(bkz: bittiginde oh be dedirten filmler)

(hicgudu - 16 Kasım 2008 00:32)

la maman et la putain sanatsa, kendisi zanaattir.

(wereyda - 29 Ocak 2010 02:44)

filmin final sahnesinde çalan şarkı için

(bkz: happy together)

(loreleileilei - 15 Şubat 2010 14:50)

uğur boral'ın başrolünde oynadığı filmdir.

(sleepyhallow - 22 Şubat 2011 12:01)

anne oğul arasındaki enseti konu alan ma mere türünün en iyi örneklerinden..

gençlik dönemini sonsuz rahatlıkla geçirmekte olan 17 yaşındaki pierre babasına karşı hissettiği nefretin şiddetinde annesine karşı tutkulu bir aşk beslemektedir. babasının bir kazada ölmesiyle pierre ve annesi birbirlerine tutkulu ve tehlikeli bir şekilde tutunurlar. bu trajedinin ardından anne ve oğlun yakınlaşması, annenin oğlunu saf kötülüğün içine çekinmeden sürükleyeceği bir dönemi de başlatmış olur.
pierre annesinin kendisini içine çektiği ona göre özgürleştirme döneminde, annesinin yaşadığı kuralsız yaşama ortak olacak ve bu hayata sürüklenmeyi ne kadar arzuladığını da bu süreçte fark edecektir.

(mimiko - 17 Ağustos 2011 01:47)

dün izleme fırsatı bulduğum, izlerken sürekli "n'ooluyo lan?!" dediğim film. cinsel sapkınlıkları oldukça ilginç bir şekilde ele alan, özellikle son sahnede bir hayli şaşırtan filmdir aynı zamanda.

(bak iste tamami kucuk harf - 8 Kasım 2013 16:05)

konu güzel ama sahe geçişleri boktan, diyaloglar alakasız, karakterler havada kalmış...

böyle de uzmanmışım gibi konuşuyorum ama sinema ile tek profesyonel ilişkim cinemaximumda kullanıcı anketi doldurmaktan ibaret.

ama yok arkadaş. konuyu okuyorum, gayet ilginç geliyor. etkileyici, vurucu bi film bekliyorum ama sonuçta boşa geçen 90 dakikama yanıyorum. aynısını tom a la ferme filminde de yaşamıştım.

olay fransızcada da olabilir. insanın kulağını tırmalıyor. vurgular, tonlamalar çok farklı geliyor insana. karakterden uzaklaştırıyor izlerken sanki. işte bunlar hep holivud yüzünden.

ayrıca bu louis garrel kardeşimiz de sinema hayatı boyunca gerçek hayatında olduğundan daha çok masturbasyon yaptı galiba. adam sürekli boşalıyor filmlerde, durduramıyoruz.

(elorelia - 23 Temmuz 2014 15:53)

"mutlu olmak kadar insanı kötülüğe iten hiçbir şey yoktur" ve "ben, annelerin en kötüsüyüm..."

keşif değil bu, söylemeye cesaret edemeyeceğin kadar yasaklı, en alasından bir ayet: "çünkü kötülük, iyiliklerin en arzu edilebilir ve en ulaşılmaz olanıydı."

bu ayete 'en uzlaşılmaz'ı ekleyemediğimiz gün gökkuşağı gökyüzünü tüm renkleriyle belinden kavrayacak, lağımlar yüzülecek kadar temiz, insanlar sarılacak kadar sıcak olacak; o gün gelmesin diye dua edenler, o gün en mutlular olacak.

bataille, yedi katlı yedi düvelin sahibi korkutucu dahi, "şeytan da kimmiş!" diye diye mutlulukla ağlıyor.

(nirvana - 4 Ağustos 2014 04:34)

georges bataille'in kitabindan uyarlanmistir ve filmekiminde 10 ve 13 ekim tarihlerinde gosterilecektir.

(ride - 21 Eylül 2004 14:18)

fr. annem.

(siralop - 21 Eylül 2004 14:20)

filmekiminde gösterime giren fransız-avusturya-portekiz filmi. sapkınlıkları anlatan filmin yönetmeni christophe honoré. detaylı bilgi için : http://www.istanbul.net.tr/…riler_detay.asp?id=4444 .

(maat - 11 Ekim 2004 02:56)

bifransızfilmiklasiği olma özelliğini kırıp, mazoşizmi sapıklık ve sapkınlığı ayyuka çıkaran film.
isabelle huppertin yaşlandıkça daha da azgın filmlerde oynadığını gösteren film.
yönetmeninin son sahnede bizimle resmen dalga geçtiği film.

ne diyodu hansi filmde, ben sapıklığa inanmıyorum.
doğru!

(opium tea - 11 Ekim 2004 14:04)

isabelle huppertin oyunculugunu konusturdugu, gene sapkin, gene tramvali, gene muhtesem oldugu, louis garrel gittikce olgunlasan, iyi bir oyuncu olma yolunda ilerledigi cristophe honore filmi. filmdeki cinsellik tum sinirlarin kapilarini teker teker caldiktan sonra en dokulmaz olan, en masum olanın sinirini cigniyor, yurek buran ama bir taraftan da rontgencilikten vazgecemeden kilitlendiginiz hal aldiktan sonra saka gibi bir sonla biten filmin muzikleri muhtesemdi. cekimler lirik, konusulanlardan ote konusulamayanlarin, bakislarin, duruslarin onem kazandigi basarili kotarilmis, cinselligin sinirlarinda gezinen ama sinirini da cirkinlesmeden cizen bir film bence.

(ride - 11 Ekim 2004 16:50)

film ekiminin bu seneki hayal kırıklığı. şiddet ve pornografi üzerine kurduğu kimi sahnelerle senaryonun eksikliğini kapatabileceğini sanmış ama yanılmış film. isabelle huppert'in kendini esirgediği yapıt, kısacası bir para ve zaman kaybı...

(blonde guardian - 11 Ekim 2004 19:42)

uyarlandığı georges bataille kitabı annem adıyla 2004 senesinden ayrıntı'dan yeraltı edebiyatından çıkmıştır.

(ride - 16 Ağustos 2005 10:14)