Süre                : 1 Saat 56 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Ekim 1994 Cuma, Yapım Yılı : 1994
Türü                : Aksiyon,Macera,Bilim Kurgu
Taglar             : Portal,hiyeroglif,arkeoloji,Yıldız Geçidi,askeri
Ülke                : Fransa,ABD
Yapımcı          :  Canal+ , Centropolis Film Productions , Carolco Pictures
Yönetmen       : Roland Emmerich (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Dean Devlin (IMDB),Roland Emmerich (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Kurt Russell (IMDB)(ekşi), James Spader (IMDB), Jaye Davidson (IMDB)(ekşi), Viveca Lindfors (IMDB)(ekşi), Alexis Cruz (IMDB)(ekşi), Mili Avital (IMDB)(ekşi), Leon Rippy (IMDB)(ekşi), John Diehl (IMDB)(ekşi), Carlos Lauchu (IMDB), Djimon Hounsou (IMDB), Erick Avari (IMDB), French Stewart (IMDB), Christopher John Fields (IMDB), Derek Webster (IMDB), David Pressman (IMDB), Scott Alan Smith (IMDB), Rae Allen (IMDB), Richard Kind (IMDB), Sayed Badreya (IMDB), Kenneth Danziger (IMDB), Kairon John (IMDB)

Stargate (~ Yildizlara Geçit) ' Filminin Konusu :
İki farklı karakterdeki adam afrika çölünde bulunan antik insan trasfer edicisi Stargate'in sırrını ortaya çıkarmak için bir araya gelirler. Bu kapı bir kez çalıştırıldığında hem askeri hemde sivil amaçlar için milyonlarca ışık yılı uzaktaki galaksilere ve gezegenlere seyahat mümkün olabilecek.



  • "aynı zamanda sadece sol el kullanılarak yazılabilen bir kelime. tv-underground da arama yaparken farkettim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    aynı zamanda sadece sol el kullanılarak yazılabilen bir kelime. tv-underground da arama yaparken farkettim.


    (screamager - 5 Eylül 2006 22:22)

  • comment image

    eski mısır tarihine mistik açıdan yaklaşanlar için tadına doyum olmayan bir film stargate. gerek kurgusu, gerek senaryosuyla, ünlü chariots of the gods kitabının da yazarı olan erich von daniken esintisini fazlasıyla hissedebilirsiniz. özellikle filmde kullanılan kostümler iyi seçilmiş. sanırım filmin tek kusuru, eski mısır'ın meşhur güneş tanrısı ra'yı* izleyiciye kötü ve insanlığı yok etmeye çalışan uzaylı bir tanrı gibi sunmuş olması. bunun dışında filme bir başyapıt diyebiliriz. sadece bir tek ra olabilir..!


    (lali berte - 26 Ocak 2007 20:11)

  • comment image

    her oynadiginda ra'nin cikardigi sesi cikarabilmek icin kasan gencligin ertesi güne bogazi tahris olmus sekilde baslamasina sebep olan leziz film.

    aklima geldi bak, baya hayvan bi sesti. rööööeeaaaaahhhhh.. öhöhö bak yine.


    (ranable - 17 Mart 2007 16:39)

  • comment image

    --- spoiler ---
    kurt russell ve adamlarının kapıdan hemen, emir komuta zincir dahilinde geçtiği ama james spader'in bilimadamı olduğu anlaşılsın diye olacak ne olur ne olmaz diye düşünerek ya da sadece merakından önce ellerini kapıda gezdirdiği sahneyi barındıran bir filmdir.
    ---
    spoiler ---


    (flut - 23 Mart 2002 17:04)

  • comment image

    stargate denen alete (diğer adıyla chaapa'ai (goa'uld) astria porta (ancient/alteran) the old orifice (jack o'neill)) gelince, bu alet mikroskopik bir wormhole'un ağzını/olay ufkunu (event horizon) stargate'in halkası boyutuna kadar büyütüp, bu olay ufkunu geçen her cismi atomlarına ayırıp diğer uçtaki stargate'te tekrar birleştirilmek üzere bu mikroskpik solucan deliğinden yollama esasına göre çalışır. aynı galaksi içinde seyahat süresi 0,6 saniye, disntegrate/reintegrate süreci ile birlikte toplam seyahat süresi 3 saniyedir. cisimler stargate'den girdikleri momentumu koruyarak çıkarlar: dolayısıyla bir stargate'e ateş edip binlerce ışık yılı uzaklıkta diğer taraftakileri vurmak mümkündür.

    açık bir wormhole tek taraflıdır. eğer bir wormhole'a varış noktasından girmeye çalışılırsa giren cisim yokolur. lakin radyo dalgaları ve belli dalgaboylarındaki elektromanyetik enerji gibi şeyler stargate'den her ki yönde de geçebilirler. görünür ışık hiçbir koşulda stargate'ten geçemez.

    bir stargate, eğer wormhole'un bir tarafından sınırsız bir enerji beslemesi (bir karadelik gibi) yoksa maksimum 38 dakika açık tutulabilir.

    olay ufkuna üç nanometreden daha yakın bir bariyer cisimlerin tekrar birleştirilmelerini engeller (böyle bir bariyerle karşılaşan cismin durumunu jack o'neill (y.v.*) "bugs on a windshield" (ön cama yapışan böcek gibi) şeklinde tanımlamıştır. (ouch))

    yerçekimsel etkiler stargate'ten çift taraflı geçebilirler. yani karadelik yakınlarındaki bir stargate'i çevirmek sertifikalı bir "kötü fikir"dir. (tabii adınız samantha carter ve amacınız bir güneş sistemini havaya uçurmak değilse.)(manyak karı)

    stargate adres bulmada yedi işaretten oluşan bir sistem kullanır. bu işaretlerin altısı, takımyıldızları kullanarak uzayda altı nokta tanımlar ve bu noktalarrın oluşturduğu doğruların kesişim noktasındaki varış adresini belirler. yedinci nokta "point of origin"dir (çıkış noktası/başlangıç noktası) ve bu ile diğer altı noktayla belirlenen nokta wormhole'un izleyeceği yolu belirler.

    sekiz işaretli adreslerde sekizinci işaret alan kodu olarak iş görür ve diğer galaksileri çevirmeyi sağlar.

    dokuz işaretli bir adresin ne bok yediği konusunda henüz bir fikrimiz yok.

    samanyolu galaksisindeki stargateler ilk modellerdir. bu stargatelerde 39 (38 takımyıldız işareti, bir point of origin işareti (her gate'de kendine özgüdür)) simge vardır. buna göre samanyolunda 1.987.690.320 değişik adres mümkündür.

    pegasus galaksisindeki stargate'ler daha yenidir. bunlarda 36 simge vardır. dolayısıyla burada daha az adres mümkündür. (1.168.675.200 adet)

    bir stargate'in sekiz sembollü bir adresi çevirebilmesi için anasının nikahı kategorisine giren bir enerji miktarına ihtiyacı vardır. bu enerji genelde bir yerlerden bulup çıkarılan zero point module (zpm)ler ile sağlanır. ilk seferde bu içine ancient kütüphanesi kaçmış jack o'neill'in (y.v.) eski günlerinin hatırına (bkz: mcgyver) yumurtladığı bir edevatla sağlanmıştır.

    (evet, ben samantha carter'dan sonra wormhole fiziğinin bu gezegendeki en büyük ustasıyım var mı abicim)

    edit: yoğun istek üzerine, hayır, furlinglerin kim olduğunu bilmiyorum. hayır carter da bilmiyor. evet carter'ın bilmediği şeyler de var.

    edit: stargate universe dizisi sayesinde dokuzuncu chevron'un ne yapabildiği öğrenilmiştir. ama şahsi fikrimce tam olarak ne yaptığını hala bilmiyoruz. benim fikrim yerel grup'un dışına çıkmak, zira haritayı yanlış anlamadıysam destiny yerel grubun hayli dışında. eğer dokuzuncu chevron'un tek işi gemiye gitmek olsa idi her stargate'e koymazlardı.


    (khuzdul of krsanthi - 31 Aralık 2007 17:02)

  • comment image

    insan bazı şeylere inanmak ister. ben de şu dünya'yı uzaylıların ziyaret ettiği masalına inanmak isteyenlerdenim. o yüzden "mısır piramitleri bilim adamlarını şaşırttı!" gibi haberleri okumadan geçmem. o yüzden de, stargate'i ayrı bir severim.

    filme gelince, öncelikle senaryonun hakkını verelim. yıllardır "mısır piramitlerini uzaylılar yaptı" diyip de, uzaylıların neden piramit yaptıklarına ve yaptıktan sonra neden dünya'yı terk ettiklerine dair tek bir teori ortaya atamayanlara inat, güzel bir teori sunmuşlar. solucan deliği de teoriye cuk oturmuş açıkçası.

    stargate sg-1 dizisinin aksine gittikleri gezegende ingilizce konuşulmaması da bir artı. gezegendeki insanların kültürel farklılıklarını gözden kaçırmaması, gezegendeki diğer canlıların ve kullanılan araç gereçin de dünya'dan farklı olması gene sg-1'e göre fark yaratmış, takdir ettim..

    --- spoiler ---

    gene de sonu çok ucuz oldu. yüzlerce yıllık bir dini inancı, "gördünüz mü tanrı değil" diyerek yıkamazsınız. bir inancı yıkmak için, süreç gerekir.

    onun dışında koskoca ra'nın bu kadar mı az koruması olur? koskaca ra'yı yok etmek bu kadar kolay mıdır? insanlar arasında ra'dan yana olan kimse de mi yok? bizi insan yapan şey, hiçbir konuda tek bir eylem şeklimiz olmaması değil mi?

    o yüzden sonu "başrol oyuncusu günü kurtardı" klişesine kurban gitmeseymiş, daha bir mükemmel bir film olurmuş.

    ---
    spoiler ---

    haa unutmadan, yalnız "piramitleri uzaylılar yaptı" dediğinde bilim çevresince "bi siktir git!" denmiş bilim adamı neyse de, "oğlunu kaybedince hayata küsen asker" pek bir alaturka olmuş. geri gelsin diye peşinden koşmaları da ayrı bir tuhaf. sanki koca amerika'da o yuvarlaktan geçecek bir tane asker kalmamış!


    (uhc - 22 Temmuz 2010 18:01)

  • comment image

    yoksunluk zamanlarında en iyi dost. kederlendiğiniz zamanlarda orada duranlar ve yaşadıkları maceralar. ben stargate serisi ile çok çok kötü bir zamanımda tanışmıştım. evden dışarıya çıkacak gücüm yoktu. bu adamlar sayesinde kendime geldim ve benim için yoldaş oldular. aralarındaki espriler sanki benim odamın içinde yapılıyordu. söyledikleri bilgece sözler benim için rehber oluyordu. öyle sıkıntılı bir dönemdi.

    bu adamlar sayesinde o dönemi atlatabildim. eminim ki bir çok kişi için de rehabilitasyon niteliğindedir. adamların ortaya koyduğu eser hayal gücünün sınırlarını zorlarken, dostluğu ve fedakarlığı çok net bir şekilde öğretiyor. size en yakınınızdan sesleniyor. korkularınız ile yüzleştiriyor. sizi siz yapan değerlerin hala yaşadığını gösteriyor. stargate kocaman bir dünya ve bu dünyada bir sürü şey oluyor. bu dünyada olan şeyler bizim ruhumuzda olan karmaşa ile aynı yerde.

    söylediklerinin ve yaşananların arkasında yatan şeyler inanılmaz. bir şekilde sizi o ruhu ve atmosferi veriyorlar. benim için en yakın dost olarak daniel jackson olmuştu. asgard bilge arkadaşlarım olmuştu. bu adamların yaşadıkları benim evrenimde de yankı bulmaya başlamıştı ve umudun kalmadığı bir dönemde sadece onlardan beslendim. bana dost oldular ve bunun için müteşekkirim. o dünyaya karşı olan sevgimi ifade etmek için kelimeler bazen yetersiz kalıyor çünkü kimsenin olmadığı bir zamanda onlar vardı. onların varlığı beni hayata bağladı. yaşadıkları maceralar benim maceralarım oldu.

    hüzünlü anlarda ben de hüzünlendim ve kaybedişlerde ben de onların çektiği acıyı paylaştım. bunu dünyada verebilecek çok az yapım vardır. stargate de onlardan bir tanesi. en vurucu tarafı samimi olması. mahallemizden birilerinin çıktığı maceralar gibi görüyorum genel olarak. yaşadıkları maceranın ortasında siz oluyorsunuz ve paylaştıklarınız daha da derine iniyor.

    brad wright'ın yarattığı dünya büyüyerek kocaman bir yere geldi. bu dünyada bir sürü şey oldu ama baki kalan tek şey vardı " samimiyet". sadakat içinde bu insanlar bir şeyler yaptılar ve maceralarını bizimle paylaştılar. o kadar fazla şey yaşandı ki, arka arkaya koymak ve üzerine düşünmek için bile kitaplar dolusu materyal demek. arada söylenen bilgece sözler hayatın içinde kullanılabilecek mottolar haline geldi.

    bu adamlar gerçek olan bir şeyi paylaştılar, ne kadar bilim-kurgu olsa da. önemli olan da buydu zaten. arkadaşlık ve insan aklının sınırlarını zorlayan gerçeklik ile bambaşka bir pencere açtılar. bu pencerenin adı stargate oldu ama bizim için adı dostluktu.


    (formidable - 13 Eylül 2012 21:48)

  • comment image

    izleme sırası kronolojik olarak şöyle olan seri.

    * 01 - stargate movie
    * 02 - stargate sg-1, episodes 1.1 to 8.2
    * 03 - stargate atlantis, episodes 1.1 to 1.15
    * 04 - stargate sg-1, episodes 8.3 to 8.20
    * 05 - stargate atlantis, episodes 1.16 to 2.1
    * 06 - stargate sg-1, episodes 9.1 to 10.2
    * 07 - stargate atlantis, episodes 2.2 to 3.4
    * 08 - stargate sg-1, episodes 10.3 to 10.12
    * 09 - stargate atlantis, episodes 3.5 to 3.19
    * 10 - stargate sg-1, episodes 10.13 to 10.20
    * 11 - stargate - the ark of truth
    * 12 - stargate atlantis, episodes 3.20 to 5.1
    * 13 - stargate - continuum
    * 14 - stargate atlantis, episodes 5.2 onwards.
    * 15 - stargate universe, all

    edit: 2018 senesinde çıkan stargate origins aslında tarih olarak en başta (prequel), ama gerçekten izlemeye gerek yok, seriye yapılmış bir hakaret bence. ama illa izleyecekseniz kronolojik olarak en başta, ama ben illa izleyecekseniz en sonda izlemenizi öneririm, zira yeni dalacağınız bir seri ise size çok yanlış ön izlenim verecektir.


    (soulsmasher - 14 Ocak 2014 00:51)

  • comment image

    filmdeki olaylar paralel evrende degil, bu evrendeki baska bir gezegende gecmektedir. gezegenlerarasi gecisi saglayan piramitler degil, stargate adli yapay solucan deligi olusturan bir cihazdir ve calismak icin piramitlere ihtiyaci yoktur. piramitler sadece uzay gemileri icin inis platformu gorevi gormektedir.


    (yasarix - 1 Aralık 2015 20:45)

  • comment image

    90'larda star'da yayinlandigi icin bir kusagin ezberledigi roland emmerich filmi. aslinda gayet eglenceli olan bu filmin temel sikintisi cok hizli ilerlemesi. giris gelisme sonuc pespese soluk almadan siralaniyor, olay orgusu cok hizli sekilde cozuluyor, boyle olunca haliyle ne karakterleri ve itkilerini dogru duzgun hazmetme firsati oluyor ne de hikayenin derinligini anlama firsati. yani temelde ayni senaryo en azindan bir ucleme ile anlatilsaymis cok daha iyi bir sonuc ortaya cikarmis.

    daha sonra bol sezonlu dizileri falan cekilse de (hatta birinde bizim mcgyver oynuyor) bu filmin anlatmak istedigi seyden bayagi uzaklasmistir. o dizilerle yaratilan evren izlencelik acidan son derece basarili olsa da stargate hikayesinin eksenini kaydirmistir. cunku bu filmde misir inanci ve ra uzerinden anunnaki/nephilim miti anlatiliyor. uzaylinin cikartmak icin insanlari kullandigi ve filmde ismi gecmeyen maden aslinda altin. filmde jackson'a "sunulan" kadin uzerinden cok hafifce gecistirilen anunnaki/nephilim-insan ciftlesmesi ve uremesi de o mitlerin temeli. batida daha ziyade ancient astronauts seklinde modernize edilen, 19. ve 20. yuzyillarda okult gruplarin eskinin tanrilari olarak andigi (hatta lovecraft'i da etkileyip cthulhu'yu ve ancients'i yaratmasina sebep olan), cogu antik din ve mitolojide tanrilar olarak gecen, ve temelinde insanligin en eski inanci olan gok insan/gok tanri inanisina (modern dinlerin de temeli bu) kadar uzanan hikayenin populer bir yorumlanisi.

    -kadim caglardaki bu inanista baslangicta essiz guzelliklerle dolu sonsuz goklerden (biri cennet mi dedi?) dunyaya getirildiklerini, uslu dururlarsa ve emirleri/gorevleri yerine getirirlerse sonunda mukafat olarak goklerin sonsuzluguna goturulecegine dair "sonsuz gucteki tanrilar" tarafindan teminat verilen insanlarin hikayesi vardir.

    iste bu film de cok sulandirarak da olsa buna deginiyor. hatta filmin geneliyle alakasi olmayan sekilde jackson'in "sifre"yi cozmesine sebep olan ama bir daha hic konusu gecmeyen bir sey cok goze batacak sekilde adeta bagiriyor; orion. bu orion'in ne kadar onemli oldugunu ve eski caglardan beri ozel bir ilgi gosterilmesinin ardindaki sebebi dogru kaynaklardan (youtube videosu izleyerek degil tabii) arastirirsaniz anlarsiniz. hatta nasa'nin bile ilk derin uzay insanli gorevleri icin orion ismini secmesi pek o kadar da tesaduf olmayabilir, sadece soyluyorum.

    hatta yine komplo teoricilerin pek dikkatini cekmese de bu filmdeki kisa bir sahnede gokteki piramitli goz acikca gercek mahiyetiyle ve anlamiyla gosterilir. dikkatli izlerseniz farkedebilirsiniz.

    bu filmin biraz fazla cocuksu ve hollywood'vari yaklasiminin biraz daha kendini ciddiye alan versiyonu prometheus'du zaten. sonradan onun da ekseni kaysa da bu filme gore biraz daha ciddi bir atmosferi vardir.

    tabii yildizlar arasi kapinin takim yildizlar gibi bakis acisina gore degisen ve zamanla farklilasan seyleri koordinat sistemi olarak kullanmasi bayagi komik ve akil disi, ama sonucta basrol adama "sunulan" basrol kadinin bile diger "cirkin" kadinlarin aksine beyaz ve cok guzel oldugu bir hollywood urununden bahsediyoruz, o yuzden cok da sey yapmamak lazim.

    film teknik acidan da gayet iyi yaslanmis bu arada. cunku bilgisayar gorsel efektleri yerine (vfx visual effects) pratik ozel efektler (sfx special effects) kullanilmis. mekatronik kuklalar ve minyatur modeller sebebiyle film gercekciliginden bir sey kaybetmiyor gecen onca seneye ragmen. meshur stargate'in ise bir havuz kullanilarak cekilmesi muthis zekice bir yaklasim, cunku hem gorsel olarak zengin hem de cgi'lar gibi cig gozukmuyor. tabii bazi col sahnelerinde colu biraz dunya disi gosterebilmek icin genel planlarda sahneyi sariya boyamalari biraz siritiyor ama olacak o kadar (ulan 90'larda tipki su film gibi ne kadar eglenerek seyrederdik olacak o kadar'i, bestami'nin kemancisi'ni bugun bile gulerek hatirlarim, bu vesileyle saygiyla anayim levent kirca'yi).

    neyse ya amma uzattim ben de, ben sik sik acar izlerim, hikaye keske bu kadar hizli ilerlemeseydi derim, uzulur aglamak isterim, kendimi kaldirip denize atmak isterim (yalana bak heheh) ama atamam kendimi denize dunya guzel, serde erkeklik var aglayamam.

    not: filmde gimli de gozukuyor bu arada.


    (lemre - 8 Ekim 2019 09:12)

Yorum Kaynak Link : stargate