türkiye için bir numara büyük bu film, bak baştan söyleyeyim. çünkü daha fuaye'ye çıkar çıkmaz "böyle ilişki olmaz" diyecek izleyenler, tabi türkiye'de gösterime girerse. ulan zaten adam onu anlatıyor işte; "senin o olmaz dediğin şey böyle oluyor işte" diyor. yıkımı, kırılma noktalarını, resetlemeyi anlatıyor. senin anlamayacağın kadar açık anlatıyor. neyse, benim muhatabım sinema eleştirmenleri değil, twitter şımarıkları olsun.

filmde bol bol meme var. bir de konusu var. ( oldu mu şimdi yüzyılın şımarığı canciş? istediğin gibi anlattım mı filmi?)

avustralya'dan da film çıkıyormuş, sevindim.

(spinapubica - 11 Ocak 2010 00:31)

kate rolündeki sophie lowe'un güzel memelerini bolca gördüğümüz ve avustralyanın kasaba yaşamına şahit olduğumuz dramatik bir film. çok acayip bi aile sırrının ve geçmiş görüntüleriyle filme dahil olan "messed up" bir kız kardeşin etrafında dönüyor. senaryosu bir kitaptan uyarlama ve güzel olmuş.

(number 1 zero - 16 Ocak 2010 13:31)

hoş bir film aslında, ama başroldeki adamın (genç halinin değil, gayet kazık kadar halinin) tipine, sesine, mimiklerine alışamadım bir türlü, fena halde itici geldi. bir de onun babası rolündeki avustralyalı amca feci halde michael caine'e benzemiyor muydu? --- spoiler --- kate'in (o güzel kate'in evet ahah) neden iki abisini de baştan çıkarma noktasına geldiği biraz derine inilerek, daha uzun anlatılabilinirmiş, "she was so messed up" demek ve bir de annesini öldürmek yeterli olmuyor pek. yine de bu haliyle de güzel. --- spoiler sonu --- six feet under'daki brenda'yı da baş kahramanımızın kardeşi rolünde görmek mümkün ayrıca.

(balgam - 12 Temmuz 2011 17:01)

vasat oyunculara rağmen farklı hikayesiyle izlenesi güzel filmdir. dram sevenlere tavsiye edilir.

(bu da nokta - 1 Kasım 2012 02:58)

ensest temasını tüm yönleriyle incelemeye çalışan fakat kötü bir senaryo ve kurguya kurban olmuş film. oyunculuklar fena olmasa da baştan sona hep bir "bunda bir şey eksik ya" hissi uyandırıyor izleyende. roman filme uyarlanırken belli ki o lezzeti tam yakalayamamış yönetmen. buna rağmen enteresan konusu, teması ve bi şekilde sizi içine çekiveren dramasıyla gayet izlettiriyor kendini. sophie lowe'un olağanüstü güzellikteki memelerini de es geçmemek lazım tabi.

ned'in 20 yıl boyunca hayatını siken pişmanlık ve suçluluk hissine rağmen onca yıl sonra kate'e duyduğu özlem, arzu ve hatta aşkın içinde hala taze kaldığını görmek, ensestin insan ruhuna ne kadar ağır geldiğini de gösteriyor.
diğer yandan da olaydaki saf sevgiye karışan arzunun birleşmesinin insana neler yaptırabileceğini de görebiliyorsunuz. olaya daha çok ned'in gözünden baktığınızda ki hikaye onun gözünden anlatılıyor, ergenliğinin en deli çağlarında size o denli kapıları açan kate kadar güzel ve çekici bir kız karşısında, kardeşi de olsa bir erkeğin hayvani içgüdülerine yenilmesini bir nebze de olsa affettirme çabasında bir hikaye.

sonuç olarak ensest, doğa tarafından de kendi kuralları içinde yasaklanmış bir olgu. ne var ki insanın gerek hayvani içgüdüleri gerek şehvet ve haz karşısındaki zayıflığı ya da belki tamamen karşılıklı irade sonucunda yaşanabiliyor.

neyse izleyin filmi, güzel.

(tekyoldevrim - 10 Ağustos 2014 16:29)