Beginners (~ Askin Halleri) ' Filminin Konusu : Amerika bağımsız sinemasının bir örneği olan Beginners, eşcinsel bir baba ile oğlunun, bu oğul ile onun sevgilisinin ilişkilerini anlatıyor.
Ödüller :
Man on Wire(2008)(7,8-48592)
La môme(2007)(7,6-76332)
Milk(2008)(7,5-164946)
An Inconvenient Truth(2006)(7,4-79691)
Taxi to the Dark Side(2009)(7,4-14369)
Born Into Brothels: Calcutta's Red Light Kids(2005)(7,3-14615)
Crazy Heart(2010)(7,3-78320)
Michael Clayton(2007)(7,3-148508)
20th Century Women(2017)(7,3-30753)
Precious(2009)(7,3-100721)
Dreamgirls(2006)(6,5-63573)
The Iron Lady(2011)(6,4-100769)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu"
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Supporting Actor"
Independent Spirit Awards : "Independent Spirit Award-Best Supporting Male"
başrollerinde ewan mcgregor, christopher plummer ve mélanie laurent'in oynadığı, 2010 yapımı mike mills filmi. toronto film festivalindeki gösterimden sonra, 3 haziran 2011'de abd'de gösterime girecek. trailer için:http://www.imdb.com/video/imdb/vi1778620953/
(pikolata - 2 Şubat 2011 17:41)
ewan mcgregor'ın yine yapacağını yaptığı filmdir. her zaman tatlı filmler çekmeyi başarmıştır. izlediğim en güzel trailera sahip filmdir.
(o birazcik sihirlidir - 3 Şubat 2011 23:40)
trailer; http://www.youtube.com/watch?v=rxufup6vsxg
(silver apple - 6 Şubat 2011 23:49)
annesi öldükten sonra, babasının gay olduğunu öğrenen oliver ve babasının kanser olma sürecini anlatan, trailer'ının güzel etkisiyle merakla beklemeye başladığım film.
(eloise vera - 8 Şubat 2011 18:24)
bu filmdeki melanie laurent sanki dunyadaki en guzel melanie laurent.*
(longview - 24 Mayıs 2011 21:05)
başrollerini gördükten sonra ikiletmeden soluğu sinema salonunda aldırtan keyifli film. yeri geliyor güldürüyor, yeri geliyor hüzünlendiriyor yeri geliyor yüzünüzde ebleh bir gülümseyiş bırakıyor. şeker gibi bir film.
(morganspor - 19 Haziran 2011 09:59)
http://eksisinema.com/beginners-babam-bir-gay/
(ziggy played guitar - 7 Ağustos 2011 20:22)
film ekimi 2011 kapsamında gösterilen izlenesi filmlerden biri. --- spoiler ---hayatı boyunca erkeklerden hoşlanan hal *, yaşadığı dönem itibarıyla akıl hastası olarak görülmekte ve toplumdan dışlanmaktadır. georgia * hal'a aşık olur ve durumunu bilerek ona yardımcı olacağını söyler, 1955'te evlenirler ve bir çocukları olur ki bu oliver'dır. ancak müze müdürü olan baba eve olabildiğince az gelen biridir, otoriteyle ve toplumun kurduğu saçmasapan kurallarla derdi olan georgia'nın ise en yakın arkadaşı hiç yanından ayırmadığı oliver'dır. sonra bugüne geliriz georgia kanser olup ölür ardından 75 yaşındaki baba gay olduğunu itiraf eder ve artık kimliğini saklamadan yaşayacağını söyler hatta erkek arkadaş aramak için gazetelere ilan verir. bir süre sonra genç sevgilisi andy ile birlikte yaşamaya başlarlar ama kısa süre sonra ona da kanser teşhisi konur ve ölür. babasının ölümünden sonra içine kapanık karakterimiz oliver partide tanıştığı anna ile çıkmaya başlar. anna, 1 ay sonra şehri terkedecek bir aktristir, onun da babasıyla sorunları vardır. oliverın bir geçmişe bir bugüne gidip gelen hikayesinden anlaşılır ki geçmişte annesinin ve babasının mutsuzluğunu izleyerek büyümüş oliver, onların kendisi yüzünden birarada yaşamak zorunda kaldıklarını ve hayatlarını mahvetmelerine yol açtığını düşünmüştür. bu yüzden sevdiği insanları olabildiğince çabuk terkeder ki ona mahkum kalıp özgürlüklerini kaybetmesinler, bunu hayatında alışkanlık haline getirmiştir ta ki kendisi gibi biriyle karşılaşıncaya kadar. bir de oliver'ın 150 kelimeye kadar ingilizce anlayabilen köpeği arthur var ki, o da film boyunca oliver'ın yanından hiç ayrılmıyor. oliver ve arthur'un ayrılmaz birlikteliği ve yanlızlıklarını paylaşmaları da oliver ve annesinin durumunun kopyası gibiydi. *--- spoiler ---
(henalama - 9 Ekim 2011 23:07)
bıktıran ağırlığı ve ne anlatacağına karar verememiş senaryosuyla insanın aklını karıştıran film.sözlükte bu kadar az yer bulmasına şaşmamak gerek. bence bu filme başlayan her 10 kişiden 7si bir noktada pes edip izlemeyi bırakıyordur!
(seyuranto - 2 Kasım 2011 00:22)
izleyince çok sevdiğim, henüz insanlar tarafından keşfedilmemiş film. bahsettiği tarihleri fotoğraflarla anlatma tarzına bayıldım.
(audrey hepburn - 4 Kasım 2011 22:59)
izlemeye başlamadan önce, çerezlik şöyle bir bakıp geçmelik olduğunu düşündürten türden bir film. tabi bu işin önyargı kısmı.ders çalışırken insanın başına gelir ya, çok aşina olduğu tarzda bir soru çıkar karşısına ama kendisini verip bir türlü çözemez ne istenildiğini anlayamaz. bu film başlamadan evvelki önyargılarımdan olsa gerek, uzun bir süre bu duygularla baktım ekrana. anlatış biçimini benimseyip hikayeye girdikten sonra ansızın evin içine dalan araba farı gibi aydınlattı. ewan mcgregor'un başarılı oyunculuğunun yanında, anlatılış tarzının orijinalliği de kişiyi içine hapseder cinsten. açıkçası uzun zamandır böyle bir film izlememiştim. replikler, minik resimler ve bilhassa melanie laurent'in mimikleri.filmlerden kesin bir sonuç çıkmasını bekleyen, açıkça bir şeyler anlatması gerektiğini savunan ve en ufak detayların bile önem değil ağırlık yarattığını düşünen kişilerce izlenilmesi halinde hayalkırıklığı yaratacaktır. yok eğer hayal kurmak, gerçeklik ve rüya arasında gidip gelmek niyetindeyseniz bir nebze olsun iyi gelebilir. bunun yanında hoş bir oyunculuk performansına da tanık olabilirsiniz.
(ya ti krovat - 7 Kasım 2011 23:08)
izlemekten keyif almadığımı düşündüğüm,izlemekten keyif aldığımı da düşenmediğim,ara ara tekrarlanan sahneler, oldukça başarılı çekilmiş gay community sahneleri, iyi oyunculuğa rağmen bir şekilde insana sahici gelmeyen, buğulu, durağan, akamayan film ... beki baştan sonra depresifi olmasına rağmen depresif durmamaya çalışmasından kaynaklanıyor.sahicilik tarafının en tuhaf tarafı ise bu öykünün çok ciddi sahicilik içermesi. yönetmen mike mills'ın babası, annesinin ölümünden sonra, dolaptan çıkarak eşcinselliğini açıklamıştır. yani aslında oldukça otobiyografik öğeler içermektedir film ...en güzel sahnesi ise filmin, eşcinsel babanın anneyi öptüğü ve annenin geri öpmeye asla fırsatının olmadığı, adam yanından geçerken hep bir şeyin eksik kaldığını hissettiren sahneler oldu. çocuklar evde hep bir şeylerin tamamlanmamış olduğunu, eksikliğini hep hissederler ve aslında bu sahnenin gerçekliği belki bunu çok hisseden bir çocuğun yetişkin hali tarafından çekilmiş olması ....bu filmi ferzan (özpetek) çekseydi ve müziklerini de andrea guerra besteleseydi. iki eksik ilişki nasıl paralel olarak çekilir, anlatılırdı içimizi yara yara görseydik mi acaba ?
(ride - 13 Kasım 2011 14:13)
mukemmel quote'lara sahip en guzelinden iliski/ler & hayat filmi. bir yandan en mutlu hayatini son dort senesinde yasayan baba (ve de omru boyunca topluma uyum saglamaya calisip mutlu olamayan...), bir yandan mutlulugu hic yakalayamamis, ya da mutluluktan -korkudan- hep kacmis ogul ve onun asiri benzeri hatunumuz...hep "mutlu son" olayina soru isaretim olmustur; e sonucta hayat devam eder, farkli mutsuzluklar yasanir hayatta/iliskide vs. nasil mutlu son oldugu iddia edilebilir ki bir filmde... diye... bu filmin sonu; soru isaretimle bitmis gibi. yonetmen/yazarin beynini yirim.--- spoiler ---filmin en sonundaki diyaloglardan sonra bir de filmin adi "beginners" yaziyor ki; iste o da muthis olmus. ciftimiz "ya bismilla" bi deneyelim, bi baslayalim bakalim hakikaten yurutebilecek miyiz diyor bir nevi. korkuyorlar yurumeyebilir diye ama ikisi de kendi melankolik korkularini bir yana birakip yine de deneyelim diye dusunuyorlar.--- spoiler ---ah be, filmle insan kendini bagdastirdikca daha azap dolu bir film oluyor. dram & komedi janri da zaten hep en tehlikelisi olmustur. pure* dram olsa yardirip dram izliyorsun ok de yer yer siritip yer yer derin drama bogulunca insanin duygulari daha bi alt ust oluyor. eferin, hafiften bir altum ustum ebe olduk.filmden super quote'lar; buyrunuz... her quote database'ine lazim...--- spoiler ---girl: that's a tree.boy: yeah.g: and cars.b: uh-huh.g: another building like this one.b: right.g: people in the building like us. half of them think things will never work out. the other half believe in magic.g: l used to love hotels. but now l'm always in a new apartment or in another hotel somewhere.b: how do you keep hold of friends? or boyfriends?g: makes it very easy to end up alone. to leave people.b: you can stay in the same place and still find ways to leave people.g: you are like that? lt's what you do? so, we are the same?b: yeah, l guess so.g: you've lost so much. what if l can't make it further?b: lf this is too much, then we should just stop. (ollver slghs)g: (crylng) wait, wait. wait, wait, wait. l don't wanna stop.g: you look so unhappy.b: well, are you happy?g: here? maybe l'm not perfect at it. l don't really know what l'm doing. but l wanna be here.(inaudible)b: l don't know, anna. l don't think this is what l'm supposed to feel like.g: okay.dog: we knew it wouldn't work, even before meeting her.b: maybe because i don't really believe that it's gonna work. and then i make sure that it doesn't work.b: she lived here and here and here and here. she had three serious relationships. she left all of them. i had four serious relationships. i left them, too. or let them fall apart. we didn't go to this war. we didn't have to hide to have sex. our good fortune allowed us to feel a sadness that our parents didn't have time for, and a happiness that i never saw with them. we didn't know how we learned the stories in our heads, but sometimes they stop running and i can really see anna's eyes in 2003. her ears. her feet. this is what it looks like when she says, ''i love you, '' in 2003. this is what it looks like when she cries. when she tells me there's always a new empty room waiting for her. they used to make her feel free. now they make her feel the opposite of free.father: you always wanted to hold my hand when you were little. l couldn't, you know. l was afraid it would look funny. l wanted to be close, you know, and my father certainly was never close with me. god, l hope l wasn't like that.b: what happens now?g: l don't know.b: how does that work?"beginners"--- spoiler ---
(infected grail - 26 Kasım 2011 23:31)
film tekniginde cokca lev yilmaz'i hatirlatan unsurlar var. araya giren fotograflar, erkek anlatici sesi, cizimler.. benzer $ekilde tatli, yumu$ak hisler veriyor zaten.ewan abimizin her filmini izlemekteyiz. bunu da pek sevdik. sevecegimiz a$ikardi gerci. boy meets girl konulu filmlerden ho$lanmaktaysaniz hemen ko$unuz. ustelik burada bir de "boy's father is gay and has a boyfriend" gibi bir unsur da mevcut. kucuk adimlarla nasil mutlu oluruz diye soruyorsak izlenesi.
(willow is still blessed - 27 Kasım 2011 10:08)
bazen, yaşadığın hayatta aynı dili çok iyi konuşmak, maharet olmaktan çıkar. binlerce sözcüklük kelime haznen, bir bakmışsın döngüye girmiş, bir bakmışsın hep aynı sözcükleri söylüyor, bir adım ileri gidemiyorsun. sıkıcısın ve sıkılmışsın. hayatının işte bu çok kritik bir anında, çok iyi konuştuğun bir dili bırakmak gerektiğini, aynı dili çok iyi konuşmayan bir kadın ve bir erkeğin ilişkisini anlatarak gösterir bu film (bunu film mi sana gösterir, sen mi film sayesinde bu gerçeği fark edersin, aslında onu tam bilmiyorum. pek de mühim değil zaten).bu filmde görürsün ki, bazen sözcükleri daha az kullanmak, insanın başka bir evrende geliştirdiği ve pek de tanımadığı yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olur. çok kısa birkaç cümle sayesinde, karşındakine aşık olabileceğini hatırlarsın. zaten aşıksan, daha da çok aşık olabileceğini. konu birlikte susmak değildir de, birlikte başka ve yeni bir dilin mümkün olduğunu hatırlamak ve o yeni dilin olanaklarını araştırmaya başlamaktır. birlikte geçirdiğin uzun zamana rağmen ve hatta uzun zaman sonrasında, ilişki içinde tekrar ve hala beginner olabilmektir. bu film kafa açar. ve muhtemel ki tıkanık ilişki yollarını da...
(prakila - 29 Kasım 2011 12:22)
biraz daha kisa tutulsaydi (tekrarlamalarin etkisiz kaldigi oluyor.), gecmisle bugun arasinda biraz saglam iliski kurulsaydi (geri donuslerin neden bir onceki sahneden sonra girdigini dusunup kalabiliyorsunuz.) seyirciyi daha kolay cekebilirdi icine. kadinla adamin yeni iliskisi uzerine bu kadar dusecegine ebeveynlerin iliskisine daha cok yer verseydi sinmis siradanligi da uzerinden atabilirdi. "-ebilirdi" tabi de; butunuyle zaten parcali da olsa bir mantik uzerine oturtulmus, keyifle seyredilen bir film. ayni filmi defalarca seyreden insanlardan olsam tekrar seyrederdim.
(elxa - 9 Aralık 2011 00:56)
boktan film.
(fdegir - 18 Aralık 2011 02:41)
izlerken aklıma milan kundera'yı getirten film..
(sinemalkolik - 25 Aralık 2011 12:29)
gayet guzel olmus olan filmdir. kizla erkek, erkekle baba, baba ile erkek arkadasi, baba ile anne, anne ile ogul; tum bu iliskiler, oncesi, sonrasi ve etkileri icice guzelce gecirilmis, yormadan, sikmadan hatta bilakis cok da eglenceli birsekilde anlatiliyor, hem de gecmis ve gelecek arasinda durmadan gidip gelerek... cok keyif aldim cok.--- spoiler ---oliver'in kendi duygusal prosesiyle paralel karalamalari, super akilli ve sevimli kopek arthur, arka arkaya sirali imajlarin kullanildigi anlatimlar, grafiti sahneleri ve daha nice kendine munhasir elementleriyle bu filmi tekrar izlenecekler listesine almakta biran bile tereddut etmiyoruz. evet.--- spoiler ---
(vixin - 3 Ocak 2012 21:17)
500 days of summer tadında bir film. uçarı kaçarı bir kadınla ilişkinin, eğer onun kadar güçlü değilsen hissettireceği zorluklarına dair... eğer ebeveynlerinin iyi bir ilişkisi yoka sen de iyi ilişkiler kurmakta zorlanıyorsun diye de bir alt metin çıkardım. babanın gey olması, ölüm döşeğinde bile canlı mutlu ve hayata bağlı olması, kahramanımızın hayatını yeteri kadar zindana çevirirken bir de "nerden geldin sen" diyeceği melekle baş etmesi güç doğrusu. hep yeni-başlangıçları kabul etmek lazım. "kaybeden ben miyim derken, nerden geldin sen?"
(disconnectus erectus - 1 Şubat 2012 16:47)
Yorum Kaynak Link : beginners