Bikur Ha-Tizmoret (~ Bandonun Ziyareti) ' Filminin Konusu : Bir zamanlar, ama çok eskiden değil, Mısırlı küçük bir polis bandosu İsrail’e gelmiş. Bir açılış töreninde çalacaklarmış, ama ister bürokrasi yüzünden deyin, ister talihsizlikten, havaalanında onları kimse karşılamayınca kendi başlarına kalakalmışlar. Başlarının çaresine bakmaya çalışınca kendilerini çölün ortasında, kuş uçmaz, kervan geçmez, küçük bir İsrail kasabasında buluvermişler. Kayıp bir kasabada kaybolmuş bir bando. Bu hikâyeyi hatırlayan fazla kimse yokmuş. Çünkü zaten pek de önemli değilmiş.
Ödüller :
Gett(2014)(7,7-5509)
Knafayim Shvurot(2002)(7,5-2273)
Efes beyahasei enosh(2014)(7,3-3594)
Hatuna Meuheret(2001)(7,2-2853)
Or(2004)(7,1-1375)
Hearat Shulayim(2011)(7,1-5720)
Ve'Lakhta Lehe Isha(2005)(7,0-438)
Shiva(2008)(6,9-446)
Me'Ever Laharim Vehagvaot(2017)(6,8-239)
Hahithalfut(2012)(6,3-256)
Cannes Film Festivali : "Award of the Youth"
Cannes Film Festivali : "FIPRESCI Prize-Un Certain Regard"
Cannes Film Festivali : "Un Certain Regard - Jury Coup de Coeur"
(bkz: chet baker)
(nightcrawler - 29 Ekim 2007 11:22)
2007 filmekimi'nde bando oynayan, ufacik minicik, enfes israil filmi. yonetmen eran kolirin. yakisikli saleh bakri'nin ilk filmiymis ayni zamanda. israil'in oscar adayiymis bu film, lakin agirlikli ingilizce konusuldugu icin 'yabanci' kategorisine kabul edilmemis.
(tramell - 29 Ekim 2007 11:26)
filmde, kelimenin tam anlamıyla beynime kazınan bir sahne: bando ekibi israil'de, adını şu an hatırlayamadığım bir kasabada ilerlerken tamamı birbirinin aynı şekilde inşa edilmiş binaların önünde, birbirinin aynı üniformaları içinde ve yine birbirinin aynı tekerlekli valizlerini çekerken, karedeki bu tekdüzeliği bozan yegâne şey her birinin ellerindeki farklı farklı enstrumanlardır. bu sahne sanki müziğin hayatımızı nasıl farklılaştırdığını, renklendirdiğini özetleyen bir tablo gibidir. http://www.sonyclassics.com/thebandsvisit/
(gosalyn mallard - 29 Ekim 2007 12:08)
izledikten sonra insanda sıcak bir tebessüm bırakan, sevimli bir film. gerek bandonun lideri amca olsun gerekse tombili bando elemanı olsun ya da kızlara chet baker'dan bahsederek flört etmeye çalışan delikanlı olsun israilli yardımsever ve güzel bayan olsun hepsi çok başarılıydı. kelimenin tam anlamıyla tadı damağınızda kalıyor.
(mowgli - 7 Kasım 2007 22:57)
"bir zamanlar, ama çok eskiden değil, mısırlı küçük bir polis bandosu israil'e gelmiş. bir açılış töreninde çalacaklarmış, ama ister bürokrasi yüzünden deyin, ister talihsizlikten, havaalanında onları kimse karşılamayınca kendi başlarına kalakalmışlar. başlarının çaresine bakmaya çalışınca kendilerini çölün ortasında, kuş uçmaz, kervan geçmez, küçük bir israil kasabasında buluvermişler. kayıp bir kasabada kaybolmuş bir bando. bu hikâyeyi hatırlayan fazla kimse yokmuş. çünkü zaten pek de önemli değilmiş."en basit anlatımla, insanın her şartta insan olduğunu, bunu terk etmek istemedikçe hep öyle kalacağını özetleyen film. ayrıca bu filmin müzikleri öyle etkilidir ki, severek izlemiş bir insan 3 gün sonra kendini bu filmde geçen arapça bir şarkıyı mırıldanırken bulabilir.filde oyunculuk da muazzamdır. düşmanca çekişmelerin yavaşça ve kendiliğinden insani bir diyaloğa dönüşmesini, rahatsız etmeden ve hatta farkına bile varmadan anlatır film. (burada filmin doğallığının payı büyük sanırım) en basitinden hayatını disiplin üzerine kuran tevfik ve disiplinden nasibini almamış halid bile anlaştıysa, burada gözardı edilemeyecek bir gerçek yatar. insanlar aynı dili konuşabildiği sürece (ki bu lisan olmak zorunda değildir) birbiriyle anlaşabilecek doğaya ve insaniyete sahiptir. kültürler/nesiller arası çekişmeler, karşında duranı adam yerine koyduğun sürece geçerliliğini yitirecektir. bu ufak tefek iletişim oyunları öyle çok da önemli değildir görünürde, ama ufak ayrıntıların, onları hayatımızdan çıkardığımızdan beri ne kadar değerlendiğini görmemiz açısından büyük önem taşır. mesela filmdeki karakterlerin hemen hemen hepsi birbiriyle anlaşabilecek kadar ingilizce konuşabilmekte, ancak sadece karşısındakini adam yerine koyanlar, insandan sayanlar, bir şeyler anlatma ve dahası anlaşma çabasına girmektedir.zaten eran kolirin şu sözleriyle sağlam bir özetini yapmış durumun;"kesin olan bir şey varsa, o da bir şeyleri kaybettiğimizdir. gerçek aşkı tek gecelik ilişkilerle, sanatı ticaretle ve insan ilişkilerini, diyalogların büyüsünü, pastanın ne kadar büyük bir dilimine sahip olabileceğimiz sorusuyla değiştirdik."
(aditia - 11 Kasım 2007 16:33)
buyuk umitler besleyerek gittigim, ici klise muhabbetler ve kolayci esprilerle dolu hayal kirikligi.hani sanki misirli bando israil'e gitmemis de finlandiya cirit takimi isvec'e inmis gibi.
(genetikci - 4 Şubat 2008 01:14)
dün büyük bir heves seyrettiğim bir heves kırıklığı...durağan, sevimsiz bir film olmuş..halbuki konu itibarı ile çok komik, çok sıcak olabilecek gibi bir havası vardı.
(hamlaus - 6 Mart 2008 15:07)
yalnızlık*, çekingenlik* ve girişkenlik* üzerine bir film..
(normal man - 3 Mayıs 2008 02:36)
--- spoiler ---kanımca filmin en güzel sahnesi saleh bakrinin papiye kız tavlama sanatını uygulamalı olarak gösterdiği sahnedir. gülmekten koparmıştır beni. izlemeye değer... http://film.purgis.com/…03/bikur_ha_tizmoret_02.jpg--- spoiler ---
(xoor - 30 Ağustos 2009 15:29)
müzikleri kendinden bir adım ileride olan 2007 fransa-israil yapımı film film'de bando şefini oynayan sasson gabai aynı zamanda rambo 3'te rol almış..
(kambercan22 - 31 Aralık 2010 14:33)
müzikler,oyunculuk,hikaye,sadelik gibi konularda izlerken çok etkilendiğim israil yapımı bir film.kültür ve kuşak çatışması,onur,tek gecelik ilişki,prensipler gibi bir çok konuya değinir ki yakalarsan mükemmeldir.güzel replikleri de vardır.--- spoiler ---"bilirsin belki de konçerton böyle sona erer. yani kemanlı, trompetli büyük bir bitiş değil, belki de bitiş böyledir. öylece, birdenbire. üzgün ya da mutlu değil.""burada arap kültür merkezi yok. kültür yok. israil kültürü yok,arap kültürü yok, kültür falan yok."--- spoiler ---
(swanqueen - 27 Ocak 2011 23:54)
tamamen rastlanti eseri denk geldigim hic bir beklentim olmadan izledigim sonrasinda da tanidigim herkese onerdigim, basroldeki abiyi feci sekilde burhan öcal a benzettigim , cok guzel muziklerle bezeli , harika film
(hicbir numarasi olmayan adam - 12 Nisan 2012 23:51)
mısırlı iskenderiye tören orkestrası mensuplarının israil'in petah tiqva şehrinde açılacak olan arap kültür merkezi'nin açılışında çalmak üzere israil'e gelmelerinin ardından yanlışlıkla bet hatikva otobüsüne binmeleri sonrasında başlarından geçenleri konu alan 2007 israil yapımı ilginç bir film.filmin ingilizce adı: the band's visitfilm hakkında daha fazla detay için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/the_band's_visittema:(bkz: popüler kültür /@derinsular)
(derinsular - 28 Ocak 2013 21:35)
klişe diye eleştirilmesi kesinlikle yanlış olan film.sizi hollywoodtan uzaklaştırıp biraz geriyor, biraz güldürüyor, çokça hüzünlendiriyor. değişik bir senaryo, çok basit ve çok güzel işlenmiş. yavaş ilerliyor ama hayatın o anki ta kendisini anlattığı için yavaş ilerliyor. müzikleri için sonunu beklemek gerek ki sonunu sonuna kadar hak ediyor.
(fancy pants - 21 Mart 2013 23:43)
irkciligi bir kenara birakarak insanlarin aslinda birbirlerine ne kadar benzedigini ve muzik etrafinda nasil birlesebildiklerini gosteren israil yapimi bir film. (bkz: efendim)(bkz: misafirperverlik)
(cop tenekesinden firlayan kedi - 23 Nisan 2013 00:29)
(bkz: bet hatikva)
(marcello mastroianni - 21 Aralık 2013 00:07)
2007'de varşova film festivali'nde izleyici ödülü'nü kazanmış filmdir.
(uzunada1969 - 28 Şubat 2014 23:45)
ismini bilmediğim ama her dinlediğimde beni benden alan bir müziği içeren, filmden enfes bir kesit:http://www.youtube.com/watch?v=ufeuy1dphpk
(gemmatria - 2 Nisan 2014 00:44)
holivud kafasıyla izleyenlerin beğenmediğini görünce hunharca güldüğüm, hatta filmin yarattığı modu silip süpürürcesine güldüğüm filmdir. daha ilk sahnesinden olayların gelişmeyeceğinin bas bas bağırdığı bu filmi biraz daha arkasında anlam arayarak izlemek gerekir ki zaten bunu beceremediğini gördüğümüz bir iki yazarın entrysi var sadece bir de az önce gördüğüm bi afişindeki yeşilli kız ile yanındaki lavuk figürleri de film açısından sinirimi bozan şey oldu, bunu da belirteyim. yani böylesine bi filmin herhangi bir afişinde o tiplerin konulmaması gerekirdi derim. alt tarafı bir sahnede varlar ve film hakkında farklı bi beklentiye sokabilirler izleyiciyi.biraz da detaya girecek olursak, puşt khaled'in henüz terminaldeyken söylediği şarkı çok hoştu. aslında hoş olan khaled'in sesiydi. hatta ne gerek var mütevaziliğe anasını satayım, bu filmin en güzel yanı khaled'di ve yarın aklımda çoğunlukla khaled'li sahneler kalacak. bir diğer vurucu sahne de hazırladığı uvertürü tamamlayamayan klarnetçi yardımcı şefin dramıydı. hem şeflik meselesi hem de beste meselesi ile, mimikleri ses tonu ve çekingenliği ile bu karakter, unutulmaz bir yarım kalmış insan figürü çizmiş, tebrik ederim.sonuç olarak herkese hitap etmeyeceğini belirtmekle beraber alt tarafı 87 dakika olan bu filmin sonunda kimsenin hüsrana uğrayıp sinirleneceğini filan sanmıyorum ben. ulan film izlemek için oturmuşsan 87 dakikalık mini dev bi film seni sıkamaz işte. neyse ben bu siniri atamayacağı üstümden galiba.
(bakerstreet - 15 Nisan 2014 19:46)
do you like chet baker?
(ucanfildumbo - 9 Haziran 2014 19:04)
Yorum Kaynak Link : bikur ha-tizmoret