Süre                : 1 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Nisan 1999 Çarşamba, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Korku,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Ülke                : Kanada,İngiltere
Yapımcı          :  Dimension Films , Alliance Atlantis Communications , Canadian Television Fund
Yönetmen       : David Cronenberg (IMDB)(ekşi)
Senarist          : David Cronenberg (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jennifer Jason Leigh (IMDB)(ekşi), Jude Law (IMDB), Ian Holm (IMDB)(ekşi), Willem Dafoe (IMDB)(ekşi), Don McKellar (IMDB)(ekşi), Callum Keith Rennie (IMDB)(ekşi), Christopher Eccleston (IMDB)(ekşi), Sarah Polley (IMDB)(ekşi), Kris Lemche (IMDB), Vik Sahay (IMDB), Stephanie Belding (IMDB)

eXistenZ (~ Varolus) ' Filminin Konusu :
En popüler oyunları piyasaya süren Antenna Research şirketi, büyük bir ses getireceğini inandığı yeni oyununu onun yaratıcısı ve birkaç üyesi ile denemek için biraraya gelirler. Bu grup arasında en heyecanlı olan oyunun esas yaratıcısı, akıllı ve seksi Allegra Geller (Jennifer Jason Leigh)'dır. Bir yandan oyundaki yenilikleri keşfederken bir yandan da en çılgın fantezileri ve gerçek arasındaki çizgiyi sonsuza dek yok edecek maceraya hazırdırlar. Existenz'ı gerçeğe bu kadar yakın kılan şey, bağlantılarının oyuncuların sinir sistemine direk olarak bağlanmasıdır. İnsanın omuriliğinden açılan bir delik ile bağlanan oyunun, oyuncuların hatıralarına, duygularına ve korkularına giriş hakkı vardır. Sonunda büyük an gelir, sabırsız oyuncular hayatlarını en büyük macerasına doğru yola çıkarlar. Fakat bir anda oyun karşıtı bir protestocu silahını çıkarır ve bağırır 'eXistenZ'a ölüm, Allegra Geller'a ölüm!'. Ateş eder ve oyunun yaratıcısını yaralar.


  • "cronenberg'in, "neyiz ve nerelerdeyiz" diye sordurtarak, david lynch çizgisine yaklaştığı film."
  • "inception'ın önceden yapılanıdır. are we still in the game?"
  • "matrix'te neo, trinity'nin portuna dil atmadı. atsaydı her şey çok farklı olabilirdi, ama atmadı. bu filmin değerlendiği nokta tam da burası işte."
  • "kurbagalardan nasil playstation yapildigini anlatan bir belgesel film."
  • "zamanlama açısından matrixle aynı zamanda vizyona girmesinden dolayı büyük problem yaşamış, incelenmesi gereken film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    amfibilerin birer joysticke dönüştüğü, sanal ile gerçeğin arasında çizginin kaybolduğu adventure oyunlarının hüküm sürdüğü bir zaman diliminde geçen, doksanların en anlaşılamamış cronenberg filmi. crash ile kıyaslandığı kadar, videodrome'la da, naked lunch'la da kıyaslanması gerektiğini düşünmekteyim. sonuçta görüyoruz ki cronenberg'in virtual reality kavramı yine kendi terimi olan "new flesh"ten çok da uzakta değilmiş. mekanik kablolar ile insan etinin içiçe geçtiği bir hikaye bu da. üstelik sadece fiziksel değil genetik olarak da entegrasyon söz konusu. oyunların yapımı sırasında gerçekliğin had safhaya çıkabilmesi için insan dnası kullanılması çok zekice.
    sabaha karşı bir battaniyenin altında kaçımak bakışlarla izlendiğinde daha da etkili oluyor üstelik. jennifer jason leigh'in psikopat tavırları mı, sahnelerin sadeliği mi, cronenberg'in her seferinde şok etmeyi başaran şiddet kullanımı mı bilmiyorum beni bu kadar etkileyen. ama film bittiğinde kafamda oluşan yegane soru gerçekten de hangi tarafta olmanın daha güzel olacağı idi. crash'i izlerken insanın yaşadığı o yabancılaşma hissine karşı sempati duyması mümkünse, existenz'deki olayların arkasında durmak da mümkün. sonuçta sanal olanın her zaman aşağılandığı bir gerçeklikte, gerçek olduğunu düşündüğümüz hayatı bırakıp sanal olana tutunmanın verdiği zarar nerede? ne de olsa sanal olanın kendi başına ayrı bir gerçeklik yaratamayacağını da ispatlayamıyoruz.
    üstelik ghost in the shell sanal konjugasyon kavramını ortaya attığından beri hiçbir şey eskisi gibi değil.


    (je androcoen - 30 Aralık 2006 05:28)

  • comment image

    "hey, tell me the truth. are we still in the game?"

    simdiye kadar izledigim en iyi filmlerden biri. en az 3 kere izlenmesi gerekor kanimca.
    cok guzel bi kurguya sahip, zeka pariltilariyla dolu. bunun light'i icin (bkz: matrix).


    (rdmsqt - 1 Mayıs 2002 00:07)

  • comment image

    adam super bi film çekmiş. küçüklüğünden beri adventure oynamış sanki. çok iyi bir gözlem yeteneği, akıllıca hazırlanmış cinsel göndermeler, gerçekle gerçek dışı arasındaki yanılgıyı da başarıyla işlemiş diyebilirim. özellikle tabanca ve plug kavramı hoşuma gitmişti.


    (tahinpekmez - 1 Mayıs 2002 16:58)

  • comment image

    --- spoiler ---
    bu filmde kabul edemediğim bir mantıksızlık/tutarsızlık vardır ki o da existenz içinde oyun satan (bizim oğlan ve kıza mikro pod veren) adamın nasıl olup da oyuna ait keyword ya da ismi söylenmedikçe game loop'a girip npc gibi bilinçsiz şekilde ayakta uyuduğudur. o da sonuçta oyuncu değil mi? filmde esas kız ve oğlan haricinde bütün oyun karakterleri npc gibi freewill'leri olmayan mal ve basit bir görüntü çiziyorlar. cidden twist hadisesini görüp esas olayı anladığınız anda bu sahneler şüphe uyandırıyor. görsel olarak da (bol bol sürüngen organıgöstermesi haricinde) kayda değer bir görseli yok.. neticede adventure/rpg sevenler için güzel fikir ama vasat bir uygulama..
    ---
    spoiler ---


    (sir gawain - 18 Ağustos 2008 11:34)

  • comment image

    henüz gerçekleşmeyen ve daha belki de yıllarca gerçekleşmeyecek olan "arayüzün bitişi"ni (bu filmde arayüz insan beynidir, ne bir monitör ne de üç boyutlu bir görüntü birimi) kafamıza çok önce sokan film. o zamanden beri bekler dururum ne zaman omuriliğe bağlayabileceğimiz konsollar çıkacak diye. ama önce biyolojik donanımları üretmemiz gerekiyordu di mi. daha çok var .(


    (firacos - 13 Ağustos 2009 15:32)

  • comment image

    birkaç yıl uyuyayım hem daha dinç kalkarım hem sinema falan da biraz olsun ilerler diye 2008 yılında derin bir uykuya yatmıştım. iki hafta önce uyandım. etrafta bir telaş bir telaş... "abi insepşın var hemen izle", "kimsenin aklına gelmeyecek şeyi yapmış abi sakın kaçırma", "sinemanın dahi çocuğu christopher beynimizi amcıklattı" falan filan.

    oturdum izledim ve sonuç olarak christopher ibnesi sen haksızsın. david cronenberg'in yerinde olsam seni böyle süper fikri çalıp sik gibi film yaptığın için mahkemelerde süründürürdüm.

    ne demek istediğimizi açıklayalım. ancak hem inception hem existenz için ağır spoiler içerir;

    existenz isimli filme baktığımızda olay bir oyuna birden çok kişinin bağlanması ile başlıyor. ancak normal bir oyun değil bu. kişinin tüm bilinciyle oynadığı süper gerçekçi bir oyun. ve bu oyunun gidişatını oyuncuların ruh halleri, düşünceleri, bilinç altları belirliyor. oyunda bir süre kaldıktan sonra oyuncuların gerçeklik duygusu yok oluyor ve oyunda mı gerçek hayatta mı olduklarını unutuyorlar. ayrıca oyun içerisinde oyuna bağlanabiliyorlar ve her bağlandıkları oyunda süre daha da uzuyor. yani 2 saat oynadıkları oyun onlara bir hafta gibi geliyor.

    şimdi üstte yazdığım paragrafı alın existenz kısmını inception; oyun kısmını uyku yapın ve bana inception filminin senaryosundan nasıl bir farkı var söyleyin.


    (violent - 28 Şubat 2011 11:26)

  • comment image

    oldukça ilginç bir film. filmi olabildiğince zamanın şartları içeresinde değerlendirmek ve sonrasında çekilen filmler ile kıyaslamak istedim.

    --- spoiler ---

    -bilim kurgu olmasına rağmen çin restoranında geçen yemek sahnesi inanımaz derecede iğrenç boyutta. hala tavuk yiyemiyorum.
    -arkadaş ben sonu olmayan filmleri sevmiyorum, sevemiyorum. belli ediver işte...
    -bizim türk insanı kesinlikle o 3üncü deliği kullanırdı.
    -bana inanılmaz derecede inception'ı hatırlattı. malum katmanlar falan...

    ---
    spoiler ---


    (sibrizzio - 8 Mart 2011 15:18)

  • comment image

    ted'in allegra'nın bioportunu dillediği sahne inanılmaz erotik ve fetişist..

    existenz, makineyle insanın iç içe geçtiği bir singularity evreninde değil, muhtemelen ondan bir önceki dönem olacak makine-insan birleşimi hakkında öngörülerde bulunuyor.. savaş da bu yüzden çıkıyor zaten: bir sonraki evreye geçip makinelerle bilincimizi bütünleştirmek mi, yoksa "bu" şekilde kalmak mı?? sonraki dönem üzerine birçok eser bulmak mümkün, ancak existenz, öncesine odaklanarak geçişin o kadar da kolay olmayacağını imliyor.. bu yönüyle aslında benzerlerinden son derece ayrıksı bir noktada duran bir film existenz: zira örneğin bir matrix gibi apokaliptik siber dünyada geçen filmlerde bu geçiş "zaten" yaşanmıştır, isyan bu geçişten sonra çıkmıştır..
    (http://yucitek.blogspot.com/2011/12/existenz.html)


    (ug tek - 28 Aralık 2011 20:27)

  • comment image

    günümüz insanlarının teknoloji bağımlılığı nereye doğru gidiyor? sorusuna verilecek en güzel cevabı bünyesinde barındıran başarılı bir cronenberg filmi.

    batman filmindeki kötü karakterle kendini özdeşleştirip dehşet saçan psikopat gibi internet, playstation oyunlarındaki karakterle kendini özdeşleştiren kişiler de mevcuttur kesin bir yerlerde. bu yüzden filmdeki anlatılanlar yakın bir zamanda gerçek olursa hiç sasırmam.


    (forever cranberries - 3 Eylül 2012 19:41)

  • comment image

    bir yıllık aralıklarla düzenli olarak izlediğim bu ilginç, zihin açıcı filmin adını istisnasız her defasında unuturum. ve şu aşağıdaki quote'u google efendiye girerek ve buradan hareketle arşivime dönerim.

    --- spoiler ---
    death to the demon ted pikul! have ı won? have ı won the game? have ı won?
    ---
    spoiler ---


    (earth linger - 13 Aralık 2012 00:19)

  • comment image

    jean baudrillardin simulacra and simulationadli kitabinda anlattigi hyperreality kavramiyla ortusen film. buna gore eger bir gerceklik platformu (sanal, anal vb hic farketmes) digerinin varligini reddediyorsa bu hyper-realitydir.filmde gercek dunyadaki bilincalti, oyunda gercek bilincle yer degistirmektedir.tipki bizim bilinc altimizi reddetmemiz gibi, oyun da bilinci unutturur oynayana.filmdeki erotik sahneler yonetmenin porno merakindan degil bu bilincaltinin aciga cikmasini belirtmek amaciyla yer bulmustur kendine.
    hersey bir yana yonetmen yasattigi izleyici deneyimiyle de filmde anlatmaya calistigi bakis acisini birebir yasatmaktadir.bu nedenle film doku olarak oldukca yapay durmaktadir.dusuk butceli bir yapim olmadigini kadrosuyla kanitlamistir.


    (juice - 4 Ağustos 2003 00:05)

  • comment image

    zamanlama açısından matrixle aynı zamanda vizyona girmesinden dolayı büyük problem yaşamış, incelenmesi gereken film.


    (mortradamus - 29 Kasım 2003 23:22)

  • comment image

    "...
    - walk to chinese
    - talk to waiter
    - eat special food
    - use bone on bone
    - use pistol on waiter
    ..."
    seklinde bir walkthrough'ya sahip adventure filmi, "hepimiz oyunun icinde miyiz?" sorgusu.

    biraz daha derinlemesine incelersek:
    cronenberg'in en iyi oyun tasarimcisini oldurme istegini disavurumu; lakin nietzsche'ye gore bunun icin gec kaldi, bana gore ise hicbir zaman boyle bir sansi olmadi.

    son soz guybrush threepwood'dan gelsin: "have you ever thought that we are all characters in a novel?"


    (madaque - 4 Şubat 2004 03:32)

  • comment image

    'god is the mechanic' tanimlamasiyla beni eglendiren, cronenberg'in en onemli filmlerinden biri. filmi tanimlayabilecek en iyi tanim 'reality inside a reality inside a reality inside a reality inside a reality ... ' olsa gerek, ya da' game inside a game inside a game inside a ...' bu noktada o ic ice gecen cok unlu rus oyuncak bebekleriyle benzetme yapilir film icin; icinde bulundugumuz noktada hangi gerceklik duzeyinde yer almaktayiz? icinde bulundugumuz ve bizim gercek olarak algiladigimiz gercekligin otesinde baska bir gerceklik var midir? eger varsa hangi gerceklik duzeyi aslinda gercektir? gercekte gercekten bir gerceklik gerekir mi? (bu sonuncusunu ben uydurdum, hosuma gitti "ger.." ile cumle yapmak).

    aslinda existenz, varolusculuk felsefesinin agirlikla islendigi postmodern bir filmdir (ne yazik ki film haksiz olarak matrix'le karsilastirilmaktadir. matrix, dini motiflerle felsefi temalari, buyuk butceli, high speed action filmi bunyesinde birlestirmis, virtual reality'yi tema edinmis, special fx manyagi bir filmden ote bir sey degilken, existenz gerceklige iliskin derin konulari degisik ve sade bir bicimde sorgulayan bir filmdir). filmde schoppenhauer (world is will and representation, created with a huge human condition) ve heidegger'in fikirlerine (the vital fact that human beings truly exist, in the fullest sense, only when being-there for them-selves) siklikla gondermeler yapilir. filmde oyunu oynayan karakterler 'oyunu oynamayi' secmislerdir. baudrillard'in simulasyon teorisi de yankilanir film boyunca (hyperreality is more real than reality). ayrica organik bir teknolojinin insan vucudu ile metamorfozu, tipik bir cronenberg ogesi olsa da marshall mcluhan'a gonderme gibidir (computers are extension of human consciousness).

    filmin gorsel yapisi bildik cronenberg ozelliklerini gosterir. yonetmenin 50'li yillarin sinematografisine tutkusu butun film boyunca barizce bellidir. hikaye yakin bir gelecekte gecmesine ragmen yaratilan dunya gecmisten izler tasir. bu gorsel ozellik de yapay bir duygu birakir seyircide ki filmin butun konusu yapay bir virtual oyun!

    [edit 1: filmin gorsel olarak en ilginc yanlarindan biri de filmdeki herseyin genel* olmasi, ozele* yonelik bir sey yok. bir motel "motel" diye adlandiriliyor, cin restauranti "china restaurant" diye, garaj "garaj", fabrika da "fabrika" diye. oyuncularin giysileri vs bile bu bakimdan cok sade. kullandiklari saat, kolye gibi aksesuarlari, giysilerinin desenleri falan yok. bu sade dunya, video oyunlarinin gercekligi ancak sinirli olcude sembolize edebilmesinden dolayi bilgisayar oyunu gercekligine atifmis.]

    filmin basinda, daha ilk existenz oyununa baslanirken oyunu oynayan grup 12 kisidir. bazi elestirmenler bunu isa ve 12 havari'ye atif olarak yorumlamislarsa da cronenberg sadece bir rastlanti oldugunu soylemistir.
    film, tipik cronenberg usulu gorsel bir ziyafet sunar ama bazi yonleri gercekten ilginctir (computer virus kavrami bu kadar ilginc bir sekilde gorsel hala getirilebilir herhalde...) ayrica filmin baslangic jenerigi de dikkat cekici; organik bir eko-sistem havasi yaratan sahneler, hypnotic bir soundtrack esliginde seyirciyi ruyavari bir dunyaya davet eder (filmin butun konusu da bir hayalden/virtual reality'den ibaret degil mi zaten. jenerikteki sahneler bana her nedense yilan derisini animsatmaktadir, bilmem neden, belki yaratilisla ilgili cagrisimlardan olsa gerek).

    filmin adi bilindigi gibi buyuk harfle yazilmis x ve z yi icerir. bu iki harf arasinda kalan -isten- kelimesi macarca'da tanri manasina geliyor(mus. filmin produktorlugunu de iki macarin ustlendigini hatirlatayim bu arada).

    [edit 2: bu tanri ve yaratici konusuna atif bosu bosuna degil. filmin dvd aciklamasina gore cronenberg, bir sanatcinin/artistin yaraticilik ve yaratma konusundaki rolunu, yarattigi eserle arasindaki iliskiyi de sorgulamaktaymis existenz ile. bilgisayar oyunu programcisi rolu ile allegra geller bu sanatci/yaratici rolunde. gercekten filmi dikkatli izleyince bu karakterin -filmin son sahnesine kadar- icinde bulundugu ortamla iliskisi, bir artistin kendi yarattigi eserle arasindaki iliskiye, beklentilerine cok uyum gosteriyor. ama bu cok ince bir detay, hemen ilk basta gozlemlemek zor. bu da filmin -cronenberg'in deyimiyle- cok layer*li olmasindan sanirim. ayrica bu yaratici (tanri?) rolune uygun olarak bir kadinin uygun gorulmesi de cok ilginc. bu sadece kadinlarin sahip oldugu yaratma*gucuyle alakali degil, kadin olarak sahip olduklari cekicilik, cazibe, ayartma ile ilgili. cronenberg'e gore her artist/yaratici yarattigi eser ile baskalarini bastan cikarmayi, cezbetmeyi, etkilemeyi amaclar. bu role en uygun karakter bir kadin disinda ne olabilir?]

    [edit 3: (vallahi bu son edit!) filmde ilk oynanan oyun yani existenz ile son oynanan oyun transendenz arasindaki iliski, hem felsefi hem de sosyal bir icerik tasiyor. soyle ki; filmin alt temalarindan olan radikallik (fundamentalizm -unutmayin ki bir fetva, olum emri butun film boyunca hakim) dini, siyasi inanislarla direkt alakali bir terimdir. (o kadar detay anlattik bir spoilerdan daha zarar gelmez herhalde) filmin dedigimiz gibi icice girmis belli katmanlari vardir, aslinda 4 level bir oyun gordugumuz (bilgisayar oyunuya, level dedik):

    1) filmin kendisi, existenz oyunu
    2) motel odasinda oynanan existenz oyunu, miniexistenz diyorum ben
    3) bu oyun icersinde oynanan, cin restauranti sahnesinin oynandigi mikroexistenz oyunu
    4) son level transendenz

    aslinda tersten bakinca: transendenz > existenz > miniexistenz > mikro existenz ...

    virtual reality'nin bir din (inanis/yasam bicimi) yerini alabilecegi gorusuyle, bir ust level olarak existenz sonrasi transendenz bu dini katman'a yakinlasmayi simgeliyor.]

    kucuk bir not: motel odasindaki sahnede, masada duran paketin uzerindeki perky pat logosu philip k dick'in 'alternate realities' konusunu isledigi kisa bir hikayesine (the days of perky pat) gondermedir.


    (mistaken identity - 27 Temmuz 2004 01:54)

Yorum Kaynak Link : existenz