jeremy irons ve cronenberg'in, dead ringers'dan önceki dansıdır.

(elv - 6 Mayıs 2007 04:37)

filmi sinema tarihinde yer etmiştir .. j.irons aktörlüğün bokunu çıkarmıştır .. bu kadar iyi olur

(replay - 9 Mart 2000 02:07)

(bkz: ba wang bie ji)
(bkz: mei lanfang)

(satine - 2 Haziran 2009 00:33)

yıllar önce tvde izlediğim, zaman geçip de aklım kemale daha bir erince kafamda kalan kırıntılarına gittikçe daha çok hayran olduğum film.yeniden izleyesim var, sindire sindire ama filmi bulmak ne mümkün.

(piecesofchuichui - 3 Haziran 2009 10:28)

bu filmin en büyük talihsizliği, neil jordan'ın aynı sene en iyi senaryo dalında oscar'a layık görülen the crying game filmiyle kıyaslanma durumuna düşmesiydi. iki filmin hikayeleri birbirine gerçekten benziyordu; bir erkek kadın olduğunu sandığı başka bir erkekle duygusal bir ilişkiye girer ve sonra onun sandığı gibi kadın olmadığını öğrenir. the crying game'in başarısı, en başından beriizleyicinin de kadın zannettiği bir karakterin gerçek cinsel kimliğinin açıklanmasının yarattığı şok değeriydi. izleyici sempati duyduğu ve özdeşleştiği erkek kahraman ile mutlu bir ilişkiye girmesini arzuladığı ufak tefek kızın penisini görünce adeta beyninden vurulmuşa dönüyordu! yani bütün mesele kadın rolünü oynayan jaye davison'ın gerçekten de dişi bir görünüme sahip olmasıydı. cronenberg ise, m. butterfly'da jeremy irons'un kadın zannedeceği çinli opera şarkıcısı rolünü pek de dişi görünmeyen, üstelik jaye davidson'a kıyasla sinema izleyicilerinin pek çok filmden zaten iyi tanıdığı john lone'a verdi.

bu durum m. butterfly'ı, the crying game'e göre başarısız bir film yapmaya yetti; fakat the fly ve dead ringers'taki gibi arada önemli bir nokta yine kaynadı: cronenberg zaten çinli opera şarkıcısının tamamen kadınsı görünmesini istememişti! çünkü hikayesinde kurmaya çalıştığı ifade, gallimard'ın, song'un ve belki de kendisinin cinsel kimliği konusunda karmaşaya düşmesi ve bir dönüşüm yaşamasıydı. song'un erkeğe benziyor olması da, izleyicinin gallimard'ın gerçekten ne düşündüğünü anlayamamasına ve film boyunca cinsel kimlik ve beden üzerine bir seri soruyu kendi kendisine sormaya itiyordu. sonuçta film, cronenberg'in istediği felsefi derinliği yarattı; ama şok değerini önemseyen popüler sinema izleyicisi bu sefer m. butterfly'da beğenebileceği bir taraf bulamadı. özellikle gallimard ve song'un seviştiği sahneler çok rahatsız edici ve itici bulundu. çünkü; iki erkek resmen sevişiyordu! ayrıca gallimard'ın bu işi, song'u hala kadın sanarak nasıl yaptığı da meçhuldü.

(lali berte - 2 Kasım 2009 01:50)

gallimard: pekin operası’nda neden kadın rollerini erkekler oynar?
song liling: bir erkeğin ne görmek istediğini en iyi bir erkek bildiği için.

(cirquedusoleil - 26 Kasım 2002 12:36)

aşkın cinsiyetten bağımsız olduğu konusu ise film özelinde biraz karışık: çünkü rene karşısındakine "kadın" olduğu için aşık oluyor.. eşcinsel olduğuna dair tek bir donemiz yok.. "kadın" sandığı, bekaretini "aldığı, çocuk sahibi bile olduğu kadının erkek olduğunu öğrendiğinde sevgisini sürdürebilmesi konusu (genel anlamıyla) cinsiyetten bağımsız değil.. çünkü rene gerçek-sono'ya değil, kadın-sono'ya aşık olmayı sürdürüyor..
(http://yucitek.blogspot.com/…11/11/m-butterfly.html)

(ug tek - 20 Kasım 2011 19:26)

bu filmin gercek bir olaydan alindigini ve filme konu olan diplomatin su anda istanbul'da yasadigini duydum bir arkadasimdan...oha oha, adam nasil anlamamis karsisindaki kisinin erkek oldugunu dedigimde de o senaristin-yonetmenin yorumu, tabi ki de bilmedigi bir sey degilmis ve diplomat da zaten gay dedi. cok fena keklenmis de olabilirim tabi, bilemiyorum...

(grizabella - 13 Kasım 2003 14:45)

bilmeyenlerin sürekli madame butterfly diye dillendirdiği filmdir... hayır abicim o m. monsieur yani mösyö zaten filmde kadın sandığın herifti dersin ama bir türlü ikna edemezsin... bok ye deyip yürüyün kısaca...

*ille de jeremy irons...

(bkz: monsieur butterfly)

(deadbaykus - 14 Nisan 2014 00:12)

namusumla para verip orjinal dvd'sini almak istediğim ve fakat bulamadığım şahane film. teselli niyetine artık internet alemlerinde alt yazılı görüntü kalitesi iyi bir versiyonu bulunabilmektedir. kitabı da can yayınlarından çıkmıştır.

filmin adı madame ya da monşer değil sadece m.butterfly'dır. oradaki m. her türlü yoruma açıktır.

(machakizi - 27 Ağustos 2014 20:48)

kimse de sormuyor ki ulan nasıl oldu da hamile kaldın ve çocuk doğurdun? çocuk sahibi olacağına adamı nasıl ikna ettin.

mantıksızlık zirvesi.

(lizarazu - 8 Ocak 2015 10:48)

jeremy irons tiyatroda izledigi çıtı pıtı m butterfly'a aşık olur, karısını terkeder ona gider, birlikte seviyeli bi ilişkileri ve hatta çekik gözlü sarışın bir çocukları bile olur (masucuktan tabii); taa ki: pekin tiyatrosunda tüm kadın rollerini erkeklerin, erkek rollerini ise kadınların oynadığını öğrenene kadar... nitekim film gerçek bir öyküden uyarlamadır ve gerçek jeremy irons yaşamını homoseksüel olarak sürdürmektedir.

(jeordie - 5 Temmuz 2001 00:07)

sevgilim oys'de ter dokerken emek sinemasinda gernese gernese izledigim film. sinavini sormadan filmi anlatmaya basladigim icin acayip bozulmustu, ama degerdi dogrusu.

(aquanaut - 23 Kasım 2004 05:36)

esasen bir tiyatro oyunudur ve yazari david hanry hwang'dir. batinin doğuya bakişini çok enteresan bir şekilde yorumlamiştir.

(kaktus - 2 Mayıs 2005 12:15)

oyun metnini can yayinlari'nin çağdaş drama dizisinde bulmak mümkündür ancak filmin dvd sini bulmak nedense namümkündür

(kaktus - 2 Mayıs 2005 12:16)

1989-90 gibi bir yilda turkiye'de oynamis olan oyun. geysa rolundeki adam sonlara dogru anadan dogma kaliyordu erkek oldugunu gostermek icin. arka siradaki iki kadin "aaaaa rezaleeet" diye bagirmisti, sanirim oyuncular bu tepkiye alisik olduklarindan istiflerini bozmamisti.

(vinyl - 2 Mayıs 2005 12:35)

istanbul şehir tiyatroları'nın ali taygun rejisiyle sahnelediği oyun. yazarın m harfi ile yaptığı belirsizliğe göndermeyi doğru anlayamamış ve oyunu mösyö butterfly adıyla sahnelemişlerdir.

(kaktus - 9 Haziran 2005 09:30)

aşka dair bir fim. aşk hakkında bir film. ama tam anlamıyla cinsellik olmadan; paylaşımlarla, duygularla, yaşanılanlarla, doğunun mistisizmi ile harmanlanan bir aşk. daha filmin ilk sahnelerinden birinde "you made me see the beauty of the story, of her death. it's, it's pure sacrifice. he's not worthy of it, but what can she do? she loves him so much. it's very beautiful." diyerek, izleyenlerin içini titretecek olan son sahnenin ipucunu vermiş olur jeremy irons. fedakarlıktır; çünkü yaptığı. karşısındaki insan buna değmese bile o, aşkını safça yaşamıştır, sevdiği için elinden gelen her şeyi yapmıştır. cinsellikten kendi kriterlerinde vazgeçerek ve gerekirse kendi ülkesine ihanet ederek. bir erkeğin ne istediğini gerçekten en iyi şekilde başka bir erkeğin bilebileceğini tekrardan kanıtlamıştır. mutlaka izlenmesi gerekilen bir film.

(pumuckl - 27 Ocak 2006 04:54)

bülent somayın dünkü gender dersinde değindiği inanılmaz film. filme de jeremy ironsun oyunculuguna da laf yok kuşkusuz.. gerçek hayattan alınan bir hikayesi olan filmin ana karakterlerinden biri ( she - man olan ) bütün olaylardan sonra istanbula gelip 1980lere kadar burada yaşamını sürdürmüş. bülent somay merak edenlere adamın evini gösterebilecegini söyledi ( taksim civarındaymış ). hatta kendisi de bu zatın bir kaç arkadaşıyla hala görüşüyormuş..

(pharaoh - 6 Mayıs 2006 17:49)

david cronenberg'in çektiği bir güzel, cici aşk filmidir, bi diplomat wardır, bi de opera şarkısıcı, bunnar birbirini deliler gibi severler, mesela biri sıçar diğeri sıwar, oysa bu olayın çin'de geçmesini engelleyemez... jeremy irons'un filmde başrolde olduğunu da buralara bi yere sıkıştırırsam güzel olur. çinli karılar da süt gibiydi süt...

(cyrano - 2 Şubat 2000 00:32)