Süre                : 2 Saat 28 dakika
Çıkış Tarihi     : 10 Eylül 1999 Cuma, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Drama,Gizemli
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  3B Productions , Arte France Cinéma , C.R.R.A.V
Yönetmen       : Bruno Dumont (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Bruno Dumont (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sylvie Verheyde (IMDB)(ekşi)

L'humanité (~ Insanlik) ' Filminin Konusu :
Genç Komiser Pharaoh De Winter yalın, sakin ve mütevazı bir adamdır. Bu, onun naif varoluşunun öyküsüdür... Pharaoh basittir, ama budala değildir. O, her birimize inanır. Fabrikada çalışan seksi komşusu Domino'ya tutkundur, ama nazik ruhlu Domino kaba saba Joseph'e âşıktır. Pharaoh'nun günlük yaşamı bayağı sıkıcıdır; duru mizacına pek uymayan bir işi vardır. Onu diğerlerinden ayıran, başkalarına karşı önlenemez bir duygudaşlığa sahip olmasından dolayı çektiği bitmek bilmez eziyettir. Pharaoh'nun küçük bir kızın tecavüz edilip öldürülmesi vakasını soruşturması gerekmektedir. Bu iğrenç vaka üzerine yürüttüğü soruşturma, yavaş yavaş içindeki ümitsizliği ve kendi suçluluğuna dair korkusunu açığa çıkarır... İlk filmi 'La vie de Jésus / İsa'nın Yaşamı'yla dikkat çeken Bruno Dumont İnsanlık'ta yine basit bir adamın, genç ve iddiasız birinin öyküsünü anlatıyor. 19. İstanbul Film Festivali (Dünya Festivallerinden) bölümünde gösterilmişti

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:Best Actress, Grand Prize of the Jury


  • "(bkz: ömür törpüsü)"
  • "doğru yazılışı: l'humanite... fransız komünist partisinin gazetesi. aragon, malraux, sartre gibi aydınlar zamanında bu gazetede yazmışlardır."
  • "pcf birinci sekreteri olabilmek icin muhakkak bir sure kadrosunda murekkep akitilmasi gereken gazete.(bkz: georges marchais)(bkz: daniel hue)"
  • "2.5 saatlik hyper naturalist tarzda super sıkıcı ve boğucu bir film."
  • "(bkz: humanite)"
  • "fr. insanlik"
  • "1999'da formatini degistirdigini yuzu salatalikli guzellik maskesiyle kaplanmis bir karl marx afisiyle duyuran fransiz komunist partisinin yayin organi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "cannes da jüri özel ödülü bok püsür kazanmış, herhalde iyi bir filmdir" diyerek izlemeye başladığım, sıkıntıdan geberdiğim, sonunu zor getirdiğim film. öyle pek ahım şahım bir konu yok, oyunculuklar vasat, süre aşırı derecede uzun. izlendikten sonra da insanın aklında filmle ilgili pek birşey kalmıyor zaten. kısacası zamanınıza yazık. izlemeyin. gidin duvara karşı olur yaşamın kıyısında olur, amelie olur başka bir film izleyin. hatta daha önce izlediğiniz bir filmi tekrar izleyin. yine de karda olursunuz..


    (solkisot - 15 Kasım 2007 15:49)

  • comment image

    basrol oyuncusu emmanuel schotte'nin yasanan olaylar karsisinda garip tepkiler gosterdigi, bazi sahnelerde yuzundeki ifadesizlik ve donuklukla bizleri sasirttigi ve inanilmaz oyunculuguyla alkisi hak eden bir bruno dumont filmidir. filmin konusu kisaca; iki yil once esini ve cocugunu kaybetmis silik polis memuru 'pharaoh' yan komsusu domino'ya asiktir ancak domino, joseph ile beraberdir.küçük bir kızın tecavüz edilip öldürülmesi vakası, içindeki ümitsizliği ve kendi suçluluğuna dair korkusunu açığa çıkarır.olaylar gelisir.

    iki bucuk saate yakin suresi,duragan sahneleri ve diyaloglarin az olmasi nedeniyle film bizleri zaman zaman bayiltsada bittiginde guzel bir tat birakmaktadir bunyede.


    (cult - 12 Şubat 2008 08:02)

  • comment image

    küçük bir fransız kasabasında bir kıza tecavüz edilip öldürülmesi ve bunu çözmekle görevlendirilen sıradan bir kasaba polisinin tek düze hayatı üzerine bir film. yönetmen bruno dumont. 1999 cannes film festivalinde en iyi kadın ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini ve jüri özel ödülünü kazanmış. yine de genel olarak bunaltıcı bir atmosferi olan, sıkıcı bir film olmaktan pek öteye gidemiyor.


    (sunchaser - 17 Kasım 2002 19:27)

  • comment image

    insanlığın irinini açığa çıkarıp yüzünüze yüzünüze vuran bir film. sıkıcı mı? evet, elbette. konunun boğucu havasını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. bu anlamda başarılı buldum ben. çok uzun yıllar önce izlemiştim ve bazı sahneler hala gözümün önünde.

    --- spoiler ---

    polis suçluyu yakaladığında karakolda yüzüne tükürmek yerine mi geçtiğini anlamadığım bir fransız öpücüğü sahnesi var. polis suçluyu onu ağzından öperek aşağılıyor. nasıl anlamlandıracağımdan çok emin olamadığım bir sahnedir o mesela. yıllar geçti, hala ara sıra düşünürüm.

    ---
    spoiler ---


    (deliberte - 22 Nisan 2010 02:12)

  • comment image

    film çıkışı yönetmenle yapılacak röportaj nedeniyle salondan çıkamadığım, üzerine de maalesef dikkatle seyretmek zorunda kalmış olduğum film. allahtan yönetmen (bruno dumont) işgüzarmış ki, bize film dışında her şeyi ama her şeyi düşünme olanağı veren uzuuun sahneler çekmiş - ki buna benzer cümleleri röportajda da sarf etmişti kendisi. şöyle ki: "sahneleri özellikle uzun tuttum, istedim ki seyirci oradaki boşlukları kendi verdiği anlamlarla doldursun, düşüncelerini perdeye yansıtsın." hımm, olur sayın dumont. sen film diye boşluk dolu bir kevgir at önümüze. sonra de ki "fill in the blanks." bu yüzden, senin anlatmaya bile zahmet etmediğin meramı seyirci bulsun, beyni de bir şey izliyor olmak için perdeye düşünce fırlatmaktan projektör makinasına dönsün; sonra biz eve yorgunluk ve sıkıntıyla, sen de iki adet altın palmiye'yle dön. peki.


    (mayadeniz - 27 Nisan 2010 04:15)

  • comment image

    bir zamanlar cine5in temcit pilavı gibi tekrar tekrar gösterdiği, izlemesi zarar, yorumlaması daha da zarar film. ev halkıyla aramızda "insanlık" adlı bir esprinin oluşmasına sebebiyet verdiği için bu filme teşekkürü borç biliyorum. çünkü artık ne zaman sıkıcı bir film çıksa "aa, aynı insanlık lan" diyoruz.

    bu arada film boyunca sokağın bir başından öbür başına yürümekten ve adamın tekini öpmekten başka birşey yapmayan polis memuruna teessüflerimi iletiyorum.


    (raven claws - 4 Ağustos 2010 09:10)

  • comment image

    doğru yazılışı: l'humanite... fransız komünist partisinin gazetesi. aragon, malraux, sartre gibi aydınlar zamanında bu gazetede yazmışlardır.


    (sudaki duman - 16 Aralık 2002 17:58)

  • comment image

    2000 yili cannes festivalinde altin palmiye odulunu almis, fransa yapimi film. bruno dumont tarafindan yonetilmis, ve amator oyuncular tarafindan oynanmisti. hatta basroldeki kadin oyuncu da en iyi kadin oyuncu odulunu almisti yanlis hatirlamiyorsam..


    (willy van der kerkhoff - 16 Aralık 2002 18:02)

  • comment image

    başlangıcında küçük bir kızın ölü bedenini ve özellikle vajinasını zoomlayarak seyirciyi daha ilk basta dumur eden, amatör oyuncuları ve duragan kurgusuyla insanı garip bir şekilde içine ceken ve uzun bir süre etkisinde bırakan insanlık adıyla gösterilen fransız filmi.


    (karincayiyenyiyen - 16 Aralık 2002 18:07)

  • comment image

    sonuna kadar seyredip , bu kadar sıkıldığım bir film daha yoktur herhalde.bir de merhaba hababam sınıfı var tabi , onu unutmamak lazım.şimdi bu filmin yönetmeni bruno dumont'un yeni filmi twentynine palms festivalde gösterilecekmiş , önyargılı olmamak lazım geliyor ama bünye el vermiyor.


    (jael - 27 Mart 2004 00:21)

  • comment image

    efenim en ilginç 'polisiye' filmlerden biri. zira başka filmler için oldukça sürükleyici sayılabilecek bir cinayetle pek ilgilenmeyen film cinayetle ilgilenen polisle ve polisle ilgilenen yahut ilgilenmeyen herkese yer veriyor.

    'uzun, sıkıcı' diyenlere hak vermekle beraber filmdeki karakterler üzerine kafa yorulduğunda muammalar arasında kaybolunduğu için epey keyifli oluyor film. koskoca ressamın torunu gerizekalı mı, duygusal mı, şimdi ne bok yiyecek falan derken zaman akıp gidiyor. isteyen siktiri boktan taşranın sıkıntısı üzerine kafa yorar, isteyen pharaon reyis ve taşra şürekasının acayip halleri üzerine.
    bir kere şurada anlaşalım. pharaon'un nev-i şahsına münhasır karakter olması hasebiyle sinema tarihinde benzeri az bulunur. adam yünik oğlu yünik. o pörtlek gözlerinin ardında ne fırtınalar koptuğunu düşünün o bile yeter. pharaon'u roger ebert didik didik etmiş. meraklısını buraya alalım.

    burdan pharaon'a sesleniyorum: ' seni dedenin hatrına mı komiser yaptılar gülüm?' adam ayan beyan zanlıyı değil kendini arıyor. ararken tosluyor biz de içindeki boşluğu hissediyoruz.


    (iste oyle bir sey - 9 Ağustos 2014 19:29)

  • comment image

    abimizin şehveti domuz okşayarak yaşaması, komşu hatununa acınacak derecede aşık olsada hatun bunun karşısında soyununca hiçbirşey yapamaması ve oyuncluğu ile yararken soyunan hatun herif ezikçıkınca ağlarken tüm ekranda sizi yutacakmışçasına zoomlanan dev vajinanın titremesi gbi garip, biz aslında çok sembolitiz triipli görüntülerin olduğu ilginç fransız filmi. ayrıca sevişme sahnesinden çok sikişme sahnesinin bulunduğu insnların o işi yaparken nasıl hayvanlaştığı anlatımınında gene doruklarda dolaştığı l'animalite olarak da isimlendirilebilecek yapıt *..


    (as if existed - 16 Kasım 2004 11:51)

Yorum Kaynak Link : l'humanite