Süre                : 2 Saat 1 dakika
Çıkış Tarihi     : 25 Aralık 2008 Perşembe, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Drama,Tarih,Heyecanlı,Savaş
Taglar             : Nazi,komplo,Nazi Almanyası,Naziler,Yıl 1944
Ülke                : ABD,Almanya
Yapımcı          :  Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , United Artists , Bad Hat Harry Productions
Yönetmen       : Bryan Singer (IMDB)
Senarist          : Christopher McQuarrie (IMDB)(ekşi),Nathan Alexander (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tom Cruise (IMDB)(ekşi), Kenneth Branagh (IMDB)(ekşi), Bill Nighy (IMDB)(ekşi), Tom Wilkinson (IMDB)(ekşi), Carice van Houten (IMDB)(ekşi), Thomas Kretschmann (IMDB), Terence Stamp (IMDB), Eddie Izzard (IMDB), Kevin McNally (IMDB), Christian Berkel (IMDB), Jamie Parker (IMDB), David Bamber (IMDB), Tom Hollander (IMDB), David Schofield (IMDB), Kenneth Cranham (IMDB), Halina Reijn (IMDB), Werner Daehn (IMDB), Harvey Friedman (IMDB), Matthias Schweighöfer (IMDB), Waldemar Kobus (IMDB), Florian Panzner (IMDB), Ian McNeice (IMDB), Danny Webb (IMDB), Chris Larkin (IMDB), Matthew Burton (IMDB), Philipp von Schulthess (IMDB), Wotan Wilke Möhring (IMDB), Christian Oliver (IMDB), Bernard Hill (IMDB), Julian Morris (IMDB), Helmut Stauss (IMDB), Tim Williams (IMDB), Karl Alexander Seidel (IMDB), Timo Huber (IMDB), Annika Becker (IMDB), Marie Becker (IMDB), Katharine Mehrling (IMDB), Andy Gatjen (IMDB), Achim Buch (IMDB), Manfred-Anton Algrang (IMDB) >>devamı>>

Valkyrie (~ Operasyon Valkyrie) ' Filminin Konusu :
İkinci Dünya Savaşı esnasında, aralarında anlaşan bir grup Alman subayı Adolf Hitler’e suikast yapmayı planlarlar. Ayrıca savaşa son verme adına da güçlerini kullanmaya başlayıp bir takım gizli görüşmeler yürütürler. Valkyrie adı verdikleri operasyon neticesinde Nazi iktidarına karşı bir isyan başlatmayı başarırlar. Operasyonun başında olan Albay Claus von Stauffenberg, başarılı aktör Tom Cruise tarafından canlandırılıyor. Tarihte de önemli bir yer etmiş olan Albay Stauffenberg, bu uğurda her şeyi göze almaya hazırdır. Yönetmenliğini Bryan Singer’ın yaptığı Valkyrie’nin senaryosu da Olağan Şüpheliler filminin senaristi tarafından kaleme aktarıldı.


  • "daktilolarla iletişim sağlanan ofiste, adolf hitlerin ölüm haberi gelince ağlayan sarışın abla tam bir faşisttir."
  • "gayet başarılı, kendini heyecan içersinde izlettiren bir film. konusu geçen başarısızlığı hissettirdi resmen, kahrolduk hepimiz.*"
  • "filmin en başındaki almanca'dan ingilizceye geçişe dikkat. bu kadar güzel yansıtılabilirdi sanırım, hani aslında bu almanca olucaktı ama... duygusu"




Facebook Yorumları
  • comment image

    filmin tek ilginç yanı, 20 temmuz başarısız darbe girişimini pek incelememiş benim gibiler için, bir darbenin işleyişi hakkında genel kültürümüzü artıran bilgiler vermesiydi. gerçi türkiye'deki darbeleri biraz araştırınca elbette höt diye darbe yapılmadığını, baskın yapılacak binalardan hukuki prosedüre, emir komuta zincirinin ayarlanmasına kadar binbir detayın önceden planlandığını biliyor insan; fakat bu filmi izleyip işin o kulis yapma kısmını uzun uzun görünce, keşke bizde de şöyle taşaklı darbe filmleri çıksa diyoruz. tabii bizdeki filmlerde darbenin gerçekleşmesi menfi olduğundan büyük ihtimalle bunu engellemeye çalışan birilerinin bakış açısından anlatmak daha makul olurdu: burada yönetmen darbenin gerçekleşmemesini üzücü olarak göstermiş. birçok açıdan üzücüdür, evet. darbe gerçekleşseydi ateşkes yapılabilirdi, konsantrasyon kampları açılabilirdi, daha az insan ölebilirdi. öte yandan unutulmasın, stauffenberg ve çevresindekiler militarist ve alman milliyetçisiydi. "alman milleti hitler belasından kendi başına kurtulmuştur" dan başlayıp ikinci bir dolchstoss/ihanet mitosuna kadar, bu darbenin başarılı sonuçlanmasının hiç de hoş olmayan yan etkileri olabilirdi. daha sonra bu adamlar üzerinden, özellikle joachim fest'in gazlamalarıyla bir 20 temmuz mitosu yaratıldığı, wehrmacht'ın bu adamlar üzerinden temize çekilmeye çalışıldığı, "wehrmacht'la ss'i ayırmak lazım" söylemiyle, ufak tefek anlaşmazlıklar dışında birbirine tencereyle kapak misali uyan bi iki örgüt arasında çok keskin bir karşıtlık varmış gibi yapıldığını hatırlarsak, bu filme sempati azalıyor.

    fakat azalan sempatinin daha önemli bir yanı da var: kim bir loser'ı izlemek ister ki?


    (bir takim dis mihraklar - 23 Ocak 2009 20:45)

  • comment image

    stauffenberg bir bakıma amacına ulaşmıştır aslında. çünkü filmin başından beri "nazi almanyasındaki bütün alman askerlerinin acımasız birer katil olmadığını dünya'ya göstermeliyim" demekteydi. 2009 yılında bir filmle de olsa bu mesajı bana ulaştırabiliyorsa; "operasyon valkyrie" başarılı olmuş demektir...


    (morphling - 1 Şubat 2009 01:46)

  • comment image

    belgesel tadında çekilmiş çok başarılı bir film. hollywood'un gişeye oynama prensibinden etkilenmemiş senaryosuyla gerçek bir olayı, yani hitler'e yapılan son suikast girişimini anlatıyor. özellikle çekimlerde gamalı haçları görmek tüyler ürpertici. filmin genelinde bulunan militarist hava, kıyafetler, şehriler, arabalar ve gerçeğe yakın alman üst düzey komutanlar görüntü yönetmeninin iş bilirliğiyle o kadar uyuşmuş ki insan kendini gerçekten ikinci dünya savaşı döneminde hissediyor. bir call of duty havası insanı kasıp kavuruyor.

    --- spoiler ---

    film bittiğinde, oyuncuların isimleri geçerken michael schumacher'i görünce şaşırdım açıkçası. atlamış olamam diye düşünündüm. daha sonra araştırınca bizim schumi olmadığını gördüm.

    özellikle tom cruise'un, oynadığı karakter stauffenberg'e çok benziyor olması onun bu rolü kabul etmesinde önemli bir etken gibi görünüyor. şu linkten de karşılaştırılmış fotoğrafını bulmak mümkün:
    http://valkyriemovie.org/…07/07/valkyriecompare.jpg

    normalde gerçek yaşamdan alınmış hikayelerde, iki büyük problem var. birincisi, sonucu bilinen bir hikayede, ki hitler'in bu suikastle ölmediğini biliyoruz, insanı filme adapte etmek sanıldığı kadar kolay değil. fakat yönetmen arkadaş, bryan singer, hikayeyi o kadar güzel anlatıyor ki sonuç bilinse bile gelişme bölümü insanı bu filme yapıştırıyor. ikincisi ise, senaryo ile oynama tarafı. kahraman yaratmak için genellikle senaristlerin allayıp pullayarak filme cazibe kazandırma isteği burada yok. zaten gerek de yok. bu haliyle bir kahramanlık ve trajedi hikayesi. o yüzden oyuncular, senaryo ve görüntüler de iyi olunca, çıkan sonuç da iyi oluyor.

    yalnız yine de haliyle atlanan ve oynanan ufak tefek kısımlar var. son sahnede, general friedrich fromm, stauffenberg'i, yüzbaşı von haeften'i (stauffenberg'in emir subayı), general friedrich olbricht'i (valkyrie operasyonunu başlatmakta geç kalan arkadaş), albay mertz von quirnheim'ı (kel, gözlüklü, patlayıcının nasıl kullanılacağını gösteren arkadaş) ve ludwig beck'i odada topluyor. bu sahnede, beck silah istiyor ve intihar ediyor. orijinal hikayeye göre ise, fromm beck'e dönüp intihar etmesini istiyor ve silahı masaya koyuyor. beck silahı önce şakağına dayıyor, fakat kendini öldüremeyeceğini söylüyor. daha sonra tüm subaylar odadan çıkıyorlar. bir müddet sonra silah sesi geliyor. içeri girdiklerinde beck'in silahı ağzına dayayarak ateşlediğini fakat ölmediğini görüyorlar. askerlerden biri beck'in ensesine tek kurşun çekip daha fazla acı çekmesini engelliyor. o yüzden beck'e biraz torpil geçilmiş gibi geldi filmde.

    filmde, yeni düzenlenen operasyon volkyrie'nin imzalamasını hitler'e yaptıran stauffenberg. fakat kayıtlara göre, stauffenberg, hitler'i ilk kez kurt ini'nde ilk suikast denemesinde görüyor. o imzalatmayı yapan kişi bir başkası. ama o sahnede, hitler, himmler, göring, speer ve hitler'in alman kurdunu aynı anda görmek tüylerimi diken diken etmeye yetti. gerçekten filmin en başarılı ve insana korku ve tedirginlik veren soğuk bir sahnesiydi.

    bu arada, kayıtlara göre, hitler ile birlikte himmler ve göring'in de aynı operasyonda öldürülmesi isteniyor. fakat filmde, hitler ile birlikte sadece himmler'in aynı operasyonda öldürülmesi istendiği söylenmiş ve himmler olmayınca operasyon biraz sekteye uğramıştı.

    açıkçası filmde rommel'e değinilmemiş olması üzdü beni. o da, hitler'in yaptıklarını pek onaylamıyordu. kuzey afrika sahnesinde pek tabii görünebilirdi. rommel, hitler'in öldürülmesinin onu halkın gözünde bir kahraman haline getireceğini düşündüğünden, darbe yapılacaksa suikastten ziyade tutuklanması gerektiğini savunuyordu. başlangıçta tarafsızdı ama zaman geçtiğinde suikastçilerin safında yer aldı. tabii hitler'in gazabından kurtulamadı. rommel zorla intihar ettirildi ve bir çarpışmada öldüğü söylenerek görkemli bir cenaze töreni yapıldı.

    binbaşı remer'in göbbels'i almaya gittiği sahnede, göbbels'in ağzına aldığı ve daha sonra remer gittikten sonra çıkardığı hap, siyanür hapı. genellikle alman üst düzey askerleri bu şekilde intihar etmeyi yeğliyorlar. eğer remer, hitler'in sesini duymasına rağmen göbbels'i götürmeye yeltenseydi muhtemelen göbbels bu hapı yutacaktı.

    suikastte parmağı olan alman üst düzey görevlilerin asıldığı sahnede hitler'in isteğiyle piyano teli kullanılıyor. amaç ise bunların yavaş yavaş ölmesini sağlamak. hitler, bu sahneleri görüntületmiş ve bir brifing esnasında önemli ss subaylarına göstererek onlara bir nevi gözdağı vermiş. hitler'in temizlik operasyonunda alman ordusunda ve siyasetinde bu olaydan sonra 5000 kişiyi öldürdüğü söyleniyor.

    bu arada suikast girişiminden sonra hitler sağ kolundan ciddi şekilde yaralanıyor ve bu girişimde 4 kişi ölüyor. bir diğer bilinmeyen konu ise, nina von stauffenberg'e ne olduğu. filmin sonunda 2000'li yıllara kadar yaşadığı söyleniyor ama kocası öldükten sonra nasıl hayatta kaldığı ile ilgili bir bilgi verilmiyor. kayıtlara göre, ss subayları tarafından bamberg'de bulunuyor ve tutuklanıyor. o günkü kanuna göre, vatana ihanet eden subayların tüm yakın akrabaları da vatana ihanet suçundan yargılanacak. bildiğim kadarıyla hamile olmasından dolayı cezası erteleniyor, zaten çocuğu doğmadan önce müttefikler çoktan berlin'e girmiş ve bu sayede kurtulmuş.

    filmde gerçek yaşamla güzel bağlantılar da var. örneğin, ilk bombayı (patlamayan şarap şişesi içindeki) yaparken general treschkow'un yanındaki emir subayı, stauffenberg'in gerçek torunu philipp von schulthess. stauffenberg'in bir sahnede, karısına tehlikeli bir göreve gittiğini ve başaramazsa nazilerin peşinden geleceklerini söylediği sahnede, karısı karnını tuttuyor. hamile olan karısı aslında orada, philipp von schulthess'in annesini doğuracak.

    bir diğer dikkat çekici durum, çoğu oyuncunun alman olması. özellikle, himmler, göring, speer ve remer'in ve stauffenberg'in tüm çocuklarının gerçekte alman olması, filme gerçekçi bir hava veriyor. filmin ilk sahnelerinden birindeki almanca'dan ingilizce'ye yavaş ve düzgün geçiş ise gerçekten muhteşem.

    stauffenberg ölmeden önce ise şöyle haykırıyor:
    "long live sacred germany"

    filmin sözü ise şu şekilde özetlenmiş:
    in the world's darkest hour
    while others followed orders
    they followed their conscience

    ---
    spoiler ---


    (wedenthor - 2 Şubat 2009 01:05)

  • comment image

    açıkçası bir filmden ziyade bir belgesele benziyor. ama güzel bir belgesel.

    --- spoiler ---

    daha önce 20 temmuz suikastini satır satır bilen biri olarak olayların iki nokta dışında konunun aynı enstantanelerle bir bir ilerlediğini görmek bende memnuniyet yarattı. aykırı olanların birincisi, filmde claus von stauffenberg darbenin planlayıcısı olarak gözüküyor ve suikastten sonra ekibin başına geçip resmen darbeyi yönetiyor. normalde claus von stauffenberg darbenin planlayıcısı ve yöneticisi değil sadece tetikçisi idi. bu sahne kendini ön plana çekmek isteyen senaryoya müdahale hastası tom cruise'un başının altından çıkmış olabilir. diğeri ise intihar eden ludwig beck'in bu işi başaramayıp başka bir subay tarafından ensesinden kurşunlanarak öldürüldüğü idi. tek seferde kendi işini bitirdiğini izledik ki bu olay gerçekte diğer darbecilerin gözü önünde olmadı.

    son derece ağır bir tempoda başlayan film, bomba patladıktan sonra kalp çarpıntıları arasında kendini izletir hale geliyor. ardından yavaş yavaş kendinizi dramatik sona hazırlıyorsunuz. hitlerin nasıl ballı bir şekilde ucu ucuna kurtulduğu da filmde pek güzel yansıtılmış. belki de bu prodüksiyonun en güzel yanı da olağanüstü güzel resmedilen dekorlar ve birbirinden inandırıcı kostümler olmalı. kendinizi hakikaten o dönemi yaşar gibi hissediyorsunuz. filmde sırıtan yerler yok da değil. o da bir dolu aşmış ingilizin canladırdığı ingiliz aksanlı alman subaylar olsa gerek. ne bileyim ister istemez biraz gıdıkladı. ayrıca alman ordusunun o dönem nasıl bir gerileme içinde olduğu da cephe çekimleri ile gösterilebilirdi.

    filmle ilgili trivialar:

    * başlangıçta, alman savunma bakanlığı bendler blok üzerinde filme izin vermemiş.

    * kamyon devrilmesi sonucu alman askerlerini oynayan figüranlarda ciddi yaralanmalar olmuş.

    * negatiflerin banyo sırasında yanması sonucu bazı yerler yeniden çekilmiş.

    * dört aktör aynı zamanda, karayip korsanları filmi ile birlikte çalıştı: bill nighy (genel ollbricht / davy jones), david schofield (von witzleben / mercer), kevin mcnally (dr goerdler / gibbs) ve tom hollander (albay brandt / lord beckett)

    * iki alman oyuncu der untergang filminde gene nazi subaylarını canlandırdılar. christian berkel ernst-günter schenck olarak bir doktoru canlandırdı. thomas kretschmann ise hermann fegelein karakteri ile eva braun'un kardeşinin kocası emir subayı idi.

    ---
    spoiler ---

    yazarın notu: o dönem dünyanın üçbuçuk attığı führer'e suikast düzenlemek harbi deli cesareti gerektiriyor. o yüzden yapanların cesaretine hayran kalmamak mümkün değil. diğer trajedi de dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından biri olan erwin rommel'in bu olaydan sorumlu bulunarak intihara zorlanması sanırım.


    (comudus - 2 Şubat 2009 20:33)

  • comment image

    --- spoiler ---

    sadece hitler suikastına odaklanmayarak klişe tuzağına düşmeyen başarılı film. film suikast kadar yönetimin ele geçirilmesine eğilerek puanları toplamıştır. yedek kuvvetlerin ss'lerin tutuklanması ve darbe için kullanılması, devlet içinde yapılanmanın nerelere gidebileceği hakkında ilginç ipuçları veriyor. filmin en etkileyici sahnelerinden biri stauffenberg'in olmayan eliyle fromm'a dönüp heil hitler çekmesiydi. tek anlam veremediğim nokta ise ilk gün hemen bakanlıkları ve kritik noktaları ele geçirebilen darbe ekibinin niye radyoyu ele geçiremediği ve bu yolla insanları etkilemediği.

    ---
    spoiler ---


    (sekizinci henri - 4 Şubat 2009 00:49)

  • comment image

    girişte neden tüm karakterlerinin ingilizce konuştuğu güzel bir geçişle anlatılmış olan herşeyiyle muhteşem filmdir. en azından bir çok diğer 2. dünya savaşı filmi gibi alman aksanıyla ingilizce konuşan almanlar içermiyor ki inanılmaz yapay duran bir olaydır.


    (dirk pitt - 4 Şubat 2009 00:56)

  • comment image

    --- spoiler ---

    insanı en çok etkileyen sahnelerinden biri albay von stauffenberg'in bir generalle tartışıp odadan çıkarken generalin "selamlamıyor musunuz?" sorusu üzerine bilekten kesilmiş kolu ile yüksek sesle nazi selamı verdiği sahnedir. kamera özellikle bileğe zoom yapmaktadır. sahne bir gözünü, bir elini ve diğer elinin iki parmağını inanmadığı bir lider uğruna kaybetmiş bir adamın isyanını muhteşem bir şekilde dile getiriyor.

    ---
    spoiler ---


    (travenian - 5 Şubat 2009 23:29)

  • comment image

    ingilizce konuşan büyük iskender, ingilizce konuşan gandhi, ingilizce konuşan mozart, ingilizce konuşan achilles*'in sorun olmadığı bir dünyada, ingilizce konuşan hitler'iyle bazı insanların tepkisini toplamış, ortalamanın üstünde bir film.


    (karpuz - 6 Şubat 2009 12:51)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filmin en başındaki almanca'dan ingilizceye geçişe dikkat. bu kadar güzel yansıtılabilirdi sanırım, hani aslında bu almanca olucaktı ama... duygusu

    ---
    spoiler ---


    (aboutablank - 9 Mart 2009 22:14)

  • comment image

    internetten ve sinema dergilerinden okuduklarım dolayısıyla çok düşük beklentilerle, hatta sırf üniforma ve silah göreyim niyetiyle gittiğim ve baş aşağı yamulmuş vaziyette, bütün o sinema eleştirmeni olacak ukala dümbeleklerine sövüp sayarak çıktığım şahane bir film. gerek ikinci dünya savaşının gerek alman tarihinin en trajik sayflarından birini teşkil eden temmuz 1944 komplosu* sinema perdesine bu denli kusursuz aktarılabilirdi. öyle bir atmosfer yakalanmış, öyle bir sinematografi kullanılmış ki seyirci kendisini bir anda 1944 almanyasına ışınlanmış ve yakın tarihin en büyük siyasi dümenlerinden birisine bizzat tanık olurken buluyor. tom cruise çok çok uzun yıllardır gösteremediği bir performans sergilemiş; muhtemelen bu başarısındaki temel etken birkaç röportajında belirttiği gibi kendisini kont stauffenberg ile gerçekten özdeşleştirmiş olması. lakin, yardımcı oyuncu kadrosunu oluşturan isimler ingiliz tiyatro sahnesinin öyle devasa oyuncuları ki**** cruise kendisini aştığı bu son rolünde dahi yardımcı aktörlerin gölgesinde kalmaktan kurtulamamış. senariste ise ayrı bir selam çakmak gerekiyor zira sonu belli bir tarihi olayı seyirciye soluk bile aldırmadan seyrettirmek şapka çıkarılmayı hakeden bir başarı. ha, eksiler yok mu, tabii ki var. karakterlerin derinliğine yeterince inilemediği kesin. özellikle kont stauffenberg'in ailesiyle olan ilişkileri senaryonun yanlış yerlerinde vurgulanmış sanki. ama bunlar kesinlikle filmi hissedilir derecede bozacak seviyeye varmıyor. çok şikayet edilen ingilizce konuşan almanlar ise bence filmin başında gayet güzel gerçekleşen almancadan ingilizceye geçiş sekansı ile sorun olmaktan şık biçimde çıkarılmiş. son değerlendirmede rahatlıkla iddia edebilirim ki valkyrie gerçek bir kült olarak her tarih ve politik film meraklısının arşivindeki yerini sağlama almış.


    (chevalier sans peur - 9 Mart 2009 22:48)

  • comment image

    belgesel tadında olmasi nedeniyle pek albenisi olmamasina ragmen kesinlikle başarili bir film.

    tom cruise ise kolaylıkla üstesinden gelmiş rolünün.

    film gayet akıcı. uzun degil gerci fakat cok daha kısa gibi geliyor film bittiğinde. olayları objektif bir şekilde anlatmış olmasi da keyif veriyor.

    --- spoiler ---

    filmde en dikkatimi ceken sahne hitler'in asker ile telefonda konuştugu sahne orda askerin göz yaşları ve konuşma şekli beni etkilemişti.

    ---
    spoiler ---

    şu sıralar dönen filmlere göre acık ara iyi bir film.

    saçma ve sürekli tekrarlanan senaryolari izleyecegime bunun gibi çekilmiş tarih filmlerini izlerim kafam agrımaz diyorum.


    (radioslave - 3 Nisan 2009 13:57)

  • comment image

    --- spoiler ---

    şahane bir film. ikinci dünya savaşını anlatan o kadar film izledik yıllar yılı, hep aynı klişeler, aynı aksiyonlar... bu filmi de hollywood yapımı, tom cruise'lu filan görünce klişelerle dolu bir vakit geçirme aracı olarak kullanmak üzere izlemeye koyulmuştum ki hiç de öyle olmadığını daha ilk dakikalarında anladım. film başlarken "aslında bütün film almanca" dercesine, sanki görüntünün flulaşması gibi yumuşak bir geçişle almancadan ingilizceye geçiş yapıldı. bu detayı atlamış olduğunu düşündüğüm suserların ısrarla "ama herkes ingilizce konuşuyo, ama hitler bile ingilizce konuşuyo" diye yazmalarını şaşkınlıkla izlemekteyim.

    tom cruise 'un dublör kullanmama konusundaki ısrarı bu filmde de devam etmiş, patlama sahnesinde dublör kullanmayarak hafif yaralanmış, dvd ek özelliklerinden seçerek filmi bir de tom cruise'un anlatımı ile izlemek ayrı bir keyif, kesinlikle öneririm. adam çok çalışıyor, çok okuyor, hırsına, azmine hayranım...

    bu filmdeki stauffenberg rolünü de çok başarılı canlandırmış. olmayan eliyle selam verip bir heil hitler deyişi vardı ki... bir de suikastı gerçekleştirdikten sonra arabaya atlayıp kaçış sahnesindeki yüz ifadeleri, stauffenberg'in o anda olması muhtemel tüm ruh halini yansıtırcasına gerçekçiydi. gözleriyle "ben az önce führer'i öldürdüm" diyordu adam yahu!

    film genel olarak oldukça merak uyandırıcı, olayı gerçeğe en yakın haliyle vermesi itibariyle de gayet heyecanlı ilerliyor, ayrıca hitler'in bu suikastta ölmediğini bilmesine rağmen seyirci belki de başarılı olmuşlardır diyerek olayı canlı canlı izlercesine takip ediyor, telefon ve telgraf trafiği olaya daha bir güzellik katıyor, hitler telefonda "sesimi tanıdın mı" dediği anda o askerle beraber seyirci de yutkunuyor, "vay be ölmemiş hakikaten" dedirtiyor, "işte şimdi zıçtılar" diye de ekletiyor.

    ---
    spoiler ---

    zamanının ötesinden gelen edit : vay arkadaş, bu filmin ne de çok sevmeyeni varmış sözlükte, beğendiğimizi ifade ettik diye gönderildik ötelere... an itibariyle ben bu editi yaparken filmi izleyeli 1 yıl olmuş bulunuyor, çok detaylı hatırlayamasam da hala güzel film olduğunda ısrarcıyım dostlar, siz ne derseniz deyin, beğendim bu filmi.


    (black rock - 24 Şubat 2010 14:48)

  • comment image

    sonunun bilinmesine ragmen insani koltuguna yapistiran film. olaylarin akisini oyle surukleyici vermistir ki, hitlerin sesini telefonda duyana kadar gerceklerden uzaklasarak "basardilar galiba" diyorsunuz. neden ingilizce diye sizlanan yazarlara ayrica selam ederim. film dilinin ingilizce olmasinin nedeni savasi amerikanin (bkz: hollywood) kazanmasi olabilir mi acaba?

    --- spoiler ---

    hitlerin telefonda "sesimi tanidin mi?" diye sordugu subayin gozundeki korku ve yaslarin, "basaramamislar, olmemis pezevengin evladi" dusuncesinden kaynaklandigini tahmin ediyorum.

    ---
    spoiler ---


    (wykpy - 6 Ağustos 2010 05:20)

  • comment image

    nazi döneminin sliding doors'udur. o bomba hedefini bulsaydı dünya daha farklı bir yer olurdu duygusunu net olarak vermeyi başaran bir film olmuş. aynı zamanda, ne kadar baskıcı ve her şeye hakim gözükse de, her dönemde her diktatöre karşı duran birilerinin olduğunu göstermesi açısından da umut vermiştir.

    (bkz: boru değil insan)


    (5th of november - 21 Mart 2011 20:53)

  • comment image

    tarihi değiştirme potansiyeli yüksek başarısız bir girişime ışık tutan belgesel aksiyon tadında film. öncelikle yönetmen koltuğunda bryan singer adını görünce ister istemez bir heyecan kaplıyor bünyeyi. e tom cruise adı da flaş. hoş kendisinin öyle aman aman bir oyunculuğunu görmüş değilim ama yine de severiz tom abiyi. filmimzde ise, dünya tarihine adını kanlı harflerle kazımış, dünya savaşı çıkaracak kadar tarihe yön vermiş adolf hitler'e düzenlenen 15. ve sonuncu suikast öyküsünün öncesi, esnası ve sonrasına tanık oluyoruz.

    --- spoiler ---

    öncelikle bunu yazmazsam ölürüm. arkadaş kötülere hakikaten hiçbir şey olmuyormuş. adamın götünde bomba patladı bana mısın demedi. bildiğin havaya uçtu be o oda. öte yandan bizde de adamın beynine kurşun girdi iki haftada ayağa kalktı. lan benim ayağım kaysa merdivende pekmezi anında akıtırım.

    neyse efendim az buçuk tarih okuduysanız veya der untergang gibi hitler'in son zamanlarını harika anlatan bir filme denk geldiyseniz zaten hitler denen katilin ölümünün kendi ellerinden olacağına aşikarsınız demektir.
    ancak singer öyle güzel bir gerilim vermiş ki, hitler'in sesini telefonda duyana kadar albay stauffenberg'in planında başarıya ulaştığına nerdeyse inanıyordum.
    almanca ingilizce tartışmalarına fazla katılmak istemiyorum ama şu filmde herkes ingilizce konuşurken sadece hitler almanca konuşsa hiç sırtıtmazdı bence. bence hitler'in insanları etkilemesinde dilini kullanmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. ölesiye nefret ettiğim bu adamın sert alman aksanıyla söyledikleri, karşısındakini kuşkusuz etki altında bırakıyor. hitler performansı olarak da der untergang'da bruno ganz'ı izledikten sonra artık başka performanslarda aynı başarıyı beklemiyorum bile. kabul biraz önyargı ama napalım adam hitler'i resmen mezarından kaldırıp filmde oynatmış gibiydi.
    dünya savaşı esnasında, vatanları ve führer'leri arasında tercih arayan ve tercihlerini bize göre doğrudan yana kullanan bir grup insanın dünya tarihinin gidişatına viraj koyma çabalarına tanık olurken, hitler'e olan nefretimizden dolayı o darbenin yapılmasını ölesiye isterken buluyoruz kendimizi. bence bu da yönetmen singer'ın seyirciyi hikayeye kolayca adapte etmesi ve filmin temposunu asla düşürmeyerek sonuna kadar seyirciyi filme bağlı şekilde tutmasında yatıyor.

    ---
    spoiler ---


    (crowley - 30 Mart 2011 00:03)

  • comment image

    2.dünya savaşı zamanlarına dair dekor, kostümler ve diyaloglar bakımından en iyi filmlerden biridir.

    tek eksiği ingilizce konuşmaları. ingilizce konuşan alman subayları garip geliyor. tarihsel öğeleri de içinde barındırıyor. işte nerede kayıplar verildi, nerede kim ne savaşı kaybetti, kaç asker esir oldu vs. bunların anektot olarak geçmesi güzeldi.

    ve artık yıllar 43-44 olduğunda, alman subaylarının kendilerinin bile savaşı kaybettiğini bilmeleri çok manidardır. hitler'in artık bazı şeylerin sona geldiği belli olmasına rağmen "hala kazanacağız, x komutanımız böyle yapacak, işler dönecek" demesi ve insanların bunu uygulaması nasıl bir biat kültürü varmış onu sorgulattırır.

    konu da oradan çıkıyor, buna biat etmeyip hayalperest olmayanların iş bitti hala insan ölecek boşuna deyip suikaste girişmelerini konu alan bu film, çekilmiş en kaliteli 2.dünya savaşı filmlerinden biridir. tek eksiği almanca konuşmadıkları için ara sıra gerçekçiliğini nazarımda yitirmesi. 7,5/10 diyebilirim.


    (smokinle kopruden atlayan adam - 13 Ekim 2014 14:16)

Yorum Kaynak Link : valkyrie