irlanda'nın batı kıyısında allahın unuttuğu bir adada (craggy island) kilise tartafından bir nevi sürgüne gönderilmiş işgüzar peder ted crilly; katolik olduğundan bile haberi olmayan embesil yardımcısı peder dougal maguire; bir tek feck, drink, girls ve arse diyebilen, yaşlı, ayyaş ve huysuz peder jack hackett ve hepsinden deli çay içirme ısrarcısı obsesif yardımcıları mrs. doyle'un hikayelerini anlatan absürd ingiliz dizisi. adadaki herkes ayrı bir dünyadır, bir-iki bölümünde graham norton da rol almaktadır -ki kendisinin tv'de ilk görünüşüdür. her bölümü gülmekten yerlere yuvarlar adamı. ted'i oynayan dermot morgan maalesef kanserden ölmüş bir süre önce.

(kitkat - 21 Şubat 2002 02:46)

black books ya da the it crowd kadar kolay izlenir, onlar kadar yarici olmasa da izlerken keyif aldigim komik bir dizimiz. bir de spaced var, alakali degil ama degineyim dedim.

(disq - 6 Ağustos 2007 18:55)

http://www.youtube.com/watch?v=dzmez7zluva

(221b - 13 Ekim 2014 13:18)

mea maxima culpa silence in the house of god izledikten sonra daha bir anlamli gelen, oncesinde guldugum bir cok esprinin ve karakterin gercek hayattan esinlenildigini ogrenmemle birlikte sasirtan, kilise konulu guzel dizi. adamlar komedi goruntusu altinda kiliseden ve vatikan'dan cok guzel intikam almislar sanki.

(kulbu kirik kahve fincani - 26 Mayıs 2015 06:11)

bir channel fourklasiği... yeni keşfettiğim şu gün ilk iki sezonunu seyrettim bir çırpıda. aklıma takılan iki nokta oldu yalnız.

ikinci sezondaki "a song for europe" adlı bölümde prodüktörün gey olduğunu rahatça söylemesi karşısında ne diyeceğini bileyemen father ted pek bir güzel saçmalar. ("bu da benim partnerim. (sessizlik) tabii seks partnerim değil, şarkıyı beraber yazdık") sonra da şu sözleri söyler: "not that there's anything wrong with that". bu bariz bir biçimde bir seinfeld göndermesi (bkz: the outing). söz konusu bölümden üç sene sonra yayınlanmış zira. başta araklamışlar falan diyordum, ama sonradan bir gönderme olduğu kararına vardım.

(bu tip göndermelerin biz^*deki versiyonları çok acınası oluyor maalesef. mesela gülse birsel tüm bir avrupa yakası bölümünü, başına "seinfelde sevgilerle" gibi bir ibareyle gönderme adına sokup, bire bir seinfeldden araklayabiliyor (bkz: the little kicks). ya da bu tip bir ibare bile koymayıp bir bölümü coupling "göndermesi"yle (hem de en ünlüsü... jeff'e sürpriz parti verilecek, jeffse makus talihi sona erdi sanıyor garibim, soyunuyor, vs... aynısının cem versiyonunu düşünün tabii bizim örf ve adetlere uygun olarak sadece gömleğini çıkardığı) sonlandırabiliyor. (bkz: naked) bu bahsi ve parantezi kapıyorum artık)

bir başka benzerliği ise ilk sezondaki "and god created woman"da gördüm... burada bir hanımcağız var, kitap yazmış, imza gününde. father ted pek hayran, kitap imzalatıyor kur falan yapıyor. sonra önce asansörde, sonra park yerinde, sonra trafikte en son da adada karşılaşıp bir çok kez tekrar vedalaşıyorlar falan filan... bunun aynısı mr. show dördüncü sezon son bölümünde "great seeing you again guy" adlı skeçte geçiyor. üşenmedim gittim baktım tarihlerine, father ted 1996, mr show ise 1998de bu fikri uygulamış. ama detaylar da var. şöyle ki mr show'un dvdsindeki audio commentaryde bu skecin "jay johnston" tarafından çok eskiden yazıldığı söyleniyordu. ayrıca bunu bir süre sahnede oynadığını söylediklerini de hatırlıyorum, ama bundan çok emin olamadım şimdi, zira dış mekanda geçiyor, nasıl uyarlanır tam bilemedim. ayrıca mr. show gibi skeç komedisi anlayışlarını tamamen 70ler ingiliz ekolüne dayandıran bir grubun father tedden haberdar olmaması imkansız. bu bağlamda da bir "cık cık" yolluyorum hem jay johnston'a hem de diğer kadroya (biliyorlarsa en azından audio commentaryde söylemedikleri için, bilmiyorlarsa "father ted"i bilmedikleri için). onlar da utanç içindedirler herhalde bu satırları okurken.

"sitkomları inceleme ve birbirine bağlama cemiyeti" iftiharla sundu.

edit: üçüncü sezonun ilk dvdsini izleyince daha fazla devam edemeyeceğime karar verdim. nasıl olup da en başta beğendiğimi anlayamadığım, fena bir sitkommuş... karakterler falan hoş da, ya ne bileyim, fox sitkomlarına benziyor, baştan katolik rahipler aman ne kontrovörşıl falan diye mi düşündüm, onu da bilmiyorum.

(suicyco - 20 Temmuz 2006 09:10)