After the Wedding (~ Geçmisin Sirlari) ' Filminin Konusu : After the Wedding is a movie starring Michelle Williams, Julianne Moore, and Billy Crudup. A manager of an orphanage in Kolkata travels to New York to meet a benefactor.
Clemency(2019)(7,3-60)
Get Low(2010)(7,1-21023)
Honey Boy(2019)(6,9-146)
I Am Mother(2019)(6,8-47506)
Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile(2019)(6,7-50039)
Late Night(2019)(6,5-7131)
Native Son(2019)(5,6-1172)
avrupa insanının buz gibi görünüşünün ardındaki duygusallığı bu denli yansıtabilen bir film daha görmedim şahsen. filmin infosunda tür olarak dram yazıyor ya, hah işte; dram sözcüğünün sinemadaki tam karşılığı, bu filmde tokat gibi suratına çarpıyor insanın..--- spoiler ---ve bir de "ölmek istemiyorum" krizinin ayyuka çıktığı anda, o oyuncunun performansı yok mu.. aman allahım! çok başarılı.--- spoiler ---
(antrakt - 3 Nisan 2007 23:07)
mads mikkelsen'in basrolde oldugu 2006 yapimi bir susanne bier filmi.hindistanda cocuklara yardim amaciyla calismakta olan jacob (mads mikkelsen), bir hayirseverin yardim yapmadan evvel illa ki gorusmek istemesi neticesinde memleketi danimarkaya doner. jørgen (rolf lassgård) helene (sidse babett knudsen) ile evli, birisi kevlenmek uzere olan kizi ve kucuk ikizleriyle yasamaktadir. anna (stine fischer christensen) dugun toreninde jacob'in gecmisine dair tum aileyi etkileyecek bir gizi ortaya cikartir...danimarka sinemasinin genel havasina uygun bir film "after the wedding". hareketli kamera kullanimi ve kirli sesiyle olabildigince gercekciligi arttirmaya calisan, oyunculara buyuk isler dusen bir yonetime sahip. yakin cekimler ve diger tum seylerde oyuncularin omuzlarina buyuk bir yuk bindirilmis.filmin en buyuk artisi da burada, oyunculuk. mads mikkelsen (ki kendisini en son yeni james bond filmi, casino royalede kotu adam rolunde gormustuk) basarili bir performans sergiliyor. fakat ondan daha ote bir oyuncu var ki bu filmde gercekten insani kendisine bagliyor. histeri krizinde gosyazi dokmemek icin gercekten ugrasmak gerekiyor. jorgen rlundeki rolf lassgard dan bahsediyorum. gercekten cok basarili, ust duzey bir oyunculuk sergilemis.oyunculugun disinda filmde dram etiketine yakismayacak duygusal bosluklar mevcut. ornegin hindistan ve jacob'un cocuk sevgisi gibi konular izleyici ile yeterince baglanti kuramiyor ve afaki kaliyor. benzer sekilde iyi bir yan hikaye olabilecek olan anna ile christian arasindaki iliski futursuzca harcanmis. filme ismini verdigi gibi konuya da etki etmesini beklerdim dugun ve sonrasindaki evliligin.hareketli kamera ve asiri zoom neticesinde bazen insani mahosluga iten bir duygu hasil oluyor. hareketli cekimlerin gozle uygun gitmeyisi vb nedenlerden oturu bir yapaylik hissetmemek elde degil.bu filmi izlerken aklima her nedense basrollerinde julia roberts, susan sarandon ve ed harris olan stepmom geldi. erkekler kadin olmus, kadinlar erkek.oscar sahibi olabilecek kadar harika** bir yapim degil, ama izlenmeye deger.
(entrapmen - 18 Temmuz 2007 02:03)
sorabilecegi sorularin cogunun pesinden gitmeyen bir film. biyolojik baba mi cocuga emek veren, buyuten baba mi ikilemine saplanmamasi, filmi benzer hikayeler anlatan filmlerden ayiriyor. ama uc, hatta belki dort ayri hikayayi birden anlatmaya calisiyor film ve, jorgen'in hikayesi disindakiler, mesela jacob'un hindistandaki hikayesi, mesela anna'nin ne hissettigi, hepsi biraz yuzeysel kaliyor. en rahatsiz edici yaniysa bence finali.--- spoiler ---final rahatsiz edici cunku, jacob'un danimarka'da kalmaya karar verme sureci cok hizli geciliyor, ve hikaye her ne kadar biyoloji/emek ikilemine saplanmadan ilerliyor olsa da sonunda kan bagina dayali iliskiler emek vermeye dayali iliskilere tercih ediliyor. daha da rahatsiz edici olan, filmin baslangicinda inanilmaz bir emek ve alturism ornegi olarak sunulan hindistan'daki yetimhane projesini filmin sonunda bati'dan gelen milyon dolarlarla, ve de jacob'un oz kizini ve eski sevgilisini tercih etmesiyle kurtariyor olmasi. "burda hersey cok guzel artik" diyor, pramod, ve biz de seyirci olarak, jacob ona "benimle gelmek ister misin?" diye sordugu ama kendisi kalmak istedigi icin rahatliyoruz; olen oluyor ve de kalan saglarin hepsi hallerinden memnun. ama iste boyle olunca ne jacob gercekci bir karakter olabiliyor, ne de film baslangicindaki cesur sorularini takip edebiliyor. --- spoiler ---
(sweethereafter - 11 Mayıs 2008 07:44)
ölüm karşısında ne kadar aciz olduğumuzu*, karar vermenin; bazen ne kadar güç*, bazen de ne kadar kolay olduğunu* gösteren, bir babanın büyük iyilikler için küçük mutluluklarını terk etmesini, sonuçta karşısına daha büyük mutlulukların da çıkabileceğini anlatan bir film*
(hazreti insan - 11 Ağustos 2010 21:37)
acı içinde son günlerini yaşayan bir adamın söylediği sözler beynime öyle bir kazındı ki, dün akşamdan beri aklımdan çıkmıyor.--- spoiler ---bana yardım etmen için illa dünyanın diğer ucunda mı yaşamalıyım?--- spoiler ---vesselam vurucu sahneleri bol ve etkileyici izlenesi bir film olmuş. yapanların ellerine sağlık.
(metuceng - 31 Mart 2011 22:53)
finaliyle tum hikayenin etkisini kaybettigi film. ama kurgusu, kamera acilari, kamera hareketleri hikayesinin cok daha onune geciyor ve filmi cekip ceviyor.devamini seyretmeyenler okumasa iyi olur...filmde en bahtsiz karakter anna herhalde. hem biyolojik babayi seneler sonra bul, hem bu yuzden anneye kiz, hem diger baba cok hasta olsun hem de esi aldatsin. tam bir kabusa dondu hayati. jacob karakteri ise tam bir mikkelsen donukluguna gore olusturulmus sanki. jorgen'e neden emekci baba dendigini de anlamis degilim. sanki munir ozkul he... finalde bati'nin, dogu'daki isleri yoluna sokmus gibi gosterilmesi ise tam bir propaganda. sahtekarca.
(elxa - 2 Ekim 2011 17:44)
haevnen sonra seyretme şansımın olduğu susanne bier filmi .... tamamen ikilemlerden uzak, ikilemlerin ikilem olduğunu bile kimsenin farkında olmadığı güzel film ....--- spoiler ---ölümü yaklaşırken, eşini ve evlatlarını emanet edecek, sarılacak bir dal arayan güçlü ama hastalıkla kendini çok çaresiz, güçsüz hisseden bir adamın hikayesi .... jørgen lennart hannson karakteri ile rolf lassgård filmin yıldızı olmuş--- spoiler ---. insanın içini ısıtan, insana tuhaf da gelse aslında çok kötü gelmeyen belki haevnen'de de olduğu gibi karakterlerin davranışlarında bir zorlama, bir iğretilik, bir sahtelik ya da doğruyu yapma çabasının olmayışı. bier'in karakterleri kendi çizgilerinde sevap ve günahları ile ilerliyorlar ... kendine biçileneni canlandırıyorlar. ve kendi karakterlerinin dışına çıkmıyorlar ..... karakterler etik kurallara uymak, mesaj vermek, doğru olanı yapmak yerine insan gibi, sevabıyla, günahıyla, dangalaklıklarıyla, şirinlikleri ve acizlikleri ile varlar ...seyredilesi, sevilesi bir film olmuş, kuzey filmlerini seviyorsanız. bu filmle bier yönetmenlerim kadrosuna dahil olmuştur.
(ride - 11 Aralık 2011 20:39)
azıcık selvi boylum al yazmalım'a benziyor ama azıcık. andırıyor daha doğru bir tabir olabilir.--- spoiler ---tamam cemşit ile ilyas tesadüfen karşılaşıyor, ilgili filmimizde ise jacob aranıyor, bulunuyor.biyolojik baba-büyüten baba her ikisinde de var.iki filmde de kadınlar güzel ve alımlı.bu filmde anna bir kız çocuğu. hem samet de kızmış biliyor musun?benziyor işte.--- spoiler ---
(black sure - 4 Temmuz 2013 10:55)
özellikle sinir krizindeki rolf lassgård'ın en vurucu performansı sergilediği; kuzey avrupalılar da hisseder, diyen; hindistan ve danimarka geçişlerinde yaşam standartlarındaki uçurumu gerçekçi bir şekilde aktaran güzel bir film. filmin ilk başında jörgen'in anlamsız tavırları bende danimarkalıların fazlaca medeni olduğunu düşündürmüştü, ve fakat sonradan aslında yine fazlaca düşünceli bir babadan başka birşey olmadığını gördüm. mads mikkelsen aşığı bir insan olarak yine de bu filmde benim favorim rolf lassgård oldu, özellikle isveçli bir aktör olmasına rağmen isveç şakası -ne kadar komik olmasa da- beni güldürdü.güzel film, güzel.. sonundan pek bir şey anlamamış olsam da.
(dochar1ka - 24 Aralık 2013 15:30)
bu iskandinavlar ne cool insaanlar yareppim, çocuğu çoluğu kadını erkeği genci yaşlısı hepsi ayrı cool, adam orada --- spoiler ---i don't want to die--- spoiler ---diyerekten kendinden geçiyor, ben burada salya sümük olmuştum kadın olanca sukunetiyle sakinleştirmeye çalışıyor. ne panik ne kontrolsüzlük, hiç.biz mi pokunu cikartiyoruz herşeyin, kendimize acıyoruz sürekli olur olmaz? sonuçta tepki dediğin öğrenilen de birşey, olaylar karşısında nasıl tepki verileceğine dair kodlar var zihnimizde, ondan sebep bizimkiler biraz tiyatro mu?güzel film, yerinde yorumlar yapılmış daha önce, tekrarlamaya gerek yok. 7, 5/10 gider benden, notum kıttır ama.
(archin - 11 Mayıs 2014 22:56)
Yorum Kaynak Link : efter brylluppet