Little House on the Prairie ' Dizisinin Konusu : Batı Amerika'da yaşayan Ingalls ailesinin başından geçen ilginç maceraları anlatan Küçük Ev, yayınlandığı dönem boyunca tüm dünyada izleyicileri televizyon karşısına kilitlemiştir.Bir romandan esinlenilerek yaratılan dizi, NBC kanalı tarafından 1974-1983 yılları arasında yayınlanmıştır.Ingalls ailesinin yaşadığı küçücük evi ve evin içindeki kesişen hayatların ortak noktalarını anlatan dizi, Altın Küre'ye defalarca aday olsa da bu ödülü kazanamamıştır.Amerika'da yayınlandığı dönemde Türkiye'de de gösterilen Küçük Ev, yıllar sonra 1990'lı yıllarda Kanal 7 tarafından da Türk izleyicisi ile buluşturulmuştur.
Little House: Look Back to Yesterday(1983)(8,0-747)
Little House: Bless All the Dear Children(1984)(7,8-544)
The Waltons(1971)(7,6-5184)
Dr. Quinn, Medicine Woman(1993)(6,7-9681)
vakti zamanında* annemin zoruyla bir televizyon kanalından takip etmeye başladığım dizidir."amma eski görünümlü bir dizi" diye baştan izlemek istemeyen benim en sevdiğim dizilerden biri olmuştur sonun da...baş rolde dişlek ,yerine göre kıskanç ,gıcık ama iyi kalpli bir kız, laura vardır.kızıl,çilli bıcır bıcır bir kızdır.ablası mary kadar güzel değildir(kimi bölümlerde üzülür bu yüzden) ,mary sarışın mavi gözlü ,dağlarda süt taşıyan alman kızları görünümündedir(rama reklamı vardı galiba böyle bir aralar).baba charles ise tam anlamıyla bir babadır,şefkatli,duyarlı,cesur,sevgi dolu,vs vs vs...anne caroline ise tam ideal annedir,tüm hayatını evine çocuklarına adamış doğal sade güzel bir kadın...bunların küçük bir kasabada olan sıradan hayatlarıyla başar dizi.laura kimi zaman şaçmalıklar yapar,baba charles "bak yavrum böyle yapma,git ver arkadaşından çaldığın müzik kutusunu,özür dile" tarzı konuşmalar yapar,laura üzülür babasından da özür diler.fazla mesaj kaygılıdır çoğu zaman."dininiz bütün olsun","kalabalık aile olun" mesajları verir.yıllar geçer farklı yerlere giderler,farklı insanlar hayatlarına girer.(albert diye bir çocuk vardır ilerki bölümlerde ben ondan hoşlanırdım neyse konu dağılmasın).çocuklar büyür evlenir dizi yine ilgiyle izlenilebilir şekilde devam eder bitene kadar.sürekli kendini izletecek yeni olaylar çıkar ...(ayrıca laura şaşırtıcı derecede yakışıklı bi adamla evlenir,sarışın taş gibi bi çocukla)sonuç olarak her ne kadar fazla mesaj kaygılı olsa da,her bölümde klisede okunan incilden parcalar olsa da,bazı ilişkiler yapay gibi dursa da,bazı karakterler abartı olsa da izlenilesi bir dizidir hatta şu ana kadar bu kadar ilgiyle takip ettiğim bir kaç diziden biridir.keşke tekrar yayınlansa da izlesem...bir de nelly furtadonun bir şarkısı vardır try.onu her gördüğümde aklıma gelir bu dizi...
(urasil - 13 Aralık 2006 22:54)
dokuz sezon süren bu dizinin son yıllarında lora artık büyümüş, giderek sayısı artmakta olan kendi kardeşlerinin önemli bi kısmını oluşturduğu okulda öğretmenlik yapmaya başlamıştır. diziye zenci kahramanlar eklenmiş, çok güzel sesli hoş bi zenci hatun, daha önce daha çok erkek çocuklarına sığınma evi görevi yapmış olan yoksul ingıls malikanesinin yeni üyelerinden biri olmuştur. arada gözyaşlarıyla eski kölelik zamanlarını anar, ama halihazırdaki pozisyonu da pek muallaktır allah için.kızılderililerse daha çok derslerde geçerler. her yaştan çocuğun doldurduğu absürd sınıfta nedense neredeyse sürekli tarih dersi yapılmaktadır. tarihsizliklerini tarihe fazlaca değer vererek kapatan amerikan yaklaşımının küçük evrende dışavurumudur adeta bu sahneler. yannız kızlar tarih dersini çok sevmekte, oğlanlara karşı yapı-fail tartışmalarında tarihi belirleyenler büyük adamlar değil olayların yapısıdır demektedirler!!?? ve fekat büyük adamlar söz konusu oğlan çocuklarının isteğiyle gündeme gelince "vahşi ve kalpsiz" kızılderilileri nasıl alt ettikleri ile hatırlanmaktadırlar. kızılderililer arada çrls ingılsa yardım falan etmekle anılda da -mesela para karşılığı değil harika, ama ne biliyim yemek karşılığı- öğretmen lora bu konuda genellikle sessiz kalmaktadır.bu arada ben çocukken bu dizinin hastasıyken, çiçekli dantelli falan kıyafetleri lora kıyafeti giycem diye özellikle sever iken haberdar falan değildim dizinin protestan ahlakını temsil ettiğinden. amerikalıların "kolonizatör atalarını" ne kadar da süper bişey sandıklarıyla, ve o günlerin değerleriyle donattıklarıyla ilgili ufak ipuçlarım vardı ama sanırım. o yerleşimci arabasını görünce kıllanmak gibi. fakat, şimdi diziyi tekrar seyretikçe fark ediyorum ki bu ahlakın dışavurumu başlıbaşına bir vakıa imiş. zira, mesela, protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu bağlantıları biraz gevşek sanki. mesela bi bölümde kentucky fried chicken amca geliyo ve dizinin en kapitalist çifti olan bakkal ve karısı onla dalga geçiyolar. dahası bu bakkalın karısı ve kızı dizinin en kötücül insanlarını oluştruyo -yalnız bu amerikan yapımlarında saçları buklelendirilmiş sarı saçlı kızların kötücüllüğü başlıbaşına bi makale konusu. amma velakin bu kadınların istekleriyle kamçılanan bakkal gizli gizli adalet mefhumları beslemeye devam ediyo!! ha bu arada ilk sezonlarda bakkalın kötücül ama iyiliğe çekilebilir oğlu da lorayı oynayan melissa gilbertın kardeşi jonathan gilbert.melisa cilbırta gelince, evlenip evinin kadını olmuş, ama boşandıktan sonra ya da önce eminim başka şeyler de olmuştur. şu anda ekran aktörleri sendikası başkanıddır mesela.
(lancome x - 1 Şubat 2007 18:24)
kucuk ev trt'de yayinlandigi sirada islamci-muhafazakar kesimce "hristiyanlik propagandasi yapiliyor" denilerek elestirilmisti. yok efendim cocuklarimiz muslumanlar gibi ellerini acip dua edecekleri yerde laura gibi yatagin kenarina diz cokup parmaklarini caprazliyormus falan. seneler sonra diziyi kanal 7'nin gostermeye baslamasi dusundurucu kanaatindeyim. cifte standart konusu bir tarafa, ahlaki degerlerin gerilemesi sonucu ahlakci-maneviyatci kesimin denize dusup yilana sarilmasi gibi algilanabilir bu durum.harbiden de bu dizi paso protestan ahlakini yuceltir: cok calis, azla yetin, kimsenin tavuguna kist deme, asla yalan soyleme, kendinden farkli insanlari olduklari gibi kabul et vs.
(blair kadisi - 22 Nisan 2002 05:42)
ayrica laura'nin pornocu olmasi da sarsici, kanuncu kizin* basina gelenler kadar da traji-komik. yakinda biri cikip seker kiz kendi londra buyuksehir belediyesi umumhanesinde calisiyor, daglar kizi haydi alplerde peterle ortak umut ticareti yapiyor gariban gurbetcileri dolandiriyor, voltran'i hindistanda cocuk iscilere yaptirmislar, marko da bildigin topmus, ne bileyim tusubasa dobing yapip takimdan atilmis bakanliktan lisansini iptal etmisler derse sasirmamak lazim.
(blair kadisi - 22 Nisan 2002 05:52)
tv türkiye ye ilk geldiğinde, annemin kuşağının izleyip çok sevdiği, bundan yaklaşık 6-7 yıl önce kanal 7 nin yayınlamasıyla bizim de izlediğimiz çok güzel ve çok tatlı bi amerikan dizisi.. dizinin kitabının olduğu, küçük kızımız laura nın da bu kitabın yazarı olduğu gibi rivayetler olsa da, henüz kitapla hiçbir şekilde müşerref olamadım.. ama dizi gerçekten çok mükemmeldir..
(the pharmacist - 5 Ocak 2009 22:12)
lost dizisinin 6.sezonunun 8.bölümünde sawyer'ın küçük bir sahnesini tvden izlediği dizi.
(canka - 20 Mart 2010 00:11)
yıllar evvel ahmet hakan coşkun'la kanal 7 haberle combo şeklinde izlediğimiz, sımsıcak bir dizi.* sabahlara kadar siyaset meydanı, iskele sancak, 32. gün izlediğimiz günler.bizde altın çocuk klasiklerinden çıkma kitabı da vardı.edit:amy farrah fowler'nda en sevdiği dizidir.*
(dervish samurai - 23 Eylül 2014 13:11)
çocukken yaşama koşullarıma şükretmemi sağlayan dizidir. şöyle ki, benim çocukluğumda bir dönem biz dört kardeş, anne, baba, hala-kuzen, babaanne kedi vs. cümbür cemaat iki oda bir salon bir kümeste sobanın etrafında yaşardık. bu koşullarda haftada bir bu diziyi kaçırmazdım. dizideki ailenin yaşama koşulları da bizden parlak değildi, üstelik onlar sularını da eve kovayla taşırdı. ben de izlerken "neyse ki benim laura gibi eve su taşımam gerekmiyor" diye şükrederdim. laura'nın çok özendiğim güzel ablası mary ergenlikte kör olduğunda şükredecek bir şeyim daha olmuştu, yalnız o mary kendi gibi kör olsa da ilik gibi bir oğlanla evlenmişti. hıristiyan propagandası olduğunu sözlükte okuyuncaya kadar fark etmemiştim. ama baba rolünde oynayan oyuncunun özel yaşamında koyu hıristiyan olduğunu okuduğumu hatırlıyorum. gerçekten de aile yemekten önce şükran duası (grace), yatmadan önce ayrı dua okur, pazarları en iyi kıyafetlerini giyip vaaz dinlemeye giderdi. ve neredeyse bir lokma, bir hırka yaşarlardı. eski diziler bayağı masummuş...
(gallifreyfallsnomore - 12 Ağustos 2015 21:39)
1974-1983 arası yayınlanan tv serisi küçük ev'in orijinal adı.
(jasek - 9 Mayıs 2005 02:27)
lora'yı iki örük saçlarıyla çayır çimen içindeki bayırdan aşağı köpeğiyle birlikte koşarken izlediğimiz açılış fragmanıyla, evin annesinin her gece yatmadan önce saçını ayna karşısında uzun uzun taramasıyla, evin babasının kafasındaki kovboy şapkasıyla, akşam yemeğinde yenilen haşlanmış mısırla vakti zamanında gönüllerimize taht kurmuş amerikan aile dizisi. iyi, ailelerine bağlı hristiyanlar yetiştirmek üzere ideolojik propogantif amaçlarla yapıldığı pek aşikar olsa bile, muhtemelen 70'lerin ilk yarısında doğanların pek sevdiği dizi.
(tenar - 25 Temmuz 2005 17:20)
Yorum Kaynak Link : little house on the prairie