danimarka televizyonu dr1 tarafindan yayinlanan, forbrydelsen gibi bir diziden sonra bir kez daha danimarka dizi yapimciliginin basarisini ve populerligini ortaya koyan politik dizi. avrupa'da bircok ulkede yayinlanan bu dizi yakin zamanda ingilizce altyaziyla bbc'de de gosterilmeye baslandi.

aslinda bu diziyi sadece siyaset uzerine gormek sinirlandirici bir yaklasim olsa da, soyle soylemek lazim: konusu surpriz sekilde basbakanliga gelen ve ulkenin ilk kadin lideri olan parti lideri etrafinda gelisiyor dizinin. fakat bu surec, siyasi danismanlari (spin doctor), televizyondaki habercileri, gunluk aile hayatini da kapsayacak sekilde genis bicimde yansitiliyor dizide.

gercekci ve akici temposuyla ilk sezonun 1'er saatlik 10 bolumu cabucak bitirilebilir. ikinci sezonu da yayinlanan dizinin ucuncu sezonu gelecek yil ekrana gelecek.

diziyi izlemeden once, bazi aciklamalari okumak faydali olabilir, danimarka ve siyaseti ile ilgili cok fazla bilginiz yoksa.

bu arada, sunu da eklemek yararli olacak, borgen adi kopenhag'daki hukumet, parlamento ve yuksek mahkeme binalarini icinde barindiran ve sato anlamina gelen kompleksten geliyor.

(mondialisation - 8 Mart 2012 22:23)

digiturk tarafından da yayınlanmaya başlanan, danimarka siyasi hayatını temel alan dizi.

3 sezon sürmesi planlanan dizinin ilk 2 sezonu bitmiş durumda esasen. sadece ilk bölümü izleyerek bile söyleyebilirim ki, sanırım bizim ülkedeki en namuslu siyasetçi bile bu diziyi kahkahalarla gülerek seyreder.

--- spoiler ---

seçimlere 3 gün kala, kesinlikle favori olmadığı seçimleri kendisine kazandırabilecek bir bilgiyi, sadece "etik" bulmadığı için kamuoyu ile paylaşmayan bir parti liderinden bahsediyoruz.

--- spoiler ---

başbakan taksiye biniyor, evinde hizmetçi bakıcı vesaire yok, iki çocuğuna üniversite öğrencisi bir kız part time bakıcılık yapıyor.

(uwh player - 8 Ocak 2013 09:34)

hakkında neden bu kadar az şey yazıldığını anlamadığım ve üzüldüğüm şahane dizi. ilk bölümüyle beni kendine bağlamıştır.

(thejollyjoker - 21 Ocak 2013 15:06)

nasil bir seymis diye oturup bir oturusta uc bolum seyrettiren dizidir. dizide ki politikacilar ve yasananlarin turkler'e bazen komedi dizisi tadi da verebilecek olmasinin disinda harika bir dizidir.

(iforev - 18 Şubat 2013 17:12)

az önce başbakan sevişti bu dizide. kimi süper zekalıların ülkesinde, beş yüz yıl önce yaşamış, sayısı bilinmeyen cariyesi olan padişahları "nasıl olur da sevişgen gösterirsiniz" diye ortalığı ayağa kaldıran başbakanlar var.

~
bu arada, o sevişen başbakan da kadındı.

(tatli cocuk - 26 Şubat 2013 01:40)

bu nasıl güzel bir dizidir ki, içinde siyaset var, aşk-meşk ilişkiler var, güzel oyunculuk var, gerçekçilik var; ve bunların hepsinden önemlisi sürükleyicilik ve akıcılık var. helal olsun.

(antioch - 5 Mart 2013 12:45)

digiturk sayesinde haberim olup seyretmeye başladığım şahane bir politik dizi.

ilk bölümde, seçimi kesin kazanacak gözüyle bakılıp sürpriz bir şekilde oyları düşen başbakanın oyları niçin düşüyor biliyor musunuz? devlet parasıyla 12 bin dolarlık lüks harcama yaptığı için. (ki o harcamayı "ooh devletin malı deniz dur" diye de yapmıyor adam, mecbur ve çaresiz kaldığı bir durum oluyor.) bizim memlekette başbakanın devletin parası ile şahsına lüks harcama yaptığı ispatlansa şaşırır mıyız acaba? ya da kaç kişi böyle bir durumda oy verdiği parti liderine oy vermeyi bırakır?

neyse, bu olay üzerine uffak bir partinin hanım lideri başbakan oluyor. genelde siyasetçilerin taş gibi karıları olur ya, bu teyzenin de taş gibi kocası var. sonra olaylar olaylar tabii.

(tosantosun - 25 Mart 2013 13:12)

--- spoiler ---

phillip bir özer çiller değil.

--- spoiler ---

(i wish i was a punk rocker - 26 Mart 2013 20:51)

sanki üzerinden elli yıl geçmişçesine unuttuğum, koalisyon hükümeti dönemlerini bana hatırlatmış dizi. bunun 2. sezonu yatıyor öyle bir köşede; vampiri, cinayeti, bok püsürü de yok ki anacım bi çekip çevireni olsun yazık...

(pejmurder - 28 Mart 2013 00:26)

adamların en kötü halleri bile bizim 300 sene sonra ulaşabileceğimiz bir şey gibi görünmekte. danimarkalı olmak istedim yeminle.

2 nisanda demişim danimarkalı olmak istiyorum diye ve bugün diyorum ki ilk defa gururluyum bu topraklardanım diye! direngezi

(frostig - 2 Nisan 2013 17:45)

bu akşam başlayıp uykusuzluktan ölmeme rağmen 4 bölüm üst üste izlediğim dizi. unuttuğum koalisyon pazarlıklarını hatırlamak bile şahane oldu. siyasi ahlaktan hiç bahsetmiyorum bile. insanın gerçekten danimarka'da yaşayası geliyor.

(ubernova - 9 Nisan 2013 01:13)

hastası olduğum, 1 ayda 3 sezonunu bitirdiğim dizi.

--- spoiler ---

sadece 13 sandalyem var bu ülke benim başbakan olmamı istemiyor diye, başbakanlık teklifini kabul etmeyip, dış işleri bakanlığıyla yetinen bir siyasetçi gördü ya bu gözler. dizide dahi olsa gördü. çok acayip.
--- spoiler ---

(ubernova - 12 Mayıs 2013 23:54)

danimarka yapimi, asmis politik dizi. gercekten cok surukleyici ve devlet nasil yonetilir dersi veriyor. bugunlerde olan olaylardan sonra devlet baskanlarinin kesinlikle izlemesi ve birazcik ders cikarmasi gereken dizidir. bu dizideki basbakan gelsin benim basbakanim olsun, hayatinin sonuna kadar kralice gibi yonetsin ulkeyi, o derece iyi bir yoneticidir. biraz utopik tabi ki bu sekilde yansitmalari, ama insan ah keske diyor.

(karayan - 12 Haziran 2013 17:33)

ben buraya gelip de ne zaman bu diziyi övmeye kalksam tutulup kalıyorum. çünkü bence benim kısıtlı kelime dağracığım ile tarif edilemeyecek kadar başarılı bir dizi bu.

birgitte nyborg da ortadoğuda ancak hayalini kurabileceğim kadar müthiş bir lider.

(daughtear - 23 Eylül 2013 20:41)

türkiye versiyonunu insan tasavvur bile edemiyor. öyle bizden uzak bir şekilde yönetiyorlar ülkeyi.^*

(time to know - 24 Kasım 2013 12:44)

türkiye’deki siyasetle karşılaştırıldığında çok naif tartışmalar dönüyor olsa da sürükleyiciliği ve oyuncularının performansı ile izlenmeyi fazlasıyla hak eden bir dizi, özellikle başbakanın medya danışmanı kasper ile muhabir katrine karakterleri çok sahici. diziyle ilgili enteresan bir durum, ilk sezonunun bitiminin birkaç ay sonrasında yapılan seçimlerde, dizide birgitte nyborg’un liderliğini yaptığı the moderates’in gerçek hayattaki karşılığı olduğu söylenebilecek olan radikale venstre’nin oylarını bir önceki seçime göre 2 katına çıkarması ve başbakanlık koltuğuna tıpkı nyborg gibi danimarka tarihinde ilk kez bir kadının oturması (bkz: helle thorning-schmidt). dizinin danimarka’nın trt’si olan dr1’de yayınlanıyor olması da bizim ölçülerimize göre ayrıca tuhaf. "adamlar devlet kanalından solculuk propagandası yapıp partinin oylarını artırdılar" diye eleştiriler de yapılıyor danimarka’da dizi için ama o mevzulara hiç girmeyelim şimdi.

bitirmeden bir tanım daha yapayım; başbakanın kızını devlet hastanesine götürüp oradan özele sevk alışına, sekreterini sendika baskısı yüzünden işten çıkaramayışına, basın mensuplarının bile başbakana "birgidi, birgidi" diye seslenişine hasta olduğum dizi.

(dali dili havali korna - 25 Kasım 2013 12:51)

türk siyasal hayatı üzerine bir takım düşünceleri olan ve bunu pratiğe döküp ortamlarda analiz kasanların izlememesi gereken dizi.

sebebine gelecek olursak aşmış iskandinav coğrafyasının yine aşmış toplumsal bakışını gözler önüne seren bir dizi borgen. hükümetin dert ettiği minicik şeyleri bugün bu topraklarda bir yerde söyleseniz size deli gözüyle bakabilirler ancak irdeledikleri unsurlar birey olarak insana salt insan olduğu için ne kadar önem verilmesi gerektiğini kanıtlar nitelikte. son zamanlarda malesef içinin boşaltılmasıyla 'insanlar hak ettikleri gibi yönetilirler' savı da cuk oturuyor. aynı zamanda demokrasilerin olmazsa olmazı haline gelen medya unsurunu da gözümüze sokan borgen. tarafımın efsaneleri arasında yerini almıştır.

(karsiz ve donsuz geceler diliyorum - 21 Nisan 2014 02:08)

bir ülkede politik tartışmalar nasıl yapılmalı, siyasi erk nasıl kullanılır, iyi politikacı ve iyi basın mensubu nasıl olunur, sosyal devletin şartları gibi konularda mükemmel tespitler yaparken, iskandinav coğrafyasında politikacıların halka fiziksel ve manevi olarak yakın olmasından da yararlanarak kişisel hikayelere de eğilmeyi başarabilen enfes ötesi danimarka dizisi. 4 bölümü ile benim için çoktan yine çok beğendiğim house of cards'ın önüne geçmeyi başarmıştır.

(flying dutchman - 25 Nisan 2014 13:38)

hayatımda duyduğum en anlamlı repliği barındıran dizi. başbakanla eşi grönland gezisi hakkında konuşuyorlar:

-grönland nasıldı?
-muhteşemdi. ruh karartıcı. çirkin. hayatımda gördüğüm en güzel yerdi. hepsi birden. grönland'ı keşfetmekle
onlara iyilik yapmadık bence.

işte böyle karakter ol canımı ye birgitte nyborg. yoksa sen hala kendini kaşif olarak mı keşfediyorsun?

(daphne - 1 Temmuz 2014 23:57)

hayatımı ablukaya aldı bu dizi. sebebi danca olması ve kaliteli bi dizi olması.

birinci sebebi açıklayalım: normalde türkçe, ingilizce, fransızca, almanca, ispanyolca, italyanca bişey seyrederken gözümüzü ekşi sözlüğe facebooka ota boka kaydırabiliyoruz. lakin gel gör ki, danca biraz ters bir dil. unskül yani. bi dakka gözünü ayırmaya gelmiyor dizi.

ikinci sebebi açıklayalım: kardeş haftayı dizinin içinde geçirdik desek yeri. başbakan ha sevişti ha boşandı ha sevişecek derken hulahop... zaman geçiyor... lakin babett bacı herifleri yönetecem diye herif oldu çıktı başımıza iyi mi? fena halde maskülen...

bir de alkolik gasteci teyzenin adı nedense copying beethoven filmindeki anna holtz karakterini hatırlattı bize... holm holz...

(daphne - 4 Temmuz 2014 23:07)