Tüm Zamanların En İyi 10 Kore Filmi / 10
Oyuncular
  • ""olmek mi istiyorsun" lafi ile yer etmis film"
  • "filmde 'oha nasıl lan!' dedirten en büyük ayrıntı kızın isminin hiç zikredilmemesidir. hakkaten ilginç."
  • "filmi falan bilmiyorum ama tam olarak sabahları bizim evin önünden geçen gevrekçinin bağırdığı şey bu."
  • "araştırmadan, okumadan, çok derin analizleriyle?, kanıtları kanırtmadan kendince yorumlar yapan ağzı bozuk ötesi bir canlı türüdür."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---
    filmin sonlarına doğru esas kızımızın, kyun-woo'nun yazdığı mektubu okuduğu sırada, arka planda ufo vari bir cismin son sürat geçtiği filmdir. resmi olmayan rivayelere göre bu cisim bir zaman makinesidir ve kyun-woo yaşlı amcamızdır, gelecekten gelmiştir.
    ---
    spoiler ---


    (battal888 - 4 Kasım 2007 15:38)

  • comment image

    başroldeki taş hatunun birde kfc yerken adlı romantik komedi filmi mevcuttur. bu küstah kızın elleri ve gülüşü o kadar harikadır ki onu piyano başında görürseniz monitörün içine girip o sahneye ışınlanmaktan başka bişey dileyemezsiniz. bu kesindir. üç yarıdan oluşan bu eserin ilk yarısında yalnızca gülünür 2.yarısında da *yalnızca ağlanır yanlışlık olmasın. filmin sonunda durum berabere oluyor haliyle.
    bence filmin ana fikri kadınların erkeklerden daha iyi yumruk atabildiğiydi. veya lunaparka her istendiğinde gidilmesinin sakıncalı olduğu. veya sevdiğiniz için savaşmanın çok güzel birşey olduğu. kısacası, asla kaçırılmaması gerektiğini düşündüğüm şahane eser.


    (neira - 9 Kasım 2007 20:17)

  • comment image

    romance-comedy, romance-dram veya hepbirinde en iyi örnekleri sergileyen güney kore filmlerinden biri daha (ki bence en güzeli de bu). tadı damağınızda kaldı ise yanında önerebileceğim diğer romantik komedi / dram janrindaki güney kore filmleri:
    too beautiful to lie (yine sassy tiplemeli bir hatun başı çekiyor. my sassy girl'e en çok benzeyen film de bu önereceklerimin arasında),
    sad movie,
    a millionaire's first love,
    daisy (ji-hyun jun oynuyor),
    crying out love in the center of the world
    someone special

    hastasıyız güney kore romance'inin.


    (infected grail - 2 Şubat 2008 15:00)

  • comment image

    tipki dolls adli saheser gibi bas karakterlerini bir kere bile opusturmeden ask temasini yalap salap hollywood filmlerinden onlarca kat daha doyurucu sekilde anlatmayi basarmis enteresan ve basarili bir film. agir bir konuyu yer yer cidden kahkaha attiracak sekilde anlatmasi, en duygusal sahnenin ortasina bile absurd espirileri yerlestirmekten cekinmemesi de cabasi. iki sahne var ki orneklemeden gecemedim (iyi halt ettin):

    --- spoiler ---

    korelilerin cok sevdigini ogrendigimiz "dus" adli romanin (bilmiyorum dogru mudur) sonunu begenmeyip degistiren esas kizin "oldugumde canli bile olsa sevdigimi benimle gomun" seklini daha cok begenmesi ve bu canlandirma esnasinda esas oglanin kendisi ve ailesinin rol almasi, canli canli mezara attiktan sonra kurekle (plastik oldugu icin daha sonra toprak atamiyor bu eleman) esas oglanin kafasina kurekle vurmalari. bu sahnenin tum absurdlugune ragmen sanki cok dogalmis gibi karsilanmasi unutulmayacak bir sahne bence.

    yine filmin ortalarinda "oha dedirtecek tesadufler"den birini yasararak esas kizi sokakta bilmeden taciz eden esas oglanin kiz telefonla arayinca once "alo" diyip daha sonra bozuk ingilizceyle "aradiginiz kisiye su anda ulasilamiyor" numarasina yatmasi. filmin sonunda kiz oglani bulmaya calisip da telefonla ararken gercek "aradiginiz kisiye su anda ulasilamiyor" mesajini duyunca yuzunde o olayi hatirladigi icin olusan bir anlik gulumseme.

    ve tabi ki su soz "kader; sevdigin icin tesaduflerden bir kopru insaa etmektir."

    ---
    spoiler ---

    uzun bir film olmasina ragmen sikilmadan defalarca izlenebilecek bir yapim. hollywood'un yuz milyonluk butceler ve en unlu oyuncularla bile dogru duzgun anlatamadigi temayi son derece akici sekilde anlatmasi bile yeterli izlemek icin. zaten hep demisimdir dogulular "ask" denen olguyu (karisik bir olgu, bulasmamak lazim) yasamayi da anlatmayi da cok daha iyi biliyor. ve nedense bu film bana mevlana'nin "sevgilim naz eder, bas ceker, gamlara koyarsa beni, bir kere bile ah demeyecegim inad icin, ah'a da kizmisim ben." sozunu hatirlatiyor surekli.


    (lemre - 13 Eylül 2008 22:08)

  • comment image

    seks objesi yoktur evet aşk tamlı bir filmdir ancak size seksi, fantazileri anlatmaz bu film,"seyrettirelim be abi" nidaları ile iki göğüs, bir kalça göstermek arzusunda değildir, sadece anlatmak istediği bir duygu vardır, o duyguyu almak size kalmıştır. sizi zorlamaz film, açıkça belirtmek gerekir ki içine alamaz uzundur, bazı anlarda tekrarlar vardır, ancak siz farkına varmadan o şebek suratlı adam olmuşsunuzdur, farkına varmadan o hatun olmuşsunuzdur, onlar gibi hissetmeye, onlar gibi yaşamaya başlamışsınızdır...

    ne bundan önce yaşanılan aşklara ne de bundan sonra yaşayacaklarımıza benzemez bu aşk hikayesi yoktur bunları yaşayacak ya da varsa da ben görmek tanışmak istemem çünkü hayalde kalsındır, bulaşmasındır hiçkimseye..

    şebek suratlı sevimli erkek insanında bir inanç vardır, ne öyle akla mantığa sığmayan abartılmışlıklar ne de aşkı için dağları ovaları aşan insandır, gayet doğaldır, annesinden sopa yiyendir, akraba ziyaretine gitmek zorunda olandır bazı anlarda sevgilisinden dayak bile yiyendir.

    ve demem odur ki 2.5 *saat boyunca izlenebilecek en iyi romantik-komedidir. bırakın holivud ormantizmini..


    (etxeberria - 17 Şubat 2009 17:58)

  • comment image

    filmin sonuna doğru yönetmen hafiften bizle dalga geçiyor.

    --- spoiler ---

    ağacın altında yaşlı bir adamı otururken görüp, tez canlı gibi "vay hain karı. adam yıllarca beklemiş, ama hala ortalıkta yok." deriz. akabinde kızımız çıkagelir, "hay ya..." demekle kalırız. sadece bir yıl geçmiştir.

    daha sonra ikinci olta atılır. bu sefer de orta yaşlı bir kadın görürüz ve "vay be, hala tesadüf onları buluşturamadı ha?" deriz, ama o yaşlı kadın da kahramanımız kyun-woo'nun teyzesi çıkar. tarih hala aynıdır.

    ---
    spoiler ---


    (gattsu - 19 Temmuz 2009 04:36)

  • comment image

    bu filmde, sonlara doğru (spoiler! spoiler!) kızın çocuğu "bak bakalım karşıki dağdan sesim duyuluyor mu" diye te karşıki dağa gönderdiği bi yer var. çocuk, karşıki dağdan "sesin burdan duyulmuyor" diye bağırırken, aynı anda kızın da diğer dağdan "özür dilerim, farklı olduğumu sanmıştım, ama ben de herhangi çaresiz bir kızım" diye avazı çıktığı kadar bağırdığı sahneyi izlerken duygularımın olduğunu hatırladım.

    çok fena oldum o sahnede. kendimden bişi buldum, biraz da ondan sanırım.

    özür dilerim, farklı olduğumu sanmıştım. ben de yapmış olmaktan memnuniyet duymadığı şeyler yapan, ama başka türlü nasıl davranılır bilmeyen çaresiz herhangi bir çocuğum. özür dilerim.


    (trenchkot - 26 Mart 2010 23:19)

  • comment image

    hollywood'un tatsız, eğreti duygusal filmlerine taş çıkartan, salya sümükten arındırılmış, seks ile aşkı birbirinden ayırarak seksiz de aşk ve duygusallık olabileceğini gösteren, kore kültürünün, türk kültürüne amerikan kültüründen daha yakın olduğunu öğreten, neşeli, komik, duygusal bir film.
    dikkat! kore sinemasına bağımlılık yapabilir. bu kadar başarılı bir film daha bulma çabasıyla bir sürü kore filmi seyrettirir.


    (fishon amca - 25 Aralık 2010 01:02)

  • comment image

    burası da dahil olmak üzere bu filmle ilgili bir çok kaynaktaki her şeyi okudum.

    --- spoiler ---

    birçokları üzülmüş filmin sonunda. ben aksine inanılmaz mutlu oldum. allah'ım bu nasıl güzel, nasıl naif bir kurgu? zira delikanlımızın hala/teyzesinin ayarlamaya çalışacağı kızla aşk yaşaması bir romantik film klasiğidir. her izleyenin de aklına gelmiştir ama senaryo öyle güzel örülmüş, öyle güzel kurgulanmış ki bildiğiniz şeye şaşırıyorsunuz. her sahne için müzik seçimi çok iyi. hele adının pachabel's canon öğrendiğim bir eser var ki aman allah'ım, salt güzellik. biraz türk filmi talihsizlikleri olmakla birlikte açık ara izlediğim en iyi romantik film ki birçokları gibi bu tip filmleri bayık bulurum. 1 senedir uzakdoğu sinemasına sardım bu arada. bu adamların her işleri başarılı gibime gelmeye başladı.

    kız da gayet iyi de oğlan çok başarılı oynamış. metroya binerken turnikelerin altından geçmeye çalışıp polisi görünce bilet almaya gitmesine kahkahalar attım şahsen. 25 yaşında anasından sopa yiyor, oklavadan kaçıyor, annesi giyimine kuşamına karışıyor. sonra babası gece vakti erotik safari mi yapıyor diye yokluyor, kapıyı kapatıyor sonra bir daha yokluyor. bizim buralara çok yakın hikayeler bunlar, o yüzden bu kadar sıcak geliyor belki.

    bir de ne hikmetse bu filmi kız arkadaşımla izlersem çok kısa zamanda topuklu ayakkabı giymem yönünde taleplerle karşılaşacağım yönünde çekincelerim var.

    ---
    spoiler ---

    güney koreli arkadaşlar sözüm size; olm isimleriniz az kolay olsun lan. kyon hyun diye isim mi olur olm? bu çocuğun anasına babasına yazık değil mi?


    (sae - 14 Ocak 2012 03:03)

  • comment image

    araştırmadan, okumadan, çok derin analizleriyle?, kanıtları kanırtmadan kendince yorumlar yapan ağzı bozuk ötesi bir canlı türüdür.


    (3d artist - 13 Haziran 2015 04:01)

  • comment image

    kadın oyuncusu jeon ji hyun'e 2002 grand bell en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran, erkek oyuncusu cha tae hyun'a ise 2002 kore oscar'larında en iyi erkek oyuncu ödülü kazandırmış güney kore filmi. film güney kore'de boxoffice listelerinde 6 hafta boyunca bir numarada kalarak, 2001 yılında shrek, harry potter ve yüzüklerin efendisi'nden daha fazla seyirci toplamayı başardı.
    filme gelince ... kadin-erkek tesadufler sonucu tanisir, birbirine bir turlu kavusamaz.
    uzunca bir sure absurd mizah sinirlarinda dolastiktan sonra, son yarim saati uzun suredir izledigim en romantik dakikalardi. sonunda goz yaslarimi tutma konusunda da kendime hakim olamadim.


    (quaid - 16 Kasım 2004 16:08)

  • comment image

    bu filmden anladığım kadarıyla güney kore'de askerlik çok uzun sürmektedir ve insanlar hayata 25-30 yaşlarında atılmaktadırlar. eleman 25 yaşındaydı ve buna rağmen eve geç geldiği için annesinden oklavayla dayak yiyordu.


    (battuta - 7 Şubat 2005 05:40)

  • comment image

    bu koreli'ler kac tane film yapmislar, kac tane unlu aktrisleri/aktorleri var, aski nasil yasarlar bilmiyorum. yemekleri tat verir mi, barlara legal giris yasi kactir, hayatlari nasildir, aski nasil yasarlar hic bi fikrim yok. hayati kac yasindan itibaren tek baslarina izlemeye baslarlar, kadinlari hakkatten hala oklavayla hamur acip ekmek pisirir mi, 24-25 yasindaki insanlar cidden 18-19unda mi gorunur, aski nasil yasarlar gormedim. nezarethanelerde hep ayni insanlar mi mahkumdur, metro da buyuklerine ve bayanlara yer verirler mi, hareket halindeki trene binme tecrubeleri var midir, aski nasil yasarlar duymadim.

    ama bu izledigim en iyi kore filmiydi. koreli'lerin yaptigi ve benim izledigim tek film olmasinin bi etkisi olacagini sanmiyorum, cunku bundan daha guzel bi film yapabiliyo olsalar heralde cok cok daha onceden duyardik/bilirdik.

    ***

    su cevapsiz sorularda bisi dikkat cekmistir heralde, dikkatli bi okuyucu icin. bi tanesini hem 'bilmiyorum', hem 'hic bi fikrim yok', hem 'gormedim', hem de 'duymadim': a.s.k.i n.a.s.i.l y.a.s.a.r.l.a.r??? hala tam bir kanaatim olmus degil koreli'lerin bu soruya -yasayan- cevaplari hakkinda. tamam muhtesem bir ask izledim. ama bunun -degil kore'de- dunya uzerinde her hangi bir noktada, her hangi iki kisi arasinda yasanabilecegine ben inanmiyorum. filmdeki tesadufleri, ufak ufak serendipityleri gectim. tahmin edilebilir, ama inatla tahmin edilmeyen sonu da gectim. diyaloglarin bazen masumluguna, cogunlukla cocuksuluguna, hic bi sekilde cinsellik icermeyisine (film boyunca izleyen kimsenin de aklindan gecmedigine eminim)... diyaloglari bize yasatanlardan hatun olaninin inancsizliginin arkasina gizledigi, erkek olaninin da zaten filmin her karesinde belli ettigi o inanilmaz 'inanc'a... kadin egemen denilen ama aslinda ask egemen olan bir takim ikili, cok tatli oyunlara... taktim ben. her seyiyle ozlemi duyulan bisi bu ikisinin yasadigi. daha onceden hayal edebildiginiz, edemediginiz -ask'a dair- ne varsa -ask'i en ustte tutmak sartiyla- yerli yerinde bu ikilinin yasadiklarinda. nasil bitcegini bilemiyorsunuz filmin, hatta basindaki o 'zaman kapsulu' hikayesi bi karamsarlik koyuyor bi yerlerinize ama yine de umutsuz kalmiyorsunuz taa sonuna kadar. baslangicina kadar demeliyim belki de. ya da gelecegin gecmisle karsilastigi yere kadar diyim en iyisi.

    bu filmi izledikten sonra yapmaktan inatla uzak durmaniz gereken bisi de ne eski asklarinizi, ne gelecekte olanlari, olmasini istediklerinizi o olcude degerlendirmeyin. dedim ya ben 'bu'nun yasanabilecegine inanmiyorum. hem hatirladikca, hem planladikca hayal kirikligina ugrarsiniz. en iyisi bi masal olarak kabul etmek -evet belki de o tesadufler bilerek konulmus filme, masalsi bi hava verebilmek, izleyicileri 'benim niye boyle bi askim yok' olayindan kurtarabilmek icin- cok ozenmeden, ama -biraz biraz / ara ara- bazi sahnelere kendi resminizi koyarak... maksimum bu olur heralde.

    ***

    goz yaslarini tutma meselesine deginmek istemiyorum. nitekim ben de ne kadar tutmayim desem de cikmadi bi turlu. bi zaman bi filmde aglicaksam keske o film bu film olsaydi. neyse, belki bi dahaki izleyisimde. ara sira donup 'bu kadar asigim sana iste' dicegim birisiyle izlerken mesela*.


    (still nobody knows - 8 Nisan 2005 08:11)

  • comment image

    güney koreden çikmis en güzel yaratik ji-hyun junin oynadigi, 2,5 saate yakin uzun süresine ragmen keyifle izlenen film.

    filmden çikarilacak bazi sonuçlar:

    -film güzeldi, eglenceliydi, ama son yarim saati dagitti.
    -bundan sonra metroya daha sik binilecek.
    -akraba ziyaretleri siklastirilacak.
    -ji-hyun junun filmleri izlenecek.
    -güney kore filmleri takip edilecek.


    (crowley - 24 Nisan 2005 20:45)

  • comment image

    hollywoodun gençlik filmi klişelerinden sıkılanlar için güzel bir alternatif. tek eksisi çok uzun olması. yapımcılar da farkında ki, filmi iki yarı halinde hazırlamışlar. ben açıkcası devre arasını biraz uzun tuttum*.

    --- spoiler ---

    filmin başında kahramanlarımızın yerleştiği otel odasında, çerçevelenmiş bir gazete küpürü gözünüze çarpmıştır. küpür, beşiz doğuran bir kadın hakkındaki gerçek bir yazıymış. o beşizler büyümüşler, koskoca adam olmuşlar ve filmde çeşitli rolleri kapmışlar. bunlardan birisi otel sahibi, diğeri nezarethanedeki mafya lideri, bir diğeri metro turnikelerini bekleyen güvenlik görevlisi; dördüncü, filmin sonuna doğru kız metroda anons yaparken yanında oturan görevli, sonuncusu da çocuğu, içinde gül olan yemek servisi kutusuyla kız lisesinin içine girerken durduran güvenlik görevlisiymiş.

    ---
    spoiler ---


    (sheba and the albino girls - 28 Temmuz 2005 17:36)

  • comment image

    koreli jeux d'enfants. kaprisli kizla aptal herifin maceralari diyerek asagilanamayacak kadar hos bir film. biraz daha kisa olsaydi daha cok tad alinabilirdi bence. yalniz ilk iki madde hala gecerli...


    (amiga 500 - 6 Eylül 2005 16:50)

  • comment image

    amerikan filmlerideki yavşak havayı taşımamalarından dolayı zaten baştan sempatiyle yaklaşılan uzakdoğu filmlerinden, devamında da sevimliliğini büyük oranda sürdüren bir tanesi. anneden oklavayla dayak yeme, zorunlu akraba ziyareti, akrabanın kız bulma baş göz etme çabası gibi tanıdık temalarla zaten film daha bir samimi geldi, bunun yanında güldüren epey yeri de var. oyunculuk ta iyi.


    (ates - 4 Kasım 2005 18:51)

Yorum Kaynak Link : yeopgijeogin geunyeo