresandır. o zamanlar hollywood'un müstehcenlik anlayışı "perdenin düşmesi" yle tasvir edilir. çok basit ama bir o kadar da etkileyici sahnedir. daha sonra bazı filmlerde de kullanılmıştır.


    (nihilanth - 20 Ocak 2008 22:00)

  • comment image

    1934 yapımı yönetmenliğini frank capra'nın yaptığı başrollerinde clark gable ve claudette colbert'in oynadığı romantik komedi (aslında bir screwball comedy). en iyi yönetmen, en iyi film, en iyi senaryo, en iyi kadın oyuncu, en iyi erkek oyuncu olmak üzere en önemli 5 dalda birden oscar ödülünü alan ilk film olmuştur. (bu filmden sonra aynı başarıyı ancak 1975 senesinde one flew over the cuckoo's nest ve 1993'de ise the silence of the lambs yenileyebilmiştir)

    --- spoiler ---
    çok zengin bir milyoner bankerin kızı olan ellie (claudette colbert) bir servet avcısı ile evlenir ve babası hemen o dolandırıcıdan ayrılmasını ister. babasına karşı çıkan ellie babasının yanından kaçar ve new york'ta yaşayan kocasının yanına gitmek için otobüse biner. ancak işi çok zordur, çünkü babası onu her yerde aratmaktadır. bütün gazeteler ondan bahsetmektedir, çarşaf çarşaf resimleri basılmaktadır. otobüste gazeteci olan peter (clark gable) ile karşılaşır. peter onun kim olduğunu anlar ve new york'a ulaşmasına yardım etmesi şartıyla hikayesini gazeteye yazmayı teklif eder. yolda başlarına binbir çeşit macera gelir, ve birbirlerine aşık olurlar. olaylar gelişir...

    senaryonun, hikayenin güzelliği, oyuncuların güzel oyunlarının yanı sıra hikayenin 1934 senesinde bir otobüs yolculuğunda geçmesi çok ilginç. o dönemin şartlarını, yollarını, otellerini görmek çok ilginç ve eğlenceli. mesela koskoca otobüs garajından new york'a günde sadece iki otobüs kalkıyor. otobüste sigara içiliyor. kadınlara askıntı olan tipler var, otobüs yollarda kalıyor, çamura saplanıyor vs vs.
    ---
    spoiler ---


    (mea maxima culpa - 30 Temmuz 2008 01:06)

  • comment image

    dün gece sıkıntıdan izlediğim bir film.

    clark gable'ın erkeklerin soyunma tarzları, kahveye nasıl çörek batırılması gerektiği ve çocuğun omuza nasıl alınabileceği ile ilgili replikleri 1934'te çekilmiş bir filmde rastlamayı ummadığım türden bir şeydi ve bence keyifliydi (sessiz filmden sesli filme geçileli çok zaman olmadığını düşünürsek, bir de sessiz filmlerdeki güldürme amaçlı trükleri düşünürsek).

    şimdi pekçok açıdan aşılmış gibi görünse de keyifli bir film.


    (chess sir - 10 Nisan 2012 21:58)

  • comment image

    1934 'te :
    en iyi film,
    en iyi yonetmen,
    en iyi erkek oyuncu,
    en iyi kadin oyuncu,
    en iyi senaryo
    dallarinda oscar'lari goturmus film.


    (def - 19 Mayıs 2003 06:37)

  • comment image

    usta yönetmenlerden frank capra'nın it's a wonderful life'tan sonra en çok bilinen filmi. zaten kendisinin bilinen pek filmi yok. az film çekmedi ama herkesin bildiği çok az filmi var. it's a wonderful life, mr.smith goes to washington, belki arsenic and old lace, bir de bu film. en sağlam filmlerinden bir tanesi olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. zira şu an en bilinen klasikler arasında bu film. herkesin dediği gibi çok eğlenceli, komik. açıkçası 1934 yapımı bir filmde bu denli eğleneceğimi tahmin etmemiştim. diyalogları o denli sağlamdı ki denildiği gibi bir süre önce sessiz filmler çekildiği akla gelmiyor bile. ama öyle. sessiz filmin tarihe gömülmeye yeni başladığı bir dönemde çekilmiş. diyaloglar, monologlar, yani replikler çok leziz. hele bu repliklerin clark gable tarafından okunması o diyalogları daha ilgi çekici kılıyor. bu adamı izlemek harbi zevkli. burada da o bildik rolünde döktürmüş. ona claudette colbert eşlik etmiş. film genelde bu ikili arasında geçiyor. ve replikleri, oyuncuların performansları, hikayesi vs ile şu sıralar rezil, kepaze bir durumdaki romantik-komedinin en izlenilesi filmi oluveriyor. capra neşeli filmler çekmekte çok başarılı bir yönetmen.


    (sherlock holmes 90 - 3 Ağustos 2012 23:16)

  • comment image

    1935 yılı oscar ödülleri sadece 16 tanedir. kendi dalında 12 adaylığa gösterilecek olan bu film beş tane ödül kazanmıştır. bugüne kadar beş veya daha fazla ödül alan filmlerin sayısı sadece iki sayfalık bir listeye sığdığı düşünüldüğünde filmin romantik komedi türünde en iyilerinden olduğunu söyleyebiliriz. bazı sahneleri ve replikleri o kadar güzeldir ki, tekrar başa sarasınız gelir. gecenin bu vakti, şu ankara soğuğunda içimi ısıttı.


    (aslan burcu kadini - 29 Eylül 2014 00:08)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bir kezban hikayesi. şımarık, sürekli pohpohlanmış, bencil, yapmacık bir aptal olarak yetiştirilen kızımızın* bir sahtekara gerzekçe aşık olup, evinden kaçmasıyla gelişen olayları anlatır. kezbanımız, yolda bir gazeteciyle* karşılaşır bu kez de ona aşık olur. yalnız adamı yol boyunca öyle canından bezdirir, öyle lanet okutur ki sonunda adam gider kızın babasına "hak etsin etmesin, günde en az bir kez dövecek bir adam lazım senin kızına" itirafında bulunur. hahhah şaka değil lan, gerçekten var bu filmde. hatta hızını alamaz "seni takmıyorum" havalarında eğlenen kıza şöylemesine bir laf sokar:

    - doğal ortamına dönmüşsün.
    + istersen kal, biraz eğlenirsin.
    - kalırdım ama midem hassastır.

    ---
    spoiler ---


    (kumesizsoyutidealist - 16 Ekim 2014 02:43)

  • comment image

    türk filmine olsun, amerikan filmine olsun babalık yapmış bir filmdir *. aklımıza hep bir hödük olarak işlenmiş bir clark gable ne sempatiktir. klişelere göz atalım:

    1. otostop sahnesi; erkek beceremez, kız kolayca halleder.
    2. yara sarma sahnesi; kız adama şefkat duyar, yakınlaşma olur.
    3. tesadüfen kucağa düşme.
    4. yardım esnasında dudakların yakınlaşması, yakınlaşmazsa kesmeyle daha yakın konuma getirilmesi.
    5. ayrı ayrı uyumak zorunluluğu, erkeğin tenezzül etmez görünürken dibinin düşmesi.
    6. kırsal alanda kalma zorunluluğu, bu esnada kızın korkarak adama atılması.
    7. gerekçe açıklanırken, karşıdakinin dinlemeyerek olay örgüsüne katkıda bulunması. (5 yıl sonra bu maddeyi anlamadım)
    8. düğünden firar.


    (grapes of butcher - 9 Ağustos 2004 00:03)

  • comment image

    gercek bir hollywood klasigi, klasiklerin babalarindan bir film. eger casablanca kliselerin anasi ise bu film nenesidir. 1934 tarihli filmimizde clark gable devlesmek nasil olur cumle aleme gosterirken, capra screwball comedy denen tarzi yarattigini ilan ediyor depresif seyirciye nese ile dolu anlar vadediyordu.

    film konusu ile 70 lerin minareci videola ve inanonglu yapimciligindan cikan yapimlarina arak kaynagi olmakla beraber, benim hayatimda onemli bir yere sahip olan evcilik oyunu isimli filme de sut annelik yapmaktadir.

    konusu ise su sekilde ozetlenebilir, hulusi kentmenin simarik kizi gulsen bubikoglu hayati bilmeyen, ilgi manyagi simarik bir lavuk prensestir. bir gun elin birine asik oldugunu zannederek, babasina afra tafra yapmak icun olsa gerek king isimli birisiyle evlenir. peder bu evlilige celallenir kizina suresiz ev hapsi cezasi verir. gulsen ise pasif direnisle "yemiicim iste" diyerek aclik grevine girer. bir punduna getirip kacinca, yolda clark gable ile tanisir. clark yakisikli ama kepce kulakli bir gazetecidir. metin yazari cok zeki oldugundan hep sahane cevaplar verebilmekte, rakiplerini kisa surede ukte cehennemine yollayabilmektedir (bana birini hatirlatti).

    neyse otobuste bayan yani kavrami olmayan amerikada yan yana seyehat etmek zorunda kalan bu uyumsuz cift kisa zamanda

    a) kendilerini muthis bir maceranin icinde bulurlar
    b) birbirilerini taniyip kesfederek, hayat adina hem bize hem, hem kendilerini guzel bir ders verirler
    c) olaylari gelistirirler.

    mppda in devreye girdigi yillarda cinselligi ustu kapali en guzel isleyebilmis bu film, buggs bunnyden han solo/leia iliskisine turlu yerlerde karsimiza cikmistir.

    sicilyali muhacir yonetmen capranin amerikayi icat ettigi film olarak da bilinen bu filmde ince bir sosyal elestiri, bolca etik mesaj bulunmaktadir.


    (otisabi - 15 Kasım 2001 06:39)

  • comment image

    bu arada bir gecede olan nedir, neye isaret etmektedir filmi izleyenleri meraka dusurmustur.

    yine soylemeden gecmiyeyim monkey islanddan hatirladigimiz ayar alanin "oh yeah" (tam cevirisi "yok ya?") deme egilimine cok guzel dikkat cekmis bir eserdir.

    darmadagin eden cevabi da "you got me! yeah?!" seklinde olmustur.


    (otisabi - 15 Kasım 2001 06:45)

  • comment image

    clark cablein ilk filmi degildir elbet ama onu meshur eden filmdir. hatta kendisi hakkinda (filmin adina gonderme yaparak) bir gecede meshur oldu denmistir.


    (kereste - 15 Kasım 2001 06:46)

  • comment image

    romantik filmlerin olay orgusunun gelismesine cokca katkisi bulunmus bir film..

    --- spoiler ---
    kadin sordu:
    - new york'a dondugumuzde gorusecek miyiz?
    adam da umarsiz bir sekilde yanitladi:
    - hayir..
    kadin israrciydi:
    -niye peki?
    - evli kadinlarla isim olmaz cunku, sanima yarasmaz.. ben oyle biri degilim..
    -hani gelsen peki, ne zarari cikar..

    adam cevap vermedi artik.. kadin hala usanmamisti ama.. sorulari bitmemisti cunku.. sordu tekrar adama:
    -hic asik oldun mu? hic dusundun mu bunu?
    adam, boyle bir soruya kayitsiz kalamazdi:
    -tabii ki dusundum, kim dusunmez ki?! aptalca hayaller bile kurdum.. pasifikte bir ada gormustum.. yildizlara, uzansan dokunabilecegin bir yer.. insanlarin, ayin ve yildizlarin birbirine karistigi.. onu oraya goturecektim.. benimle dalgalara karsi gelebilecek birini.. ama.. ama bulmak zor.. bulmak zor..

    kadin, artik sirrini icinde saklayamiyordu, aradaki duvari asip adamin yanina gitti..
    - ben.. ben gelirim senle.. ben senle o dalgalara atlamaya raziyim...
    adam, yine aldirmaz bir sekilde..
    - git basimdan.. hadi git yatagina..
    adam aldirmaz biri miydi peki? donuk muydu bu kadar.. kadinin bu hezeyanlara vurdumduymaz..
    kadin gerisin geri dondu yatagina.. agliyordu.. nasil aglamasin? adamin elinde sigarasi.. ve adamin goruntusu, yine: vurdumduymaz..

    kadin uykuya daldi sonra, biraz.. adam, kalkti, dogruldu yerinden.. elini, zaten asilmak icin orada duran duvarin ustune koydu..
    -soylediklerinde ciddi miydin?
    kadin uyuyordu.. adamin gozlerinde bir gulumseme..
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 1 Kasım 2005 02:16)

Yorum Kaynak Link : it happened one night