• "pygmalion adıyla filme çekilmiştir bir de başrollerde leslie howard ve wendy hiller vardır. daha mütevazi bir filmdir. wendy hiller süper aksan yapmıştır."
  • "(bkz: sevgili yapmak)"
  • "oyun ismini bir kadin heykeli yapip sonra ona asik olan eski kibris krali pygmaliondan alir. bu heykel daha sonra afrodit tarafindan canlandirilmis, galatea adini almistir."
  • "psikiyatride genellikle fetişizm konusu içinde düşünülen ve pygmalionismus terimi ile ifadelendirilen hastalığın kaynaklandığı mitos..."
  • "1938 yapımı, başrolünde leslie howard'ın oynadığı film. diyalogları ile beni yerlere yuvarlamıştı. döneminin* en başarılı komedi filmlerinden biri."
  • "yunan mitolojisinde yaptığı heykele aşık olan birinin adı."
  • "julia roberts ve richard gere li pretty woman filminin ciktigi yer..."
  • "karakterin şimdiki jenerasyonunun farklı bir versiyonu olarak parçaladığı hard disk'ten at heykeli yaparak ona aşık olan türevleride aramızdadır."
  • "roma mitolojisinde -özellikle aeneis 'de- kartaca kraliçesi dido'nun erkek kardeşi. dido'nun eski kocası sychaeus'u öldürmüştür, bu yüzden dido oradan kaçıp libya'ya yerleşmek zorunda kalmıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bernard shaw'un pygmalion oyunundan uyarlanan my fair lady muzikalinin film versiyonunda, bas karakterlerden profesor henry higgins'i rex harrison, cicekci kiz eliza doolitle'i ise audrey hepburn canlandirmistir. oyuna ilham kaynagi olan yunan mitolojisinden alinma hikayedeki, tum kadinlarin kusurlu oldugunu dusunup, onlara ornek olmak uzere kusursuz bir kadin heykeli yapmaya girisen, sonra da ona asik olan heykeltras pygmalion, henry higgins karakterinde yansitilmistir. henry higgins, orta yasli, biraz huysuz ve snob bir fonetik bilimcidir, kimsenin ingilizceyi duzgun konusmadigindan surekli yakinmaktadir. londra'nin salas, serseri yatagi mekanlarindan birinde gece vakti dolasirken gordugu cicekci kiz eliza doolitle'in basta konusmasi olmak uzere her seyini cok acimasiz bir sekilde elestirir ve kizcagizi fena halde asagilar. birkac gun sonra, eliza, kendince en cici ve temiz giysilerini giymis olarak, elinde de yeterli oldugunu dusundugu bir miktar para ile profesorun kapisini calip, diksiyon dersi almak ve kibar bir hanim olmak istedigini, bunun bedelini odeyecek parasi oldugunu soyler. profesor once bunu ciddiye almasa da, kankasi albayin da tesvikiyle, eliza'dan duzgun ingilizce konusan, mukemmel bir lady yaratma isine girisir. epey zor olur ama, filmin sonunda sadece bunu basarmakla kalmaz, rakipsiz bir sarlatan avcisi oldugunu iddia eden ve aristokratlarin bulundugu bilumum mekanlarda surekli boy gosteren sevimsiz bir macara eliza'yi bir prenses olarak yutturmayi bile basarir. eh, orijinal pygmalion hikayesinin ask mesk boyutu da atlanmamistir, film bu acidan da mutlu sonla biter. cok sevimli, karanlik, kasvetli gunlerde neselenmek icin izlenebilecek bir filmdir bence.


    (grizabella - 29 Mart 2002 17:48)

  • comment image

    pygmalion adıyla filme çekilmiştir bir de başrollerde leslie howard ve wendy hiller vardır. daha mütevazi bir filmdir. wendy hiller süper aksan yapmıştır.


    (flut - 21 Nisan 2002 19:03)

  • comment image

    somut dünyanın soyut güzelliği..

    harala gürele koşuşturmanın bir yerinde zınnkk diye duraklayıp, "n'oluyoz yav? nereye böyle kardeş?" sorusunu kendinize sorduğunuz anda ve ruhunuzun yavaşlayıp, yavaşlayıııp, yavaşlayıııııp, her bi' şeyin size ağırlık yapmaya başladığı zamanlarda kendinizi yeni baştan yaratma müziği bu işte : slooooowdive'ın 1995 doğumlu ergen pygmalion'u.. "nekkaa yavaş, okkaa güzel"in kulaklara kanıtı.. akıntı-kürek ikilemini bir kenara koyun.. salın kendinizi gitsin ahan da şu türküler eşliğinde:

    1- rutti
    2- crazy for you
    3- miranda
    4- trellisaze
    5- cello
    6- j's heaven
    7- visions of la
    8- blue skied an' clear
    9- all of us

    dip eki: her ne kadar içmeden oy oy kapasitesi oldukça yüksekse de, içerek dinleyenlere nirvana garanti.. loop loop..


    (venusinfursssss - 10 Mart 2009 20:55)

  • comment image

    hiçbir kadını güzel bulmayan ve "madem güzel kadın yok ben de kendi kadınımı kendim yaparım" düşüncesi ile yola çıkarak yaptığı heykele aşık olan heykeltıraş olup aynı zamanda george bernard shaw'ın çiçekçi bir kızın hikayesini anlattığı oyununun adıdır. oyunda eliza adlı kızımız sokaklarda çiçek satan kendi halinde bir zavallıyken bir profesörün yardımı ile oturmayı kalkmayı, etkileyici konuşmayı öğrenen, kendine güveni gelen bir prenses olur çıkar. bu sahne, hanımefendilik dersleri alan köylü kızının olduğu türk filmlerinin ve belki de "ben donyanın en gozel garısıyam" repliğinin kaynağı olmuştur. pygmalion, bir kimseyi olduğu gibi kabullenememe ve değiştirmeye çalışma anlamına gelen pygmalion kompleksi'ne de ismini vermiştir.


    (vusvuslat - 16 Haziran 2009 18:05)

  • comment image

    antik yunan'da işini seven bir heykeltraş.
    birgün bir kadının heykelini yapar ve yaptığı heykele aşık olup ona "galatea" (uyuyan aşk) ismini verir, giysiler ve mücevherlerle donatır. bu sırada sık sık afrodit'in tapınağına gidip tanrıçaya dua etmektedir, evindeki heykele benzeyen bir karısı olsun diye.
    afrodit sonunda heykeltraşın dualarını duyar ve heykel biraz da kendine benzediğinden dolayı heykeli canlandırmaya karar verir. bundan sonraki kısım iki şekilde anlatılır:
    1- pygmalion eve döndüğünde heykeli canlanmış bulur ve ayaklarına kapanır, galatea'da ona bakarak gülümser.
    2- pygmalion heykeli öperken heykel birden canlanır ve onun öpücüğüne karşılık verir.

    sonra evlenirler, afrodit'e şükranlarını sunmayı unutmazlar ve afrodit de karşılık olarak onlara mutluluk, sevgi ve sıcak bir yuva bağışlar.


    (criminal - 5 Kasım 2002 10:57)

  • comment image

    profesor higgins in tanricilik oynayarak ve bundan buyuk bir zevk alarak bir cicekci kizini yeniden sekillendirmesinin oykusudur.hikayenin bitiminde eliza bir prensese degil kendinden emin ozgur bir kadina donusmustur.


    (kutsal - 6 Haziran 2003 10:11)

  • comment image

    95'te çıkmış olan, grubun kid a'i diyebileceğim slowdive albümü.
    oldukça minimalist, sade, ambient. hatta erken post rock işlerinden biri.
    alan mcgee bu albümü hiç sevmemiş, çıkmasından kısa bir süre sonra da gruba kapıyı göstermiş. baskısı tükenmiş, çok zor bulunan, enfes bir albüm, pygmalion.
    mojave 3 albümlerinin mum ışığında yazılıp kaydedilmiş şarkılardan oluştuğunu düşünürsek, buradaki şarkılar da minik bir spot lambanın imkanlarında kotarılmış gibi. bolca drone'un, efektin kol gezdiği eski slowdive lp ve ep'lerinin aksine, burada köşeli birkaç gitar tıngırtısı, ekonomik perküsyonlar, yine ekolu vokaller ve minik ateşböcekleri gibi oraya buraya mevzilenmiş elektronik beat'ler, albümün mayasını oluşturuyor.
    neil halstead sadece brian eno'ya saygı duruşunda bulunmakla kalmıyor, kısa bir süre sonra meyledeceği yeni müzikal yolunun da ilk ve en güzel örneklerinden birini patikalıyor.
    dile getirilen o ki, bu albümde sadece neil halstead ve `rachel goswell çalışmışlar, grubun diğer elemanları albüme uzak durmuş. gelip çalmışlar ama içlerine çok sinmemiş.
    on dakikalık rutti gerçek bir post rock klasiği. dipdiri, uzun ve gergin bir şarkı. al dente bir spagetti teli gibi.
    crazy for you, rachel'ın söylediği miranda, trellisaze ambient'in kıyılarında balık avlayan, slowdive'ın sound'una oldukça yakın, fakat daha muğlak, eskiden bolca drone'la yakalanan triballiğin farklı yöntemlerle elde edildiği şarkılar.
    cello, visions of la, rachel'ın sesinden kısacık, ucu iğneli baladlar.
    ...
    9 şarkı var. tıpkı just for a day'de olduğu gibi. ikisi arasında dağlar kadar fark var, ama ikisi de birbirinden güzel.
    bir şekilde edinip, dinlemek lazım.


    (velouria - 17 Temmuz 2003 00:03)

  • comment image

    nat geo' da dün akşam bununla ilgili iki adamı tanıttılar. ilk adam çıktı öpüşmeye başladı cansız bebekle. 10 sene önce 5000 dolar verip almış. o seneden beri hiç bir kadınla birlikte olmamış, gerçek eklemlere sahip bi bebek. giydiriyo, makyaj yapıyo filan en son ayağına masaj yaparken ikinci adama geçtiler. ikinci adamın 9 bebeği var hepsi bi odada, canı hangisini isterse onla vakit geçiriyor. biri amazon kadın kılığında, diğeri hostes kılığında, diğeri takım elbiseli, bi digeri gece kıyafetli. herif yatağa yatırıyo filan yemek yiyolar birlikte. ikinci herif en son yeni bi bebek almış onu eve götürüyodu arabayla ve kadınla konuşuyodu. heyecanlı olduğunu biliyorum onlar seni sevecekler merak etme filan diyodu bebeğe. hay aklınıza sıçam dedim ama adamlar mutlu yapıcak bi şey yok.


    (beyzing - 20 Mart 2013 20:41)

  • comment image

    efsaneye gore pygmalion'un bu heykeli yapis sebebi kadinlari guzel bulmamasi degil, kadinlara doga tarafindan verilen kotu davranislardan nefret etmesidir.

    per crimen agentis viderat, offensus vitiis, quae plurima menti femineae natura dedit


    (freaky - 19 Mayıs 2013 21:01)

  • comment image

    bu oyun/film hakkında şunu hatırlatmakta fayda var.

    shaw'ın 25 yılında nobel ödülünü almasında winston churchill'in yaptığı lobinin büyük bir faktör olduğunu biyografisinde itiraf etmiştir. 38 yılında, oscar'ı alırken akademi üyelerine rüşvet vermekten ötürü dava edilmiş, mahkemenin tanık olarak çağırdığı 3 kurul üyesi, "almadık" deyince dava düşmüştür.

    bugün bile hala rüşvet verdiğine inanılmaktadır.

    ingiltere'nin bu derece güçlü olduğu bir dünya'da bu ödüllerin kendisine gitmesi apaçık şaklabanlıktır. orwell ve huxley kendisinden 10 kere daha yazardır, bunu kimse bugün bile inkar etmez ama kendileri halka da daha yakındır ve churchill dahil herkes bu ikilinin alabilecekleri bir ödülle birlikte, halk üzerinde oluşturabilecekleri olası kötü etkilerden korkmaktadırlar.


    (sir yes sir - 18 Ekim 2014 23:52)

  • comment image

    karakterin şimdiki jenerasyonunun farklı bir versiyonu olarak parçaladığı hard disk'ten at heykeli yaparak ona aşık olan türevleride aramızdadır.


    (thelepermessiah - 22 Ekim 2005 13:19)

Yorum Kaynak Link : pygmalion