The Godfather: Part II (~ Baba 2) ' Filminin Konusu : Genç Vito Corleone 1910'larda Sicilya'dan New York'a göç eder. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için çeşitli işlerde çalışır ve yavaş yavaş yükselmeye başlar. Michael Corleone ise 1950'lilerde ailesinin işlerini düzenlemek için Las Vegas, Hollywood ve Küba arasında mekik dokumaktadır.
Ödüller :
The Shawshank Redemption(1994)(9,3-2355681)
The Godfather(0)(9,2-1700803)
The Dark Knight(2008)(9,0-2162992)
The Lord of the Rings: The Return of the King(2003)(8,9-1550659)
Pulp Fiction(1994)(8,9-1662820)
Schindler's List(1993)(8,9-1081983)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring(2001)(8,8-1687286)
Fight Club(1999)(8,8-1638377)
Forrest Gump(1994)(8,8-1812582)
Goodfellas(1990)(8,7-1069046)
Saving Private Ryan(1998)(8,6-1124800)
The Silence of the Lambs(1991)(8,6-1102098)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Uyarlama Senaryo"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Film"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yönetmen"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Film Müziği"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Prodüksiyon Tasarımı"
bence ilkinden daha etkileyici film, kesinlikle. belki flashbackler yuzunden. ama ikisi de izledigim en gorkemli sinema filmi.her sey cok gosterisli, cok buyuk, kalabalik bu iki filmde de. bir yandan da agir agir. anlatacagini hic aceleye getirmez coppola, yavas yavas anlatir. mesela havana´da mafya lideri rothún dogum gunu sahnesi vardir, bir otelin terasinda, tek tek pastalari dilimler garson, tek tek goruruz dilim dilim pastalar dagitilir. hic alisildik bir hikaye anlatma tarzi degil aslinda, sinematografik olarak, bir yandan muhabbet devam eder. bir yandan biz pastaya bakariz. ya da michael´in tren yolcugulu, niye vardir o sahne diye dusunmez insan. hepsi kucuk kucuk detaylar butun o gorkemli dunyayi kurar. simdi bu film tabii ki ideolojik olarak bana ters mesela. bir bakima hasta tek basina bir italyan gocmen cocuk nasil yukseldi hikayesi. yani bir bakima amerikan ruyasi, ilkinin basladigi gibi "i believe in america". hadi ordan demek istiyorum bu noktada. ikincisi, cok maco vesaire. bir mafya guzellemesi ister istemez, belki cok guzel anlattigindan ister istemez guzellemeye donusuyor.nihayetinde anlattigini o kadar guzel anlatir ki her defasinda agzim acik bir sekilde seyrediyorum. nevada´yi ayri kurar, new york´u ayri, ´havana´yi ayri. sicilya´yi ayri. klasik sinema dilinin, guzelliginin, hikaye anlatmadaki inceligin bence zirvesidir bu film. vito´nun mafyaya katilisi, maftaya donusumu ne kadar "sartlardan" kaynakli ise, ne kadar iyi niyetli, saf, adalet saikiyle olduysa, oglunun verdigi mucadele o kadar kirli. o kadar acimasiz, o kadar sert. aslinda o kadar da basarisiz, duygusal manada yani.ilkinden fazlasi da -marlon brando´nun eksikligine ragmen- al pacino ile robert de niro nun ayni filmde olmasi. tabi ki ayni sahnelerde degil ama olsun. zaten ikisi bir de michael mann´in heat´inde de bulusur, orada da kisacik bir ortak sahneleri vardir. yillar sonra. zaman al pacino´ya hoyrat iken robert de niro´ya yaramistir.
(selviboylumalyazmalim - 3 Nisan 2007 01:39)
tekrar tekrar izledikçe yeni defineler bulunan şaheser. serinin ilk filminde don vito yaşlanmıştır bahçede michael'la sohbet etmektedir. üstü kapalı öğütler ve itiraflarla birlikte (filmin kapağında da görülen) birilerinin elinde oynattığı ipe bağlı aptal kuklalardan biri olmayı reddettiğini söyler.bu filmde ise don vito gençliğinde yeni yeni zengin olmaya başlamaktadır. kendisinden haraç isteyen fanucci'yi öldürecektir. festival günü binaların tepesinden izlemektedir. fanucci iplerle oynatılan kuklaların önündeki sahnede biraz durur izler ve evine son kez gider. evinin kapısında genç don kukla olmayacağının göstergesi ilk fiilini gerçekleştirir. ailenin temelini atan bu düstur olmuştur ve bence iki film arasındaki en nefis bağlantı da budur. filmin sonunda michael'in, aklından geçenlerin bağlandığı son nokta; yani babanın doğum gününe dönüşü, güçlendikçe yalnızlaşan, kendine inancı arttıkça dışa dönük ızdırabı artan bir adam olarak portresi harika sunulmuştur. bir diğer güzel sahnede ise; fredo küba'ya gelir birkaç gün geçer, herkesle yeni tanışır. hyman roth'un elemanı jonny ola ile de michael tanıştırır(!) aynı günün akşamı tüm grup bir gösterinin oldugu bara giderler. birinin "burası harika fredo böyle yerleri nerden buluyorsun?" sorusuna "johnny ola getirmişti beni de" der. demek ki yeni tanışıyor gibi davranmışlardır. michael anlar ki kardeşi tarafından satışa gelmiştir. o anda michael'in yüzündeki ifade annesine sormak üzere infaz kararını vermiş gibidir. (bu tespitte emeği geçen le spleen'e teşekkürler)
(narrator - 25 Mayıs 2007 02:08)
vito corleone'nin gençliğini marlon brando oynasaydı belki de bu kadar iyi oynayamazdı.
(meinherzbrennt - 7 Şubat 2009 02:46)
--- spoiler ---francis ford coppola ilk filmde sorunlardan dolayı neredeyse kanser olacağından yönetmenlik yerine prodüktörlüğü tercih edecekmiş. hatta yönetmen olarak martin scorsese'yi düşünmüş ama yapımcılar kabul etmemiş. sonrasında bir kaç şart sunup kabul etmiş.robert de niro role alışmak için bir süre sicilya'da yaşamış. yaklaşık 4 ay sicilya aksanı üzerinde çalışmış.orjinalinde, mahkemede aileye karşı tanıklık edecek kişi clemenza'ymış (richard s. castellano). zaten ilk filmde en çok parayı alan kendisi olduğundan, bir de üstüne repliklerini yazmayı ve ciddi bir ücret fazlası istemiş. daha sonra karakteri frankie ile değiştirmişler.tek karakterden 2 oscar çıkaran ilk ve tek kişiler marlon brando ve robert de niro'ymuş. brando ilk film the godfather'daki vito corleone karakteri ile en iyi erkek oscarı alırken, de niro bu filmdeki vito corleone ile en iyi yardımcı erkek oscarını almış.devam filmi olarak oscar alan ilk film.de niro'nun sicilya'da olduğu çekimlerde biraz kilo almış ve ilk filmde marlon brando'nun çenesine taktığı aparatın biraz daha ufağını kullanıyormuş.genco oil'in kapısının arkasında ufak bir kilit varmış. coppola, roberto'yu oynayan aktöre bunu söylememiş. o kapıyı açamama olayı gerçekmiş. adam zaten komedyen olduğundan coppola biraz improvize etsin demiş.hyman roth karakteri gerçek hayatta miami'de yaşayan meyer lansky adlı mafya babasından yaratılmış. filmi izledikten sonra karakteri oynayan lee strasberg'ü arayıp tebrik etmiş.filmdeki fulgencio batista'ya altından yapılmış telefon verme olayı gerçekmiş. gerçekte verileni şu an havana's museum of the revolution'da sergileniyormuş.mario puzo ve coppola michael'ın fredo'yu öldürmesi konusunda baya tartışmışlar. coppola en sonunda "o zaman annesinin ölümünü beklesin" diyerek kabul etmiş.çekimler 104 günde tamamlanmış.--- spoiler ---
(mission complete - 22 Mart 2009 20:37)
don vito'nun gençliğini canlandıran "robert de niro" nun birinci bölümde izlediğimiz yaşlı don vito rolündeki "marlon brando"nun mimik ve hareketlerini bire bir oynamasıyla ne müthiş bir oyuncu olduğunu bir kez daha "bizim gibi zavallı mahluklara" kanıtladığı filmdir.
(iron maiden fan - 7 Aralık 2002 14:45)
sinema bir sanat midir sorunsalina verilecek en guzel cevaplardan biri.birincisi 3 oscarla yetinirken part 2 6 oscar almi$tir. best picture'i alan bildigim kadariyla tek devam filmidir. inceleyelim birazcik:hyman roth rolundeki lee strasberg gercek hayatta al pacino, robert de niro gibi buyuk aktorleri yetistiren bir oyunculuk okulunun kurucusudur. kendileri yonetmen coppola'nin pederi carmine coppola tarafindan filmde oynamasi icin ikna edilmislerdir.film ilk kez san diego'da seyirciyle bulusmus olup izleyicilerin kafasini 20 civarinda olan flashbackten oturu allak bullak etmis, bunun uzerine coppola filmin kurgusunu tekrar elden gecirip bu sayiyi 7'ye indirmistir. bu arada bircok sahneyi de filmden cikarmak zorunda kalmistir. cikartilan sahneler trilogynin dvd versiyonuna eklenmis olup "ulan bunlar nasil cikartilir!!" dedirtecek kadar filmle ic ice ve mukemmeldir. bunlarin icinde hyman roth'un ismini alis oykusunden, vito'nun sicilya'dan oteki tarafa gonderdigi diger sahsiyetlere kadar her bir guzellik vardir. tabii michael corleone'nin apollonia'nin katili fabrizio'dan aldigi intikam da. ayrica (bkz: filmin sonunu soylemek) (bkz: filmin sonunu yanlis soylemek)
(flagg - 8 Aralık 2002 21:51)
3 saatlik ve karanlık ve durgun bir film olmasına rağmen nasıl oluyor da film akıcılığını yitirmiyor anlamış değilim.
(purepain - 3 Ocak 2003 16:47)
tereddut etmeden seyrettigim en guzel film derim ne zaman konu bundan acilsa, izledigim ilk gunden beri. nedir o yaw? citizen kane mi?braveheart mi? ben hur mu? star warslarin topunun toplami mi?stanley kubrick'in a clockwork orange'i, dr strangelove'i, the shining'i mi? (yine de 2001'i zikretmeye icim elvermez, o da ba$ka bir hulyadir)sadece part 2.. yanli$tir ayri kategorilerdeki filmleri kiyaslamak derler, ben de soylerim yeri gelince. ama bu ba$ka. zirvededir her zaman. robert deniro'nun adeta bir efsaneden cikmi$ kahraman misali damlarda yurumesinden, hyman roth'un koydugu postaya kadar; osman sinav'in sadece cok kotu bir taklidiyle haftalarca en cok izlenenler listesinden inmedigi bir harikadir bu film. yalniz dikkat edilmesi gereken $ey; bu film izlenmeden once the godfather'in pur dikkat izlenmesi ve ozumsenmesi icin en az bir hafta kadar beklenmesi gerektigidir.iki filmi de ilk kez ayni gunde izleyenlerde ters tepki yaptigi ve izleyenin yamulup bi bok anlamadigi bizzat gorulmu$tur. film izlenmeden once "birtakim kitaplar ile kisa bir sicilya turu" yapilmali ve omertanin ne oldugu iyice anla$ilmalidir.(bkz: pentangeli) sinemadan anlayan ve siciliano-napolitano'ya a$ina bir arkada$ filmi e$siz bir seviyeye getirebilir. amerikan toplumunun cok onemli bir devrine i$ik tutan filmin tamamina yakininin gercek olaylarin a$kin bir sinematik versiyonu olmasi bu konuda sadece birazcik duyarli olan icin bile benzersizdir. tabii ki marlon brando'nun eksikligi kolay doldurulamayacakmi$ gibi du$unulebilir, fakat hatirlanmasi gereken marlon brando'nun ve robert deniro'nun "ayni" roldeki performanslari sebebiyle 2 ayri oscar alan tarihteki ilk ve tek ekuri olmalaridir. film izlendikten ve etkisinden biraz olsun kurtulabildikten sonra "deleted scenes" kesinlikle izlenmelidir. bu sahnelerin cikarilma sebebinin cogu amerikalinin kafasinin kari$masi oldugu yukarda belirtilmi$tir.filmin yarisina yakininin italyanca olmasi, kendisinden 25 sene sonra cekilen filmlerde ruslari, almanlari ve italyan askerlerini ingilizce konu$turan "birtakim" vasat alti filmlerin ** tarafimdan el tersi ile itilmesindeki onemli faktorlerden biridir. izleyeni secici yapmak konusundaki yeterliligi tarti$ilmaz, baki$ acisini, ailenin bir "erkek" icin ne kadar ust bir seviyede goruldugunu bir daha cikmamak uzere zihne kazir puzo, coppola, pacino, deniro, brando, caan, duvall, strasberg ve tabii ki unutulmaz john cazale bu iki filmde, ya da sinemanin il cenacolo ve la gioconda'unda.(edit: bu entryi yazali bir seneden cok olmu$, ne kadar da lame sozcukler kullanmi$, farkinda olmadan bulutlar ustunde suzulmu$um, biraz ayikladim, bir boka benzesin diye, yine olmadi galiba, skym)
(flagg - 8 Ocak 2003 23:35)
filmin sonunda michael'in yalnizliginin aslinda don olduktan sonra verdigi kararlarla degil, gosterilen flasback'le aciga ciktigi uzere vito corleone'nin dogum gununde orduya katildigini soyledigi an, masadan herkesin kalkmasi ve tek basina kalmasiyla basladigi ve bu sahnenin gosteriminin sinema tarihinin en guzel sahnelerinden birisi oldugu basyapittir bu solen.
(silvio - 11 Ocak 2011 13:49)
film boyunca al pacino'nun performansı hep zirvededir. yarım dakka düşmez. yalnız 3 sahnede zirvenin de üstüne, stratosfere falan çıkar:--- spoiler ---1. küba'daki yılbaşı kutlamalarında hain olduğunu anladığı fredo'yu kafasından kavrayarak "kalbimi kırdın..." dediği sahne.2. kay, otel odasında bebeği düşürmediğini, aldırdığını söyleyip, michael'in ailesine, geleneklerine saydırırken, dudaklarını titretip gözlerinden ateş çıkararak kay'e tokadı gömdüğü(bildiğin gömmüştür) sahne.3. tabii ki, çocuklarını görmeye gelen kay'in suratına kapıyı tüm soğukluğuyla kapattığı sahne.--- spoiler ---ayrıca bi insan sadece koltukta oturup ayak ayak üstüne atarak bu kadar karizmatik olmamalı...
(yerli mal - 25 Temmuz 2011 17:08)
--- spoiler ---kay'in michael'a bebeği aldırdığını söylediği sahne, aslında orijinal senaryoda yokmuş. gerçekten de kay'in bebeği düşürdüğü yazıyormuş. fakat, coppola'nın kız kardeşi talia shire(connie), kay'in bebeği aldırması önerisinde bulunmuş. böylece michael kay'i asla affetmeyeceği için bunun daha uygun olduğunu düşünmüş. bu fikir coppola'nın da aklına yatınca senaryoyu ona göre değiştirmişler. bu çok önemli katkıya teşekkür mahiyetinde de, coppola dayı bacısı için, michael'a fredo'yu affetmesini söylediği sahneyi yazmış.--- spoiler ---
(yerli mal - 28 Temmuz 2011 11:58)
--- spoiler ---filmin sonundaki sofra sahnesi öyle çok şey anlatır ki;sonny, ailenin asla amerika'ya benzemeyeceğinden bahseder. daha kutsal bir şey demeye çalışır sonny, daha güvenli.ancak o sırada masaya bakarsınız. fredo, sal, carlo gibi hainlerle doludur. içlerindedir hainler, amerikadan farksızdır yani. --- spoiler ---
(kamera motor - 21 Aralık 2011 08:30)
robert de niro'ya 32 yaşında oscar kazandırmış film. 32 lan ! ben şu anda 33'üm ve henüz oscar almışlığım yok.edit: 34 oldum, hala oscar almışlığım yok. evet.edit: 35'in yarısı gitti, hala oscar almışlığım yok. evet.
(akmaral - 7 Nisan 2013 08:40)
michael corleone'nin karisi kay'in suratina kapiyi kapatişi ile akillara kazinan film... evet, zamaninda nice kapilari kapatamamiş biri olarak, bununla kazindi... o ne kapatiştir yarabbim, süperdir..
(portakal - 12 Ekim 2003 23:50)
şahsi kanaatimce serinin en güzel filmi. çok uzun ve bir sürü detayla dolu olduğu doğrudur fakat ilk filmi yarım saat izleyip "bu ne be" diye kapatan, 1 sene sonra tekrar izleyen bendenizi hiç sıkmamıştır kendisi. ayrıca eski sevgilim, bu filmde gençliği anlatılan vito corleone'nin "öyle ara sıra gösterilen sıradan bir adam" olduğunu zannediyordu. koca filmi izleyip o adamın vito olduğunu anlayamamış. ayrıldık sonra zaten.
(der meister - 21 Temmuz 2013 22:14)
geçen gün kanal 7'de denk geldiğim ibretlik yapım. kayınbabasını evde istemeyen bir gelin ve arada kalan kocayı konu alıyor. yalnız anlattığınız gibi vito carleone, michael carleone, mafya babaları, al pacino falan yoktu. olsun ama yine de izlerken bir an bile gözümü televizyondan ayıramadım.http://i.imgur.com/h4mzean.jpg
(soz gelimi - 20 Eylül 2013 14:22)
bence filmden çıkarılabilecek en önemli quote her şeyden öte "times are changing."dir. çünkü ne yaparsa yapsın michael corleone aileyi babası gibi bir arada tutamamıştır; karısı annesi gibi kocasına her daim sadık, soru sormayan, kabullenici ve anaç olamamıştır. film çok güzel ama bittiğinde ağlamak isteği veriyor insana, "böyle olmamalıydı" hissi veriyor.
(wounded walker - 26 Ağustos 2004 18:08)
belki gözünüzden kacmis olabilir, bu sadece benim fikrim. bu bölümde al pacinoya eslik eden korumasi tam karizmatik adamdir,devamli siyah giyinir,hic de yüzü gülmez. adam görevini o kadar güzel yapiyordu ki filmde, al pacinodan emir almak icin gözünün icine bakiyordu resmen. bu kadar sadik, isini iyi yapan bir bodygartti. ne yazik rolü fazla uzun degildi, küba askerleri tarafindan roth u yataginda yastikla bogarken öldürüldü. yazik oldu adama ya.
(duzceli - 17 Ekim 2004 01:54)
bu filmdeki halleriyle al pacino bir kadında büyük bir korku ve hayranlığı bir arada yaşatır. güçlü, başarılı, her istediğini yapan ve alan bir erkek* aynı zamanda o korkunç, psikopat bakışlar...tarif edilmesi güç hisler bırakıyor, bir erkeğe aynı şeyi yaşattığını hiç sanmıyorum.
(wounded walker - 1 Aralık 2004 10:49)
erkekleri o kapıyı kapatabilenler ve kapatamayanlar olarak ikiye ayırmak yerindedir zannımca.
(odabdyyd - 2 Haziran 2006 14:31)
Yorum Kaynak Link : the godfather part ii