Gretel & Hansel ' Filminin Konusu : Gretel And Hansel, evlerini çevreleyen ormanda yaşayan korkunç bir cadı tarafından kaçırılan kardeşlerin hikayesini konu ediyor. Gretel, yiyecek ve iş bulabilmek için kardeşi Hansel’e ile birlikte karanlık ormanın derinlikleri doğru yola koyulur. Fakat burada onları kötü bir sürpriz beklemektedir. Klasikleşen Grimm masallarının bir uyarlaması olan filmin yönetmen koltuğunda 2015 yapımı February filmi ile tanıdığımız Osgood Perkins oturuyor. Senaryosunu Chewing Gum dizisinin yazarlarından Rob Hayes’ın kaleme aldığı filmin başrolünü 2017 yapımı Stephen King uyarlaması korku filmi “O”nun yıldızı Sophia Lillis üstleniyor.
The Two Popes(2019)(7,6-77096)
Just Mercy(2020)(7,5-19755)
Bad Boys for Life(2020)(6,6-143373)
It Chapter Two(2019)(6,5-210775)
Between Two Ferns: The Movie(2019)(6,1-27018)
Jexi(2019)(6,1-7547)
February(2016)(5,9-11980)
I Am the Pretty Thing That Lives in the House(2016)(4,6-9068)
Black Christmas(2019)(3,2-5649)
I Am Not Okay with This(0)(0,0-0)
hansel ve gretel isminde iki kucuk karde$in uvey annelerinden kacma cabalarini i$leyen kult masal.. konusu kisaca $oyledir: hansel ve gretel bir gun evden kacmaya karar verirler lakin olur da cep telefonlarini unuturlar geri donmeleri gerekir diye de yola fasulye taneleri serperler.. o sirada hansel cukulatadan bir ev gorur.. olaylar geli$ir.. (bkz: masallarin verdigi mesajlar)
(ssg - 10 Şubat 2000 21:33)
hanselle gretel cadı sayesinde bi süre sonra ümit usta ve akrep nalan a dönüşürler. ulan o kadar kek pasta bok püsür insanın içini bayar.
(uur - 10 Şubat 2000 21:33)
bu iki özürlü kardeş, önce bi test sürüşü yaparlar, hansel biraz çakıl toplar ceplerine biriktirir, sonra sürüş sırasında, bu çakıl taşlarını azardan yere bırakır, o sayede kaybolmazlar takip ederek dönerler, ewden kaçtıklarında çakıl taşını unutmuştur hansel, gretel'in çantasından "çakıl bulamassak pasta atarız" mantığıyla, yere pasta/ekmek falan atarlar, geri dönmek icap eder ama bakarlar ki kuşlar yemiş ekmekleri, bre akılsız genç, ağaçlardan dal koparmak, yaprak ısırmak, yerde çubuk sürüklemek, sıçtığın yeri bilmek gibi bi sürü teknik wardır, onları düşünmez.bu şeker/çikolata karışımı evi görürler, acıkmışlardır, dutar koca evi yemeye başlarlar, bir güzel kadın gelir, "gelin içerde daha bol war" diincek, bunnar eve dalarlar, güzel kadın aslında namuzssuz bi cadıdır, karı bunnarı besler, semirmelerini ister ki, sonradan onları kazanda pişirip yiyecektir; koca büyücü cadı, bi tane draje yiyecek büyüsü ile, küçücük şekerin 4 trilyon kalori yapmasını sağlayamaz, neye yarar. kaçarlar sonra bunnar.
(cyrano - 14 Şubat 2000 09:21)
ekmeğe şuncacık değer vermeyen ve muhtemelen cehennemde yanacak veya yanmakta olan iki kardeş
(fatihcan - 7 Aralık 2002 00:48)
çoğu masal gibi oedipal temaların işlendiği hikayedir, lakin burada ilginç olan karakterin sadece erkek olması değil, aynı zamanda yanında bir kız kardeşin de bulunmasıdır.oedipus kompleksinin olduğu yerde "anne" figürünün varlığı yadsınamaz. hansel ile gretel hikayesi de sembolik olarak okunduğunda bu ikilinin bir açısının anne olduğu, böylece hikayenin temelindeki üçgenin yaratıldığı görülür. lakin, anne figürü bazı hikayelerde oldukça belirgin ve aktif bir rol alırken, bazılarında sadece bir isim olmaktan ileri gidemez. bu hikayede de, anne rolündeki karakter doğrudan varlığı ile belirmese de, aslında kardeşler üzerindeki etkin nokta, hatta olay örgüsünün kilit noktasıdır. bütün hikaye üvey annenin çocukları ormana bırakması ile başlar. üvey anne figürü, masallarda "kötü"yü simgeler diye yüzeysel bir yorum yapmak oldukça yanlış olacaktır, zira bu hikayede görünmeyen fakat var olan üvey anne çok daha farklı bir konumda bulunmaktadır. öncelikle, annenin çocukları ormana bırakması iki yönlü olarak okunabilecek bir eylemdir. açı çocuklara çevrildiğinde, jung'un mirror stage düşüncesi farklı bir yön katacaktır. anne, koruyan ve besleyen figüründen çocukları ormana bırakması ile aksi bir portreye bürünmüştür. anne artık yemek sağlayan, korunak sağlayan figür değildir. ormana bırakılmak, çocuklar için terk edilme, anneden ilk kopuş, birey olmanın daha da önemlisi artık bağımlı olmadıklarının bir fiilidir. kendilerinin en temel güdüleri sağlanmadığından, ormanda kendi yiyeceklerini bulmalı, kendi korunaklarını sağlamalıdırlar. artık, anneden bağımsız bireyler olarak kendi ihtiyaçlarını giderebilmelidirler. anne açısından ise, bu durum belki de çocukları ev dışındaki topluma ilk adımı sağlamalarının sembolik bir okunmasıdır.burada devreye giren ikinci bir sembol ise "ekmek"tir. ekmek, insanın en basit yiyecek öğesi, eve dönüş yolunu bulma aracı olarak kullanılmıştır. fakat ekmeğin kuş tarafından yenilmesi, gene çocukların oral ihtiyaçlarına yapılan bir göndermedir. bireyin duyduğu en büyük ihtiyacın beslenme olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ekmeği gene anne ile bağdaştırdığımızda bunun hem evi, hem de sütü sembolize ettiği fikrine rahatlıkla ulaşılabilir. bebek, beslenme açısından anneye muhtaçtır, annenin bedenine bağımlıdır. lakin bir müddet sonra anne, bebeğiyle bütün olmaktan çıkıp onu yavaş yavaş "bireysel"leştirmeye başlar sütten keserek. çocukların ormana bırakılması yine bu noktada artık oral olarak anneye bağımlılıktan çıktıklarının, ekmeğin hazır yenen bir madde olmadığının aksine kazanılması gerektiğini gösteren bir harekettir.çocuklar evlerindeki ekmekten artık uzak oldukları için, cadının şekerden evi açlıklarına en cazip teklif gibi gözükür. evden, yani anneden ayrılışın henüz tecrübesizliğinde olan kardeşler elbette ki cadının sunmuş olduğu tatlı, renkli şekerleme evine kanarlar. çocuklar bu noktada beslenme ihtiyacı duyarlar, bir yandan da anne tarafından ihanete uğramış olduklarını düşündükleri için hayal kırıklığı içerisindedirler. cadı ise onlara, aksine, ihtiyaç duydukları dünyayı sağlayan figürdür. bir çocuğun ilgisini kandırabilecek her türlü yiyeceğe, temiz çarşaflara, mis yataklara, kısacası bir anne korumasına sahiptir, bir başka deyişle, bir anne figürü olarak cadı bunların hepsini sağlayabilecek niteliktedir, fakat ertesi gün ise tüm durum tersine döner. çocuklar ikinci defa anne figürü tarafından ihanete uğradıklarını düşünür, ikinci bir hayal kırıklığı ile artık "birey" olma yoluna girerler. artık bağımsız karakterler olduklarının bilincine varmaya çalışırlar.lakin, bu noktayı tam olarak kavradıkları zaman eve dönüş yolunda geçmek zorunda oldukları nehirdir. yine burada beliren su sembolizmi vaftizden, cenin suyuna kadar olan geniş bir yelpazeye yayılabilir. su, çoğu zaman, gelişme, büyüme, yenilenme anlamları taşır. su sabit değildir, daimi devinimi içinde sürekli yenilenen bir oluşum olduğundan, genellikle de seyahat ile özdeşleştirilmiştir. homer'de karakterin denizden eve dönüşü, musa'nın suyu ikiye ayırması, nuh tufanı ve daha birçok bilindik yazınlarda su aşılması gereken, geçilmesi gereken simgedir kişinin içsel seyahatinde. kardeşlerin suyu birlikte değil ayrı ayrı geçmesi de, artık iki ayrı kişilik olduklarının, benlik gelişimlerinin suyu geçme ile başarıldığının bir yansımasıdır.çocukların kısa süreli serüveni sonucunda yeniden eve varmaları ise tekrar başa dönme değil, yeni bir başlangıca adım atmadır. eve gelen kardeşler artık anneye veyahut eve bağımlı bireyler değillerdir. iki ayrı ve farklı insan olarak aile üyesi olma evresine girmişlerdir. ekmek artık onların da üretebileceği bir nesnedir sadece yiyebilecekleri değil. ev artık sadece yaşayacakları değil, paylaşacakları ve katkıda bulunacakları bir kavramdır. yine freud'a dönecek olursak,orman id'i aktive eden bir kavram iken, ev egoyu ya da süperoguyu çağrıştıran bir alandır. lakin evde önceden anneye bağımlı olarak, id güdümünde yaşayan kardeşler artık toplum bilincine varmış, ego/süperego sahibi kişiler haline gelmişleridir.
(kedu - 23 Mart 2012 00:56)
iki tane natural-born-killer piç kurusu ormanda yaşayan kimsesiz, yaşlı kadının evini basıp yağmalarlar. sonra hızlarını alamayıp kadını da fırında yakarlar ve tüm dünyayı "kadın cadıydı, bizi yiyecekti" masalı ile kandırırlar. yazıklar olsun size be...
(arsonist - 13 Ekim 2003 23:17)
tim burton tarafindan 1982 yilinda japon oyuncularla cekilen ve yalnizca bir kez, o da 1983 yili halloween gecesi yayinlanan film. yaklasik 35 dakika suren film, yillar sonra youtube'a dusmustur: tim burton's hansel and gretel--- spoiler olabilir de olmayabilir de. bence oku ---uvey annenin erkek olmasi kalpkalpkalpfavori karakterim gercekten de uvey anne oldu, ki kendisi ayni zamanda cadiyi da canlandirmaktadir. orman dekoruna tek kelimeyle bayildim. cocuklarin surekli yedikleri sahneler midemi bulandirdi. sonu da berbatti.--- spoiler olabilir de olmayabilir de. bence oku ---film cok guzel!
(tezat kontrasyonu - 19 Haziran 2014 22:38)
avrupanin türk düsmanligini yansitan masaldir. kendi yerinden yurdundan kalkip kurulu ve müreffeh düzene gelen iki çocuk göçebe türk kavimlerini simgelemektedir. küçük olmalari yerlesik kültüre geçmemis olmalari ve organize olmamalari ile baglantilidir. cadinin yasli olmasi da onun uzun yillardir yerlesik kültüre geçmesi ile ilgilidir. kulübe de yollari, binalari, köprüleri, kaleleri ile hazir halde bulunan avrupa kentlerini simgelemektedir. kakao agaçlari yerine çikolatadan yapilmasi hazira konmayi isaret etmektedir. hansel'in kafese konmasi, yildirim beyazit'in timurlenk tarafindan kafeste dolastırılmasina bir aniştırmadir. bir tehlikenin bertaraf edilmesini gösterir. gretel'in hizmetçilik günleri fetret devridir. gretel yavas yavas gücünü ve cesaretini toplar. cadiyi kazana atmasi ile yeniden organize bir güç olmasi, hansel'in kafesten çikmasi ile yeniden bir sultanin basa geçmesi ima edilmektedir. hansel ile gretel evlerine dönemezler çünkü masalin içinde dönüs yolunu nasil bulduklari hiç açiklanmaz. bu sadece bir dilektir. cadinin hazinesini beraberinde götürmeleri yagma ekonomisine bir isarettir. masal hiçbir versiyonunda hansel ve gretel'in eve yerlesmesiyle sonuçlanmaz. *
(slothics - 27 Nisan 2005 12:42)
masalda diil de günümüzde yaşasalarmış, telekom sektöründe başarılı olmaları işten bile olmazmış gibi geliyor bana.. hancell ile gratel... (hatta hancell yaz 2230'a gönder, gratel cebinize gelsin)
(atreju - 27 Ekim 2005 03:41)
ufacık tefecik bir çocukken sevgili teyzemin "şimdi hansel ile gretel olarak anlatsam , bu çocukta hafif bi mallık var, anlamaz bu isimlerin türkçe olmadığını; habire sorar durur (teyzeee, hansel neee? teyze gretel neee deemmeeek?) diye ; ben en iyisi şu masal veletlerinin adını değiştireyim de ne benim başım ağrısın bizimkinin sorularından ne onun kafası karışsın gavur isimleri yüzünden" mantığıyla bana ali ile ayşe adıyla anlattığı masaldır. teyzem sağolsun ali ile ayşe gayet net aklımda kaldı; özellikle teyzemin müthiş masal anlatma tekniğinin oldukça işe yaradığını söyleyebilirim. ancak yıllar yıllar sonra birisi çıktı ve bana bir masal anlattı: "hansel ile gretel". masal bittiğinde kendimi yoğun düşünceler içinde buldum; önce duygusal yaklaşıp " ulan, şu almanlar ne pis millet; bizim kırk yıllık ali ile ayşe masalımızı almışlar, adını da değiştirmişler hansel ile gretel diye; oh ne ala memleket! hiç saygı yok canım şu almanlarda." demiştim. bir süre bu inancımı korudum; fakat zaman geçtikçe kafamda bazı kuşkular uyanmaya başladı; uykusuz geceleri ağır depresyonlar takip etti; beni ne doktorlara ne hocalara gösterdiler, hiçbiri çare olamadı. en sonunda beni akıl sağlığımdan eden, kafamda bir o yana bir bu yana koşuşturan soruların yanıtının teyzemde olduğunu anladım ve tüm cesaretimi toplayıp teyzemin yanına gittim; o da bana her şeyi baştan anlattı; tüm bu oyunları n'için yaptığını açıkladı; o an teyzeme hak verdim. evet, şu an hansel ve gretel'in türk masalı olmadığını; hele hele adının ali ile ayşe hiç olmadığını iyi biliyorum ancak ufacık bir yavrucakken kafama kazınan ali ile ayşe bana hala daha sempatik gelir.***not: kabul ediyorum, mal gibi bir çocuktum.
(hotfail - 24 Ocak 2006 22:42)
Yorum Kaynak Link : hansel ile gretel