şöyle buyurmuştur yüce insan ronald d moore :

"eğer battlestar galactica, black hawk down ise, caprica, american beauty olacaktır…”

so say we all !!!

(auroriel - 17 Nisan 2008 16:05)

kimsenin keyfini kaçırmak istemem ama battlestar galactica'nın yerini doldurması en azından benim için mümkün olmayan bir dizi.

caprica yüzeyinde geçecek, direnişi anlatacak falan eyvallah da... içinde viper olmayan, it dalaşı izleyemeyeceğim, adama'nın galactica'ya yaptırdığı dahiyane manevraların olmayacağı bir dizi ne kadar bsg'nin yerini doldurabilir ki?

3 sezon 4'ncü bölümü bilenler ne demek istediğimi anlayacaktır.

ha, saygı duyar ve izleriz elbette ama kahrımı dindirmekten çok uzak olacaktır.

starbuck'ın şerefsizin önde gideni bir erkek olduğu dönemde bsg ile tanışmış nesildenim ben. ciyuv ciyuv uzay savaşı isterim, yoksa da yadırgarım, ancak asla yarısında çıkmak gibi bir terbiyesizlik yapmam.

bu entariyi de günün sözlük modasına uygun olarak bağlamış olduk hayırlısıyla.

pilot bölümü izledikten sonra gelen edüd: ne direnişi hocam ne yaptın ya? cylonların çıkış noktasıymış olay. fena da değildi hani. izleyelim, görelim, önyargısız olalım, tra lal laa...

(akincibeyi - 2 Aralık 2008 12:22)

efendim pilot bölümüyle gördüm ki; içinde ronald d. moore olan bir yapımı, spin off mpin of deyip de geçmemek gerekmekteymiş.

karakterlere alışmak herhalde zaman alacaktır. örneğin ben iki genç kızımızı biraz garipsemiş durumdayım ancak, joseph adama ile daniel graystone karakterleri üzerinde dönen hikaye gayet mantıklı bir biçimde şekillendirilmiş. hatta esai morales kişisi joseph adama'ya cuk oturmuş diyebilirim.

bunun dışında yapay zeka-saylon ikileminin ilişkilendirilmesi ve ortaya çıkan - yapay da olsa - ilk "birey" özelliği gösteren robotun hikayesini takip edebilecek olmamız, bendeki "battlestar galactica'dan sonra yere inen bir dizinin yeterli bilimkurgu dozu veremeyeceği" şüphesini şimdilik silmiş durumda. hikayenin gidişatı açısından bu kadar erken tahmin yapmak zor ancak, bsg'deki final five olgusu ile buradaki saylon gelişimi arasında bağlantı kurulursa bu dizi de bsg'ye yakışır biçimde "gelmiş geçmiş en iyi spin off yapım" haline gelebilir diye düşünüyorum.

son olarak, müzikler yine "biz bear mccreary tarafından yapıldık!" diye bağırıyorlar ve çok güzeller.

edit: yazmayı unutmuşum, daha önce battlestar galactica izlememiş birinin takip etmesi gayet zor bir dizi caprica. saylon nedir, adama soyadı ne ifade eder, tek tanrılı-çok tanrılı dinler neleri temsil eder, bunlar hakkında bir fikir sahibi olmamak diziyi tabii ki anlamsız kılacaktır.

(911 turbo - 15 Nisan 2009 21:57)

ne robotlar, ne sanal gerçeklik, ne de neyin bilinci bilinç, kişiyi kişi yaptığı konuları daha önce işlenmemiş şeyler. din zaten malumunuz. sinemada da edebiyatta da hepsinin üstünden sayısız kereler geçildi. ama caprica'nın pilotundan edindiğim izlenim, bu fikirlerin belki de ilk kez gerçekten herkesin anlayabileceği ve sahiplenebileceği bir durulukta işlenebileceği oldu. hani bir teknoloji önce laboratuvarda hantal bir şekilde ortaya çıkar, 50 sene sonra da halkın kolayca satın alıp cebine koyabileceği bir şekle bürünür ya... caprica da yıllardır olgunlaşan bu fikirlerin cebimize atabileceğimiz hali gibi olmuş.

eğer pilotu gibi devam ederse yakın bir gelecekte bilim kurgunun hasını izleyebiliriz. bu janrı "eşittir uzay" olarak gören bir kesim de böylece bilim kurgunun gerçek tadını almaya başlayabilir sanki.

(ventolin - 19 Nisan 2009 14:55)

--- spoiler ---

tehdit edilen savunma bakanı "fraking" dediğinde içimin yağları eridi yeminle. o kadar özlemişim bsg'yi. bsg kadar aksiyon içermeyecek olsa da bsg serisini hatırlatması bile benim için yeter sebeptir.

--- spoiler ---

(macabrex - 30 Nisan 2009 20:01)

bu dizi ilk bölüm itibariyle bize göstermiştir ki, cylon dediğimiz o metal robotlar aslen bildiğin liseli genç kızmış lan
nerden nereye tabi

(lord seithel - 6 Mayıs 2009 11:12)

ajan duram ile rahibe clarice arasındaki ufak bir diyalog sanırım çok şeyi ifade etmektedir.

--- spoiler ---

-tek tanrıcılık meselesinde atina akademisi'nin bakış açısı nedir, rahibe?

+soruşturma altında mıyız?

-yalnızca bir soru.

+akademi, kendisini tanrıların yolunu takip etmeye adamış ve tanrıça athena'yı koruyucu olarak benimsemiştir.buna rağmen, tek bir tanrı'ya inanmak da dâhil her tür ibadete açığız.

-oldukça hoşgörülüsünüz.peki, öğrencilerinizden kaç tanesi tek tanrı inancını benimsiyor?

+bu soruya cevap veremeyeceğimi biliyorsunuz.

-evrene böylesine mutlakıyetçi bir bakış açısı, sizi de endişelendirmiyor mu, rahibe?doğrunun ve yanlışın yalnızca her şeyi bilen,her şeye gücü yeten,kararları sorgulanamayan ve en korkunç eylemlerin bile onun adıyla sorgusuz sualsiz işlenebileceği tek bir tanrı tarafından mutlakıyetle belirleniyor olması.

+bu inanış hakkında çok şey biliyor gibisiniz.

-düşmanınızı tanımalısınız,rahibe clarice.

+düşmanınızı sevmelisiniz,ajan duram.

--- spoiler ---

(etxeberria - 30 Ekim 2009 14:53)

--- spoiler ---

ilk bölümün tek cümlelilk özeti: zamanında yedekleme yapmazsan veri kaybı evlat acısı gibi gelir.

--- spoiler ---

(str0kee - 27 Ocak 2010 23:43)

--- spoiler ---

şimdilik "kızını yedeklemeyen dizini yedekler" minvalinde gelişen, battlestar galactica'dan türeme dizi.

--- spoiler ---

(akincibeyi - 30 Ocak 2010 22:45)

eski zamanlardaki teknolojinin daha ustun olmasi star wars prequellerinde de karsilastigimiz bir seydi. bence butun olay daha once bu fikirlerin akla gelmemis olmasindan ibarettir. zaten galactica'da holoband imkani olsaydi hepimiz star trek next generation'i taklit etmisler diye cullanirdik dizinin ustune. cok daha sonradan, cok daha dolaylisini cylonlarin yaptigini gorduk, zaten orada da star trek'i taklit etmis ipneler demek benim de aklima gelmedi acikcasi. yilansi fareler olarak tarihi firsat kacirdik.

(ventolin - 25 Şubat 2010 13:27)

stratejik hata nedir çok güzel bir örnekle bizlere öğretmiş dizi:

sen pilot bölüm çıkar ilgi görsün, bir sonraki bölümü 4-5 ay sonra ver. dizi oturmaya ve hayran kitlesini oluşturmaya başlasın, bölüm bölüm kaliteyi arttır ve çok güzel bir dokuzuncu bölüme imza at... sonra çat diye 6 ay sezon arası ver.

sci-fi diye de bu kadar hoyrat davranılmaz ki canım. battlestar galactica'nın hatırasına yazık.

(911 turbo - 28 Mart 2010 05:19)

--- s01e10 spoiler ---
battlestar galactica'da cylonlara neden toaster dendiğini ve cylonların ortalıktan kaldırılma işlemine neden boxing dendiğini gösterdiler bu bölümde. suratımda pis bi gülümseme oluşturdular ya o bile yeter.

--- s01e10 spoiler ---

(argent dawn - 8 Ekim 2010 20:32)

cep telefonundan laptopa, holobandinden televizyona kadar geniş bir yelpazedeki teknoloji kullanımına bir şey demiyoruz, eyvallah iyi güzel de, 1x10'da daniel graystone'un kucagindaki netbookun klavyesindeki windows tusuna da zoom yapmayaydiniz keske be...

(locutus - 10 Ekim 2010 01:18)

battlestar galactica'nın altyapısını ilmek ilmek, ılgıt ılgıt örerken yayından kaldırılan dizi. evet, hakkında en çok dile getirilen şey haklı olarak temposunun ağır oluşuydu, ama bundan hiç şikayetçi değildim. olması gereken zaten buydu. bsg'de yaşanan dinsel, toplumsal, askeri ve teknolojik ortam ancak caprica'da ağır ağır örülerek verilebilirdi. ayrıca bsg'nin "bilim-kurgu" tanımına birebir uygun şekilde gidiyordu dizi. neydi bsg'nin bilim-kurgu anlayışı: salt dijital dünya, efendim antin kuntin robot, uzay gemisinden ibaret olmayıp; din, siyaset, bireysel ve toplumsal haklar, asker, savaş ve hepsinin teker teker birbirleriyle ilişkileriyle, bilinen klasik bilim-kurgunun harmanlanması. işte caprica da ilk 12 bölümüyle yavaş temposuyla da olsa tam olarak bunu yapıyordu!

bsg'de işlenen tek-çok tanrılı din, cylon hakları, ölümden sonra yaşam vaadi hatta yeniden diriliş ve daha birçok şeyin doğuşu ve altyapısı caprica'da ilk 12 bölüm itibariyle işlenmeye başlandı veya ilerisi için temeli atıldı. önümüzde daha işlenebilecek cylonların seri üretimi, kişisel bilinçlerinin gelişimi, tek tanrı inancının cylonlara entegre edilmesi, isyan etmeleri, savaşmaları gibi sezonlara yayılabilecek bir sürü konu varken, ben sizin gibi kanala, ben sizin gibi abd izleyicisine, ben sizin gibi reklamverene en hafif tabirle bsg derim. ama dizi anlamındakini değil.

(bkz: o güzel insanlar o güzel robotları alıp gittiler)

edit: yazmayı unuttum; izlediğim en iyi jeneriğe sahip dizi.

(ben bilmem moderator bilir - 28 Ekim 2010 21:30)

iptal edilmesiyle blood & chrome fikrini ortaya atan bünyelere nefret duymamı sağlamıştır. ulan zaten sezon arasından çıkalı birkaç bölüm oldu, ne zaman bu blood & chrome muhabbeti palazlandı, o zaman gaza geldi syfy.
fox'un yaptığı efsanevi tscc mallığının ardından tarihe büyük puntolarla yazılmıştır bu dizinin iptali.
hani başka bir kanal sipariş etse de devam edilse diyeceğim ama olmaz öyle şey artık.

(make the world go away - 28 Ekim 2010 21:35)

bsgdeki olayları anlamayan andaval amerikan izleyicisine "bak şimdi tane tane anlatıyom dikkatli dinle" diyen dizi olarak piyasaya çıkmış, andavalın andaval olmasından mütevellit "uff bitmedi miee" diye diye bitmiş dizidir. yazık olmuştur.

beklentinin tamamen "greystongilde hergün heyecan, hergün kargaşa" olmasına ne kadar hak verilebilir ki? sonuçta konuda kurgu olan bir dizi, iyice gerçekdışılığa sürüklenmemek için gidişatta realiteyi seçmeliydi. mesela yaprak dökümünü ele alalım(dalga geçmek değil niyetim) onda felç olmuş bir adamın iç sesinin bile deli gibi tonlama yapması, imlaya felan dikkat ederek konuşması gibi bişey gösterildi, bana göre unicorn bile daha gerçekçi bir nesne ali rıza beye göre. bundan dolayı da izlemiyorum, çünkü saçma. yani gerçek hayatta olabilecek birşeyi anlatırken gerçek dışı yöntemler kullanılıyor, mesela bunun aynısı "dizilerde kimse kimsenin sözüne atlamıyo, lafını balla kesmiyo" meselesi, özellikle de tartışmalarda. bu gibi olaylar filmdi kurguydu 7 sanata bulaşan herşeye düz adam yakınlığı sergileyen bünyeme alerjik etkiler göstermekte, detaylı yorumunu işin erbabı kişilere bırakıyorum. ha bu muhabbete girme nedenim de tamamen, greystongilin kızı nihal anarşik de olsa, bi kamyon adamın kanını da akıtmış olsa, greystongilin hergün adliyelere taşınmasını, şehit akrabaları tarafından linç edilme, öldürülme,tehdit edilme durumlarına girmeleri gerekmez, aslında bunun da olduğu izah edilmiş ama zaman geçiyor, mesela yarın birgün hayyam garipoğlunu görseniz bir yerde saldıracak mısınız(1-2 sene sonra mesela)? şu an bile "hayyam kim amınuke" diyerek gugledenler vardır. gelmeye çalıştığım konu, geçen sene bahar aylarında son satırlarını okuduğumuz adamın tekinin doktora tezini yaptığı dersi 101 den başlıyorduk almaya ve anlatacak çok şey vardı. bsg 4 sezon sürmüştü, uzun aralar içeren 4 sezon ve birçoğumuz 4 sezonun tadının damağımızda kaldığını şaklata şaklata söylüyorduk birbirimize. bu kez belki de 10 sezonluk bir malzeme vardı önümüzde. ondan dolayı ilk sezonu ince ince oluşturmuştu senarist aplalarımız abilerimiz, kimsenin acelesi yoktu. bu senaryo oluşturma safhasında dikkat edilen(kanımca) en önemli husus, anlatılan şey ne kadar ütopik, ne kadar bilim-kurgu da olsa karakterlerin yaşantısı, diyalogları o kadar gerçekçi tutulacaktı. bildiğiniz üzere gerçekçi hayat caprica dizisinin yarısı kadar bile heyecanlı değil(olsa dizi izlemeyiz zaten), yani adamlar diziyi kasten "sıkıcı" bir hale getirmeye uğraşmalarına rağmen muvaffak olamadılar.
bsg daha evvel kimsenin girmediği felsefi meselelere, derin mevzulara donuna kadar batıp, mümkün olduğunca az soru bırakarak çıkmıştı. caprica da aynı meselelere ek olarak yapay zekanın fiziksel dünyadaki iz düşümü gibi her gördüğümüz yerde "terminatör" dediğimiz ve biyolojik insanın dijital dünyadaki iz düşümü gibi her gördüğümüz yerde "matrix" dediğimiz iki taşaklı mevzuyu da işleme derdine düşerek yapılmayanı yapmaya başlıyordu, yapsaydı haftanın 5 günü her saat her tipteki izleyiciye hitap eden bişey bile çıkabilir di, hatta belki de ilk defa annem-annanem ve ben aynı şeyi izleyebilecektik. onlar bana işin teknik kısmını soracaklardı, ben de "akşam hu çekenlerden lacy diye kız var ya istemeye gidek mi?" diye şakalar yapacaktım(hayaller,saplantılar)... devam etse işte bu kadar kapsamlı bişey olacaktı caprica. bu kadar kapsamlı bişeyin de hızlı gitmesinden ziyade yavaş gitmesinde hayır vardır, zira bütün ek parçalar, her birim hareketten sonra tek tek kontrol edilmeli, gevşeyen vidalar sıkılmalı.

gönlümden geçen diziyi bi 100 sene daha evvele çekselerdi de dünyada ilk saylon üretildiğinde final bölümü yayınlanacak kadar yavaş ilerleseydi.

(mameth - 5 Aralık 2010 02:41)

bu kadar buyuk hayran kitlesi ve bu kadar saglam bir altyapi ile bu diziyi tutturamamak buyuk bir basari ornegi olurdu

sagolsun sci fi yonetimi verdikleri abuk aralar ve yayln politikasl ile diziyi tutturmamayl basardilar

ulan bu kotu bi diziyse ben kendimi zevksiz sanlcam lan flashforward sevelim bitsin! bunu sevelim bitsin ne lan bu copluk midemiyiz ben les kargaslmlylm
haylr efendim bu dizi superdi,guzelligine inanmak istiyorum

(demlikposet - 9 Aralık 2010 18:25)

son bölümlerde, iptal kararından sonra, olayların akışını biraz hızlandırmak zorunda kalsa da, ayrıntıları maalesef en sonda 6-7 dakikalık epilog olarak vermek zorunda kalmış; efsane dizinin^* -bence- çok güzel bir prequel'iydin sen caprica. çok sevdik be seni. 10 tane apayrı konuyu aynı potada eritip bize sorgulatan başta ronald d. moore reyiz olmak üzere tüm ekibe teşekkürler buradan. syfy'e ise edecek küfür bulamadım, fog reyiz'e havale ettim fog syfy dedi; starbuck'a, xo'ya havale ettim frak syfy dediler bize laf düşmedi.

(fafi - 3 Ocak 2011 04:05)

tarikatçıların el attığı yeri kuruttuğunun kanıtı cennet vatan. üşüyoruz adama kaptan.

(ragle gumm - 21 Ekim 2011 21:55)

battlestar galacticadaki on iki koloniden biri. insan soyunun yaklasik olarak yokolmasina neden olan gaius baltarin memleketi, oniki koloni baskaninin ve quorum of twelve 'in bulundugu yer. baskenti caprica citydir.

(bkz: geminon)

zorunlu edit: her ay baltar'ın memleketi caprica değil diye mesaj almaktan bıktım. yok efendim aslen caprica'lı değilmiş, ne hemşehricisiniz kardeşim! yahu, entrynin ilk yazılış tarihine baksanız anlayacaksınız neden öyle yazıldığını, spoiler verdirtmeyin adama.

(feyerabend - 30 Mart 2006 00:52)