Gurbetçi Saban ' Filminin Konusu : Gurbetçi Saban is a movie starring Kemal Sunal, Müge Akyamaç, and Yavuzer Çetinkaya. A man goes to Germany to work there and falls for a Turkish girl who like him came to work in Germany too.
Süt Kardesler(1976)(9,0-16747)
Neseli Günler(1978)(8,8-8013)
Gülen Gözler(1977)(8,5-5201)
Bizim Aile(1975)(8,4-4357)
Bizimkiler(1989)(8,2-2506)
Aile Serefi(1976)(8,1-2497)
Inek Saban(1978)(7,7-3354)
Sultan(1978)(7,7-2834)
Oh Olsun(1973)(7,4-2115)
Sosyete Saban(1985)(7,0-2537)
En Büyük Saban(1983)(6,8-2079)
şu anda kanal 7'de yayınlanan kemal sunal'ın en sevmediğim filmi.film çok basit,ucuz bir milliyetçilik,ırkçılık ölçüsünde dialoglar barındırıyor.almanya'daki türklerin bazı duygularını okşamak amacıyla yapıldığı çok belli olan,almanları ve yunanları devamlı kötü gösteren,türklerin almanları güç ve zenginlikle ezme hayallerini tatmin etmeye yarayan bir filmdir.hiç çekilmese ve kemal sunalın filmografisinde yer almasa daha iyi olurmuş.
(horoz tavuk 200luk - 3 Mart 2011 19:40)
hamayaşikikibambo gibi adı sanı bilinmeyen ülkelere vize uygulamayıp,türkiye'ye uygulayan almanya'nın,aslında doğru bir karar aldığının ispatı olan film.çocuk başına para almak içn 5000 çocuğu nüfusuna alan (o tarz bir şey işte) sahtekarlığı milliyetçilik sanıp,zihniyetimizin dolandırıcılığa çalıştığını anlatan,tek zevksiz kemal sunal filmidir ayrıca.aslın biz şöyle milletiz,kötüyüz,tü kaka bize tarzı düşünenlerden değilim fakat biraz empati yapınca gerçekten rezalet bir film olduğunu anlayabilirsiniz.alman güldürü ustalarından biri türkiye'de böyle bir film çekse,"ooo almancayı sökmüşsün.alış alış yakında resmi diliniz olacak" dese,hepimizi ırkçı gösterse ne düşünürüz ki?allahtan çok sallanmadığımız zamanlarda çekilmiş bir film.ya da biz zaten hiç sallanmıyoruz. (gülücük)keşke konuya muzlu süt veren inek kısmından başlasalardı da bizde ticari zeka + türkler tarzı güzel bir kemal sunal filmi izleseydik.
(han20 - 3 Mart 2011 20:47)
kemal sunal'in en kötü filmi olmasinin disinda belki de sinemanin en kötü filmlerindedir. filmin kötü olmasi sundan: öncelikle bu film irkci bir film. sürekli almanlar söyle kötü, böyle kötü der dururlar. kardesim madem öyle, niye adamlarin ülkesindesiniz? türkiye madem o kadar güzeldi, gurbet ellerde niye sürünürsünüz? türk olmayan herkes pis, hain, ancak türkler cok iyi. ikincisi ben bu filmi seyreden bir yabanci olsam, bütün türkler sahtekar diye düsünürdüm. hatirlayin, saban almanya devletinin her cocuk icin ailesinin ona daha iyi bakabilmesi icin cocuk yardimi parasi verdigini ögrenince, ilk is memleketinde kendisiyle ayni isim ve soyadini tasiyan insanlari bulur ve o cocuklarin kimliklerini kullanarak cocuk yardimi paralarini alirdi - yanlis hatirlamiyorsam 13-15 cocuk bulmustu. simdi yine ilk duruma dönüyoruz. madem almanlar pis, almanya devleti serefsiz, bu nasil bir serefsiz devletmis ki cocuklar icin yardim parasi veriyor hem de kendi vatandasi olmasa bile, üstelik kendi topraklarinda yasamiyorken bile.bilmeyenler icin söyleyeyim bu cocuk parasini türkiye de verir, ama mart 2011 itibariyle 6 yasindan kücük cocuklar icin aylik 30 tl, diger cocuklar icin aylik 15 tl. neyse, nerde kalmistik, almanlar domuz, türkler cici!
(question the answers - 7 Ağustos 2011 18:07)
kartal tibet'in süt kuyruğunda bir bardak daha süt isteyen arsız müşteriyi canlandırdığı kemal sunal filmidir. şaban ise tekrar sıraya geçmesini söyler ve arkasından "ne bulaşık adam yaa" der.kartal tibet yönettiği filmlerde kendisini ufak rollerde daima gösterir, alfred hitchkok'a özenmiş olsa gerek.
(begegnungen - 30 Ağustos 2011 10:34)
aynı zamanda "sen böyle gülünce şuranda iki çukur oluyor ya, ölünce beni oraya gömsünler." repliğinin geçtiği filmdir.
(biu - 8 Aralık 2012 01:05)
1985 tarihli kartal tibet filmidir.sinematürk yazarı eylül fırtınası tarafından filme dair kaleme alınmış ayrıntılı inceleme yazısı aşağıda görülebilir."şaban'ın,şabanlık dozunu bu kez fazla kaçırıp seyirciyi de şaban'laştırdığı,tahammül sınırlarını bir hayli zorlayan tam bir saçmalıklar silsilesi..şerif gören,1990 yılında sunal'la çektiği filme "abuk sabuk 1 film" adını verecek kadar esprili ve kendiyle barışık bir yönetmen ancak filmine biraz haksızlık etmiş.kemal sunal'ın asıl abuk subuk olan filmi sanırım bu filmdir. gurbetçi şaban,1980'li yıllarda ardı ardına "şaban" filmleri üreten ve ticari kaygılarla seviyeyi gitgide düşüren kemal sunal-kartal tibet ikilisine yakışmayacak derecede kötü bir film.herhangi bir mantık ve denge gözetmeksizin çalakalem yazılmış,gerçekdışı kişi ve olayların cirit attığı berbat bir senaryoya sahip bu filmin bir benzeri de tahmin edileceği üzere ortadirek şaban'dır.her iki filmin senaryosunun osman f.seden gibi bir ustanın elinden çıkmış olduğuna inanmak çok zor.rahmetli kemal sunal'ın bahsettiğim döneme ait filmlerini pek sevmediğini,içine sinmediğini,çoğu kez yapımcı baskısı ile oynamak zorunda kaldığını okumuştum.ekonomik sebepler önemli olsa da keşke biraz daha titiz ve seçici davransaymış.kemal sunal isminin de yapımcılar üzerinde bir parça yaptırım gücü olabileceğini düşünüyorum.filmde kahramanımız şaban bu kez çalışmak üzere almanya'ya gider,işçi simsarlarının aracılığı ile gurbetçi vatandaşlarımızın adeta forsa gibi çalıştırıldığı bir fabrikada iş bulur.patronu olacak adam,hitler hayranı,türk düşmanı,despot ancak oldukça komik bir tiptir.gestapo subayı gibi fabrikada türk işçileri denetleyip tepelerinden inmeyen,sürekli "arbeiten,pis turklar" diye ortalıkta dolanan baykal kent'in canlandırdığı tipleme ise patrondan da komiktir.şaban önceleri ezilir,hakaretlere uğrar,aşağılanır.sonraları şeytani zekasını kullanarak sıfırdan zirveye yükselir,bir zamanlar köle gibi çalıştığı fabrikayı ele geçirir.bir nevi "alamanya fatihi" olur.avrupa'da yaşayan gurbetçilerimizin ticari yaşamdaki başarıları önceden beri anlatılagelir ,doğrudur. ancak bu filmde olaylar,öylesine ciddiyetsiz ve "yerseniz artık"pervasızlığı ile önümüze konur ki kemal sunal'a rağmen çekilecek film değildir.asıl önemli olan,batı dünyasına karşı bilinçaltımıza yerleşmiş geleneksel ezikliğimizin,boynu büküklüğümüzün,komplekslerimizin bu filmde de seslendirilen zihniyet aracılığı ile farkına varmadan ortaya çıkması ve kendi kendimizi ele verir tavrımızdır.hem fırsatta bizden üstün olmadıklarını savunur,tarih boyunca özellikle savaş sanatı olmak üzere her alanda öncü olduğumuzu iddia ederiz.sanayi,bilim,teknoloji,sanat,spor vb.alanlarda batıyla halen sürekli bir yarış halindeyizdir ve onlardan aşağı bir yanımız olmadığını kanıtlamaya çalışır bir tavrımız vardır.ancak buna kendimizi bile inandıramayız herhalde ki böyle ucuz şovenizm içeren filmler çeker,eurovision şarkı yarışması'nda aldığımız birinciliği nerdeyse milli bayram ilan edecek kadar önemser,sporda elde ettiğimiz başarılara meydan muharebesi kazanmış ülke efradı gibi seviniriz.baltacı mehmet paşa-katerina ilişkisinden bir erkek olarak kendimize övünç payı çıkarırız.italyan ıvır zıvır bakanı türkiye'yi ziyaret eder,"türkiye'yi pek beğendim,rakı çok güzel,kadınlar pek endamlı" diye beyanat verir,pek hoşumuza gider,gururumuz okşanır.bilmemnerenin 2.sınıf pop yıldızı konsere gelir,acaba ağzından ne çıkacak,türkiye için ne diyecek diye,basın mensuplarımız ağzı açık ayran budalası gibi bekler.velhasıl,bu "gavur" milletini sevmeyiz,bizi azgelişmiş ülke konumunda görmelerini,küçümsemelerini içimize sindiremeyiz.ama diğer yandan da kendimizi beğendirmeye,göze girmeye çalışırız.filmde,sözde türk zekası,çalışkanlığı övülüyor,batı dünyasının mekanik ve ruhsuz toplumsal yapısı eleştirilmek isteniyor ama yapılan sadece içeriksiz ve kuru bir aşağılama.avrupa ve amerikan sinemasında da ülkemizi rencide edici filmler çekiliyor ama onlara cevabı bu tür basit ve aşırılık içeren tepkilerle verdikçe biz komik duruma düşüyoruz.bu zihniyetimiz,herhangi bir sebepten dolayı kızdığımız bir avrupa ülkesini protesto etmek için,o ülkeden ithal edilen kravatları yakıp,domates ve salatalıkları hınçla ayaklar altında ezmek şeklinde de tezahür etmektedir.türk ulusu olarak samimi bir özeleştiri yapmalıyız, kimsenin bizden üstün olmayıp,bizim de kimseden üstün olmadığımızı artık anlamamız gereklidir. batı dünyası ile olan rekabetimiz somut bir platformda cereyan etmelidir.sanayi,teknoloji,bilim,sanat gibi alanlarda yakaladığımız başarı ve ivmeyi,"ulusal zihniyet transformasyonu"ile birleştirebilmeliyiz."http://www.sinematurk.com/'dan alıntıdır.
(swst - 14 Nisan 2013 13:58)
--- spoiler ---almanya'da geçen ama her kemal sunal filmi gibi taşı gediğine koymayı ihmal etmemiş film. şaban türkiye'de babasının adı şaban yıldız olan çocukları arar. çocuklardan birinin adı turgut yıldız'dır. - turgut mu bunun adı? bu isim sakıncalı. + neden?- şimdi almanlar bu bize de pahalılık getirecek deyip kabul etmezler. bu kalsın. geç hadi :)--- spoiler ---
(smax03 - 28 Kasım 2013 21:09)
açık konuşalım, bütün kartal tibet filmlerinde olduğu gibi kemal sunal'ın mundar edildiği filmlerden biridir. çünkü kartal tibet, elindeki oyuncunun popülerliğini sömürmekten başka bir işe yaramayan berbat bir yönetmendir.kemal sunal filmi demek, ertem eğilmez demektir, natuk baytan demektir, özellikle son dönemlerinde zeki ökten demektir.
(nuri - 22 Haziran 2014 21:32)
kendi ülkesinin standartlarının yanına bile yaklaşamayacağı alman sosyal devletini aşağılık bir şekilde dolandırmayı türk'ün kıvrak zekasının bir alameti olarak başarı hanesine kaydedip kutsayan skimsonik bir kemal sunal filmi.
(santa - 23 Aralık 2014 22:10)
ineğe muz (kabuğu) yedirip muzlu süt elde etme gibi yaratıcı uygulamaları görebileceğiniz bir türk filmi.
(boreno telcontar - 19 Şubat 2006 04:31)
Yorum Kaynak Link : gurbetçi şaban