Süre                : 1 Saat 26 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Kasım 1941 Cuma, Yapım Yılı : 1941
Türü                : Komedi,Müzik,Savaş
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal Pictures
Yönetmen       : Arthur Lubin (IMDB)(ekşi), Ralph Ceder (IMDB)
Senarist          : True Boardman (IMDB)(ekşi),Nat Perrin (IMDB)(ekşi),John Grant (IMDB),Edmund L. Hartmann (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Bud Abbott (IMDB)(ekşi), Lou Costello (IMDB)(ekşi), Martha Raye (IMDB)(ekşi), Carol Bruce (IMDB)(ekşi), William Gargan (IMDB)(ekşi), Dick Foran (IMDB)(ekşi), Charles Lang (IMDB), William B. Davidson (IMDB), Truman Bradley (IMDB), Loring Smith (IMDB), William Forrest (IMDB), Freddie Slack (IMDB), The Six Hits (IMDB), Marvin Bailey (IMDB), Richard Crane (IMDB), Harold Daniels (IMDB), Dorothy Darrell (IMDB), Vince Degen (IMDB), Virginia Engels (IMDB), Scott Groves (IMDB), Eddie Hall (IMDB), Earle Hodgins (IMDB), James Horne Jr. (IMDB), Howard Hudson (IMDB), Dorothy L. Jones (IMDB), Charles King Jr. (IMDB), Charles King (IMDB), Doris Lloyd (IMDB), Princess Luana (IMDB), Nelson McDowell (IMDB), Mack McLean (IMDB), William H. O'Brien (IMDB), Gene O'Donnell (IMDB), Regis Parton (IMDB), Frank Penny (IMDB), Jerry Preshaw (IMDB), Marcia Ralston (IMDB), Cyril Ring (IMDB), Paul Scott (IMDB), James Seay (IMDB) >>devamı>>

Keep 'Em Flying (~ Iki Açikgöz Tayyareci) ' Filminin Konusu :
Keep 'Em Flying is a movie starring Bud Abbott, Lou Costello, and Martha Raye. When a barnstorming stunt pilot decides to join the air corps, his two goofball assistants decide to go with him. Since the two are Abbott & Costello,...


  • "(bkz: i wanna know what love is)"
  • "(bkz: caz standartları)"
  • "irit dekel & eldad zitrin yorumu pek bir lezzetlidir; çalınmamış, konuşturulmuş enstrümanlara doyurur. tam olarak şu şekilde"
  • "john martyninde pek güzel seslendirdiği, hayallere daldıran şarkı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir the white stripes sarkısıdır da.

    in some respects
    i suspect you've got a respectable side
    when pushed and pulled and pressured
    you seldom run and hide
    but it's for someone elses benefit
    not for what you wanna do
    until i realize that you've realized
    i'm gonna say these words to you

    you don't know what love is
    you do as you're told
    just as a child at ten might act
    but you're far too old
    you're not hopeless or helpless
    and i hate to sound cold
    but you don't know what love is...
    you just do as you're told

    i can see your man
    cant help but win
    any problems that may arise

    but in his mind there can be no sin
    if you never criticize
    you just keep on repeating
    all those empty "i love you's"
    until you say you deserve better
    i'm gonna lay right into you

    you don't know what love is
    you just do as you're told
    just as a child of ten might act
    but you're far too old
    your not hopeless or helpless
    and i hate to sound cold
    but you don't know what love is
    no you don't know what love is
    no you don't know what love is

    you just do as you're told
    you do as you're told


    (aportionofme - 25 Aralık 2007 12:31)

  • comment image

    raymond carver şiiri. zafer aracagök çevirisiyle:

    "siz aşk nedir bilmezsiniz
    (charles bukowski ile bir gece)

    siz aşk nedir bilmezsiniz dedi bukowski
    ben 51 yaşındayım bir bakın bana
    genç bir güzele aşığım
    kötü saplandım bu işe ama onun hâli de kötü
    fakat olacaksa böyle olsun
    kanlarına siniyorum onların ve kurtulamıyorlar benden
    her şeyi deniyorlar kaçmak için
    ama sonunda hep geri dönüyorlar
    hepsi geri dönmüştür bana yalnız
    gömdüğüm bir tanesi dışında
    ağlamıştıma rdından
    ama kolay ağlardım o zamanlar
    çocuklar sert içkileri yaklaştırmayın yanıma
    acımasız oluyorum o zaman
    burada oturup bütün gece
    bira içebilirim siz hippilerle birlikte
    bu biradan on beş litre içerim ve
    bana mısın demez su gibi gelir bana
    ama bir defa koklatın sert içkileri
    pencereden dışarı atmaya başlarım insanları
    kim olursa olsun fırlatırım dışarı
    bunu yaptım daha önce
    ama siz aşk nedir bilmezsiniz
    bilmezsiniz çünkü hiç âşık olmamışsınızdır
    işte iş bu kadar basit
    genç bir fıstık buldum şimdi öyle güzel ki
    bukowski diyor bana
    bukowski diyor o minicik sesiyle
    bense ne var diyorum
    ama aşk nedir bilmezsiniz siz
    size ne olduğunu anlatıyorum
    ama dinlemiyorsunuz
    aşk buraya kadar gelip kıçınızı dürtse
    bu odada içinizden birinin bile
    ruhu duymaz
    şiir okuma toplantılarının boktan bir şey olduğunu düşünürdüm
    bana bak ben 51 yaşındayım ve çok dolaştım
    boktan diyorsam öyledir
    ama sonra dedim ki kendime bukowski
    aç kalmak daha da boktan
    sonuçta işte burdasın ve hiçbir şey olması gerektiği gibi değil
    o adam neydi adı galway kinnell
    bir dergide resmini gördüm
    yakışıklı bir suratı var
    ama öğretmen
    tanrım düşünebiliyor musunuz
    eyvah sizler de öğretmensiniz
    size de küfrediyor oluyorum o zaman
    hayır o adamın adını hiç duymadım
    ne de ötekinin
    hepsi birer asalak
    belki egom yüzünden artık çok fazla okumuyorum
    ama şu ünleri beş altı kitap üstüne
    kuran insanlar var ya
    hepsi birer asalak
    bukowski diyor bana bu kız
    niçin klasik müzik dinliyorsun bütün gün
    sizi şaşırttım değil mi
    benim gibi ayyaş birisinin
    klasik müzik dinleyeceğini düşünmezdiniz
    brahms rachmaninoff bartok telemann
    kahretsin burada yazamıyorum
    çok fazla sayıda ağaç var burada
    şehirleri severim en uygun yerler benim için
    her sabah koyarım klasik müziğimi
    ve oturup yazı makinemin başına
    bir puro içerim bakın işte böyle
    ve bukowski derim sen ne şanslı bir adamsın
    bukowski bu belaların hepsini atlattın
    ve sen şanslı bir adamsın
    ve mavi duman yayılır masamın üstüne
    ve pencereden dışarı delongpre caddesine bakarım
    ve kaldırımda bir aşağı bir yukarı giden insanları görürüm
    ve puroyu şöyle içime çeker
    ve sonra şöyle küllüğün içine bırakırım
    ve derin bir nefes alır
    ve yazmaya başlarım
    bukowski işte yaşam budur derim kendime
    yoksul olmak iyidir basur olmak iyidir
    aşık olmak iyidir
    ama siz nasıl bir şey olduğunu bilmezsiniz
    aşık olmak nasıl bir şeydir bilmezsiniz
    sevgilimi görseydiniz ne dediğimi anlardınız
    buraya gelince baştan çıkacağımı düşündü
    tam böyle olacağını bildi
    böyle olacağını bana söylemişti
    allah kahretsin ben 51 yaşındayım o ise 25'inde
    birbirimize aşığız ve o beni kıskanıyor
    tanrım bu güzel bir şey
    buraya gelip baştan çıkarsam gözlerimi oyacağını söylemişti
    alın işte aşk sizlere
    içinizden hangisi bilir böyle bir şeyi
    sizlere bir şey söyleyeyim
    öyle adamlarla tanıştım ki hapishanede
    üniversitelere ve şiir toplantılarına giden
    insanlardan çok daha fazla yol yordam bilen insanlardı
    kanemicilerdir onlar bütün görmek istedikleri
    şairin çorapları kirli midir acaba
    ya da koltukaltları kokuyor mudur
    üzülmesinler düş kırıklığına uğratmayacağım onları
    ama sizden şunu hatırlamanızı istiyorum
    bu odada yalnız bir tane şair var bu gece
    belki de bu ülkede yalnız bir tane şair var bu gece
    o da benim
    içinizden kim biliyor yaşamı
    içinizde kim biliyor herhangi bir şeyi
    hangi biriniz hayatta işten kovuldu
    ya da sevgilisine dayak attı
    ya da sevgilisinden dayak yedi
    beş defa kovuldum ben sears and roebuck'tan
    kovmuşlar tekrar kovmuşlardı beni
    35 yaşındayken tezgahtarlık yapıyordum onlara
    sonra kurabiye çalarken yakalandım
    ben nasıl olduğunu bilirim çünkü oralardan geliyorum
    51 yaşındayım ve aşığım
    şu gencecik güzel şey diyor ki bana
    bukowski
    ve ben ne var diyorum o ise
    sen pisliğin tekisin diyor bana
    ve ben bebeğim beni anlıyorsun diyorum
    bu dünyadaki tek güzel şey o
    kadın ya da erkek bu tür hareketine
    katlanacağım tek kimse
    ama siz aşk nedir bilmezsiniz
    hepsi geri döner bana sonunda
    her biri geri döner
    yalnız o sözünü ettiğim bir tanesi
    hani o toprağa vermiş olduğum dışında
    yedi yıl birlikte yaşamıştık
    çok içerdik
    bir avuç memur görüyorum ben bu odada
    şair filan yok aranızda
    hiç şaşırmadım bu işe
    şiir yazmak için âşık olmanız gerekirdi
    ve siz aşık olmak nedir bilmiyorsunuz ki
    sizin derdiniz bu
    şu ağır içkiden verin biraz bana
    tamam buz istemem güzel
    güzel işte çok güzel böyle
    haydi bakalım gösteriye başlayalım
    ne dediğimi hatırlıyorum ama bir tek atacağım yalnızca
    ne de güzel tadı var şu meredin
    haydi uzatmadan bitirelim bu işi
    yalnız bundan sonra kimse durmasın
    açık pencerelerin yanında"

    şiir ayrıca, carver şiirlerinden oluşan bir seçkiye adını verdi:

    http://www.idefix.com/…asp?sid=bzf09754g7wucsl1cqc7


    (raskolouse - 19 Mayıs 2015 11:58)

  • comment image

    belki de chet baker'ın bununla hiçbir ilgisi yoktu.

    4 saat boyunca akciğer ödeminde olan hastanın başındaydım bu gece. 4 saat hayatta tutmaya çalıştık zavallıyı. kardiyolog da değiliz. hoş, bugünkü kardiyoloğumuz da kardiyolog değildi bugün. ne acı tesadüf. genel cerrahide yatan bir akciğer ödemi hastası gibi acı tesadüf. kötü kader.

    neyse herkes uyurken kaybettik hastayı. kızı da uyuyordu. uyandırdık annen öldü dedik. sonra yatmaya gittik. sikik asistan odasına geçtim, alarma 2,5 saat var. uyuyabilir miyim? sikmişim uykusunu. aç bir müzik dinle. ne dinleyeyim? chet baker. ulan sivas'ta, ramazan'ın tam ortasında, sabaha karşı 4 buçukta chet baker olur mu? olur, oldu işte. loop'a aldım, sayacı da 12 dakikaya kurdum, dinliyorum işte.

    şimdi şu anda memeleri çiçek kokan, geceliği sıyrılmış, üstü hafifçe açılmış, alev gibi yanan bir kadının yanında uyumak vardı. elimi iki memesinin arasına sokup uyumak. boynunu, ensesini koklamak öpmek...

    benim gerçeğim ise, kimbilir kaç insanın öldüğü, kaç insanın kıstuğu işediği bir yatakta uyku dilenmek. gelsin de 2 saat uyuyayım...

    ulan ne şarkı be.

    uykusuzluğumla yüzleştim chet amca. sonuç bu.


    (de nada - 13 Haziran 2016 04:45)

  • comment image

    şarkılarda gerçekçilik aradığım zaman dönüp dönüp dinlediğim şarkılardan biri. bazı parçalar vardır, üfürüktendir, bilirsiniz ama gene de seversiniz. bazıları vardır, sanki üstünde biraz daha çalışılsa şiire dönüşecektir gece 12de. bu ikisinin arasında bir şarkı işte, çoğu güzel şarkı gibi...


    (dutagaci - 8 Ekim 2005 02:50)

Yorum Kaynak Link : you don't know what love is