SGU Stargate Universe ' Dizisinin Konusu : Uzun zamandır beklenen gerçek oldu. SyFy sonunda açıkladı Stargate Universe 2009 yazında yayın hayatına başlıyor. SG-1 ve Atlantis'in yoğun ilgi duyması ve söylentilerin artması nedeni ile yayın kuruluşu Universe (Evren)'in başlayacağını bildirdi. Yıldız Geçidi Evren(kısaca YGE/İngilizce kısaltma SGU) yaklaşan bir askeri bilim-kurgu dizisidir, Yıldız Geçidi imtiyaz sahibinin bir parçasıdır. Dizi 2 Ekim 2009 tarihinde iki saatlik bir bölümün yayınlanmasının ardından Syfy ABD'de Ekim 2009'da düzenli haftalarla bir gezinti planlıyor. Sky1 ile İngiltere'de ve İrlanda'da 2009 sonbaharında yayınlanacaktır. Yazar ve ürütim yetkilileri; Brad Wright, Robert C. Cooper ve Carl Binder'dir. Yıldız Geçidi Evren 18 Şubat 2009 tarihinde yapılmaya başlandı. Çokuluslu araştırma ekibi Antik uzay gemisi Destiny(Kader) 'dedirler. Destiny evrenin uzak bir köşesine yol almaktadır ve Dünya'ya dönmek mümkün değildir, ekip üyeleri gemide kalırlar ve kendileri korumak zorundadırlar. Açıklanan oyuncular, Robert Carlyle; Dr. Nicholas Rush olarak, Justin Louis; Colonel Everett Young olarak, David Blue; Eli Wallace olarak, Brian J. Smith; Lieutenant Matthew Scott olarak, Jamil Walker Smith; Master Sergeant Ronald Greer olarak, Alaina Huffman; Lieutenant Tamara Johansen olarak ve Elyse Levesque; Chloe Armstrong olarak rol alacaklar. Kadim’lerin Atlantis şehrinden bile milyon yıl daha eski olduğu Destiny (Kader) olarak adlandırdıkları uzay gemisininin amacı tüm evrene (Universe-Dizinin adı) bütün stargate’leri(yıldız geçitlerini) yaymak için programlarlar. Daha sonra amaçları 2.bir gemi gönderip bütün galaksileri ve gezegenleri keşfetmektir. Fakat yükselme işiyle meşgul olduklarından plana uymazlar. Yeni keşif ekibimiz 9. sembolu keşfederler ve direk Kadimlerin gemisini bulurlar. Gemiye gittiklerinde ve daha sonra öğrenirler ki Eve dönüş mümkün değildir. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi gemi programlanmış bir şekilde tüm evreni gezmektedir.
Battlestar Galactica(2005)(8,7-157382)
Stargate SG-1(1997)(8,4-76240)
Farscape(1999)(8,2-34806)
Stargate: Atlantis(2004)(8,1-57682)
Stargate SG-1: Children of the Gods - Final Cut(2009)(8,1-5088)
Star Trek: Voyager(1995)(7,8-59847)
Enterprise(2001)(7,5-38486)
Stargate: Continuum(2008)(7,5-20698)
Stargate: The Ark of Truth(2008)(7,4-19198)
Sanctuary(2008)(7,4-17468)
Stargate(1994)(7,1-166516)
Stargate Origins(2018)(3,9-4371)
(bkz: iki dakka emanet ettik dükkanın amına koymuşsunuz)
(atreju - 5 Ekim 2009 07:31)
ilk iki bölümü itibariyle kafamı karıştırmış dizidir. iyimi olmuş kötümü karar veremedim. ortamdaki ciddiyet dikkat çekiyor sg-1'daki atlantis'deki espiri havayı görememek can sıkıcı. ama yinede stargate olsunda nasıl olursa olsun düşüncesindeyim.--- spoiler ---- çözülmesi gereken matematik problemi var samantha carter gemi yönetiyor, rodney mckay'de ortalarda yok 10 sezon sg-1, 5 sezon atlantis izledikten sonra inandırıcı gelmiyor.- yaşam destek sistemini bi türlü düzeltemediler oysa eski dizilerden biliyoruz kırılan kristali değiştirirsin olur biter.*- ayrıca ilk sevişme sahnesi içeren stargate dizisi bu oldu sanırım. hayır battlestar galactiaca'dan alışkınız her bölümde sıra savmak için konulmuş gibi duran sevişmelere ama bsg gibi yaprak dökümü tadı verecek diye korkuyorum.- birde elinizde tüm asgard medeniyetinin bilgileri, goauld teknolojileri, koskoca atlantis şehiri içindeki tüm ancient bilgileriyle duracak. böyle önemli bi projenin bulunduğu gezegeni uçaksavarlara savunacaksınız. kıçı kırık korsan birliği gelip gezegene saldıracak başarılı olacak. ori ana gemilerini tek atışta parçalayan silahlara ne oldu diye sormazlarmı adama sayın senaristler!--- spoiler ---
(jim raynor - 5 Ekim 2009 08:54)
bsg'nin aurasını emeceğim diye drama boyutu diziyi young and the restless'a çevirdi çevirecek. abarttım evet. ben sıkılmadan izleyebiliyorum, star trek'ten bu yana space opera janrının geçirdiği dönüşümle de ilgilendiğim için, ilgimi çekiyor. dizi formatında birkaç bölüm yayımlanıp ölüsü çıkan nice bilimkurgu yapımı biliyorum, o yüzden endişem (izlediğim 13 bölüm üzerinden) anlaşması yapılan 2. sezonun 20 bölümünden sonra ömrünü tüketeceği.zira, bir: mekan kısıtlayıcı olduğu için (gemiye hakimiyet yok, salt bir hayatta kalma mücadelesi var) 13 bölümdür karakterler birbirleriyle sürtüşüp duruyorlar. geminin sırları, 13. bölümde ima edilen bilmece, bunlar "nasılsa 3. ve 4. sezonu da garanti ederiz" diye şu anki gibi yavaş açımlanacaksa rating sorunları baş gösterebilir.bir de iki: uzay masallarının başat mitik yapısındaki "sürdürülebilir şer taşıyıcısı figürler" eksik. st: tng'de ve sg-1'da düşmanların öyküyü dinamikleştirici ve öyküye aksiyon serpiştirici etkisi buradakinden daha başarılı kullanıldığı için (diğer sebeplerin yanında) başarılı şovlar oldular. sgu'da sezonun ortasında bir anda insanımsı olmayan saldırgan bir ırk tehdidi pörtletilmesi, rush'ın tekinsizliği ve sakladıkları, bunlar şovun tüketici kitlesini tatmin edebilecek mi, göreceğiz. dış mihraklarla etkileşimi zaten geminin kontrol edilememesi, şu ana kadar gelişmiş uygarlık içermeyen sistemlerde durması vs. gibi senaryo unsurları kısıtlıyor. ekip bu kısıtlılıkları öngörmüştür, nasıl twistler hazırladıklarını merak ediyorum ben de.bir vakitler the starlost vardı, sağlam bir dizi idi ama senaryoyu hareketlendirememişlerdi, seyirciye fazla "edebi" gelmişti.
(babaerenler - 18 Nisan 2010 15:01)
hayatımda gördüğüm en denyo albaya ve en dingil bilimadamına sahip dizidir.young oğlum seni sgc'ye kim aldı? jack ve hammond seni jaffa'lara akşam yemeği diye verirlerdi lan, parazit pezevenk?! rush oğlum senden gereksiz bir yaratık var mı şu galakside? mckay kim carter kim sen kimsin lan? kim geçirdi seni o işin başına evladım, jennifer hailey olsun bill lee olsun bir araba senden on kat kalifiye adam varken piyasada bula bula seni mi buldular lan?ikililere bakınız:o'neill - cartero'neill - jacksonmitchell - cartersheppard - mckayiki varyete şovu gibi eğlence pınarı, ik tane de güvenilir, sapasağlam dostluk. bir de sgu'ya bakalım, bir tarafta denyo rush, bir tarafta çapsız young, bir tarafta da pantolonunu toplamaktan aciz o teğmen bozuntusu. dinamiğinize şaapayım sizin.
(khuzdul of krsanthi - 8 Temmuz 2010 01:03)
sg-1 ve atlantis hatrına 1. sezonun 20 bölümünü de izledim. bir sezon boyunca bi bok olmadı lan. samimi söylüyorum 20 bölüm boyunca ne oldu allasen? biri bana açıklasın. son 2 bölüm biraz aksiyondan, zamanla ilgili olan da konudan yırttı. gerisi bildiğin boş beleşlikti. ya onca gezegene uğruyorsunuz, insan adetten de olsa 2 tane uzaylı koyar be. ama yok. varsa yoksa iç çekişmeler, iç hesaplaşmalar. karakterlerin hepsi arızalı ve antipatik. biraz doktoru seviyorum. o da aslında onu değil de robert carlyle'ı seviyorum. biri yazdıydı, pilot sezon diye. eğer öyleyse 2. sezon bi ritmi tutturamazlarsa efsanenin amına korlar. bu kadar net... bekliyoruz bakalım...
(yerli mal - 1 Eylül 2010 00:04)
bence ikinci sezonuyla gayet iyi ilerleyen dizidir. --- spoiler ---dizinin neden iyi olduğuna geçmeden önce söylemek istediğim bir şeyler var: bu diziyi beğenmeyen gater'ların gözönüne almaları gereken en önemli realite, eğer universe iptal edilirse o'neill olsun carter olsun, mckay olsun ekrana muhtemelen sonsuza dek veda etmiş olacaklar. o nedenle kardeşim, sgu bitsin sg1, sga geri gelsin mantığı yanlış, franchise'ın tamamına gereksiz zarar veren bir yaklaşım. sgu 2x03 itibariyle muhtemel stargate: revolution senaryosu hakkında ufak bir tiyo* verildi bile, zaten dizi yazarı joseph mallozzi'nin blogunda sürekli olarak franchise'in bir bütün olarak düşünülmesi gerektiği söyleniyor. ayrıca, şurada plothole var, o nasıl kurtuldu, bu neden böyle vs. gibi tartışmalar bu franchise için zaten çok uygun değil. bilimkurgu'da illaki plothole olur, önemli olan eşşeğin kulağına su kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu? eğleniyor musun eğlenmiyor musun o. bana kalsa, (ki çok severim) sga'nın tamamı majör bir plothole. sen ancient'sın bilimi teknolojiyi yiyip bitirmişsin ama sıfırdan evrilen wraith hyperspace window yapabilen gemi geliştirene kadar adama dokunmuyorsun. ya bi sktir git derler adama, yok ondan sonra adam olarak azdık ondan yenildik vs vs. diğer yandan sg1 ve sga'nın tabiri caizse yumuşak yürekli yapısı yüzünden karakterler konusunda insan herhangi bir korku yaşamıyordu (daniel jackson'un ölümü hariç, gerçi o da sonradan geri alındı). mckay alzeimer mı oldu, bölüm sonuna iyileşir zaten, shepard wraith tarafından yaşlandırıldı mı, bölüm sonuna kadar bekle...tüm sg1 antartikada ölümcül virüs mü kaptı, 2 bölümlük işi var..sgu ilk anlarından itibaren bu yapıyı kıracağını ve daha karakter güdümlü olacağını hissettirdi. tamam ana karakterler elma gibi dökülmüyor ancak kimsenin sağlığı sıhhati garanti değil. telford 2x03 itibariyle tamamen yabancı bir ırkın elinde tutsak kaldı mesela. riley, rush'un aptallığı yüzünden öldü. bunlara ek olarak ikinci sezonunun açılışıyla birlikte inanç gibi konulara da ufak bir giriş yapıldı. tj'in yaşadığı olay, bilim kurgu tv tarihinde nadir örneklenebilecek zerafette bir senaryo örneği bence ve vurulup bebeğini kaybetmesi gibi yavan bir senaryoya göre çok daha izlenebilir. bsg'ye benzemesi konusu ise başka sıkıcı bir tartışma. sallanan kamera ve doğu motifli müzik herhangi bir diziyi de bsg'ye benzetir. ancak motif kullanımı ile konu birbirine karıştırılmamalı. ki bence sgu benziyor ise star trek: voyager'a benziyor bence. hatta dizinin konusunu ilk duyduğumda endişelenmiştim bu nedenden ötürü. yapımcıların daha sert bir hava vermek, oryantal temalar kullanmak gibi bsg'de çok işe yarayan konuların ekmeğini yemeğe çalıştığı ortada ancak bu ve bunun gibi 1-2 şey birbirine benziyor diye sgu'yu kötülemek doğru değil. sgu'da sürekli olarak bilimkurgusal fenomenler, uzaylı ırklar vs var. 5 yıl boyunca bsg'de jump'ın nasıl çalıştığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı (ki konsept olarak doğru bir seçimdi).bunları söylerken de buradan bsg'ye de çemkirdiğim düşünülmesin, bana kalırsa ayrı bir entry'nin konusu olmakla birlikte gelmiş geçmiş en iyi dizidir.sonuç olarak, ben sgu'dan memnunum, özellikle ilk sezonun ilk yarısında sıkıcı ve aptal bölümleri vardı, ancak space'den beri (1x11), gayet zevk alarak izliyorum. kanımca en büyük eksikliği, destiny'ye şu ana kadar carter ya da mckay'in ayak basmamış olması. ancak yukarıda da açıkladığım nedenlerden ötürü, mckay bu gemiye ayak basarsa muhtemelen bir bölüm içinde dünyayı dial edeceği için yazarlar bunu istemiyor. ki bu da zaten sgu'nun suçu değil sg1 ve sga'nın aşırı "1 bölümcü" yapısından dolayı. biraz da bundan ötürü rush gibi motivleri daha çetrefilli bir karakter var burda. adam 9uncu chevron'u çözmeye çalışırken ölüm döşeğindeki karısıyla ilgilenmiyor, bunu takiben de karısı evrenin diğer ucunda bile adamı yalnız bırakmıyor. rush asla destiny'den dünyaya dönmek istemiyor, çünkü orada geride kalan bir şey yok, elde edebileceği herşey önünde adamın. konuyu bağlamak gerekirse, sgu için fan desteği çok iç açıcı durumda değil, ancak ben gene de elimden geldiği kadar syfy'da falan diziyi övmeye, dvd/bluray vs alarak desteklemeye çalışıyorum. kendini stargate fan'ı olarak görenlere de bunu tavsiye ederim. stargate sagasından elimizde kalan tek şey sgu ve bunu da kaybedersek hepsi geçmişte birer anı olarak kalacak gibi görünüyor. magnets.. --- spoiler ---
(buz mavisi - 18 Ekim 2010 10:26)
--- spoiler ---su eli midir ismi nerd olan chloe'ye yavsadi hatunun orasinda burasinda bir seyler cikmaya basladi mutasyon gecirip ecus bucus bir sey olacak. ginn'le oynasti girtlaklanarak oldu kizcagiz. su shuttle'la gelen hatunlardan birinin yanina oturdu sadece kizin beyni patladi.. mundar ediyor her hatunu allah belasini versin.--- spoiler ---
(nuitari - 24 Kasım 2010 23:56)
iptalinin ardından syfy'ın yoğunlaşacağı yeni projelere baktım, battlestar galactica blood & chrome haricinde -ki devamı olacak mı belli değil- tamamı süper güce sahip karakterlerin olduğu abuk sabuk projeler. bunların yerine en dandik stargate'i izlemeyi tercih ederim. forumların birinde biri ne güzel söylemiş: "sg1 ve sga'in aksine sgu karakterlerini özlemeyeceğim". belki de dizinin en eksik noktası buydu. destiny çok güzel bir gemi**, kötü adamları beğenmeyen çok olsa da mevcut stargate evreninde mantıklı olan tek düşman lucian ittifakı idi, dokuzuncu sembol, nihayet ingilizce konuşmayan* iki ırk - ki yanlış hatırlamıyorsam birinin adını daha öğrenemedik - ve özel efektler sg1'a kıyasla çok daha iyi ama ama ama karakterler berbat. muhtemelen pek çok kişi için destiny'de sg1 ve sga'dan birkaç kişi olsa, hadi geçmişi siktir edelim yeni karakterler daha "orijinal" olsalar en azından ikinci sezonun sonunda bitmezdi universe.
(bruce mclaren - 17 Aralık 2010 16:49)
3. sezonun syfy kanalından onay alamamış olması pek de süpriz sayılmaz aslında. neredeyse tamamen keşif odaklı olması gereken bir seride bu denli insani ilişkilere yoğunlaşılması dizinin en büyük handikaplarından biriydi. zaten kemikleşmiş izleyici kitlesi de bunu bir türlü benimseyemedi. yalnız şu da bir gerçek ki, dizi başka bir kanala geçerek yayın hayatına devam edebilir. ayrıca özellikle son bölümleriyle hafiften de olsa eski serilerin ruhuna uygun biçimde hareketlenmiş olması, henüz yayınlanmamış 10 bölümün rating'lerinde ciddi bir artış yaratabilir. bu da syfy kanalının aldığı kararı tekrar gözden geçirmesine neden olabilir.elbette bunlar kişisel görüşlerimden ibaret. her ne kadar yılların stargate fanı olsam da bu diziye ben de fazla ısınamamış ve bir türlü benimseyememiştim. hep bir şeyler eksik gibiydi bu diziye dair. keşif ruhu tatmin edici değildi. oyuncu kadrosu vasattı. senaryo diğer serilere oranla daha fazla bütünlük içerse de ağır aksak ve sıkıcıydı. ekip arasında dönen entrikalar, 15 sezon boyunca efsaneleşmiş ekip bağlılığı konseptini yıkmaya yönelik cesur bir adımsa da ilgi göremedi. farklı ırk ve uygarlıkların sayısında ki inanılmaz azalış da işin tuzu biberi oldu. stargate denilince her birimizin aklında, hayalinde oluşan o büyülü manzara bu dizi de bir türlü yaratılamadı. istedik ki, gemide hal-i hazırda geçit varken ve sürekli yeni gezegenlere yol alınıyorken, ekip gitsin keşifler yapsın, dost kazansın, düşman edinsin. kah güldürsün bizi, kah ağlatsın, kah da düşündürsün. ama olmadı, olamadı... ta 1994 yılında her şeyin ateşini yakan başlangıç filmi geldi aklıma. ne güzel bir fikirdi böyle. acaip bir alet bulmuş, uzun uğraşlar sonunda çalıştırmış ve başka bir gezegene gidivermiştik. orada kötüler olduğu kadar iyiler de vardı. ra vardı, mısır mitolojisinden esintiler vardı, farklı bir medeniyet vardı. millet işte buna aç kardeşim. millet bunu istiyor. bu yüzden izledi tam 10 sezon sg-1'ı... bir gemide tıkılıp kalmış onca insanın, birbirinin ardından kuyu kazışını görmek istemiyor işte. çok mu zor bunu anlayabilmek. inat edildi, "yaptım olacak" denildi, buraya kadar geldi işler. koskoca stargate'in izleyici sayısı abd'de 1 milyonun altına düştü. milyonlarca insan salak değil mi? milyonlarca insan ne istediğini bilmiyor. kusura bakmayın da o milyonlarca insan ne istediğini çok iyi biliyor. siz o milyonların beğeni anlayışını bir kaç bölümde değiştirebileceğinizi mi sandınız? "yo dostum yo" bu o kadar da basit değil. stargate bambaşka bir alem. stargate bir diziden çok daha fazlasıydı bizler için. bu efsane zincirden bir halkayı kendi elinizle koparıp attınız ey senaristler. koskoca stargate mitolojisi'ni topal bıraktınız. hikayenin gidişatına büyük bir darbe indirdiniz. size evreni anlatacağız dediniz; ama kim kiminle yatıyor, kim kimin ardından işler çeviriyor zihniyetinden öteye geçemediniz. stargate fanları uyanık! "durun daha fazla saçmalamayın da bu güzelim seri tadında kalsın" dedi her birinize. mesajı alabildiniz mi?
(lali berte - 17 Aralık 2010 23:35)
bu başlık altında dizi yapımcılarına yeterince çemkirdim, çemkirdik. daha fazla küfür edecek değilim. evet, efsanenin amına koydular.adamlar bariz, ne yapacaklarını bilemediler. diziyi geliştiremediler. konu aslında gayet ilgi çekiciydi. fakat yöntem yanlıştı. sanırım şu tongaya düşüldü:1. eski sgleri izleyip, "anam ne çocuk işiymiş lan bunlar" dediler.2. battlestar galactica'nın etkisinden kurtulamadılar.hâlbuki, şunu iyi belletmek gerek: özellikle stargate sg-1 ile bilim-kurgu tarihinin en komple evrenlerinden biri yaratılmıştı. kimse zamanına göre bile yavan efektlere, uyduruk dekorlara, kostümlere takılmıyordu. en azından ben takılmıyordum. orada bildiğin alternatif bir tarih yazıldı. hakkında bir yazı yazacak oldum, inanır mısın sonu gelmedi. yine de, bir gün bitirirsem ilk sana okutucam, söz. dünya tarihi, varlık tarihi, dinler, mitoloji; bunlar hakkında bildiklerimiz, bildiğimizi sandıklarımız, varsayımlarımız üzerine bir fikir fırtınası kopuyordu. şimdiye kadar gelmiş tüm fikirlere, kitaplara, filmlere yapılan atıfların hâddi hesabı yoktu. bunu yaparken daha çok eğlendiriyordu. eğlendirirken ciddi anlamda sorgulatıyordu da. bu ikisini birbirine öyle güzel yedirmişlerdi ki, bir 10 sezon daha yayınlansa kimsenin gıkı çıkmazdı.sgu'da karakterler çok zayıf. sg-1'da babalar gibi bir o'neill, atlantis'te sheppard dizilerin izlenmesinde en büyük etkenlerdi. burada ise, sümsük, mıymıntı, hesapçı, gerizekâlı sürüsü vardı.battlestar galactica etkisini ise hepten yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. tüm bunları da alt alta toplayınca elde uzayda geçen brezilya bile değil, honduras dizisinden başka bir şey kalmadı.2. sezondan hâlâ ümitli olanlar var ama bu saatten sonra düzeleceğini hiç sanmıyorum. gül gibi stargate'i yatırıp ağzına sıçtılar. ibneler...
(yerli mal - 18 Aralık 2010 01:14)
ezber bozayım derken sinirlerimi bozmuş dizi.
(lali berte - 7 Ocak 2011 15:10)
--- spoiler 2x14 ---millet sevgilisini bilgisayara yedeklemeye başladı bu dizide.--- spoiler ---
(jesters cap - 5 Nisan 2011 15:21)
biri çıkıp "stargate universe dizisinde langara gezegenine gidilecek" dese kıçımla gülerdim; fakat gerçekten de gidildi. bu olay, daha önce stargate sg-1 izlemiş olanlar için tam bir nostalji niteliğindeydi. zira langara, jonas quinn'in ana gezegeni olması yanında, zengin naquadria kaynakları nedeniyle anubis'in saldırısına da maruz kalmıştı. süper günlermiş lan o günler. langaralılar'a selam olsun.
(lali berte - 9 Nisan 2011 20:41)
pek ne yazacağımı bilmediğimden entry girmek istemiyordum ama ne bileyim bir an bir sinir geldi üstüme yazma gereği hissettim.sg-1 ve atlantis i izlemiş biriyim. ilk başta sg universe biraz garip gelmişti ama sonrasında alışmaya başladım ve iptal olmasına bayağı üzüldüm ama kendi kuyularını kendileri kazdılar. tamam senaryo farklı çok çok uzaklarda bir gemiye geldiniz, dünya ile tek bağlantınız taşlar ama kardeşim lucian ittifakı ne ya ? sg-1 da atlantis te siklemiyordunuz (atlantis te isimleri geçti mi hiç la?) bile yani bula bula bu diziye mi buldunuz ciddi bi düşman diye lucian ittifakı nı çıkarmayı? diğer yandan kardeşim toplam 15 sezonluk mazin var. senden önceki dizilerden hiç mi adam gibi ittifak kurduğunuz teknolojik olarak ilerlemiş insan evladı kalmadı. jaffa lar nerde? tealc nerde ? elinde koskoca asgard ın birikimi var, atlantis i dünya ya indirdiniz, bi ezik goa'uld kargo gemisini tespit etmekten aciz misiniz? tollan lar gibi gezegeni savunacak sistem kuramıyor musunuz? olurda lucian ittifakı saldırırsa sg-1 da olduğu gibi apophis in oğlanının gemiye gönderdikleri roket gibi bir savunma görmeyiz umarım. neyse fazla sinir yapmışım anlaşılan burda noktalayayım.
(reseoz - 18 Nisan 2011 16:54)
bu dizinin bitmesine karar verenlerin kafasını sikeyim afedersiniz. lan olm böyle güzel konu, böle güzel bağlam, böyle güzel kadroyu yakalamışsınız ne diye iptal edersiniz? en güzel stargate türevlerinden birisi olabilirdi bu yahu!!! 18. bölümü daha yeni seyredebilmiştim, 19 u seyretmeden entry gireyim dedim yeni farkettim iptal olduğunu , ahanda dizi koptu gidecek tutabilene aşkolsun diyecektim.. ulan başını yediğiniz kaçıncı harika dizi bu para delileri, siktirin gidin lan karar makamından..
(pillibebek - 3 Mayıs 2011 21:24)
--- spoiler ---hadi sezonu bitirdin, meraktan öldürmeseydin iyiydi.hadi herkesi kapsüle soktun böyle bitirdin, eli'ı da sokaydın iyiydi. ne bilecem ben şimdi öldü mü kaldı mı? haftaya yenisi gelecekmiş gibi biten dizi top 10 listesinde birinci sıraya oturdu finaliyle.--- spoiler ---
(princess carya - 12 Mayıs 2011 20:31)
tamam, gerçekten çok iyi bir dizi değildi...alışılmış stargate havasından da uzaktı...sürekli sivil-asker arasındaki iktidar kavgası ve ıvır zıvır konularla kafa da skti...ancak piyasada başka da zuzaylı bilimkurgu dizisi kalmadı be dostlar.abdurrahman çelebi idi kendisi. şimdi elde ne koyun kaldı ne keçi.
(akincibeyi - 13 Mayıs 2011 12:22)
sg1 ve atlantis dizilerinin final bölümlerini gördüğümde duyduğum üzüntüyü duymayışım bile gösteriyor ki olmamış bir dizidir,yeni seri ihtimali içinse toplam 17 sezonda tau'ri ırkının 3 galakside keşfetmediği hiç bir halt kalmadığını düşünürsek, senaristler şimdi ancient ırkını ve onların yaşamını anlatan bir dizi yapabilirler stargate origins gibi.hatta iyi birer izleyici olursak furling leri bile görebiliriz
(warrior23 - 14 Mayıs 2011 12:28)
hüzünlenip arada sırada başlığını kontrol ettiğim muhteşem dizi. bir gün gelecek, elbet kaldığı yerden devam edecek. boru değil, stargate bu!
(glmaster - 13 Aralık 2011 00:17)
bence bu dizinin tek kusuru battlestar galactica ya benzemesidir.galactica dan doğan boşluğu doldurmaya çalışmasa, kendinden öncekilere benzeseydi hala devam edebilirdi.arkadaş benzemeyi geçtim birebir galacticaydı bu dizi. karakterler bile çok rahat galacticadan araktı.misal; albay young bildiğin adama. ama olmamış bi adama, nerde onun karizması. neyse teğmen scott; lee adama benzeri.greer diye bi karakter aynı starbuck, sadece erkek burda, herşeyi aynı. camilla wrey roslin e denk geliyo.rush eşittir baltar. daha uzar bu liste.işte böyle kasmasalar. eski serideki gibi kendine has karakterler yaratsalar 3. sezondaydık şimdi.noldu bu dizi iptal oldu. güzeldi, çok güzeldi. keşke devam etseydi stargate mitolojisini bayağı geliştirirdi, ama olmadı.kısmet.bu arada bu dizi yayınanan en son space opera dizisidir. şu anda piyasada hiçbir space opera yoktur. umarım en yakın zamanda yeni bir space opera yayınlanmaya başlar.
(ardaklos - 29 Ocak 2012 01:02)
Yorum Kaynak Link : stargate universe