Napló gyermekeimnek (~ Ani defteri) ' Filminin Konusu : Napló gyermekeimnek is a movie starring Zsuzsa Czinkóczi, Teri Földi, and Anna Polony. From one of the foremost woman directors comes a personal story of how history and the individual impact each other. A young woman (Juli) returns...
Ödüller :
As I Was Moving Ahead Occasionally I Saw Brief Glimpses of Beauty(2000)(8,4-709)
A Time to Love and a Time to Die(1958)(7,8-2501)
Lásky jedné plavovlásky(1965)(7,7-6413)
There's Always Tomorrow(1956)(7,6-2153)
Örökbefogadás(1975)(7,3-657)
La leggenda del santo bevitore(1988)(7,2-1205)
Magnificent Obsession(1954)(7,1-5169)
All I Desire(1953)(7,1-1485)
Documenteur(1982)(7,0-360)
Mein langsames Leben(2001)(6,7-303)
The Touch(1971)(6,4-1035)
Atlantiques(2009)(6,4-87)
Cannes Film Festivali : "Grand Prize of the Jury"
sadece bir kasko firmasının var olduğu ve bu firmanın da mafyanın elinde olmasından dolayı fiyatlarının çok pahalı olduğu bir şehir. kasko yapanlarla insanlar dalga geçiyorlar. bütün arabalar bü yüzden vuruk çizik içinde bir nevi büyük bir çarpışan arabalar kenti. arabaları ölene kadar kullanıyorlar. mercedes'inden smart'ına kadar. hastası oldum. on bin bakımıymış vay efendim karbiratör kayışıymış sikinde değil milletin.
(thug love - 18 Haziran 2008 09:28)
napolide hırsızlar çantanızı çalmazlar... çantanız ile birlikte sizi de götürebilirler.. aman aklınızda olsun..bizim napoli'li yaşlı italyanca hocası anlatmıştı : bir gün kocası ve büyük oğlu ile dolaşmaya çıkmışlar. sağında kocası solunda büyük oğlu. gündüz gözüyle tatlı tatlı dolaşırlarken birden havalandığını ve yere indiginde sırtındaki kürkünün olmadiğini farketmiş.. işte napoli böyle bir yer derdi ..!eğer istanbulda yaşiyorsaniz sorun yok.. 1 dakkada uyum sağlarsiniz..ölmeden görün ...
(gezz - 25 Kasım 2002 17:04)
daha hissi icimdeyken yazayim istedim.bir defa avrupa'nin geneline benzemiyor, bu konuda anla$alim. hostelde kalan avusturalyali cocuk on dakikada bir "oh my god! that is so amazing! so cool!!" diyordu. turkler icinse yine pek amazing olmakla beraber baya da tanidik bir ortam. kahvehaneden be$ on amcayi yakalayip napoli'nin sokaklarina biraksak oylece sigara icip muhabbet etmeye devam ederler gibi geldi biz gezerken. hostel arayanlara giovanni'nin yerini tavsiye ederim hemen, hostelworld.com'dan ula$ilabilir. giovanni zaten girdiginiz anda sizi oturtup onunuze harita ve muhtelif kitaplari dayayip bir saatlik bir lecture veriyor. nerelere gidilir, nerelerden uzak durulur, nerede pizza yenir filan, hepsini anlatiyor. pizza meraklilarina hayatimda agzima surdugum en iyi $eylerden biri olan gino sorbillo'nun pizzalarini tavsiye etmezsem gozum acik kalir. aha facebook grubu da burda zira gino adiyla dolu pizzeria mevcut $ehirde, siz buna gideceksiniz. roma'daki 9 euroluk pizzalardan sonra burdaki menude 4,5 € ibaresini gorunce "herhalde ufak boy gelicek, neyse napalim" dedik ve kollarimizi birle$tirip basket potasi yaptigimiz buyuklukte birer pizza koydular onumuze. on be$ dakika sonra pizzalari yalami$ yutmu$ ev yapimi $araplarini icerken hayati sorguluyorduk. bunun di$inda annemin dedigine gore telefonda sesim cok canli cikiyormu$ napoli'deyken. iyi yemek yiyince $akiyorum evet. muze gezmedik, royal palace filan var her $ehirde oldugu gibi. ama o kadar minik, o kadar tiki$ piki$, kalabalik ve karma$ik ki orada muze barinamazmi$ gibi hissettiriyor zaten. me$hur kalesine gidilebilir, ama ak$am yemeginizi o adada yemeye kalkarsaniz dikkatli olun, avrupa'nin genelindeki nezih tavir yerine turk usulu kakalama yontemiyle kar$ila$acaksiniz. (tren napoli'ye vardigi anda iceri giren seyyar satici yerlere kapanip yalvararak kalem satmaya cali$ti. "noooolur bi tane al" sonradan gordugumuz $ekilde napoli'de genel bir sati$ metodu.) hayir demesini bilin. kazik yememeye cali$in (illa ki biraz yiyorsunuz).giovanni'nin anlattigina gore napoli altin yataklari sayesinde cok zengin bir $ehirmi$, sonradan roma ba$kent olunca hazinenin buyuk kismi oraya ta$inmi$. ancak en minicik kiliseye girdiginizde bile tavanlarin altin i$leme, duvarlarin ve sutunlarin tamamen altin kaplama olmasi durumu ortaya koyuyor. resmen altin fazla gelmi$ oralarina buralarina surmu$ler gibi olmu$. 2 €uroya kocaman makarnalar alabilir, 5-6 €uroyu gozden cikarirsaniz uc renkli, penis $eklinde, kakaolu veya murekkep balikli siyah makarnalar edinebilirsiniz. biz* makarna manyagi olarak aldigimiz paketleri sirt cantalarimiza sigdiramayinca sirf bu amacla yeni bir bavul daha edindik. bizim kadar sapik olmayin ama bir siyah makarna goturun eve ya.gece vakti sokaklar issiz ve tekinsiz gorunuyor. istanbul cocugu olarak a$iri i$killenmesek de bati avrupa'nin o steril ortamindan sonra bir "acaba?" olu$tu icimizde. kapkac olaylari yogunmu$, ceplerinizi ve sirt cantanizi kullanmanizi tavsiye ediyorlar omuza asmali cantalar yerine. bir de kadinsaniz turkiye'deki kadar laf yiyeceksiniz. kuzeyde kicim dondugundan italya'nin gune$ini gorunce norvecli balikcilar gibi acilip sacilip $ortla dola$tim. $ort cok ama cok enteresan bir objeymi$, bunu anladim. ilkokul cocugundan kocaman adamina kadar herkesin odaklanmasi yetmiyormu$ gibi bir de $irinevler'de bir restorana girmi$im hissi veren, garson tarafindan taciz edilme durumuna vakif oldum ki pek ho$ bir deneyim degildi. o acidan ortalama turk kizi olun, zaten o halde bile laf yiyeceksiniz.$imdilik bu kadar. santa lucia'ya gidip ayaklarinizi denize sokabilirsiniz bir de. zira deniz kenarina restoran koyma mantigi pek geli$memi$, neredeyse tum sahil teknelerle kapli. bir de mozzarella seviyorsaniz bu memlekette yemeden donmeyin, ultra-mozzarella gibi bi$ey, gercek bufalo sutu mu diyeyim kesince kivamli akiyor mu diyeyim, yazarken bile agzim sulaniverdi, deneyin mutlaka. yeme-icme enstitusu olduk ama napayim, guzel ulan.
(willow is still blessed - 29 Nisan 2010 22:51)
sözlük yazarları tarafından italya'nın izmir'i mi, adana'sı mı yoksa urfa'sı mı olduğu konusunda anlaşmaya varılamayan şehir.
(cikolatalisut - 2 Ağustos 2010 17:38)
hakkında yazılan hiçbirşeyin abartılmadığına şahit olduğum şehir. bir tane bile vuruğu olmayan araba yok gerçekten. sidik kokan sokakları, zencileri, dilencileri, zengini fakiri hepsi bir arada gezer dururlar. aynı türkiye'ye benzer. ingilizce bilen kişi sayısı gerçekten çok azdır. hayat pahalıdır malesef. gözlemlediğim kadarıyla sadece içki, et ve tavuk bize göre ucuz.onun haricinde trafik ve araba kullanımı gerçekten zorlu bir şehir napoli. birbirine değerek park etmiş birçok araç * görmek mümkün. yalnız yaya geçitlerine çok dikkat ediyorlar, yaya geçitlerine yaklaştığınızda canavar gibi gelen arabaların durup yol vermesi ilginç geliyor. bildiğin türkiye'nin "opzioni>lingua>italiano" seçeneğini yapılmış halidir.(bkz: cep telefonu italyancası)
(az bakimli megaloman erkek - 30 Eylül 2010 00:19)
2 yıl önce bir projede çalışmak için gittiğim şehir.tabi kabul edildiğimi öğrenince hemen hakkında ekşi sözlükte vs bilgi aramaya koyuldum.o kadar kötü şeyler yazılmıştıki hakkında gitmesem mi acaba diye düşünmeye başlamıştım.garibaldi meydanındaki tren istasyonunda indiğimde acayip bir korku vardı içimde.tarlabaşımsı biryer gibi göründü gözüme.elimdeki krokide istasyondan gideceğim yer 10 dklık yürüme mesafesinde olmasına karşılık taksiye binmeyi düşündüm.o 10 dk.lık yolda başıma ne gelecekse artık. piazza nazionale'ye vardık fakat sokağı bulamıyoruz tam arkadaşımla.bir patisserie gördük önünde yaşlı amcalar oturuyor elimizdeki adresi gösterdik.ingilizce bilmedikleri için anlaşamadık.kağıttaki telefon numarasını arayıp konuştular bize beklememizi gösteren işaretler yaptılar.tabi bu sırada bu amcaların bize iyilik yapıyor olabileceği gelmiyor aklıma, sözlükte o kadar kötü şeyler okumuşumki paranoyaya bağlamışım.bunlar kesin organ mafyası diye düşünüyorum o sıra.arkadaşıma arabayla almaya gelirlerse arabaya binmeyelim kimliklerine bakalım filan diyorum.sonra eli yüzü düzgün proje sorumlularımız yürüyerek geldi de içim rahat etti. daha sonra o amcaları hergün gördüm hergün selam verdim.öğrendiğim az italyancayla sohbet etmeye çalıştım.günler geçti ben napoliye iyice alıştım gece 2lere kadar dolaştık.kalabalık yerlere, konserlere festivallere gittik.hiçbirşeyim çalınmadı çok şükür hiçbir ters hareketle karşılaşmadım.tabi bu karşılaşılmayacağı anlamına da gelmiyor.demem o ki; türkiye'de herhangi bir şehir ne kadar tehlikeliyse bu şehir de o kadar tehlikelidir. hakkında yazılanlar sizi korkutmasın.zamanla o kadar alışıyorsunuzki kendinizi oranın bir parçası hissediyorsunuz.insanları o kadar samimiki bir anda arkadaş oluveriyorsunuz size hediye şaraplar limoncellolar alıyorlar.pizzaları bir harika söylememe bile gerek yok aslında.bir de bu şehir roma gibi müzedesin hissi vermiyor.burada bir hayat var burada insanlar yaşıyor hissiyatı veriyor.amalfi, positano ve sorrentoyu görmeden gelmeyin eğer bu şehre gideceksiniz çünkü huzur dediğimz şey buralarda dolaşıyor.bilmiyorum ben mi fazla anlam yükledim bu şehire ama her köşesi ayrı bir mutluluk vermişti bana
(mysterious stranger - 9 Mart 2014 01:07)
bu şehir hakkında aklımdan geçenleri yazsam topsakallı romatik ekşicilerin saldırısına uğrarım diye korkuyorum. yok avrupa'nın haylaz çocuğuymuş da, yakışıklı ama bıçkın bi delikanlıymış da bilmem ne. hayatımda ilk defa "götümüzü kesebilirler" cümlesini kurdum. bu cümleyi kurarken çantama öyle bir yapışık vaziyette tırıs tırıs gidiyodum ki anlatamam. hani ayşecik'in bi filmi vardı, bunu anasından daha bebekken ayırıyolardı da anası delirip bi kara taşı bebesi belleyip bağrına basıyodu. işte çantama öyle sarıldım. bütün şehir aynı anda çamaşır yıkıyo galiba. sıvası dökük evler, evlerden birbirine gerilmiş iplerde asılı pazen donlar, sokaklarda çöp dağları, düşük donlu zenciler, laf atan çingeneler...ayyyii öyle romantiğim ki, çog tatlı şehir böyle avrupanın hırçın delikanlısı gibi böyle italyan aşık gibi. hasiktir ordan. esenler otogarı gibi, aşti'deki taksiciler gibi.
(venusteki limon agaci - 13 Mayıs 2014 01:15)
gördüğüm en güzel pis şehir.
(kartalbafilerrr - 12 Kasım 2014 00:21)
bizim "j" harfiyle karsiladigimiz sesi bolca kullanmak suretiyle konusulan bir dile * sahip olan sehir. italya'nin tamaminin ortak antipatisine sahiptir. bir milanolu napoliliden ne kadar hazzetmiyorsa sicilyali da o kadar hazzetmez. italyanca bilmeniz en cok ingilizce bilmeniz kadar isinize yarar, daha fazla degil zira ikisi de napoli'deyabanci dil kontenjaninda yer almaktadir. belli anlamlarda istanbul'u andirsa da guzellik anlaminda geride, kaos anlaminda ise ileride yer almaktadir kanaatimce. neticede olmeden gorunuz, ama geceleri arka sokaklarda gezip "tamam gordum simdi kismetse olucem diye de israr etmeyiniz".
(darkness15radius - 7 Temmuz 2004 16:50)
güneyliler kuzeylileri, kuzeyliler güneylileri sevmez italya'da. napolileri hiç kimse sevmez. marcello mastrianni bir gün roma'da kahve içerken arkasından fısıltılar gelir : " marcello'ya bak, ne kadar da yaşlanmış, yüzü ne kadar buruşmuş"marcello mastrianni bir gün napoli'de kahve içerken yanına yaşlı bir adam gelir : " marcello ne kadar yaşlanmışsın, gel bir kahve içelim"istanbul'dan sonra, dünyanın en heyecanlı ve en egzantrik şehri.
(charles maurice de talleyrand - 7 Temmuz 2006 00:08)
Yorum Kaynak Link : napoli