guney kore sinemasindan cikan en guzel ikinci romantik komedi. iki parelel oykuyu anlatan sımsıcak, bir o kadar da huzunlu ye-jin son filmi.

birincisi icin: (bkz: yeopgijeogin geunyeo)

film senaryosuyla, klasik bir turk filminden pek de farkı yok. kore sinemasını onemli kılan unsurlar burada da devreye giriyor; sirinlik abidesi oyuncuların dokturmesi, hikayeye serpistirilmis komik olaylar ve filmin sonlarına dogru ortaya çıkan romantizm... ortada bir gercek var ki kore sineması bu isi çok iyi yapiyor. zaten cekilen bir cok guzel film de holywood’da tekrar cekiliyor.

(bkz: oldboy)
(bkz: yeopgijeogin geunyeo)
(bkz: il mare)

eğer kiz arkadasiniz ile bu filme giderseniz yuzde yuz aglayacaktir. buna hazırlikli olmakta yarar var. salya sumuk aglamak isteyen ciftler icin de birebir, imdb’den aldıgi oyu ise fazlasıyla hak ediyor.

ufak da olsa spoiler icermekte. acemi oldugumuz su gunlerde isi ciddiye almakta yarar var.

--- spoiler ---

kore filmlerinde dikkat ceken bir nokta, filmin icinde cok onemli olacak bir olay veya kisiyi gosterip sonuna kadar o olaydan veya kisiden hic bahsetmemesi. anlasilan tek amaclari seyirciyi ters kose yatirmak. bu kotu degildir. hatta ilerde seyredilecek guney kore filmlerine farklı bir tat katar.

bu filmde de olay sudur ki uzun boylu elamanin devamli düsmesi. yonetmenin seyirciye yedirdiği bir fake olmus.

--- spoiler ---

ayrıca ye-jin son'a dikkat diyorum baska da birsey demiyorum.

(weskagan - 5 Kasım 2007 11:43)

adı gibi klasik bir konusu olmasına rağmen şu ana kadar seyrettiğim en sıcak , en duygulu romantik filmlerden biri olmuştur bu güney kore yapımı film.
aşırı tesadüflerle örülü , görülebilecek tek cinsellik unsurunun erkeğin kızı öpmeye çalışmasıyla sınırlı kalan ve sadece duygulara yoğunlaşmış bu filmin sonunu tahmin etseniz dahi yine de ağlabilirsiniz, hazırlıklı olunmalı.
fazla hayalperest bünyelere tavsiye edip etmeme arasında kalıyorum çünkü sağanak yağmurda sevdiğinizin ceketi altında birlikte koşma hayaliyle yaşamak zor olabilir hele allah'ın susuz memleketi ankara'da yaşıyorsanız...

(urasil - 16 Şubat 2008 01:29)

gecenin bir yarısı izleyip, ertesi sabah şiş gözlerler okula gitmeme neden olan, kalbimi dağılmış nar tanelerine çeviren film. evet, klasik romantizm denebilir ama ateş böcekleri ikinci kez ağlattı beni. bir diğer için:
(bkz: hotaru no haka)

(mormazel - 13 Eylül 2009 18:00)

ben bu filmi annem ve kız kardeşimle birlikte izledim. film bittikten sonra anneme filmi beğenip beğenmediğini sordum, çok beğendiğini söyledi. en çok nesini beğendin dedim, kız çok güzel ağlıyordu dedi. sanırım bu filmi daha iyi açıklayacak bir cümle daha yok. evet kız çok güzel ağlıyordu, çok güzel gülüyordu, her ne yapıyorsa çok güzel yapıyordu. korelilerin filmlerinin ortak yanı ne anlatırlarsa anlatsınlar, çok iyi anlatıyor olmaları. o kadar doğal oynuyorlar, o kadar gerçekçi çekiyorlar ki filmlerini, bir kurgu olduğunu düşünmeden izleyiveriyorsunuz. ayrıca bu filmde jo in sungın oynaması da ayrıca bir artıdır benim nazarımda.

(sunshine meryl - 27 Aralık 2010 19:32)

filmin en hoş sahnelerinden biri de, o tekerleme manyağı kızın olduğu sahne. her ne kadar absürd bir durum gibi görünse de bana yakın geliyor; ilgi duyduğum bazı konuları, o konularla hiç alakası olmayan kişilere heyecanlı heyecanlı anlatmaya çalışmışlığım olmuştur benim de birçok kere. tekrardan izlenebilecek filmlerdenmiş bir de, iş-ev filan derken nefes almaya yarıyor bir süreliğine.

(haeroon - 6 Ocak 2011 10:32)

müzikleri ile öne çıkan kore sineması örneği

filmden sonra yaf çok güzel bir şarkı vardı neydi acebaa diye düşünen olursa muhtelemelen "sarang ham yon hal soo rok"tur, zira film kore malı olduğundan şarkıların isimlerini bulmak

öyle işte

(sen git ben onlari oyalarim - 26 Mayıs 2011 17:54)

konusu klişe olmasına rağmen hoş bir filmdi.

benim için tek sorun, esas kızı daha önce personal taste adlı dizide "park gae in" rolüyle tanıdığım için filme adapte olamamdı.

--- spoiler ---

neden hep aşklar mutsuz bitmek zorunda? tamam esas kızla esas oğlanın çocukları mutlu olmuş olabilir ama esas kişiler mutlu olamadıktan sonra ne yapayım ben öyle mutlu sonu??

--- spoiler ---

edit: diziye film, filme dizi diyen insanlardan hiç hoşlanmam ama aynı hatayı yapmışım şimdi farkettim, çok üzgünüm sözlük.

(efsunly - 11 Ağustos 2013 02:52)

içinde bir adet seung woo cho bulunduran, 2003 yapımı harika bir kore filmi. the classic'in imdb puanı 7.9

her hangi bir kore filmini geceden izleyince, sabaha sıfır moral ve şiş gözlerle uyanmak garantidir. o yüzden sabah izleyip, akşama kadar anca kendime geliyorum.

(gelirsen ekime gelmezsen sikime - 7 Şubat 2018 17:21)

bir adet hüzünlü aşk barındıran klasik bir kore filmi.

öncelikle bazı detaylarla filmin geçtiği dönem çok iyi yansıltılmış. gerek oyunculukları gerek senaryosuyla harika. yer yer absürtlükleriyle de filmindeki duygusallık çok iyi ayarlanmış bence.

ayrıca film boyu ye-jin son'u görsek de doymak zor. aksine bağımlılık yapıyor. gençken ayrı bir güzelmiş.

--- spoiler ---

bu asyalılar ne yiyor ne içiyor da böyle filmler çekebiliyorlar, nasıl duyguyu böyle direkt hissetirebiliyorlar anlamış değilim. sanki külleri nehre döken bendim filmde.
--- spoiler ---

(nowhereboy - 19 Nisan 2018 03:13)

bu uzak doğulular fazla olmaya başladılar. sanki bugüne değin beklemiş ve yapmaları gerekenleri bir anda ortaya çıkarmış gibiler. genellemeyi özele indirip güney korelilere baktığımızda bu parlayan yıldızın en fazla ışık saçan katmanı olma yolundalar. film ismi gibi bir klasik aslına bakılırsa, örneğine rastlanır cinsten bir yapıt. ancak yıllarca amerikan tarzına alışmış bizler üstünde farklı bir tat bırakıyor. daha inanılır kılıyor hikayeyi. sinemaya kendimizi bırakmamızı kolaylaştırıyor. uzun kısımları olması yanında izlenesi bir film. en kötü ihtimalle güney korelilerin aşk, arkadaşlık ve kişisel ilişkilerine bir bakış şansı veriyor. başlarda geçişler arası bağlantı sıkıntıları olsa da bir süre sonra bu sorun aşılıyor. sonlarda ise hafif bir karmaşanın ardına nihai bekleneni veriyor. ayrıca hatırlatmakta faide var, izlerken bir elde mendil olması gerekli olabilir.

(o ben degilim - 17 Haziran 2006 16:06)